Eserde ana-akım sinemanın dönüşüm sürecinde etkileri olan ilk avangart hareketlerden empresyonist, ekspresyonist, dadaist ve sürrealist film örnekleri, dönemin şartları içerisinde sorgulanıp ele alınıyor.
İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rıdvan Şentürk’ün kaleme aldığı ‘Avangart Sinema ve Resim’ eserinde, avangart sinema akımlarına dair geniş bir çerçeve sunuluyor. Kitap, ülkemizde avangart sinema tartışmalarının sanat camiası ve iletişim fakültelerinde yeterince kendisine yer bulamadığı gerçeğinden hareketle, avangart akımların anlaşılmasına imkan sağlarken, avangart kavramının niteliklerine ilişkin de köklü bir perspektif sunuyor.
1000 YIL ÖNCESİNE SELAM
Prof. Dr. Şentürk, kitapla ilgili sosyal medyada yaptığı paylaşımda, Uzam Yayınları tarafından 1000 yıl sonra Arapça’dan Türkçe’ye ilk kez tercüme edilen Kitab’ul Menazir (Optik) kitabına atıfta bulunarak ‘Nasıl da örüyor kader ağlarını! Yaşadığımız hayat boyunca yüzleştiğimiz insanlar ve gerçekler, özgür ve şerefli bir yolculuğun modellerine değil, hiçliğin ve ölümün maskelerine dönüşürken, iki kitap aynı zaman diliminde ve Uzam Yayınevi’nde buluşuyor’ diyor.
AVANGART, ANLAMANIN ANAHTARI
‘Avangart Sinema ve Resim’ isimli eserde, bir araç olan filmin ne olduğu, nasıl olması gerektiği sorusundan hareket eden avangart anlayışların yeterince tartışılmadan, sinema tarihinin, dönemlerinin, akımların ve anlatım yapılarının anlaşılamayacağı vurgulanıyor. Bu çerçevede kitapta ana-akım sinemanın dönüşüm sürecinde etkileri olan ilk avangart hareketlerden empresyonist, ekspresyonist, dadaist ve sürrealist film örnekleri, dönemin şartları içerisinde sorgulanıp ele alınıyor. Eser, ayrıca sinemanın gerçeklikle kurduğu ontolojik, etik-estetik ve epistemolojik ilişkinin gelişme sürecinde nasıl dönüştüğünü sorguluyor. Kitapta avangart hareketlerin karakteristik özellikleri verildikten sonra geleneksellik, avangart hareketler ve gerçeklik sorununa dair bir makale okuru karşılıyor. Sonrasında yer alan ‘Modernleşme Süreci ve Romantik Bunalım Kültürü’ başlıklı denemenin ardından avangart hareketlere dair genel bir çerçeve sunuluyor. Günümüzdeki durumun aktarılmasının ardından film incelemelerine geçiliyor. Eserin sonunda ise ‘Günümüzde Sinema, Sanat ve Transformasyon’ başlıklı makale okuru karşılıyor.
SİNEMADA BAŞYAPIT
Modern fen bilimlerinin, dolayısıyla da ışığa hükmetme sanatı olarak adlandırılabilecek sinemanın babası kabul edilen İbnü’l-Heysem, 10-11. yüzyıllarda yaşayan ve modern optiğin babası sayılan fizik, matematik ve astronomi alimi. İbn-i Heysem’in optik alanında en önemli eserlerinden biri olan Kitab-ül Menazır ile modern optiğin temellerini attı. Kitab-ul Menazır, optik ile ilgilenen Avrupalı bilim insanlarının da yaklaşık 17. yüzyıla kadar yararlandığı başyapıtlar arasında yer alıyor. Heysem’in ışınların kırılması ve yansıması konusunda ortaya koyduğu deneyler sonucunda ürettiği bilgi, sonraki yaklaşık 500 yıl boyunca aşılamadı.
Başkonsolos, Kazak öğrencileri yalnız bırakmadı
Kazakistan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Nuriddin Amankul, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Kazakistan vatandaşı öğrencilerle buluştu. Sütlüce Yerleşkesi’nde gerçekleşen toplantı, üniversitede eğitim gören 74 öğrenci ve diğer üniversitelerdeki Kazakistanlı öğrencilerin birbirleriyle kaynaşmaları için düzenlendi. Amankul, toplantıda bugüne kadar Kazakistanlı öğrenciler için düzenledikleri toplantıları, etkinlikleri anlattı ve öğrencilerin aralarında dayanışma grupları kurmalarını istedi. Başkonsolos Amankul, Türkiye’ye üniversite eğitimi için gelen bazı Kazakistanlıların, kayıtta sorun yaşamamak için aracı kurumları tercih ettiklerini, ancak bu konuda mağduriyet yaşadıklarını söyledi. Amankul, “Kazakistan’dan İstanbul Ticaret Üniversitesi’ne eğitim için gelmek isteyen öğrencilerin aracı kurumlardan destek almalarına gerek yok. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin web sitesinden başvuru yapmaları yeterli olacak” dedi. Toplantıda Kazakistanlı öğrenciler, şikayetlerini ve önerilerini de dile getirdi.