Dr. Veysi  SEVİĞ

Dr. Veysi SEVİĞ

Diğer Yazıları

Dr. Veysi Seviğ

Vergi Usul Kanunu’nun 116’ncı maddesinde tanımlandığı üzere ‘Vergi Hatası’, vergiye müteallik (yönelik) hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasıdır.

Bu bağlamda ‘Vergi Hataları’, Vergi Usul Kanunu’nda ‘Hesap Hataları’ ve ‘Vergilendirme Hataları’ olarak ikiye ayrılmak suretiyle tanımlanmıştır.

Şöyle ki;
Vergi Usul Kanunu’nun 117’nci maddesinde öncelikle ‘Hesap Hataları’ başlığı altında Matrah Hataları, Vergi Miktarında Hatalar ve Verginin Mükerrer Olması halleri belirlenmiştir. Bu ayırıma göre;

  • Matrah hataları: Vergilendirme ile ilgili beyanname, tahakkuk fişi, ihbarname, tekalif (vergi) cetveli ve kararlarda matraha ait rakamların veya indirimlerin eksik veya fazla gösterilmiş veya hesaplanmış olmasıdır.
  • Vergi miktarında hatalar: Vergi nispet ve tariflerinin yanlış uygulanması, mahsupların yapılmamış veya yanlış yapılmış olması, matrahla ilgili miktarların eksik veya fazla hesaplanmış veya gösterilmiş olması olarak ifade edilmiştir.
  • Verginin mükerrer olması: Aynı vergi kanununun uygulanmasında belli bir vergilendirme dönemi için aynı matrah üzerinden bir defadan fazla vergi istenmesi veya alınmasıdır.

Vergilendirme Hataları ise şunlardır: (VUK md:118)

  • Mükellefin şahsında hata: Bir verginin asıl borçlusu yerine başka bir kişiden istenmesi veya alınmasıdır.
  • Mükellefiyette hata: Açık olarak vergiye tabi olmayan veya vergiden muaf bulunan kimselerden vergi istenmesi veya alınmasıdır.
  • Mevzuda hata: Açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınmasıdır.
  • Vergilendirme veya muafiyet (bağışıklık) döneminde hata: Aranan verginin ilgili bulunduğu vergilendirme döneminin yanlış gösterilmiş veya süre itibariyle eksik veya fazla hesaplanmış olmasıdır.

Vergi Hataları, aşağıda belirtilen hallerde anlaşılabilir, daha açıkçası meydana çıkartılabilir. Şöyle ki;

  • İlgili memurun hatayı bulması veya görmesi,
  • Üst memurların yaptıkları incelemeler neticesinde hatanın görülmesi,
  • Hatanın denetim (teftiş) sırasında meydana çıkarılması,
  • Hatanın vergi incelemesi sırasında bulunması,
  • Mükellefin müracaatı (başvurusu) ile belirlenebilir.


Mevcut yasal düzenleme gereği, hataların düzeltilmesine ilgili vergi dairesi müdürü karar verir. (VUK md:120)

Söz konusu hatalar düzeltme fişine dayanılarak düzeltilir. Hatanın mükellef aleyhine yapılmış olması halinde, fazla alınmış olan vergi belgesine (tahsilat fişine) dayanılarak terkin (silinir) ve tahsil olunmuş ise mükellefe red ve iade olunur. Düzeltme fişinin bir örneği, reddedilecek miktarla müracaat edeceği muhasebe ve müracaat süresi belirtilmek suretiyle mükellefe tebliğ edilir. Mükellef, tebliğ tarihinden başlayarak bir yıl içinde parasını geri almak üzere müracaat etmediği takdirde geri alma hakkı geçersiz hale gelir.

Nakden veya mahsuben tahsil edilen, ancak fazla ve/veya yersiz olarak tahsil edildiği anlaşılan vergilerde ve kanunları gereğince mükelleflere yapılacak iade ve mahsup işlemlerinde düzeltmeye dayanak teşkil edecek belgeler ile bu işlemlere ait usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.

Vergi Usul Kanunu’nun dördüncü maddesinde yazılı vergi dairesinin görev ve yetkilerini haiz olarak faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında düzeltme yetkisi vergi dairesi başkanına ait olup, başkan bu yetkisini ilgili grup müdürlerine ve/veya müdürlere devredebilir.

Diğer yandan; vergi idaresince tereddüt edilmeyen açık ve mutlak vergi hataları re’sen düzeltilir. Kendi aleyhine düzeltme yapılan kimselerin düzeltmeye karşı vergi mahkemesinde dava açma hakları mahfuzdur (saklıdır). Mükellefler, hataların düzeltilmesini vergi dairesinden (VUK md:122) yazı ile isteyebilirler.

25 Eylül 2020 Cuma