1 milyon genci iş dünyasına çekmeliyiz

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye’nin ihracat hedeflerine ulaşma konusunda asla takılmaması gerektiğini belirterek, “Bunun için en önemli konulardan biri, kurun gerçekçi olması. Kurun gerçekçi olmasının en önemli göstergesi, enflasyon ve kur artışı arasındaki korelasyonun bozulmaması” dedi.

Giriş: 19.02.2024 - 12:38
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35

 

Yetişmiş çalışan sayısının artması gerektiğini savunan Başkan Avdagiç, “Türkiye’de ne işte ne okulda olan 3 milyona yakın gencin 1 milyonunu iş dünyasına çekmemiz lazım. Tarihi genlerimizde olan kalfalık, çıraklık yapısını yeniden hayata geçirmeliyiz” diye konuştu.

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, ekonomide öne çıkan konulara ve iş dünyasının beklentilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Daha önce krediye erişimle ilgili sıkıntı olduğunu anımsatan Avdagiç, şimdi kredi maliyetlerinin yüksekliğinin konuşulduğunu söyledi. Avdagiç, “İş dünyası olarak şunu da çok net biliyoruz ki, enflasyonda arzu edilen aşağı doğru bir eğilim ortaya çıkmadıkça, kredi faizlerinin geriye düşmesinin, hem Türkiye hem dünya ekonomi realiteleri anlamında bir karşılığı yok. Enflasyonu çok hızlı şekilde tek haneye indirmemiz lazım. Tek haneye indikten sonra da kalıcı olması, hatta daha aşağı gelmesi lazım. Yüzde 9-9.5 bile şu an yüksek bir oran” dedi. 

 

EN BÜYÜK RİSK DIŞ FAKTÖRLER 

 

Enflasyonla mücadelede en büyük riskin dış faktörler olduğuna işaret eden Avdagiç, şunları kaydetti: “Bu coğrafyada sürekli yaşanan farklı gelişmeler var. Rusya-Ukrayna savaşı nereye evrilecek? İsrail’in bu saldırgan tutumu daha ne kadar devam edecek? Kızıldeniz’deki süreç nereye evrilecek? Yaklaşan ABD seçimleri önemli. Petrol ve doğalgaz fiyatları… Dolayısıyla önümüzdeki dönem için enflasyonla ilgili risk, dış faktörler. İçeride enflasyonla ilgili belirlenmiş politika kendi içinde tutarlı şekilde sürüyor. Bununla ilgili bazı revizyon taleplerimiz olmakla beraber, büyük resim olarak kendi içinde belirlenen bir çerçeve olarak yürüyor.”

 

UMUTSUZ OLMA LÜKSÜMÜZ YOK 

 

Bu noktada, iş dünyasının umudunu koruduğunu belirten Avdagiç, “İş dünyasının temsilcileri olarak bizim hiçbir zaman umutsuz olma lüksümüz de yok, niyetimiz de yok. İş dünyasının daha hızlı ve etkili şekilde ileri gitmesi için gerekli konuları, muhataplarımızla, Bakanlarımızla, ilgili kurumlarla, yerel yönetimlerle paylaşmaya ve çözüm üretmeye çalışacağız. İş dünyasının önündeki süreçlerde işgücüne ulaşım, yabancı misafirlerimizin istihdam politikasının gözden geçirilmesi gibi birçok konu gündemimizde. Radarımızda sadece enflasyon, TCMB, finansmana ulaşma yok. Çok farklı alanlarda çok sayıda konuyu yetkililere ulaştırıyoruz” dedi. 

 

MAKUL VE DENGELİ KUR ARTIŞI

 

İş dünyasının en acil çözüm beklediği konulara da değinen Avdagiç, şöyle devam etti: “Türkiye’nin ihracatla ilgili hedeflere ulaşma konusunda asla takılmaması lazım. Bunun için en önemli konulardan biri, kurun gerçekçi olması. Burada kurun yükselmesini veya düşmesini söylemiyorum. Bize göre kurun gerçekçi olmasının en önemli göstergesi, enflasyon artışıyla kur artışı arasındaki korelasyonun bozulmaması. 2023 yılına diyelim ki, dolarda 19 lirayla başladık, yaklaşık 29 lirayla bitirdik ama bu yıl içinde kabaca demek ki her ay 0.9 liralık bir artış var. Aritmetik olarak ama öyle olmadı. Dolar 5-6 ay 19 lirada gitti, sonra çok hızlı 27-28’e çıktı. Daha evvelki dönemlerde de aynı bu şekilde hızlı çıkışlar oldu. Dolayısıyla iş dünyasının genlerinde dövizin ani değişikliklerine karşı bir savunma mekanizması var. Bu beklentinin ortadan kalkması çok önemli, çünkü buna bağlı olarak insanlar tasarruflarını daha çok TL’de değerlendirecek. Bizim şu anda beklentimiz makul ve dengeli bir kur artışı. Enflasyon yüzde 40 ise kur yüzde 40 olmasa bile yüzde 36 arttığı zaman korelasyon bozulmamış demektir. Biz bu çizgideyiz. Bana göre ‘kur şu kadar’ olmalı söylemi tehlikeli. Dövizin 30 lira olduğu yerde, 40-45 lira olsun demek çok ciddi bir zıplama anlamına geliyor. Hızlı artış da hızlı iniş de sizi çarpar. Bu nedenle biz gerçekçi, istikrarlı, enflasyonla korelasyon içinde bir kur olmasını istiyoruz. Biz hiçbir zaman rakam telaffuz etmiyoruz. Bunun doğru olduğunu da düşünmüyorum.”

 

NE İŞTE, NE OKULDA OLAN 3 MİLYON GENCİMİZ VAR

 

Bazı sektörlerde yaşanan ‘eleman’ sorununa işaret eden Avdagiç, şunları söyledi: “Türkiye’de ‘ne işte, ne okulda’ olan gençlerimizin sayısı AB’nin 2.5 katı. 

 

3 milyona yakın gencimiz ne işte, ne okulda. Bizim ne yapıp edip Türkiye’de ne işte, ne okulda olan bu 3 milyona yakın gencin 1 milyonunu iş dünyasına çekmeliyiz. Bu genç jenerasyonu ama girişimci ama çalışan olarak, sanayide ve ticarette çalışan eleman olarak iş dünyasına katmamız lazım. Yetişmiş çalışan sayımızı hızla artırmalıyız. Mesela Tuzla tersaneler bölgesinde kaynakçılar günlük 100 dolar alırken, şimdi 200 dolar talep ediyor. Artık süreç Uzakdoğu’dan kaynakçı getirme noktasına geldi ama biz çocuklarımızı eğitip bu işe monte edemiyorsak sistemi gözden geçirmemiz gereken bir durum var demektir. Yeni Bakanımız Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) aracılığıyla süreci devam ettiriyor. Bence MESEM’leri bugüne kadar yaşanan tecrübelerden olumlu-olumsuz çıktılarını dikkate alarak hızlıca geliştirmeliyiz. Oradan da iyi bir çıktı yakalamamız lazım. Tarihi genlerimizde olan kalfalık, çıraklık yapısını yeniden hayata geçirmeliyiz.”

 

İTHALAT CAZİP HALE GETİRİLMEMELİ

 

İş dünyasının acil çözüm beklediği ikinci konunun, ithalatın cazip hale getirilmemesi olduğuna dikkati çeken Şekib Avdagiç, “İhracatın dengeli büyümeye devam etmesi, ithalatın makul bir şekilde yatay seyirde olması, hatta gerilemeye devam etmesi için ihracatın ithalatı karşılama oranı sürekli bir şekilde yüzde 80’in üzerine çıkarılmalı. Kalan yüzde 20’yi de turizm, hizmet ihracatıyla karşılayıp bir denge sağlamalıyız” dedi. Avdagiç, çözüm bekleyen üçüncü konunun da yurt içi kaynakların efektif ve doğru yönlendirilmesi olduğunu belirterek, “Çünkü bu konuda algıyı ve beklentiyi doğru yönetemezseniz, insanlar dövizde kalmaya devam ederler. Türkiye’ye, giden dövizden daha çok döviz gelmeli. 2023’ü 100 milyar dolarlık hizmet ihracatıyla kapattık ama hizmet ithalatı da 51 milyar dolar mertebesinde. Bizim ihracatçımız neden daha çok yabancı lojistik firmalarını tercih etmek zorunda kalıyor? Bunlara yanıtlar bulma arayışında olmalıyız” diye konuştu.