YAKUP KOCAMAN
Bazı patronlar, genel müdürler ve üst düzey yöneticiler için anlaşılmaz ve karmaşık görünen dijital dünya beraberinde dijital bir korkuyu tetikliyor. Dijital korku yaşayan yöneticiler firmalarının rekabetten kopmasına neden oluyor. Oysa, korona gibi hastalıkları saymazsak her şeyin bir ilacı olduğu gibi dijital korkunun da ilacı var.
Ünlü siyasetçi Roosvelt, “Korkmamız gereken tek şey korkunun kendisidir” diyor. Gelişen yeni dijital teknolojiler ekseninde her şeyden endişe duyuyor ama aynı zamanda hiçbir şey de yapmıyorsanız. Pazarın eninde sonunda size adapte olacağına inanıyorsanız. Müşterilerin her nasılsa bir gün geri döneceğine eminseniz, ‘dijital korku’ size de bir miktar bulaşmış demektir. İşte bunu aşmanıza yardımcı olabilecek 5 öneri:
1- Bakış açınızı değiştirin: Dijital dünya genç işi diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Nasıl iktisat iktisatçılara bırakılmayacak kadar önemli ise dijital dünya da gençlere bırakılamayacak kadar önemli. İşletmeniz için gelecek dijital dönüşümde, aksi durumda bir gelecek yok! Örneğin, firmanız sosyal medyada çok zayıf ve nereden başlayacağınızı bilemediğiniz için hiç adım atamıyorsunuz. Sosyal medya dinlemesi araçlarına abone olarak kitlenizi pasif izleme ile işe başlayın. Hedef kitlenizin, sizin veya rakiplerinizin ürün ve hizmetleri hakkında nerede, ne zaman, nasıl tepkiler verdiğini anlık olarak incelemeye alın. Bir sonraki aksiyon planını belirlemek için sağlam bir zemin oluşturdunuz işte.
2 - Dijital blog yazmaya başlayın: Dijital pazarlama sektörüyle ilgili öğrendiklerinizi bir taraftan uygularken bir taraftan da yazıya dökün. Çevrenize anlatın, hatta dersler verin. Her gün değişen ve gelişen bu sektörde başka türlü bir adım önde olmanız mümkün değil. Örneğin, bir halkla ilişkiler ajansı yöneticisi olarak, geleneksel medya (basılı gazete, dergi ve televizyon kanalları) için yazdığınız basın bültenlerini unutun. Arama motoru kullanıcılarının ihtiyaçlarına odaklanan yeni bir yazım tarzı geliştirmeye başlayın. Sıradışı bir hızla gelişen ve farklılaşan içerik pazarlaması dünyasına dalın. Moz, Hubspot, Neil Patel, Social Media Examiner, Content Marketing Institute gibi blogları okuyun.
3 - Dijital pazarlama bize çok para kaybettirir: Yersiz bir korku. Çünkü ölçümlenmesi zor olan geleneksel pazarlamanın aksine dijital pazarlamada yapılan yatırımın geri dönüşünü anlık olarak izleyebilirsiniz. Ancak, ya kendiniz sitenizden toplanan verileri analiz edebilecek kadar uzmanlaşın veya uzmanlardan destek alın. Arama motoru reklamına, arama motoru optimizasyonuna, makale üretimine, web sitesi hızına ve tasarımına yapılan yatırımların geri dönüşünü fazlasıyla aldığınızı gördüğünüzde ‘geç kalmışız’ diyeceksiniz.
4 - Müşterinin gelecek hayalini daha net görün: Koca bir müşteri kitlesine pazarlama yapmak eskidendi; şimdi her bir fert için ayrı bir pazarlama stratejisi oluşturma zamanı. Geleneksel pazarlamada elle tutamadığınız, gözle göremediğiniz hayali bir kitleye atış yaparken dijitalde capcanlı bir müşteri kitlesi ile anlık olarak muhatap olursunuz. Müşteri geribildirimlerini doğrudan almak bazen can sıkıcı olsa da işletmenizin sıradışı bir hızla büyümesine yardımcı olur. Hedef kitlenizin bir sonraki adımını ancak ve ancak dijital pazarlama araç ve gereçleri ile tahminleyebileceğinizi unutmayın. Üretim ve hizmet süreçlerinizin geleceğini nasıl şekillendirmeniz gerektiğinin cevabı dijital varlıklarınızdan topladığınız verilerin içinde saklı.
5 - Teknolojiye yatırım yaparken mesajı kaybetmeyin: Esas olan pazarlama mesajınızdır. Müşterinin ürününüzden alacağı azami faydanın anlatılabilmesidir. Artırılmış gerçeklik gözlükleri, chatbotlar (robot canlı sohbeti), veri analiz araçları, müşteri ilişkileri programları, yapay zeka yazılımları sizi korkutmasın. Bunlar birer araç zenginliği. Hangi teknolojiye yatırım yaparsanız yapın, çekirdek mesajınızı, o teknolojinin doğru bir şekilde aktardığına emin olun. Çünkü teknoloji sürekli değişir ama mesajı alan kişi değişmez.
04 Eylül 2020 Cuma