Yargıtay’dan dikkat çeken emsal karar: Ziline basıp kaçana hapis cezası

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, husumetli olduğu eski komşusunun ziline gece yarısı basarak kaçan kişiye verilen 3 ay hapis cezasını hukuka uygun buldu. Karar, “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçunun sınırlarını netleştiren önemli bir emsal niteliği taşıyor.

Giriş: 27.09.2025 - 12:12
Güncelleme: 27.09.2025 - 12:12
Yargıtay’dan dikkat çeken emsal karar: Ziline basıp kaçana hapis cezası

Antalya’da yaşayan bir kişi, komşularıyla yaşadığı anlaşmazlıklar nedeniyle taşındı ancak husumet devam etti. Gece saatlerinde eski komşusunun kapısına gidip zile basarak kaçan sanık, mağdurun şikayeti üzerine hakim karşısına çıktı.


“HUSUMETİNİ ZİLE BASARAK SÜRDÜRDÜ”

Sanık, suçlamaları reddederek üzerine atılı fiili işlemediğini ve aleyhine yeterli delil bulunmadığını savundu. Ancak Antalya 24. Asliye Ceza Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu’nun 123. maddesinde düzenlenen “kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçunun işlendiğine hükmederek sanığa 3 ay hapis cezası verdi.


YARGITAY CEZAYI HUKUKA UYGUN BULDU

Sanığın kararı temyiz etmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesi, mahkemenin kararını oy birliğiyle onadı. Kararda, toplanan delillerin suçu ispatladığı, suç vasfı ve verilen yaptırımın hukuka uygun olduğu belirtildi.


HUZURSUZLUK YARATAN DAVRANIŞLAR SUÇ SAYILIYOR

Türk Ceza Kanunu’na göre, bir kişinin huzur ve sükununu bozacak şekilde ısrarlı rahatsızlık, gürültü veya taciz içeren davranışlar suç kapsamında değerlendiriliyor. Yargıtay’ın bu kararı, kişisel husumetlerin taciz boyutuna ulaşan davranışlara cezai yaptırım uygulanabileceğini ortaya koyuyor.


Bu karar, benzer şekilde komşuluk veya kişisel anlaşmazlıklarda huzuru bozucu eylemlerin “şaka” veya “küçük rahatsızlık” olarak görülmeyeceğini, hukuken ceza yaptırımı doğurabileceğini gösteriyor.