Giriş: 08.10.2018 - 00:00
Güncelleme: 24.10.2022 - 13:26
VEYSİ SEVİĞ

VEYSİ SEVİĞ

85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gereği olarak 12 Eylül 2018 tarihinden itibaren Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkındaki 32 sayılı kararda değişiklik yapılmasına ait kararın 4’üncü maddesine eklenen “g” bendi gereğince;

“Türkiye’de yerleşik kişilerin Bakanlıkça belirlenen haller dışında, kendi aralarındaki menkul ve gayrimenkul alım satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak” belirlenemeyecektir.

Söz konusu kararla aynı karara eklenen geçici madde 8 uyarınca da bu kararın yukarıya aynen aktarılan 4’üncü maddesine eklenen bendin yürürlüğe girdiği tarihten 30 gün içinde söz konusu bentle belirlenen ve daha önce akdedilmiş yürürlükteki sözleşmelerdeki döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedeller Bakanlıkça belirlenen haller dışında Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenecektir.
Bu düzenleme yurt dışındaki işçi, serbest meslek ve müstakil iş sahibi Türk vatandaşları dahil Türkiye’de kanuni yerleşim yeri bulunan genel ve tüzel kişileri kapsamaktadır.

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile getirilen zorunlu değişim “e” edimi; döviz olarak kararlaştırılmış sözleşmelerdeki döviz bedellerinin taraflarına da TL’ye çevirmeleri yükümlülüğünü getirmiş bulunmaktadır. (Doğrusöz, Bumin “Dövizli Sözleşmelerin Uyarlanması ve Olası Sorunlar”, Dünya Gazetesi 20.09.2018) Bu kapsama dövize endeksli edim ihtiva eden sözleşmeler girmemektedir.

Bu düzenleme yurt dışındaki işçi, serbest meslek erbabı ve müstakil iş sahibi Türk vatandaşları dahil Türkiye’de kanuni yerleşim yeri bulunan gerçek ve tüzel kişileri de kapsamaktadır. Bir başka açıdan; 32 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Kararı’nın 2/b maddesine göre Türkiye’de yerleşik kişi yurt dışında işçi, serbest meslek ve müstakil iş sahibi Türk vatandaşları dahil Türkiye’de yerleşim yeri bulunan gerçek ve tüzel kişilerdir. Bu bağlamda da yabancı para birimine göre düzenlenmiş sözleşmelerin Türk Lirası’na çevrilmesine yönelik verilen süre sınırlıdır.

Yabancı para birimine göre düzenlenmiş sözleşmelerin Türk Lirası’na dönüştürülmesi olayı mevcut sözleşmelerin yenilenmesi anlamına gelmektedir. Bir başka anlatımla; 13 Eylül tarihinden itibaren sözleşmelerde edimin döviz üzerinden veya dövize endeksli olarak belirleme yasağının bulunması nedeniyle bu tarihten sonra, önce döviz üzerinden yapılmış bulunan sözleşmelerin Türk parasına uyarlanması yükümlülüğüne istisna getirme yetkisi Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ait bulunmaktadır.

Diğer yandan bilindiği üzere Damga Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesi uyarınca Damga Vergisi Kanunu’nda yer alan “kağıtlar” terimi yazılıp, imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade etmektedir. Bu bağlamda da yabancı para birimi esas alınarak düzenlenen sözleşmelerin TL’ye çevrilerek düzenlenmesi gereği kanımızca zorunlu olmaktadır.

85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkındaki 32 sayılı kararda değişiklik yapılmıştır. İlgili karar ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda ve 4857 sayılı İş Kanunu’nda özel olarak düzenlenen belirli sözleşme türlerinden birine karşılık gelen sözleşmelerde, bundan böyle taraflarca döviz cinsinden ödeme yükümlülüğünün getirilmesinin önlenmesi amaçlanmıştır.
Buna ek olarak, hali hazırda yürürlükte olan ve konuya ilişkin kararnamede sayılan sözleşmelere karşılık gelen sözleşmelerde, eğer döviz cinsinden ödeme yükümlülüğü getirilmişse; bu bedel söz konusu kararnamede öngörülen süre içinde taraflarca Türk Lirası olarak yeniden belirlenecektir. 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde ayrıca, kararnamede maddelerinin Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen istisnai hallerde uygulanmayacağı belirlenmiştir.

Yapılan yeni düzenleme gereği;

  • Türkiye’de yerleşik kişiler arasındaki akçeli sözleşmeler TL cinsinden olacaktır.
  • Sözleşme 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde belirlenen tipte olacaktır.
  • Sözleşmenin trampa veya kıymetli maden (altın) cinsinden bir bedel belirlenerek yapılması mümkün olabilecektir.