Giriş: 23.10.2018 - 00:00
Güncelleme: 24.10.2022 - 13:34
VEYSİ SEVİĞ

VEYSİ SEVİĞ

Anonim şirketlerde son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının ya da üçte ikisinin zarar nedeniyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde yönetim organı, genel kurulu hemen toplantıya çağırır. Genel kurulun gündem maddeleri arasında, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının karşılıksız kaldığı belirtilir.

Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının ya da üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı durumlarda farklı bir gündem ile toplantıya çağrılmış olsa dahi bu husus genel kurulda görüşülür.

Diğer yandan;

  • Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması halinde yönetim organı, bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.
  • Yönetim organı, son bilançoyu genel kurula sunarak şirketin finansal yönden bulunduğu durumu bütün açıklığıyla ve her ortağın anlayabileceği şekilde anlatır. Bu bağlamda yönetim organı konuyu açıklayan bir raporu da genel kurula sunabilir.
  • Yönetim organı, şirketin mali durumundaki kötüleşmeyi ortadan kaldırmak veya en azından etkilerini hafifletmek amacıyla uygun gördüğü sermayenin tamamlanması, sermaye artırımı, bazı üretim birimlerinin veya bölümlerinin kapatılması ya da küçültülmesi, iştirakların satışı, pazarlama sisteminin değiştirilmesi gibi iyileştirici önlemleri alternatifli ve karşılaştırmalı olarak aynı genel kurula sunarak açıklamakla yükümlüdür.
  • Genel kurul, sunulan iyileştirici önlemleri aynen kabul edebileceği gibi, söz konusu önlemleri değiştirerek kabul edebilir. Bu bağlamda genel kurul sunulan önlemler dışında başka önlemlerin uygulanmasına da karar verebilir.

Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması halinde, toplantıya çağrılan genel kurul;

  • Sermayenin üçte biri ile yetinilmesine veya sermaye azaltımı yapılmasına karar verebilir. Ancak sermaye azaltımının yapılmasında Türk Ticaret Kanunu’nun 473 ve 475’nci maddelerinde yer alan ilkelere uygun davranılması gerekmektedir.

Sermayenin tamamlanmasına karar verilmesi halinde, bilanço açıklarının ortakların tamamı veya bazı ortaklar tarafından kapatılması zorunludur. Bu aşamada yedek akçelerin yitirilen kısımlarının tamamlanmasına gerek yoktur. Ancak böyle bir durumda her ortak zarar nedeniyle karşılıksız kalan tutarı kapatacak miktarda parayı vermekle yükümlüdür. Bir başka anlatımla “Her ortak, payı oranında tamamlamaya katılabilir ve verdiğini geri alamaz.” Bu yükümlülük, sermaye konulması veya borç verilmesi niteliğinde olmayıp karşılıksızdır. Bir başka açıdan yitirilen sermayenin ortaklar tarafından tamamlanmasıdır. Ayrıca yapılan ödemeler gelecekte yapılacak sermaye artırımına mahsuben bir avans olarak nitelendirilemez.

Bilanço zararlarının kapatılması için getirilen yükümlülükler gereği yapılan ödemeler öz kaynaklar içerisinde “Sermaye Tamamlama Fonu” hesabında toplanır ve takip edilir.

Sermayenin zarar sonucu ortaya çıkan kayıp kadar azaltılması ile birlikte eş zamanlı olarak istenilen tutarda artırımına karar verilebilir. Sermayenin azaltılması işlemi ile birlikte eş zamanlı sermaye artırımında, artırılan sermayenin en az dörtte birinin ödenmesi zorunludur.

Sermayenin zarar sonucu ortaya çıkan kayıp kadar azaltılması yoluna gidilmeden sermaye artırımına karar verilebilir. Bu şekilde yapılacak sermaye artırımında sermayenin en az yarısını karşılayacak tutarın tescilden önce ödenmesi zorunludur.

Borca batık olma durumu şirketin aktiflerinin borçlarını karşılayamaması halidir.

Borca batık durumda olmanın işaretleri; yıllık ve ara dönem finansal tablolardan, denetime tabi şirketlerde denetim raporlarından, erken teşhis komitesinin raporlarından, yönetim organının belirlemelerinden ortaya çıkabilir.

Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran emareler varsa yönetim organı, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkarmakla yükümlüdür.

Yönetim organı, hem işletmenin devamlılığı esasına hem de aktiflerin muhtemel satış değerlerine göre belirtilen önlemleri almaması halinde şirketin iflası için mahkemeye başvurmakla yükümlüdür.

Şirketlerin sermaye kaybı ve borca batık durumları Türk Ticaret Kanunu’nun 88’nci maddesi uyarınca hazırlanacak finansal tablolar esas alınarak belirlenir. Bu bağlamda da finansal tabloların düzenlenmesinde ihtiyari olarak Türkiye Muhasebe Standartlarının uygulanmasının tercih edilmesi halinde, bahsi geçen durum bu şekilde hazırlanan finansal tablolar üzerinden değerlendirilir.