ASELSAN tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri için yerli ve milli olarak geliştirilen, ülkenin en uzun menzilli radarı olan erken ihbar radar sistemlerinin ilk teslimatı yapıldı.


 

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, ASELSAN tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri için yerli ve milli olarak geliştirilen, ülkenin en uzun menzilli radarı olan erken ihbar radar sistemlerinin ilk teslimatı dolayısıyla ASELSAN Gölbaşı tesislerinde düzenlenen, "Taşınabilir Erken İhbar Radar Sistemleri Teslimat Töreni"ne katıldı.

 

Bakan Güler, burada yaptığı konuşmasında, helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile beraberindekilere Allah'tan rahmet, İran halkına da başsağlığı dileğinde bulundu.

 

"Kahraman ordumuzun gücüne güç katacak kritik projelerden biri olan taşınabilir erken ikaz radar sisteminin ilk teslimatına, büyük bir mutlulukla şahitlik ediyoruz. Bu ileri teknoloji ürünümüzün, ülkemize ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum" diyen Güler, uluslararası ilişkilerde belirsizliklerin hakim olduğu, risk ve tehditlerin her geçen gün daha da arttığı bir sürecin yaşandığını belirtti.

 

Güler, yaşanan bu hassas gelişmelerin, ülkelerin güvenlik ihtiyacını öncelikli hale getirdiğine işaret ederek, "Bu nedenle stratejik bir coğrafyada yer alan ülkemizin, kendi güvenliğini sağlayabilmesi için, savunma sistemlerini kendi imkan ve kabiliyetleri ile üretmesi hayati önemi haizdir. Geçmişte yaşadığımız acı tecrübeler yerli ve milli savunma sanayimizi her ne pahasına olursa olsun geliştirmemiz gerektiğini bizlere göstermiştir." diye konuştu.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu stratejik vizyon ve yüksek irade sayesinde savunma sanayisi alanında büyük projelerin başlatıldığını dile getiren Güler, şöyle devam etti: "Bunun neticesinde, birbirinden değerli firmalarımızın, hemen her platformda tasarlayıp ürettiği, sürekli olarak yenilerini geliştirdiği yerli ve milli savunma sanayii ürünleri, ordumuzun gücüne güç katmaktadır. Yerli ve milli üretime dayanan, böylelikle Türkiye'nin bağımsızlığına katkı sunan savunma sanayimiz, teknoloji üretme ve transfer kapasitesinin yanında, ihracat performansıyla da ülke ekonomisine de güç katmaktadır. Savunma sanayimiz artık güçlü altyapısı, sürdürebilir ekosistemi, geniş istihdam olanakları ve ürettiği birbirinden kritik projeler ile bölgesinde ve dünyada rol model durumundadır. İthal sistemlere olan ihtiyacımızın azalması ve ileri savunma teknolojilerine dayalı bir savunma sanayine sahip olmamız, politik ve ekonomik bağımsızlığımızı sağlarken askeri ve stratejik seviyede uluslararası etkinliğimizi de artırmıştır."

 

"İLK UÇUŞLARINI GURURLA İZLEDİK"

 

Bakan Güler, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) olmak üzere tüm paydaşlarla uyum içerisinde işbirliğine dayalı çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

 

Bunun neticesinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine her geçen gün yeni ürünleri dahil ettiklerini, ordunun imkan ve kabiliyetlerini mütemadiyen geliştirdiklerini ifade eden Güler, şunları kaydetti:

 

"Nitekim sadece son aylarda insansız savaş uçağımız ANKA 3 ile yerli ve milli uçağımız KAAN'ın başarıyla gerçekleştirilen ilk uçuşlarını gururla izledik. Aynı şekilde insanlı hava platformlarımız HÜRKUŞ, HÜRJET, GÖKBEY ve KAAN'ın seri üretimine yönelik çalışmalarımızı hızlandırdık. Yerli ve milli imkanlarla üretilen gemilerimizi ve insansız deniz aracımızı donanmamızın hizmetine alırken yine Deniz Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak torpido ve füzelerin seri üretimine yönelik anlaşmaları imzaladık. Bunlara ilaveten, Kara Kuvvetlerimizin operasyon etkinliğine değerli katkılar sağlayacak farklı çap ve özelliklerdeki 4 yerli ve milli füzemizin tedarik sözleşmelerini imzalarken, modernize edilen ilk tankımızı teslim aldık. Bugün de yine ülkemizin savunmasına yönelik son derece kritik bir proje olan taşınabilir erken ikaz radar sistemini, envanterimize katıyoruz."

 

Güler, gelişen harp teknolojisi ile asimetrik risk ve tehditlerin, savunma ve güvenlik doktrininin sürekli değiştiğine dikkati çekerek, artık geleneksel askeri tedbirlerin yanı sıra en modern teknolojiye dayalı modern savunma sistemlerine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

 

"RADARIMIZ, ORDUMUZA ÖNEMLİ BİR ÜSTÜNLÜK SAĞLAYACAK"

 

Tehditleri erkenden tespit edip algılayan ve karşı reaksiyon üreterek etkisiz hale getirebilen radar sistemlerinin varlığının, hayati öneme sahip olduğunu anlatan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle erken ikaz radar sistemleri uçaklar ve diğer hava hedeflerinden balistik füzelere kadar, geniş tehdit yelpazesini tespit edebilmekte ve menzilleri nispetinde etkisiz hale getirebilmekte, bu yönüyle de ülkeler için muazzam bir savunma imkanı sunmaktadırlar. Bunun bilinciyle, Türkiye olarak gerekli çalışmaları başlattık ve neticede Savunma Sanayii Başkanlığımız ve ASELSAN, yıllardır büyük bir gayretle üzerinde çalışarak erken ikaz radar sistemini üretmeyi başardı. Bu yeni nesil radar sistemimiz, Türkiye'nin en uzun menziline sahip olması, erken ihbar yeteneği, hızlı kurulum ve toparlanma gibi etkin hareket kabiliyeti ile kendi klasmanında en donanımlı özellikleri bünyesinde barındırıyor. Yüksek operasyon becerisine sahip bu radarımız sayesinde çok yönlü tehditlerin önceden tespit ve takibini hızlı bir şekilde yapacak, böylece tehditlere karşı uzun menzilde etkin bir şekilde mukabele ederek ülkemizin savunma yeteneklerini büyük ölçüde artıracağız. Ayrıca personelimizin etraflıca bilgi sahibi olması, hızlı karar alarak icraata yönelmesi bakımından da radarımız, ordumuza önemli bir üstünlük sağlayacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemizin ve vatandaşlarımızın güvenliğini en güçlü şekilde sağlamak için gerekli tüm tedbirleri almaya günümüzün ve geleceğin gerektirdiği en modern sistemlerle kahraman ordumuzu donatmaya devam edeceğiz."

 

Görgün: Teslimatı gerçekleştirilen taşınabilir erken ihbar radar sistemleri çok stratejik bir ürün

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, törende yaptığı konuşmada, radar sistemlerinin harp alanı ve sınır güvenliği açısından önemli bir unsur olduğunun altını çizerek, bu kapsamda yaklaşık 30 yıldır radar alanında çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

 

Özellikle havadan keşif, gözetleme, sınır gözetleme, deniz platformları, hava savunma sistemleri, füze sistemleri, arama gözetleme, atış kontrol, takip ve silah tespit alanında radar geliştirmek için yeni teknolojilerde ülkeyi üstün kılacak çalışmalar yaptıklarını belirten Görgün, "Teslimatı gerçekleştirilen taşınabilir erken ihbar radar sistemleri çok stratejik bir ürün. Bu stratejik ürünün özellikle yerli milli üretilmesinin ve envantere kazandırılmasının ayrı bir huzuru var." ifadelerini kullandı.

 

ASELSAN tarafından üretilen erken ihbar radar sistemi ürün grubu ailesinin tümüne ALP isminin verildiğine dikkati çeken Görgün, teslim edilen radarın da ALP 300-G olarak adlandırıldığını aktardı. Görgün, bu radar sisteminin 500'e yakın sayısal haberleşme yapabildiğine işaret ederek, radarın saniyede 81 DVD'nin içeriğini işleme kabiliyetine sahip olduğunu vurguladı.

 

 

 

Yaklaşık 10 farklı ülkeye 40 civarında farklı radar ihracatı yapıldığına dikkati çeken Görgün, şunları kaydetti: "Dünyada diğer ülkelerde kullanımında olan İtalyan, Fransız ve Amerikan üretimi çok farklı radarlar var. Bugün teslim ettiğimiz ALP 300-G, gerek çözünürlük gerek menzil gerek doğruluk bakımından bunların hepsinden üstün. Bu radar aktif elektronik tarama özelliğine sahip, durarak çalışıyor. ALP 300-G radarı 4 binin üzerinde gönderme alma özelliğine sahip. Durarak çalışırken bir modül kısmında arıza olduğunda geri kalan işlemleri yapabiliyor. Ayrıca dönen radarlara göre bir üstünlüğümüz, bu radarımız bir periyodun tamamlanmasını beklemeden yansımayı alabiliyor. Ayrıca doğrulama sinyali de göndererek doğruluğunu daha hassas bir konuma getirebiliyor."

 

Görgün, radarda 435 bin satırdan fazla kod kullanıldığına işaret ederek, "Bu radarın geliştirilmesinde 20'ye yakın patentimiz var. Radarımız ayrıca 30 dakikada kurulabiliyor. Uzak erişime radyolink göndererek haberleşmeyi kesintisiz sağlıyor." dedi.

 

Radar projesine 436 firmanın katkı sağladığının altını çizen Görgün, "Radarın, hedef kümesi çok geniş elektronik harbe dayanıklı. Avantajlardan birisi de teknoloji hakimiyetimizle ihtiyaç duyulduğunda her an çok hızlı bir şekilde teknolojik desteğin verilebilmesi. Bir sonraki nesil üyelerin geliştirilmesinde çok hızlı cevap verilebilecek." ifadesini kullandı.

 

"ALP 300-G ile erken ihbar ve hava savunma radar ailemizde önemli bir aşamayı geçmiş olduk"

ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol da ASELSAN'nın, radar alanında son yıllarda birçok önemli başarıya imza attığına dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Tüm frekans bantlarında tasarım ve üretim yeteneği kazandı. 2023'te envantere giren Cenk ve Akrep ile deniz platformu radar ailemizi tamamladık. ALP 300-G ve yine bu yıl envantere girecek alçak irtifa radarı ile erken ihbar ve hava savunma radar ailemizde önemli bir aşamayı geçmiş olduk. Bizi radar liginde en üst sıraya taşıyan AESA Burun Radarımız Murad ile de hava platformu radarı geliştirebilen çok az sayıda ülkeden biri haline geldik."

 

ASELSAN olarak, Türkiye'nin radar alanındaki temel bütün ihtiyaçlarını milli olarak karşılayabilir hale geldiklerinin altını çizen Akyol, geleceğin teknolojilerine hazırlık yaptıklarını ve TOBB Üniversitesi ve Gebze Teknik Üniversitesi ile Quantum radarı geliştirmek için AR-GE çalışmalarının sürdüğünü aktardı.

 

Akyol, AESA radarlarda kullanılan GAN çiplerinin ve tüm alt bileşenlerin tasarım ve üretiminin ASELSAN'da yapıldığına işaret ederek, Bilkent Üniversitesi ile kurulan Aselsan Bilkent MikroNano şirketinde, bu çiplerde kullanılan galyum nitrat transistörlerini millileştirdiklerini söyledi.

 

ASELSAN'ı 2030'da dünyanın en büyük 30 savunma sanayi şirketinden biri yapmayı hedeflediklerini belirten Akyol, bu hedefe koşarken alanında en iyi ürünleri yapmayı, oyun değiştirici teknolojileri geliştirmeyi ve ihracat odaklı büyümeyi vizyon edindiklerini sözlerine ekledi.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin geleceğinin milli teknoloji hamlesi, AR-GE ve inovasyon ekosisteminin güçlendirilmesiyle daha aydınlık olacağını vurguladı.


 

 

Bakan Kacır, Antalya'daki ANFAŞ Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen, Anadolu Ajansının medya paydaşları arasında yer aldığı Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST) Akdeniz Teknoloji Yarışmaları'nın finali etkinliğine katıldı.

 

Stantları gezen, gençlerle sohbet eden Kacır, gazetecilere yaptığı açıklamada, milli teknoloji hamlesinin Türk gençliği ile buluşma noktası olan TEKNOFEST'i bu yıl Akdeniz şehirlerinde gerçekleştirdiklerini söyledi.

 

Kacır, Antalya'da 49 yarışmanın 25'inin finalisti olan 5 bine yakın gençle birlikte olduklarını kaydetti.

 

TEKNOFEST yolculuğunun başladığı 2018'de 14 yarışmada, 4 bine yakın takımdan 1 milyon genç ile yarıştıklarını hatırlatan Kacır, bu yıl ise 49 farklı yarışmada, 770 binden fazla takımdan 1 milyon 600 bin gencin hayallerini araştırmaya, geliştirmeye ve projeye dönüştürmek amacıyla yarıştığını dile getirdi.

 

Kacır, TEKNOFEST'in bu yönüyle her yıl kendi rekorunu tazeleyen ve yeni dünya rekorlarına imza atan bir etkinlik olduğunu vurguladı.

 

TEKNOFEST kuşağı Türk gençliğinin milli teknoloji hamlesinin öncüsü olmaya devam edeceğine dikkati çeken Kacır, "6 yıldan bu yana sadece proje takımları değil proje takımlarından doğan teknolojik girişimlerinin de bulunduğunu büyük bir mutlulukla gözlemliyoruz. Türkiye'nin geleceği, milli teknoloji hamlesini gerçekleştirmekle, AR-GE ve inovasyon ekosistemini güçlendirmekle çok daha aydınlık olacak." diye konuştu.

 

TEKNOPARK SAYISI 102'YE YÜKSELDİ

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son 22 yılda Türkiye'nin dört bir yanına teknoparklar inşa ettiklerini anlatan Kacır, şöyle devam etti: "Teknoparklarımızın sayısını 2'den 102'ye, teknoparkta faaliyet gösteren firma sayısını 60'tan 10 bin 500'e yükselttik. Türkiye, bugün 270 binden fazla insandan oluşan bir AR-GE ordusuna sahip. TEKNOFEST'lere katılan gençlerimizle bu orduya yeni neferler kazandırmaya devam ediyoruz. Bu yılın TEKNOFEST'inde 30 milyon liraya yakın ödül desteği, 55 milyon liranın üzerinde de malzeme ve ekipman desteği ile gençlerimizin yanında olduk. Türkiye Teknoloji Takımı Vakfının öncülüğünde bakanlık olarak 100'den fazla paydaş kurumumuz ile gençlerin önündeki engelleri kaldırmak, onların geliştirdiği projelere destek olmak, yapageldiğimiz en anlamlı işlerin başında geliyor."

 

TEKNOFEST'te bu yıl pek çok yeniliğe ev sahipliği yaptıklarına işaret eden Kacır, "Bu yıl ilk kez kuantum, nükleer enerji, blok zincir, finans teknolojileri, yapay zeka büyük dil modeli, hava savunma sistemleri yarışmaları düzenliyoruz. Gençlerimiz savunma sanayiinde, sağlık, eğitim, tarım, finans, enerji teknolojilerinde geliştirdikleri projeler ile Türkiye ekonomisine değer katmayı sürdürecekler." ifadelerini kullandı.

 

Antalya'nın yanı sıra İzmir, Isparta, Mersin, Adana, Aksaray, Kahramanmaraş, Erzurum, Ankara, İstanbul ve Kocaeli'de de farklı yarışmaların finallerini gerçekleştirerek bu heyecanı Türkiye'nin dört bir yanına yaydıklarını dile getiren Kacır, bu yarışmalardan yeni Aziz Sancar, Selçuk Bayraktar ve Alper Gezeravcı gibi tarihi adımları milletle buluşturacak isimler çıkacağına inandığını sözlerine ekledi.

 

Kacır'a Antalya Valisi Hulusi Şahin, AK Parti Antalya Milletvekilleri Mustafa Köse, Kemal Çelik, Tuba Vural Çokal, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, AK Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin de eşlik etti.

07 Eylül 2024 Cumartesi

Etiketler : TEKNOFEST teknoloji uzay MilliTeknolojiHamlesi

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Kurulum çalışmaları devam eden 5 yeni model fabrikayla bu örnek tesislerin sayısını 15'e çıkaracağız ve sanayimizin dijital çağa adaptasyonunu güçlü şekilde gerçekleştireceğiz" dedi.


 

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Merkez Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) hizmete giren Samsun Model Fabrika'nın açılışında yaptığı konuşmada, dijital dönüşüm sürecini yakalayarak Samsun sanayisinin rekabet gücünü artıracak fabrikanın OSB'ye, Samsun'a ve bölgeye hayırlı olmasını diledi.

 

Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada yaşanan ekonomik, politik ve sosyal kriz ortamına rağmen durmaksızın yoluna devam ettiğine dikkati çeken Kacır, "Son 22 yılda hayata geçirdiğimiz yatırım, üretim, istihdam ve kalkınma hamleleriyle daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye’ye doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Bağımsızlığımızın, büyümemizin, kalkınmamızın yapı taşlarından sanayi ve teknolojide her geçen gün yükselen ivmeyle yolumuza devam ediyoruz. Son 22 yılda sanayi sektöründe çalışan sayımızı 3 milyon 900 binden 6 milyon 700 bine çıkardık. Organize sanayi bölgelerimizin sayısını 191'den 360'a yükselttik. Kurduğumuz 45 endüstri bölgesini Türkiye'nin üretim üsleri haline getirdik." ifadesini kullandı.

 

Eş zamanlı olarak Türkiye'nin küresel üretim üssü rolünü güçlendirecek katma değerli, rekabetçi ve sürdürülebilir üretim altyapısını bir üst lige taşıyacak dijital dönüşüm atılımlarını hayata geçirdiklerini anlatan Kacır, sözlerine şöyle devam etti: "Yüksek teknoloji yatırımları için AR-GE'den seri üretime uçtan uca bütüncül destek mekanizması sunan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'mızın dijital dönüşüm çağrısıyla dijital dönüşüm alanında öncü ve yenilikçi 36 projeyi uçtan uca destekliyoruz. Yakın zamanda ilan ettiğimiz Yükselen Yenilikçi Teknolojiler Çağrısı ile de iklim teknolojilerinden malzeme teknolojilerine, biyoteknolojiden bilgi ve iletişim teknolojilerine, paradigma değişimlerinin yaşandığı birçok alanda yeni yatırımlara öncülük ediyoruz. 13 Eylül'e kadar başvuruların açık olduğu çağrıya Samsunlu sanayicilerimizi de başvuru yapmaya davet ediyorum. Yine kamuoyuyla detaylarını yakın zamanda paylaştığımız Dijital Dönüşüm Destek Programı ile işletmelerimizin maliyet etkin, rekabetçi üretim altyapısı oluşturmaları için ihtiyaç duydukları projeleri yatırım teşviklerimizle destekliyoruz. Program doğrultusunda işletmelerin dijital dönüşümde kısa, orta ve uzun vadeli ihtiyaçlarını destekleyecek yol haritaları sunmalarını bekliyoruz. Sunulan yol haritalarıyla uyumlu yatırımları öncelikli yatırımlar uygulaması ile destekliyoruz."

 

"8.2 MİLYAR EURO BÜTÇELİ DİJİTAL AVRUPA PROGRAMI'NA KATILDIK"

 

Sadece milli destek mekanizmalarıyla değil, uluslararası programlardan da azami düzeyde istifade etmek için planlı ve kararlı şekilde girişimlerini sürdürdüklerini aktaran Kacır, "8,2 milyar avro bütçeli Dijital Avrupa Programı'na katıldık. Program kapsamında süper bilgisayarlardan yapay zeka test merkezlerine ve deney tesislerine KOBİ'lerimizin, sanayicilerimizin dijital dönüşüm yolculuklarında ihtiyaç duydukları kritik önemi haiz altyapılara erişimlerini sağladık. Dijital Avrupa Programı'nın en önemli mekanizmalarından ülkemiz sanayisinin, KOBİ'lerinin ve kamu kurumlarının dijital dönüşümündeki önemli aktörlerden biri olacak 5 konsorsiyum, 'Avrupa Dijital İnovasyon Merkezleri ağına dahil oldu. Tabii bizler ortaya koyduğumuz başarılı çalışmalarımızı, ileriye dönük plan ve programlarımızı sizlerle paylaşırken tüm bu yapının odağı, nitelikli insan kaynağımızdır ve geleceğimizin umudu olmazsa olmazımız gençlerimizdir. Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimize giden yolda azimle, kararlılıkla devam ediyorsak, buradaki temel misyonumuz elbette ki insanımıza, gençlerimize yatırım yapmaktan asla vazgeçmeyen bir anlayışa sahip olmamızdır." diye konuştu.

 

"GENÇLERİMİZİN GELECEĞİN YETKİNLİKLERİYLE DONATILMASI ÖNCELİĞİMİZDİR"

 

Bakan Kacır, TEKNOFEST’ler, DENEYAP Teknoloji Atölyeleri, Sektör Kampüs Programı ve yeni devreye alınan Milli Teknoloji Atölyeleri'nin arka planında hep gençlerin ve beşeri sermayenin gelişiminin yattığını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Gençlerimizin geleceğin yetkinlikleriyle donatılması önceliğimizdir. Bir diğer önceliğimiz de mevcut iş gücümüzün dönüşümüdür. Model fabrikalarımızla sanayicimizi ve emekçilerimizi yalın üretim ve dijital dönüşümle buluşturuyoruz. İlkini 2018 yılında Ankara’da faaliyete aldığımız yetkinlik ve dijital dönüşüm merkezlerimizin, yani model fabrikalarımızın sayısını kısa dönem içinde 10'a çıkardık. Bugüne kadar model fabrikalarımızda 508 öğren-dönüş programı düzenledik. 170 yalın proje uygulama çalışması gerçekleştirdik ve 3 bine yakın firmamıza eğitim verdik. Bu desteklerle, eğitimlerle firmalarımızı sanayinin dijitalleşme yolculuğuna hazırladık. Böylece sanayicilerimizin verimliliklerinde yüzde 76'ya varan artış, üretim sürelerinde ortalama yüzde 34 düşüş ve üretimlerinde yüzde 140'ı bulan artış elde ettiklerini memnuniyetle ifade etmek isterim. Kurulum çalışmaları devam eden 5 yeni model fabrikayla bu örnek tesislerin sayısını 15'e çıkaracağız ve sanayimizin dijital çağa adaptasyonunu güçlü şekilde gerçekleştireceğiz."

 

Samsun Model Fabrika ile sanayide dijital dönüşüm ve verimlilik potansiyelinin çok daha yukarılara taşıyacağına inandığını dile getiren Kacır, şunları söyledi: "Samsun Merkez Organize Sanayi Bölgesinde bin metrekare alanda kurduğumuz bu tesisi son teknolojili makine ve ekipmanlarla donattık. Samsun'un güçlü imalat sanayisine güç katacak ve rekabet gücünü artıracak model fabrikamız, yalın üretim eğitimlerine katılmak isteyen tüm KOBİ ve işletmelerimize açık olacak. Şimdiden 10 farklı eğitim ve etkinlikle 800’den fazla kişiye ulaşan fabrikamız, Samsun başta olmak üzere bölgedeki sanayicilerimize hizmet etmeye başladı. Gelecekte binlerce firmanın verimlilik artışını ve dijitalleşmelerini sağlama hedefiyle kurduğumuz bu fabrikanın Samsun ve bölge sanayisinin dijital dönüşüm yolculuğunda başat aktörlerden biri olacağına hiç şüphem yok. Şunun iyi bilinmesini isterim ki Samsun için kararlılıkla çalışmaya, eser ve hizmet üretmeye, gönülleri fethetmeye devam edeceğiz." diye konuştu.

 

Bakan Kacır, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın başkanlığında yaptıkları Orta Vadeli Program (OVP) ile gelecek 3 yıldaki rotalarını belirlediklerini aktararak, sözlerini şöyle tamamladı: "Önümüzdeki dönemde de ilgili tüm kurumlarımızla eş güdüm içinde, yüksek katma değerli üretimi önceleyen bir sanayi politikası ile yapısal dönüşümü hızlandıracağız. Ülkemizin uzun vadeli hedefleriyle teşvik mekanizmalarımızı daha güçlü hizalayan yeni teşvik modelimizle yatırımcılara selektif ve program bazlı olarak cazip teşvikler sunacağız. Yeni teşvik modelimizin önemli bir sütunu konumundaki ve yakın dönemde kamuoyuyla detaylarını paylaşacağımız Yerelde Kalkınma Hamlesi Teşvik Programı kapsamında 81 ilimizin potansiyelini ve yetkinliklerini harekete geçirecek yatırım başlıklarını tespit ettik. Yine dün yürürlüğe giren OSB yönetmeliği ile de OSB sistemimizde reform niteliğinde adımlar attık. OSB'lerimizde kamulaştırma, altyapı ve tahsis süreçlerine hız kazandıracak düzenlemeleri gerçekleştirdik. Sanayicilerimizle, girişimcilerimizle yakın iş birliği içerisinde hareket etmeye devam ederek bu toprakları yeni yatırımlarla bereketlendirmeye devam edeceğiz."

 

Konuşmaların ardından fabrikanın açılış kurdelesi kesildi.

 

Açılışa Samsun Valisi Orhan Tavlı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, MHP Genel Başkan Yardımcısı İlyas Topsakal, AK Parti Samsun Milletvekili Ersan Aksu, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, Samsun TSO Başkanı Salih Zeki Mürzioğlu, AK Parti İl Başkanı Mehmet Köse, MHP İl Başkanı Burhan Mucur, ilçe belediye başkanları ve iş insanları katıldı.

06 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : fabrika dijital