SAHA EXPO'dan yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Savunma Sanayii Başkanlığı'nın destekleriyle düzenlenen fuar, Türk firmaları bir kez daha uluslararası arenada görücüye çıkaracak.

Sektörün, en büyük buluşması olan ve önemli iş birlikleri için etkin bir platform oluşturan SAHA EXPO, 50'nin üzerinde ülkeden 250 yabancı şirketle birlikte 1.000’e yakın firmayı ağırlamaya hazırlanıyor.

Bu yıl 30 bin profesyonel ziyaretçi ağırlamayı hedefleyen fuar, 25-28 Ekim'de İstanbul Fuar Merkezi'nde fiziki olarak gerçekleştirilecek. 1 Kasım-15 Şubat 2023 tarihlerinde ise sanal olarak düzenlenecek.

Geçen yıl içeriği paylaşılabilen 4 sözleşmeyle 123,5 milyon dolar değerinde projeye imza atılan, 27 ayrı sözleşme, anlaşma ve protokolün imzalandığı fuarda, bu sene iş birliklerinin artırılması hedefleniyor.

STRATEJİK ÖNEME SAHİP PEK ÇOK ÜRÜN İLK KEZ TANITILACAK

Avrupa'nın ikinci büyük savunma, havacılık ve uzay sanayi kümesi olan SAHA İstanbul tarafından düzenlenen, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde gerçekleştirilen fuar, yeni dünya düzeninin en güçlülerinin buluşacağı bir platform olacak.

Dev savunma sanayi firmalarından KOBİ'lere, üniversitelerden tedarikçilere ve Ar-Ge merkezlerine kadar savunma, havacılık ve uzay endüstrisinin içinde yer alan tüm paydaşların bir araya geleceği SAHA EXPO, hem katılımcılara hem de ziyaretçilere önemli iş birliği fırsatları sunacak, savunma, havacılık, denizcilik ve uzay sanayisinde stratejik öneme sahip pek çok ürün ilk kez tanıtılacak.

Fuara, Avrupa, Amerika, Afrika, Orta Doğu ve Asya'dan profesyonel ziyaretçiler ve alım heyetleri katılacak.

SANAL FUARA 7/24 ERİŞİM SAĞLANACAK

SAHA EXPO katılımcıları, fiziki fuardan hemen sonra başlayacak üç boyutlu SAHA EXPO Sanal Fuarı'na da katılma hakkı elde edecek.

Dünyanın her bölgesinden sektör profesyonellerinin 7 gün 24 saat ziyaret edebileceği sanal fuarda, katılımcı firmaların 3D ürünlerini gerçeğe en yakın şekilde inceleyebilecek, broşürlerini okuyup indirebilecek, firmaların ve ürünlerin videolarını izleyebilecek, kartvizitlerini bırakabilecek, çevrimiçi yazışabilecek ve firma iletişim bilgilerine erişebilecek.

Fuarda, video konferans üzerinden görüşme talepleri katılımcılar tarafından onaylanan firma temsilcileri, görüşmelerini gerçekleştirebilecek. Katılımcılar fuara davet edilen yabancı delegasyon ve alım heyetlerine görüşme talebi gönderebilecek.

14 Mart 2022 Pazartesi

Etiketler : Teknoloji

Gemi tasarımı için 2001 yılında 4 kurucu ortakla yola çıkan SEFT Mühendislik, kuruluşundan beri farklı tip ve tonajlarda kuru yük, tanker, balıkçı gemileri, yat ve yolcu motorlarının tasarımı ile ticari projeler geliştiriyor.


Savunma sanayinde ileri mühendislik gerektiren önemli projelere imza atan ve enerji gemileri tasarlayan SEFT Mühendislik, savunmada edindiği tecrübeleri uluslararası alana taşıyacak.

 

ÖMÜR KIRBAŞLI

 

Teknopark İstanbul’da faaliyet gösteren SEFT Mühendislik, denizaltı kurtarma ve destekleme gemileri, sismik araştırma gemisi, silahlı insansız deniz aracı (SİDA) gibi çok sayıda ileri mühendislik gerektiren projenin tasarımını gerçekleştirirken savaş gemilerinin modernizasyonu ve yeni geliştirilen silahları bu gemilere entegrasyonu çalışmalarında da yer alıyor. Aralarında dünyanın en büyük yüzer enerji santralinin de bulunduğu 15 farklı PowerShip (enerji gemisi) tasarlayan SEFT’in Genel Müdürü Semih Zorlu, “Portföyümüzde 2023 yılına kadar sadece gemiler yer alırken, bu tarih itibariyle belirlediğimiz vizyon çerçevesinde endüstri alanında da çeşitli projelerde yer almaya başladık. Başlangıç olarak belirli noktalarında yer aldığımız kara enerji santrali, doğalgaz santrali gibi projelerde daha çok yer almayı hedefliyoruz” dedi. Zorlu, SEFT’in yeni projelerini ve hedeflerini İstanbul Ticaret’e anlattı.

 


23 YILLIK TECRÜBE 

 

SEFT nasıl kuruldu? Hangi alanlarda çözümler üretiyorsunuz? 

 

SEFT Mühendislik; 4 kurucu ortak tarafından, 2001 yılında tasarım, mühendislik ve danışmanlık hizmetleri vermek üzere kuruldu. İlk hedefimiz, ülkemizde gemi tasarımı konusunda dünya standartlarında çözümler üreten ve denizcilik alanında ulusal ve uluslararası hizmet verebilen bir mühendislik şirketi olmaktı. İkinci hedef ise tasarımlarıyla dünya ile entegre olabilen, farklı pazarlarda da alıcı bulabilecek ürünler ortaya koyabilen bir tasarım firması olmaktı. Bugün, yaklaşık 100 uzman personele ulaşan ekibimizle geçen 23 yıllık süre zarfına biriken referans projeler, bu hedefleri ne ölçüde gerçekleştirebildiğimizin en iyi kanıtı niteliğinde. Sunduğumuz hizmetleri; gemi tasarımı ve mühendislik, proje yönetimi, danışmanlık, araştırma ve geliştirme projeleri ve ileri mühendislik analizleri olarak beş ana başlık altında toplayabiliriz. Hizmet ettiğimiz sektörler ise denizcilik ve ticari gemiler, savunma sanayi, endüstriyel projeler ve yüzer enerji santralleri.

 

MİLLİ SAVUNMA ÜLKÜSÜ

 

Ürün ya da hizmetlerinizden bahseder misiniz? 

 

Kuruluştan günümüze kadar farklı tip ve tonajlarda kuru yük, tanker, balıkçı gemileri, yat ve yolcu motorlarının tasarımı ve mühendislik tasarımı hizmetleri ile ticari projeler. 2008’den bugüne ise ticari projelerimizin yanı sıra, ülkemizin yerli ve milli savunma sanayinin gelişmesi ülküsüne paralel olarak, savunma sanayi alanına girdik. Mihenk taşı diyebileceğimiz özel projelerimizi de şöyle 

sıralayabiliriz:

 

  • 2009’da Avrupa Birliği destekli Romanya Sınır Polisi için tasarladığımız 5 adet nehir tipi hızlı karakol bot çalışmalarımız ilk savunma sanayi ürünümüz oldu. 
  • 2010 yılında başladığımız Denizaltı Kurtarma Ana Gemisi (TCG ALEMDAR) projesi ile Kurtarma ve Yedekleme Gemisi (TCG IŞIN & TCG AKIN) projeleri, pek çok ilki barındıran özellikleri ile bilgi ve beceri çıtamızı yükselttiğimiz önemli çalışmalarımız arasında yerini aldı. Denizaltı Kurtarma Ana Gemimiz dünya üzerinde iki büyük konsept olan NATO (NSRS) ve US Navy (NSRS) konseptlerinin ikisinin birden icra edilebildiği dünya üzerindeki tek gemi özelliğini taşıması ve sahip olduğu birçok özellik ile böylesi zor bir geminin tasarım süreci, şirketimizin büyümesini hızlandıran önemli bir proje olduğu kadar farklı tip teknolojilerin Türk mühendisler tarafından gerçekleştirilmiş olması da bizler için gurur verici özellik taşıyor. 
  • 2011 yılında milli gurur kaynağımız olan ülkemizin ilk 2 boyutlu ve 3 boyutlu araştırma kabiliyetine sahip Sismik Araştırma Gemisi tasarımına başladık. MTA ORUÇ REİS şu anda TPOTC yönetiminde araştırmalarına devam ediyor.
  • İlerleyen yıllarda Tayland Kraliyet Donanması için geliştirilen Açıkdeniz Destek Gemisi HTMS MATRA projesini ve SAR-33 Sınıfı Sahil Güvenlik Botlarının modernizasyon projelerini gerçekleştirdik. 
  • 2018’de çalışmalarına başladığımız Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi (TCG DERYA) projesinin ve 2020 yılı sonrası çalışmalarımızdan olan MARLİN Silahlı İnsansız Deniz Aracı (S/İDA-TCB1101) projelerinin 2024 Şubat ayı içerisinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza tesliminin gururunu yaşadık. 
  • ATMACA’nın TCG KINALIANA korvetine entegrasyonunda ROKETSAN ile birlikte çalıştık. 
  • STAMP silahının GABYA sınıflarına entegrasyonu, IFF kitlerinin 80’in üzerinde deniz ve kara platformuna entegrasyonu ve GÖKDENİZ test atışı için gemiye entegrasyonu projelerinde ASELSAN’a mühendislik desteğinde bulunduk. 
  • BARBAROS Sınıfı Fırkateynlerimizin Yarı Ömür Modernizasyonu projesinde ASELSAN, Savaş Yönetim Sistemi Entegrasyonu projesinde ise HAVELSAN’ın mühendislik iş ortağı olarak hizmet veriyoruz. 
  • Yaşlanan koster filomuz için 15.000 DWT Türk Hilali’ni tasarladık.
  • Yaşı ilerleyen kimyasal tanker filomuz için 7.500 DWT Paslanmaz Tanker tasarımı yapıp denize indirdik. 
  • 2 adet 6700 DWT Kimyasal Tanker ve 1 adet 1700 DWT Product Tanker tasarımları başarıyla teslim edilirken, bu projeler paralelinde 1 adet Römorkör ve 1 adet Araştırma Gemisi için detay tasarım hizmeti sağladık. 
  • Şu an 1 adet 40,000 DWT Yük Gemisi Tasarımı projemizin inşa süreci devam ederken, aynı zamanda 2 adet Feribot, 1 adet SWATH gemisi projelerine de detay tasarım hizmeti veriyoruz.
  • Karadeniz Holding ile aralarında dünyanın en büyük yüzer enerji santralinin de bulunduğu 15 farklı PowerShip (Enerji Gemileri) tasarımına imza attık. Enerji gemileri alanında 3 projemiz devam ediyor. 
  • Yeni çevre mevzuatı kapsamında retrofit ve modernizasyon projelerini yürüten ekibimiz, uluslararası taşımacılık devi şirketlerin de içerisinde olduğu, 250’den fazla gemiye yönelik proje üretik.

 

EMİSYON AZALTMA 

 

Ar-Ge çalışmalarınız var mı? Nasıl bir ekiple çalışıyorsunuz?   

 

Donatım ekibimizin özelinde çalıştığımız ‘egzoz emisyonlarını azaltmak’ konusunda her geçen gün bir adım atılıyor. Sıkı şekilde takip edilerek uygulanan kuralları aşabilmek için makina üreticileri makinalarının yakıt tipi ve harcama değerleri ile emisyonu azaltıcı yöntemlere çalışırken, yakıt tedarikçileri ise verimli yakıt tiplerinin elde edilmesi, dağıtım ve kullanım alanlarının yaygınlaştırılması veya alternatif enerji kaynaklarının değerlendirilmesi üzerine çalışıyor. Gemi tasarım mühendisliği özelinde ise bizler bu çalışmaların en doğru entegrasyonunun yanında en optimum gemi formunu tasarlamayı hedefliyoruz. Gemi Teorisi ekibimiz 2020 yılı itibariyle ‘form optimizasyonu’ konusuna özel önem vererek, detay çalışmalara yöneldi. Sektörde önde gelen hesaplamalı akışkanlar dinamiği (CFD) yazılım markası ile lisans anlaşması yaparken, bir yandan da SEFT çatısı altında kendi CFD yazılımımızı geliştirdik. CFD yazılımı sayesinde; yeni inşa gemilerin formlarını en düşük direnci sağlayacak şekilde tasarlayabiliyor, mevcut gemilerin EEXI değerlerini sanal havuz yöntemi ile hesaplayabiliyor, mevcut gemilerin baş form optimizasyonu ile direnç değerlerini düşürebiliyor, yine mevcut gemilerin kıç formuna entegre edilecek fin, nozul vb. uygulamalar ile sevk verimini artırabiliyoruz.

 

MARLIN HAYRANLIĞI 

 

Tasarımını gerçekleştirdiğimiz ve ücüncüsünün inşası devam eden insansız su üstü araçlarımız yakın dönemde ürüne dönüşen Ar-Ge çalışmalarımıza örnek verilebilir. İlk tasarımımız ‘MİR’ ile denizaltı tespit operasyonu icra edilebiliyor. Elektronik harp kabiliyetine sahip ilk insansız su üstü aracı olma özelliğini taşıyan ikinci tasarımımız ‘MARLIN’, NATO tatbikatında kendisini katılımcı ülke temsilcilerine hayran bıraktı. ‘ORION’ın ise inşası devam etmekte olup, karakol ve keşif amaçlı operasyonlara yönelik donanıma sahip olacak.

 

KARA ENERJİ TESİSLERİ

 

Yeni ürünler, farklı alanlar olacak mı?

 

2024 Şubat ayında Savunma Sanayii İcra Kurulu’nda açıklanan karar doğrultusunda yeni tip mayın avlama gemisi projesi sözleşme görüşmelerine başladık. Dünya donanmalarındaki mayına karşı önlem gemileri operasyonel ömrünün sonuna yaklaşıyor ve önümüzdeki 10 yılda değiştirilmesi gerekiyor. Sözleşme görüşmeleri devam etmekte olan yeni tip mayın avlama gemisi tasarımımız ile gelecekteki mayın avlama konsepti teknolojisi ihtiyaçlarını karşılayacak bir ana platform geliştireceğiz. Gelişen sonar teknolojisi ve değişen donanma taktiklerini karşılayacak nitelikte bir platform ile insansız sistemlerin en efektif kullanılacağı operasyon senaryosunun gerçeğe dönüştürülmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bugüne kadar devam ettirdiğimiz gemi tasarım faaliyetlerimizin yanı sıra, kullandığımız yazılım ve kazanılan enerji gemileri bilgisini, karada konuşlu enerji tesislerinde de değerlendirmek üzere adımlar atmaya başladık. Ekibimizle beraber bu alanda da yavaş yavaş ama emin adımlarla ilerleyerek bizlere duyulan güveni boşa çıkarmamayı hedefliyoruz.

 

ADIM ADIM GEMİ TASARIMI

 

Gemi tasarımına başlangıç aşamanızdan neticelenmesine kadar olan süreci özetleyebilir misiniz?

 

SEFT olarak hedefimiz, geminin bir fikir olarak doğmasından tesliminde ve hatta teslim sonrasında dahi ihtiyaç duyabileceği dokümantasyonlar için gerekli tüm mühendislik süreçlerini tek çatı altında toplayabilmek. 2001’den bugüne geçen süreçte defalarca tecrübe ede ede, bu hedefe ulaştığımızı söyleyebilirim. Gemi tasarımı gerçekten büyük bir kapsam. Geminin ana özelliklerini ve operasyonel beklentileri, sınır koşulları tanımlayan kuralları iyice netleştirdikten sonra konsept tasarım oluşturulması sürecine başlıyoruz. Bu aşamada istenen hız, stabilite ve diğer kriterlerin sağlandığı bir gemi formuna ‘Gemi Teorisi’ ekibimizin çalışmaları ile ulaşarak, ‘Konstrüksiyon’ ekibimiz tarafından bu formun gerekli hesaplamalar ile uygun mukavemette bir gemi yapısına dönüştürülmesini sağlıyoruz. Gemi yapısı içinde yer alan makina, elektrik, iklimlendirme, havalandırma, teçhiz kategorilerindeki çok sayıda sistem ve cihazın isterleri sağlayacak doğru kapasitelerde belirlenmesi, yerleşimlerinin planlanması, entegrasyonu ve donatım bağlantılarının belirlenmesi gibi konular ‘Donatım’ ekibimiz tarafından tamamlanıyor.

 

Geminin tersane inşa sürecinde saha çalışmalarında ihtiyaç duyulacak sac, boru, kablo yolu, havalandırma kanalı gibi tüm imalat ve işçilik resimleri ‘Detay Tasarım’ ekiplerinde hazırlanıyor. Bu süreçler bölüm müdür ve müdür yardımcıları ile dizayn direktörleri tarafından planlanıyor, yönetiliyor ve ilgili tersane ekibi ile iletişim koordinasyonu sağlanıyor. 

 

Tasarım sürecinin her aşamasında en temel noktamız; müşterinin görüş ve yorumları. Bu paylaşımları, en güncel uluslararası kurallar, ticari hayatta ve teknolojik alanda yaşanan gelişmeler, geçmiş tecrübelerimizle harmanlayarak tasarımımızı son haline ulaştırıyoruz.

06 Mayıs 2024 Pazartesi

Son yıllarda savunma sanayinde büyük başarılar elde eden Türkiye, ASELSAN’ın geliştirdiği hava savunma sistemi ‘Gökkubbe’yi yakın zamanda ülke sathına yayacak.

 

OSMAN KUVVET

 

Savunma sanayinde büyük başarılar elde eden Türkiye, milli teknolojilerle yeni projeleri hayata geçirmeye devam ediyor. ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, geliştirdikleri hava savunma sistemi ‘Gökkubbe’yi yakın zamanda ülke sathına yayacaklarını söyledi. 


SAHA MBA Üst Düzey Bürokrat ve Sektör Liderleri Eğitimi kapsamında bir sunum gerçekleştiren Akyol, şirkette 10 bin 600 personelin çalıştığını ve bunların yüzde 63’ünün mühendis olduğunu belirtti. Akyol, personelin yaş ortalamasının 34 olduğuna, Avrupa’daki şirketlerde ise bu ortalamanın 50’lerde olduğuna dikkat çekti. 

 

ASELSAN’ın yüksek teknolojili ürünler ürettiğini anlatan Akyol, Türkiye’nin savunma sanayi ihracatında kilogram başına düşen değerin 1.4 dolar iken, ASELSAN ürünlerinde bu değerin 2 bin doları bulduğunu söyledi.

 


SON 6 YILDA 793 ÜRÜN

 

ASELSAN’ın millileştirdiği ürünlerden de bahseden Akyol, 2018 sonrası 793 ürünü millileştirdiklerini, bu ürünlerden ülkenin elde edeceği potansiyel kazancın 1 milyar doları geçtiğini kaydetti. Şu an 258 üründe daha millileştirme faaliyetlerinin sürdüğünü belirten ASELSAN Genel Müdürü, artık transistör ve çip seviyesine kadar yerli ve milli çözümler üretebildiklerini söyledi.

 

Savunma sistemleri, radar-elektronik harp, mikroelektronik güdüm gibi çeşitli faaliyet alanları olduğunu kaydeden Akyol, ürettikleri hava savunma sistemlerinin bu birimlerin her birinin katkısını barındırdığını belirtti.

 

Modern hava savunma konsepti ve ASELSAN tarafından üretilen katmanlı hava savunma çözümleri hakkında da bilgi veren Akyol, ‘Çok Alçak İrtifa’, ‘Alçak İrtifa’, ‘Orta İrtifa’ ve ‘Yüksek İrtifa’ hava savunma sistemlerini tanıtarak, şunları söyledi:

 

“Hava savunma döngüsü tehditlerin tespiti ile başlar, takip teşhisi ile devam eder, sonrasında değerlendirme ve analizler yapılır, en uygun silah ilgili tehdide atanır. Sonrasında angajman için algoritmalar çalıştırılır, hedef bilgileri sürekli olarak işlenerek maksimum düzeyde etkinliğin sağlanması için analiz işlemleri devam eder. Son olarak da hedefin imhası sağlanır. Bu hava savunma döngüsünde radarlar, komuta kontrol sistemleri, haberleşme sistemleri, atıcı platformlar gibi birçok büyük sistem birlikte çalışır. 

 

ASELSAN’ın her bir alan için özelleşmiş sistem çözümleri mevcut. Bununla birlikte bu sistemlerin entegre çalışarak etkin bir hava savunma sistemi oluşturmaya yönelik hava savunma mimari tasarım yetkinliği de bulunuyor. Ayrıca önleyici füze üzerinde de veri bağı arayıcı başlık gibi ASELSAN uzmanlığında olan birimler yer alıyor.”  

 

YURT SATHINA YAYILACAK

 

Sunumunun ardından katılımcıların sorularını da yanıtlayan Akyol, ASELSAN’ın geliştirdiği hava savunma sistemlerinin son dönemde çok konuşulan İsrail’in Demir Kubbesi ile boy ölçüşüp ölçüşemeyeceği konusunda şunları söyledi: “Biz de aslında uçtan uca hava savunma sistemimize Gökkubbe dedik. Bunu şu anda Türkiye sathına yayıyoruz. Teknoloji olarak belli bir yetkinliğe geldiğimizi düşünüyorum. 

 

Demir Kubbe’yi bizden daha öne çıkaran, ‘Bizim şurada eksik olduğumuz bir şey var’ diyeceğimiz özel bir konu söyleyemeyeceğim. Biraz o coğrafyanın durumu gereği, oradaki faaliyetler çok ön plana çıktı. Biz uçtan uca sistemimizi bütün paydaşlarımızla birlikte tamamladık.”


 

3 BİN 400 TEDARİKÇİ

 

Bu alanın gelişmesi için bu yıl ilk kez Teknofest’te hava savunma sistemi projelerinin de yarışma ayağına dahil edildiğini belirten Akyol, hassas üretimin geliştirilmesi ihtiyacına da dikkati çekti. Akyol, mühendislik kapasitesindeki ihtiyaca yönelik soruya ise “Sahaya çok ürün vermiş bir firmayız. Bir üs bölgesinde belki 20 tip ASELSAN ürünü görüyorum. Mühendislerimiz sahaya gitmediğinde anlamsız projeler olduğunu görüyorum. Üretimde kaliteli ve büyümeyi destekleyecek çalışmalar önemli bir eksiklik. Zorluk seviyesi yüksek üretimde, yeteri kadar üretici bulamıyoruz. 3 bin 400 tedarikçimiz var; bu sayının artmasındansa zorluk seviyesi yüksek üretimi artırmak ya da kaliteyi yükseltmek daha önemli. Mekanik üretimde belki 50 üretici var ama hassas mekanikte 2-3 üretici var” yanıtını verdi.

 


GÖKKUBBE 4 KATMANDAN OLUŞUYOR 

 

Gökkubbe hava savunma sistemi toplam 4 katmandan oluşuyor. 

 

1. katman: KMS, KORKUT, AİC, İHTAR, ŞAHİN, GÖKER ve GÖKBERK

 

2. katman: HERİKKS, C-RAM, HERIKKS-VI, HİSAR A+, GÖKDEMİR ve GÜRZ

 

3. katman: KALKAN, KALKAN II, HİSAR O+ ve HİSAR U

 

4. katman: SİPER, SİPER ÜRÜN 1 ve SİPER ÜRÜN 2

 

Öte yandan, STR, KALKAN, MAR ve AKR gibi radar sistemleri de Gökkubbe’de bulunuyor.

 

KİLOGRAMI 2 BİN DOLAR

 

ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, şunları söyledi: “Türkiye’nin kilogram başına ihracat miktarı 1.4 dolar, savunma sanayi için 58-60 dolar civarında. ASELSAN’da ise 2 bin dolar seviyesinde. Teknolojinin en nitelikli tarafıyla uğraşıyoruz. Bunu seri üretimini de başlattığımız ürünlere devirdiğimizde; arayıcı başlıkların kilogram değeri 12 bin dolar, İHA kameralarımız 20 bin dolar, burun radarı 30 bin dolar, arayıcı başlık ve kameraların, radarların dedektörleri 50 bin dolarlarda. İşte hayal ettiğimiz yüksek katma değer üreten Türkiye’nin somut örneği. 2030 sonunda Defence Top 100’de ilk 30’a girmek istiyoruz. Şu an 4 yıl bizi götürecek siparişimiz var.”

06 Mayıs 2024 Pazartesi