tatil-sepeti

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı İbrahim Erden, Türkiye'nin rüzgar enerjisi sanayisinin diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına göre en endüstrileşmiş sektör olduğunu belirterek, "Çin'de yoğunlaşmış rüzgar enerjisi tedarik zincirinin Kovid-19 sonrası dönemde Türkiye'ye yönlendirilmesi konusunda batılı sektör devlerinin düşünceleri var. Operasyonlarını Türkiye'ye kaydırmak istiyorlar." dedi.

Erden, TÜREB Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında, rüzgar sektöründe faaliyet gösteren büyük ölçekli birçok firmanın salgın döneminde artan maliyetler sebebiyle Çin'den tamamen bağımsız olmasa bile tedarik zincirini çeşitlendirmek ve salgın döneminde yaşanan riskleri minimize etmek isteğini söyledi.

TÜREB olarak krizi fırsata çevirmek adına rüzgar enerjisi endüstrisine yönelik bir yol haritası belirlendiğini dile getiren Erden, rüzgarda kapasite arzının artırılması ve sanayide derinleşmede iki ana hedefleri bulunduğunu, Bilbao'da düzenlenen rüzgar kongresinde ve heyetler arası görüşmelerde bunun ilk adımlarını attık ve bazı kararlar aldıklarını belirtti.

Erden, "İzmir'de 6-7 sanayi tesisimize bakanlıklar, ilgili kurum ve kuruluşlarla bir teknik gezi düzenleyeceğiz. Hamburg'ta düzenlenecek rüzgar enerjisi toplantısına katılacağız. Tedarik zincirinin Türkiye'ye kaydırılması amacıyla Hamburg'ta benzer görüşmelerin fazlasını ana komponent üreticileriyle yapmayı amaçlıyoruz. Ayrıca Türkiye'nin rüzgar enerjisi sanayisi alt yapısının tanıtılmasına yönelik etkinlik yapmayı ve bu yılın sonuna doğru da İzmir'de kongremizi gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz. Bunların 2022 sonunda rüzgar sektörümüzde yüzde 85'i ihracat odaklı 1,5 milyar avrodan fazla ciroya ulaşacağımız resmi göreceğimize inanıyorum. " diye konuştu.

Erden, Nordex, Vestas ve Enercon gibi rüzgar enerjisinde faaliyet gösteren sanayi şirketlerinin üst düzey temsilcilerinin tedarik zincirlerini Türkiye'ye kaydırmak istediklerine dair düşünceleri bulunduğunu belirterek, şöyle dedi: "Bu düşüncelerini bu yıl içinde gerçekleştirdiğimiz toplantılarda bizimle paylaştılar. Türkiye rüzgar enerjisi üretiminde güvenilir bir merkez olarak ortaya çıkıyor. Türkiye'nin rüzgar enerjisi sanayisi diğer yenilenebilir enerji kaynaklara göre en endüstrileşmiş sektör. Çin'de yoğunlaşmış rüzgar enerjisi tedarik zincirinin Kovid-19 sonrası dönemde Türkiye'ye yönlendirilmesi konusunda batılı sektör devlerinin düşünceleri var. Operasyonlarını Türkiye’ye kaydırmak istiyorlar. Biz de TÜREB olarak önceki yönetimlerle başlayan ve bizimle devam eden rüzgar enerjisinde sanayi envanterini ortaya çıkarmak istiyoruz. Elimizde ne olduğunu görmek, bizim rüzgar enerjisinde yatırımları hızlandırmamıza yardımcı olacak."

Erden, Türkiye'de rüzgar enerjisi kurulu gücünün 11 gigavata çıktğını, 6 kule, 4 kanat tesisine ek olarak kimyevi madde üreten pek çok tesis olduğunu belirterek "Bunların yanında bir çok üretim tesisi ve derinleşen bir endüstri mevcut. Türkiye, bu tedarik zincirini kendi kullanabilecek ve rekabet edebilecek. Önemli olan bu. Ayrıca sürdürülebilir rüzgar sanayisi için yatırımların artırılması gerekiyor. Kapasite artışı ile ilgili planlar da rüzgar enerjisi sanayinin büyümesi ve devamlılığı için olmazsa olmaz. Türkiye yıllık 2 gigavattan fazla rüzgar enerjisini kurabilecek alt yapıya sahip. Çalışmalar gösteriyor ki elektrik şebekemiz yılda 3 gigavat kurulu gücü sisteme dahil edebilecek durumda. " değerlendirmesinde bulundu.

"RÜZGAR ENERJİSİNE YATIRIM İŞTAHI VAR"


TÜREB Başkan Yardımcısı Arif Günyar da Avrupa'da ciddi bir rüzgar enerjisi yatırımı iştahı bulunduğunu söyledi.

Yatırım için ciddi bir fon bulunduğunu aktaran Günyar, "Dünya genelinde piyasada ciddi bir para mevcut ve herkes proje arıyor. Türkiye bu noktada iyi bir ivme yakalayabilir. Öngörülebilir, sürdürülebilir bir rüzgar enerjisi pazarı olduğumuzu göstermemiz gerekiyor. Yabancı yatırımları çekmek için çok doğru bir zamanlama içindeyiz." ifadelerini kullandı.

TÜREB Başkan Yardımcısı Ebru Arıcı da Türkiye'deki rüzgar kapasitesine ilişkin bilgiler paylaştı.

Mevcut durumda 11 bin megavatı aşan rüzgar enerji kurulu gücü olduğunun altını çizen Arıcı, "2 bin megavatı Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları projesi olmak üzere 5 bin megavat inşaat halinde projemiz var, kapasite artışlarıyla yaklaşık 1000 megavatın geleceğini biliyoruz. Toplamda 2 bin megavat da hibrit santral projemiz mevcut. Küresel salgın şartlarında yaklaşık 1,5 yılı kapsayan dönemde 3 bin 270 megavat devreye alındı. Lisanssız projelerini de geliştirmek adına, oradaki yatırım dönemlerini iyileştirmek için uğraşıyoruz. Hızlıca devreye almaya yönelik. Bunların haricinde rüzgar enerji projelerinde yeni bir model geliştirmek için çalışıyoruz. İç pazarın güçlü kalması ve sektörün öngörülebilirliği için bu önemli." açıklamasında bulundu.

"RÜZGAR SEKTÖRÜ OLARAK 5 BİN MEGAVATLIK YATIRIMA HAZIRLANIYORUZ"


TÜREB Yatırım ve Yatırımcılardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Erinç Kısa da rüzgar enerjisinde kapasite artışlarının sektörün gelişmesi için lokomotif unsur olduğunu söyledi.

Ortalama her rüzgar santralinde 1-2 rüzgar türbini kapasite artışının ortaya çıktığını belirten Kısa, "Rüzgar enerjisi santral yatırımcısı mevcuttaki kapasite artışları yanında güneş enerjisi ile hibrit projeleri üzerinde çalışıyor ve güneş enerjisi yatırımcısı olma yolunda ilerliyor, yaklaşık 2 bin megavat güneş enerjisi ile hibrit olacak proje başvurusu yapıldı. 1500 megavatına olumlu görüş alındığını öğrendik. Yakın zamanda 2-3 bin megavat kapasite seviyesinde ve yaklaşık 3 milyar dolar bu alanda yatırım yapılacak. Yaklaşık 4-5 senede yatırım tamamlanacak. Türkiye'de büyük çoğunluğu 2010'dan sonra olmak üzere rüzgar enerjisine 12 milyar dolar seviyesinde yatırım yapılmıştı. Hibrit projelerle, 1500-2000 rüzgar kapasitesi artışı, 2000-2500 megavat güneş enerjisi yatırımıyla ilgili toplamda 5 bin megavat seviyesinde yatırıma, sektör olarak hazırlanıyoruz." diye konuştu.

20 Mayıs 2022 Cuma

Etiketler : Sektörel