Dünyanın en büyük yıldızlaştırma tesisi olan Wendelstein 7-X’te (W7-X) görev yapan bilim insanları, helyum-3 iyonlarını ilk kez yüksek enerji düzeyinde üretmeyi başardı. Max Planck Plazma Fiziği Enstitüsü tarafından işletilen deneysel füzyon reaktöründe yapılan bu başarı, nükleer füzyon araştırmalarında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
YÜKSEK ENERJİLİ İYONLAR
Plazmanın yeterince sıcak kalmasını sağlayan yüksek enerjili alfa parçacıklarının (helyum-4 çekirdekleri) füzyon reaksiyonlarını sürdürebilmesi, gelecek nesil santraller için kritik önemde. Ancak bu parçacıklar çok hızlı şekilde plazmadan kaçarsa sistem işlevini yitiriyor. W7-X’te araştırmacılar, bu durumu helyum-3 iyonlarıyla simüle ederek başarılı bir sonuç elde etti.
REZONANSLA ISITMA TEKNİĞİ
Ekip, iyon siklotron rezonans ısıtması (ICRH) adı verilen gelişmiş bir yöntemi kullandı. Bu teknikte, yüksek frekanslı elektromanyetik dalgalar helyum-3 iyonlarının doğal dönüş frekansına göre ayarlanarak enerji aktarımı sağlanıyor. Sistemin işleyişi, rezonans etkisiyle salıncakta doğru zamanda yapılan itmeye benzetiliyor.
GÜNEŞİ ANLAMA ANAHTARI
Bu deney, sadece enerji teknolojileri açısından değil, aynı zamanda güneş fiziği için de yeni ipuçları sunuyor. Bilim insanlarına göre, W7-X’teki helyum-3 iyonlarını hızlandıran aynı rezonans süreçleri, Güneş’te zaman zaman gözlemlenen helyum-3 açısından zengin bulutların nedenini açıklayabilir. Güneş atmosferinde oluşan bu anomalilerin ardında benzer elektromanyetik dalgaların etkili olabileceği düşünülüyor.
KOZMOSUN ŞİFRESİ
ICRH tekniği, Belçika, Almanya ve Hollanda’daki araştırma kurumlarının iş birliğiyle geliştirildi. Elde edilen sonuçlar, füzyon teknolojilerinin yalnızca sürdürülebilir enerji üretiminde değil, aynı zamanda evrenin işleyişine dair temel bilimsel soruları yanıtlamada da kritik rol oynayabileceğini ortaya koyuyor.