Ay’ın karanlık yüzündeki manyetik kayaların sırrı çözülüyor

Uluslararası araştırma ekibi, Ay’ın geçmişteki güçlü manyetik alan izlerinin kökenine dair yeni bir hipotez ortaya koydu. Bulgulara göre, büyük çarpmalar sırasında oluşan plazma bulutları, Ay’ın zayıf manyetik alanını kısa süreliğine güçlendirmiş ve bu ani artış, Ay yüzeyindeki kayalara kaydedilmiş olabilir.

Giriş: 04.09.2025 - 09:27
Güncelleme: 04.09.2025 - 09:27
Ay’ın karanlık yüzündeki manyetik kayaların sırrı çözülüyor

Bilim insanları onlarca yıldır şu sorunun peşindeydi: Ay’ın manyetizmasına ne oldu? Apollo görevleriyle getirilen örnekler ve yörünge araçlarının ölçümleri, Ay yüzeyinde güçlü manyetik izler bulunduğunu göstermişti. Ancak bugün Ay’ın kendi doğal manyetik alanı yok.

 

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) araştırmacıları, bu gizemin çözümü için yeni bir hipotez geliştirdi. Buna göre Ay, geçmişte zayıf bir manyetik alana sahipti. Büyük bir çarpma gerçekleştiğinde bu alan, oluşan plazma bulutunun etkisiyle kısa süreliğine güçlendi ve kayalar bu ani artışı kaydederek günümüze kadar korudu.

 

ÇARPMANIN PLAZMA ETKİSİ

Science Advances’te yayımlanan bulgular, ayrıntılı simülasyonlarla desteklendi. Çalışmaya göre, asteroit ölçeğinde bir çarpışma, Ay’ı kısa süreliğine plazma bulutuyla çevreliyor. Bu plazma, yüzey boyunca akarak Ay’ın diğer tarafında toplanıyor ve zayıf manyetik alanla etkileşerek kısa süreli ama güçlü bir manyetik amplifikasyona yol açıyor.

 Ay’ın karanlık yüzündeki manyetik kayaların sırrı çözülüyor


MIT’den baş yazar Isaac Narrett, “Ay manyetizmasının açıklanamayan birçok yönü var. Ancak özellikle Ay’ın uzak tarafındaki güçlü manyetik alanların çoğu bu süreçle açıklanabilir” dedi.

 

GİZEMLİ KAYALAR VE İMBRIUM HAVZASI

Bu mekanizma, Ay’ın güney kutbuna yakın, uzak tarafındaki sıra dışı manyetik kayaları açıklıyor. Bu bölge, bilinen en büyük çarpma kraterlerinden biri olan Imbrium havzasının tam karşısında yer alıyor. Araştırmacılar, Imbrium çarpışmasının bu süreci tetikleyen plazma bulutunu oluşturmuş olabileceğini düşünüyor.

 

Narrett ve ekibi, Curtin Üniversitesi’nden Katarina Miljkovic’in çarpma simülasyonlarını ve Michigan Üniversitesi tarafından geliştirilen plazma kodlarını kullanarak, plazmanın Ay’ın manyetik alanını nasıl güçlendirdiğini modelledi. Simülasyonlara göre bu süreç sadece 40 dakika sürdü; ancak kayaların bu ani manyetik yükselişi kaydetmesi için yeterliydi.

 

KAYAÇLARIN MANYETİK İZLERİ

Araştırmacılar, çarpma sırasında oluşan sismik dalgaların da önemli rol oynadığını belirtiyor. Bu dalgalar kayaları titreştirerek elektronlarının yeniden yönlenmesini sağladı. MIT’den Benjamin Weiss bu durumu, “Sanki bir deste kartı manyetik alanın içine fırlatıp yere düştüklerinde yeni bir yönelimle düzenlenmeleri gibi. Bu, mıknatıslanma sürecini açıklıyor” sözleriyle açıkladı.

 

Ekibe göre, Ay’ın geçmiş manyetik kaydını açıklayan süreç, hem zayıf bir dinamo alanı hem de büyük çarpmaların oluşturduğu plazma ve sismik etkilerin birleşiminden kaynaklanıyor olabilir.

Ay’ın karanlık yüzündeki manyetik kayaların sırrı çözülüyor


ARTEMİS GÖREVLERİ İÇİN İPUCU

Bilim insanları, bu hipotezin kesin olarak doğrulanması için Ay’ın uzak tarafındaki manyetik kayalardan doğrudan numune alınması gerektiğini söylüyor. Bu bölge, NASA’nın Artemis programı kapsamında keşfedilmesi planlanan yerlerden biri.

 

Araştırmaya katkı sunan Rona Oran, “On yıllardır Ay’ın manyetizmasının çarpışmalardan mı yoksa dinamodan mı kaynaklandığı tartışılıyordu. Biz her ikisinin de rolü olduğunu gösteren test edilebilir bir hipotez ortaya koyduk” değerlendirmesinde bulundu.