Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) tahminlerine göre, küresel kamuborcu 2018 sonunda 71 trilyon 325.4 milyar dolar, dünya milli geliri ise 86 trilyon 802.1 milyar dolar olacak. Böylece küresel kamu brüt borcu, yılsonunda dünya milli gelirinin yüzde 82.2’sine karşılık gelecek.

IMF’nin milli gelir ve kamu borcunun milli gelire oranı verilerine ilişkin tahminde bulunduğu 181 ülkeden ABD çıkarıldığında, dünya ülkelerinin milli gelir toplamının 2018’de 66.8 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor.

JAPONYA İLK SIRADA

Öte yandan yılsonunda dünya ülkelerinin kamu borç miktarında ulaşacağı öngörülen 71.3 trilyon doların, 181 ülkenin milli geliri toplamından daha fazla olması ise durumun ciddiyetini ortaya koyuyor.2018 sonu tahminlerine kamu borcunun milli gelire oranı açısından bakıldığında da listenin başını yüzde 236’yla Japonya çekiyor. Bu ülkeyi yüzde 191.3’le Yunanistan takip ederken, Sudan yüzde 176.5’le üçüncü sırada yer alıyor.

Kamu borcu milli gelirini aşması beklenen diğer ülkeler arasında Venezuela, Lübnan, İtalya, Eritre, Barbados, Yemen, Yeşil Burun Adaları, Portekiz, Gambiya, Kongo Cumhuriyeti, Singapur, Mozambik, ABD, Belçika ve Butanbulunuyor.

TÜRKİYE DİKKAT ÇEKİYOR

Böylece yılsonunda 18 ülkenin kamu borcunun milli gelirinden fazla olacağı tahmin ediliyor.

Öte yandan Türkiye’de kamu borcunun milli gelire oranının 2018 sonunda yüzde 27.8 olması bekleniyor. Türkiye’nin, bu oranla 181 ülke arasında 26.sırada yer alarak birçok ülkeyi geride bıraktığı görülüyor. Bu yılın sonunda Türkiye’nin kamu borcunun 252.9 milyar dolar, milli gelirinin ise 909.9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesi öngörülüyor.

KAMU BORCUNDA ABD ZİRVEDE

IMF’nin 181 ülkedeki tahminleri, 2018 sonunda 11 ülkenin kamu borcunun 1 trilyon doları aşacağını ortaya koydu. Kamu borcu büyüklüğü açısından listenin başını 22.1 trilyon dolarla ABD çekerken, ABD’yi 12.2 trilyon dolarla Japonya ve 7.2 trilyon dolarla Çin takip etti.

Söz konusu listede, İtalya ve Fransa 2.8 trilyon dolarlık, Almanya ve İngiltere 2.5 trilyon dolarlık, Hindistan 2 trilyon dolarlık, Brezilya 1.9 trilyon dolarlık, Kanada 1.6 trilyon dolarlık ve İspanya ise 1.5 trilyon dolarlık kamu borcuyla öne çıkan ülkeler arasında yer aldı.

Bu 11 ülkenin toplam kamu borcunun 2018 sonunda 59 trilyon doları aşması beklenirken, bu rakam küresel kamu borcunun yüzde 82.7’sine denk geldi.

EN ÇOK ABD’DE ARTTI

Kamu borcunda, 2008 küresel ekonomik krizin ardından en fazla artış yaşanan ülke 11.2 trilyon dolarla ABD olarak kayıtlara geçti.ABD’nin ardından 10 yıllık süreçte kamu borç miktarının en fazla 6 trilyon dolarla Çin’de artması bekleniyor. 2008’de 1.2 trilyon düzeyinde olan Çin’in kamu borç miktarının, 2018 sonunda 7.2 trilyon çıkacağı tahmin ediliyor.

YOLSUZLUKLA MÜCADELE

IMF, yolsuzlukla mücadeleyi güçlendirmek amacıylatüm üyelerin yolsuzluk açısından denetlenmesini ve bu alandaki sorunların giderilmesinin borç verme kriterlerinden biri haline gelmesini öngören düzenlemeyi onayladı. IMF’den yapılan açıklamada, yolsuzluğun sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik büyüme kapasitesini baltaladığına işaret edilerek, araştırmaların yolsuzluğun düşük büyüme, yatırım ve gelir vergisi ile ilişkili olduğunu ortaya koyduğu vurgulandı.

AB İLE MEKSİKA GÜMRÜKSÜZ TİCARET YAPACAK

Avrupa Birliği (AB) ve Meksika arasında yapılan serbest ticaret anlaşması güncelleme müzakerelerinde mutabakat sağlandı. AB Komisyonu, Meksika’yla ticaret anlaşması güncellenmesine yönelik müzakerelerde ‘ilke mutabakatına’ varıldığını açıkladı. Buna göre, AB ile Meksika arasındaki tüm mal ve ürün ticareti, tarım sektörü de dahil olmak üzere gümrüksüz yapılacak. Makine, nakliye ekipmanı, eczacılık gibi çeşitli sektörlere uygulanan gümrük prosedürleri basitleştirilecek. Peynir, süt tozu, makarna, çikolata gibi tarım ürünlerinde piyasalara erişim hakkı sağlanacak.Finans, ulaşım ve telekomünikasyon gibi hizmetlerin ticaretine izin verilecek. AB ve Meksika şirketleri karşılıklı olarak kamu ihalelerine erişim hakkı kazanacak.

Müzakereciler yıl sonuna kadar yasal metni ve teknik detayları tamamlamak için çalışmalarını sürdürecek.

DÜNYA BANKASI’NA 13 MİLYAR DOLARLIK SERMAYE ARTIRIMI

Dünya Bankası Grubu üyeleri, Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD)ile Uluslararası Finans Kurumu’na toplamda 13 milyar dolarlık sermaye sağlanmasını onayladı. Dünya Bankası’nın yoksullukla mücadelesini güçlendirecek yeni kararlar arasında IBRD’ye 7.5 milyar dolar ve IFC’ye 5.5 milyar dolar olmak üzere toplamda 13 milyar dolar ödenmiş sermaye paketinin onaylanması öne çıktı. Bu sermaye artırımıyla birlikte, Dünya Bankası Grubu altında faaliyet gösteren kuruluşların toplam finansman kapasitesinin 2019 ve 2020 mali yıllarında yıllık 100 milyar dolara yükselmesinin beklendiği ifade edildi.

04 Mayıs 2018 Cuma

Etiketler : Dünya

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye ile ABD arasında 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefini gerçekleştirmeye kararlı ve ticari ilişkileri ilerletmek amacıyla ortak çalışmalar yapmaya hazır olduklarını söyledi.


 

Bakan Bolat, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-ABD İş Konseyinin (TAİK) ABD Ticaret Odası ve American Turkish Business Roundtable (ATBR) işbirliğinde düzenlediği 39. Amerikan-Türk Konferansı'na katıldı.

 

Türkiye ile ABD'nin 70 yılı aşkın süredir müttefik olduklarını vurgulayan Bolat, ABD ile ortaklığa değer verdiklerini dile getirdi.

 

Bolat, "İkili ilişkilerimizi mümkün olan her alanda ilerletme konusunda ortak çıkarımız olduğuna kuvvetle inanıyoruz." dedi.

 

Dünyanın yeni bir sanayi çağının eşiğinde olduğuna işaret eden Bolat, pandeminin ardından jeopolitik çalkantılar ile kritik sektörlerdeki arz krizlerinin geleneksel üretim ve dağıtım stratejilerinin doğasını değiştirdiğini söyledi.

 

Bolat, Gazze'de yaşanan trajediye dikkati çekerek, Türkiye'nin Gazze halkına en büyük katkıyı sağladığını, ateşkesin kalıcı hale gelmesinin yolunu bulmaya çalıştığını ve bu belirsizlik ortamında bölgede ihtiyaç duyulan barışın yeniden tesisi için diplomatik girişimlere öncülük ettiğini anlattı.

 

"ÜLKELERİMİZ VE İŞ TOPLULUKLARIMIZ ARASINDAKİ DİYALOĞU İLERLETMEMİZ GEREKİYOR"

 

Küresel doğrudan uluslararası yatırımların da düşüşte bulunduğunu, yatırımcı çekme rekabetinin her zamankinden daha yüksek olduğunu belirten Bolat, "Zorlukların üstesinden gelmek için ABD ve Türkiye'nin her zamankinden daha yakın işbirliği yapması gerekiyor." diye konuştu.

 

Bolat, potansiyelinin gerisinde olsa da mevcut işbirliğinin olumlu eğilimi yansıttığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Ticari ilişkilerimiz son yıllarda giderek artıyor. Tıpkı ticaret gibi yatırımlar da ekonomik ilişkilerin önemli bir boyutunu oluşturuyor. Her iki yönde ve farklı sektörlerde yatırım akışlarının arttığını gözlemliyoruz. Son birkaç yıldır dikkate değer bir ticaret ve yatırım hacmi gözlemliyor olsak da devlet başkanlarımızın belirlediği 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimize ulaşmamız için hala uzun bir yolumuz var. Türkiye, bu hedefi gerçekleştirmeye kararlıdır ve ticari ilişkilerimizi ilerletmek için ortak çalışmalar yapmaya hazırız. İddialı hedefimize ulaşmak için özellikle belirsizliklerle her zamankinden daha fazla karşı karşıya olduğumuz bir dünyada ülkelerimiz ve iş topluluklarımız arasındaki diyaloğu her düzeyde ilerletmemiz gerekiyor."

 

Son olarak Ticaret ve Yatırım Çerçeve Anlaşması (TIFA) kapsamında iki ülkeden yetkililerin bir araya geldiğini ifade eden Bolat, iki ülkenin iş dünyası için önemli konuların ele alındığını aktardı.

 

Bolat, ABD'deki temasları kapsamında ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo ile de görüşeceklerini belirterek, haftaya İstanbul'da ABD'nin önemli ticari etkinliklerinden "Trade Winds"in gerçekleştirileceğini kaydetti.

 

"Ülkemizi yatırımlar için cazibe merkezi haline getirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz"

Bolat, Türkiye'nin son dönemdeki ekonomik performansının ülkenin gücünün göstergesi olduğuna işaret ederek, ekonominin son 21 yılda dikkati çekici büyüme kaydettiğini söyledi.

 

Mal ve hizmet artışının da bu dönemde ülkenin ekonomik büyümesinin itici güçlerinden olduğunu vurgulayan Bolat, Türkiye'nin 2003-2023 yıllarındaki ortalama ekonomik büyümesinin ihracatın da etkisiyle yıllık yüzde 5,4 olduğunu bildirdi.

 

Bolat, "İhracatımızın kapsamını ve hacmini genişletmek, ülkemizi yatırımlar için cazibe merkezi haline getirmek hedeflerimiz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz." dedi.

 

Dünyanın pandemi, iklim değişikliği ve jeopolitik gerginlikler gibi önemli zorluklarla karşı karşıya kaldığına işaret eden Bolat, tedarik zincirlerinin güvenilirliği önemli hale geldikçe Türkiye'nin yatırımcılar için daha cazip olacağını vurguladı.

 

"Türkiye'nin güçlü üretim altyapısının ABD'li yatırımcılar için oldukça cazip olduğuna inanıyoruz"

Bolat, Amerikalı firmaların Türkiye'nin üretimine, istihdamına hem de ihracatına katkı sağladığını ve sayılarının her geçen gün arttığını büyük bir memnuniyetle gördüklerini dile getirdi.

 

Bakan Bolat, "Türkiye'nin, güçlü üretim altyapısını, üretim üslerini ve tedarik zincirlerini çeşitlendirmeyi düşünebilecek ABD'li yatırımcılar için oldukça cazip olduğuna inanıyoruz." dedi.

 

ABD ile ticari ilişkilerdeki zorlukların ve bekleyen sorunların farkında olduklarına dikkati çeken Bolat, Türkiye'den ABD'ye çelik ve alüminyum ihracatına yönelik koruyucu önlemlerin iki ülkenin ekonomik ve ticari ilişkilerini engellemeye devam ettiğinin altını çizdi.

09 Mayıs 2024 Perşembe

İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Andrew Bailey, "Haziran ayındaki toplantımızdan önce iki kez enflasyon ve bir de iş gücü piyasası verisini değerlendireceğiz. Açık olayım, haziranda politika faizinde bir değişiklik ne ihtimal dışında ne de planlı" dedi.


 

Bailey, Para Politikası Kurulunun (PPK) politika faizini yüzde 5,25'te sabit bırakma kararı sonrası düzenlenen basın toplantısında, enflasyonda artışa yol açan "küresel büyük şokların" etkisinin azalmaya başladığını söyledi.

 

İngiltere'de yıllık enflasyonun yüzde 3 seviyesine yaklaştığını ve gelecek aylarda BoE'nin hedefi olan yüzde 2'ye gerilemesini beklediklerini dile getiren Bailey, "Tüm bu gelişmeler cesaret verici ancak henüz banka faizini düşürebileceğimiz bir noktada değiliz. Önümüzdeki dönemde gelecek ekonomik verilere göre karar vereceğiz. Bununla birlikte verilerde artık daha az sürpriz yaşadığımızı söyleyebilirim. Bu da normal ekonomik dönemlere döndüğümüzün bir işareti. Haziran ayındaki toplantımızdan önce iki kez enflasyon ve bir de iş gücü piyasası verisini değerlendireceğiz. Açık olayım, haziranda politika faizinde bir değişiklik ne ihtimal dışında ne de planlı." diye konuştu.

 

Bailey, ülkede yüksek ücret artışlarına yol açan baskıların da hafiflemeye başladığını ifade etti.

 

Enflasyonun yüzde 2 hedefine gerilemesi konusunda oldukça iyi ilerleme kaydettiklerini belirten Bailey, şunları söyledi: "Muhtemelen gelecek çeyreklik dönemlerde politika faizinde indirime gitmemiz ve para politikasını biraz daha az kısıtlayıcı hale getirmemiz gerekecek. Muhtemelen şu anda piyasada fiyatlanandan daha hızlı faiz indirimine gidebiliriz ancak tamamen verilere odaklıyız ve enflasyon görünümüne ilişkin işaretlere çok dikkatli bakıyoruz. Veriler tahminlerle tamamen uyumlu olsa bile Bankanın bunun enflasyonun sürdürülebilir şekilde yüzde 2 hedefine gerilemesine ilişkin risklerin azaldığı anlamına gelip gelmediğine karar vermesi gerekiyor. Bu yüzden her toplantı bizim için yeni bir karar."

 

Bailey, İngiltere'de ekonomi ve enflasyon dinamiklerinin ABD'den farklı olduğunu ve son dönemde piyasa beklentilerinde bir miktar ayrışma görüldüğünü ifade ederek, "ABD Merkez Bankasının (faiz indiriminde) önce hareket etmesi gerektiğini ve biz de dahil diğerlerinin daha sonra harekete geçmesini söyleyen bir kanun yok." dedi.

 

BoE Başkanı Andrew Bailey, İngiltere'de enflasyonla ilgili bir görev ve hedefleri olduğunu belirterek, "Politika faizinde küçük bir indirime giderek de para politikasının hala kısıtlayıcı olabileceğini düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

09 Mayıs 2024 Perşembe