Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesi uyarınca kurumların aktiflerinde iki tam yıl süreyle kayıtlı bulunan taşınmazların, iştirak hisseleri, intifa senetleri ile rüçhan haklarının satışından doğan kazançlarının belli koşullar çerçevesinde kurumlar vergisinden bağışık tutulacağı hususu hükme bağlanmıştır.
Kanun maddesinde sözü edilen “Taşınmaz kavramı” Arazi(üzerindeki bina dahil) kat mülkiyet kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler ile tapu siciline müstakil ve daimi olmak koşuluyla ayrıca kaydedilen haklar taşınmaz olarak kabul edilerek istisnadan yararlandırılmaktadır.
“İştirak Hissesi” ise SPK hükümlerine göre kurulan yatırım ortaklıkları hisse senetleri dahil olmak üzere Anonim Şirket hisse senetleri ile Limited şirketlere ait iştirak payları, eshamlı komandit şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık payları, iş ortaklığında mevcut ortaklık payları, kooperatiflere ait ortaklık payları iştirak hissesi olarak istisna kapsamında olup, kollektif şirket ortakları ile komandit şirketin komandite ortakları tüzel kişiliği bulunmadığından kurumların bu ortaklık hisselerini edinmeleri halinde iştirak hissesi istisnası geçerli olmamaktadır. Diğer yandan SPK’nın düzenleme ve denetimine tabi fonların katılma belgeleri ise iştirak hissesi olarak kabul edilmemektedir. Buna karşılık kurucu ve intifa hisse senetleri ile rüçhan hakkı senetleri istisna kapsamındadır.
Kurumlar Vergisi’nin 5/1-e kapsamındaki istisna kazanç; taşınmazlarda maliyet değeri ile satış bedeli arasındaki farktır. Bu bağlamda maliyet bedeline giderlerden taşınmaz maliyetine aktarılan paylar dikkate alınmamaktadır.
Mevcut düzenleme çerçevesinde söz konusu istisna hükmünden tam ve dar mükellefler ile kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları dahil tüm kurumlar vergisi mükellefleri yararlanabilmektedirler.
Taşınmaz veya iştirak hissesini elden çıkaran kurumun, iki tam yıl süre ile aktifte tutulma süresinin hesaplanmasında dikkate alınması gereken hesaplamanın gün hesabına göre yapılmasıdır.
Diğer yandan iştirak hissesi satın alınma yoluyla edinilmiş olursa satın alma tarihi; şirket kuruluşu veya sermaye artırımı yolu ile edinilmişse ticaret siciline tescil tarihi; rüçhan hakkı kullanılarak itibari değeriyle edinilmişse, rüçhan hakkı veren iştirak hissesinin edinme tarihi esas alınacaktır. Örneğin 05.05.2012 tarihinde edinilmiş iştirak hissesinin rüçhan hakkı kullanılarak 10.07.2013 tarihinde itibari değeriyle yeniden iştirak hissesi alınmış olursa bu takdirde 05.05.2012 tarihi dikkate alınarak 06.05.2014 tarihinde iki yıllık sürenin dolmuş olduğu kabul edilecektir. Rüçhan hakkı nedeniyle itibari değerinden farklı bir değerle hisse senedi iktisap edilmesi halinde; bu hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak, eski hisse senetleriyle ilişkilendirilmeksizin, fiilen kurumun aktifine girdikleri tarihin esas alınması gerekmektedir.
Kurumlar vergisi mükelleflerinin, aynı kuruma ait farklı tarihlerde iktisap ettikleri hisselerinin bir kısmını satmaları halinde, söz konusu iştirak hisselerinin iki tam yıl aktifte yer almaları koşulunun gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesinde ilk giren ilk çıkar(FİFO) yöntemine göre hesapların yapılması gerekmektedir.
Taşınmalarda iki yıllık sürenin başlangıcı tapuya tescil tarihidir. Kurumlar tarafından, inşaatı henüz tamamlanmayan, fiilen kullanma olanağı da bulunmayan, binaların satılması söz konusu olursa bu durumda kurum aktifinde iki tam yıl kayıtlı olması koşuluyla, sadece binanın arsasının satış kazancına tekabül eden kısmı kurumlar vergisinden istisna edilmektedir. Ancak, arsa üzerinde inşa edilen ve aktife kaydedilen binanın, kurum adına tapuya tescil edilerek satılması halinde, satılan binanın iki yıllık aktifle bulundurulma süresinin başlangıç tarihi olarak, inşaatın tamamlandığı ve bina olarak kullanılmaya başlandığı tarih esas alınır.
İstisna; elde edilen kazancın yüzde 75’ine uygulanmakta olup, kazancın yüzde 25’i vergiye tabi tutulmaktadır. Ancak bu farkın sermayeye eklenmesi zorunlu değildir. Buna karşın sağlanan kazancın satışın yapıldığı yılı izleyen yıldan itibaren beş yıl süre ile özel fon hesabına alınması gerekmektedir.
Diğer yandan satış bedelinin satışı izleyen iki yıl içerisinde tahsil edilmesi öngörülmüştür. Dolayısıyla satışı takip eden iki tam yıl içerisinde tahsil edilemeyen hasılata isabet eden kazanç istisnadan yararlandırılamaz.
Tahsilatın nakit yapılması gerekmektedir. Ancak nakde tahvili mümkün olan altın, Devlet Tahvili, Hazine Bonusu, Toplu Konut İdaresince çıkarılan veya borsada işlem gören hisse senetleri, bonolar ile de yapılan ödemeler tahsilat olarak kabul edilmektedir.