Pazartesi, 09 Eylül, 2024
Teknopark İstanbul’da faaliyet gösteren Techbros’un geliştirdiği ‘FraudFlow’ adlı yapay zeka destekli yazılım, geleneksel yöntemlerle tespit edilmesi zor olan suistimal vakalarını hızla ve yüksek doğrulukla belirleyerek, firmaların maddi kayıplarını minimize ediyor.
HABER: ÖMÜR KIRBAŞLI
Günümüzde başta sağlık, sigortacılık, telekomünikasyon olmak üzere birçok alanda çeşitli suistimal vakaları karşımıza çıkıyor. Şirketler bu tip sorunları çözmek için çok sayıda denetleyen ya da kontrol eden çalışana ihtiyaç duyuyor. Bu da şirketler için yüksek maliyet ve zaman kaybına yol açıyor. Üstelik bazı durumlarda standart tutmuyor ya da doğru verilere ulaşılamıyor. Güvenirlik ve denetim sorunu da yaşanabiliyor. Teknopark İstanbul’da yerleşik Techbros, geliştirdiği yapay zeka destekli yazılımla şirketlere maliyet ve zaman avantajı sunuyor. Müşterilerinin operasyonlarını daha verimli ve güvenli hale getirmelerine yardımcı oluyor. Techbros Bilişim Çözümleri A.Ş. kurucusu ve CEO’su Güneş İnal, geliştirdikleri ürünleri ve hedeflerini İstanbul Ticaret’e anlattı.
YERLİ VE MİLLİ
* Şirketiniz hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? Bu fikir nasıl doğdu?
Techbros Projesi, üniversite yıllarında arkadaşlarımızla yazılım geliştirme üzerine yaptığımız çalışmalarla doğdu. 2012 yılında, farklı sektörlerin ihtiyaçlarına yönelik yazılım çözümleri geliştirmeye başladık. Mezuniyet sonrası çeşitli şirketlerde çalışsak da bir Türk teknoloji şirketi kurma hayalimiz hep canlı kaldı. 2021 yılında, gerekli teknik altyapı ve iş tecrübesini edindikten sonra Techbros Bilişim Çözümleri Anonim Şirketi olarak faaliyetlerimize devam etmeye karar verdik. Şirketimiz, Türk mühendisliğini global arenada temsil etmek ve yenilikçi teknolojilerle fark yaratmak amacıyla kuruldu. Bu süreçte, hem teknik bilgi birikimimizi hem de iş dünyasında edindiğimiz deneyimleri bir araya getirerek, Türkiye’den çıkacak dünya çapında bir teknoloji şirketi olmayı hedefledik. Bugün, bu vizyon doğrultusunda büyümeye ve gelişmeye devam ediyoruz. Sigortacılık, bankacılık, telekomünikasyon, perakende, otomotiv, sağlık gibi birçok sektörde müşterilerimize hizmet veriyoruz.
SUİSTİMALLERİ YAKALIYOR
* Ürün veya hizmetiniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Techbros’u veri yönetimi ve analitiği üzerine odaklanmış bir teknoloji firması olarak konumlandırdık. Günümüzün en değerli kaynağı olarak kabul edilen veriyi, iş zekası, büyük veri ve veri analitiği gibi alanlarda en verimli şekilde kullanmak için çözümler geliştiriyoruz. Hizmetlerimizi, kurumsal firmaların veri yönetimi ve analiz ihtiyaçlarına yönelik olarak özelleştiriyoruz. Bu süreçte, müşterilerimizin iş bilgisi ve ihtiyaçlarını anlayarak, onlara özel çözümler sunuyoruz ve bu çözümleri ürünleştiriyoruz. En dikkat çekici ürünlerimizden biri ‘Apollo Data Explorer’. Apollo, kurumların veri tabanlarında kişisel verileri keşfediyor. KVKK uyumlu hale getirilmesi için gerektiğinde de imha ediyor. Özellikle veri gizliliği ve uyumluluk açısından büyük önem taşıyan bu ürün, birçok kurumun veri yönetimi süreçlerinde kritik bir rol oynuyor. Bir diğer öne çıkan ürünümüz ise ‘FraudFlow’. Farklı sektörlerdeki firmaların suistimal vakalarını tespit etmek için yapay zeka algoritmaları ile geliştirdiğimiz FraudFlow’u kullanıyoruz. FraudFlow, geleneksel yöntemlerle tespit edilmesi zor olan suistimal vakalarını hızla ve yüksek doğrulukla belirleyerek, firmaların maddi kayıplarını minimize ediyor. Her iki ürünümüz de sektördeki müşterilerimizin operasyonlarını daha verimli ve güvenli hale getirmelerine yardımcı oluyor. Aynı zamanda veri analitiği alanındaki uzmanlığımızı ortaya koyuyor.
FRAUDFLOW FARKI
* Geleneksel yöntemlere göre avantajlarınız neler? Yapay zeka ya da makina öğrenmesi gibi ileri teknolojiler kullanıyor musunuz?
Ürünlerimizde yapay zeka ve makina öğrenmesi teknolojilerini yoğun şekilde kullanıyoruz. Geleneksel yöntemler, suistimal vakalarını tespit etmede hem zaman alıcı hem de yetersiz olabilir. Örneğin sigorta firmaları, genellikle excel dosyalarda ve raporlarda bu vakaları belirlemeye çalışırken, bazı şüpheli durumları gözden kaçırabilir. Bizim geliştirdiğimiz FraudFlow ise yapay zeka destekli algoritmalarıyla bu süreci daha hızlı ve güvenilir hale getiriyor. Özellikle, suistimal vakalarını tespit ederken geleneksel yöntemlerin aksine, şüphe çekmeyen dosyaları da belirleyebiliyoruz. Bu sayede müşterilerimiz, maddi kayıplarını minimize ederken operasyonel verimliliklerini de artırıyor. Yapay zeka tabanlı çözümlerimiz, sadece suistimal tespiti değil, aynı zamanda veri analitiği ve iş zekası uygulamalarında da fark yaratıyor. Böylece müşterilerimize rekabet avantajı sağlıyoruz ve onların iş süreçlerini daha etkin hale getiriyoruz.
YOĞUN TALEP VAR
* Geliştirdiğiniz ürünün ticari geleceği hakkında neler söylemek istersiniz? Yurt dışından talepler
var mı?
Ürünlerimize özellikle Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nden yoğun talep alıyoruz. Balkan ülkeleri de bizim için önemli bir pazar ve bu bölgede birçok potansiyel müşteriyle görüşmeler yaptık. Türk mühendisliğinin dünya çapında tanınmasını ve kaliteli çözümlerimizin global pazarda yer bulmasını hedefliyoruz.
ÜRETKEN YAPAY ZEKA
* Gelecekte farklı alanlarınız olacak mı? Hedefleriniz neler?
Gelecek planlarımızda üretken yapay zeka (generative AI) önemli bir yer tutuyor. MVP aşamasında olan bu teknoloji, medya, pazarlama ve eğlence sektörlerinde büyük potansiyele sahip. Ayrıca, IoT cihazları ve elektrikli araçlar üzerine de çalışmayı planlıyoruz. Bu araçlardan elde edilecek sensör verileri, güvenlik ve müşteri deneyimi açısından değerli içgörüler sağlayabilir. Sürdürülebilirlik de gündemimizde; akıllı enerji yönetim sistemleri ve yenilenebilir enerji çözümleri geliştirmek istiyoruz. Sağlık sektöründe ise yapay zeka tabanlı erken teşhis sistemleri, özellikle Türkiye’nin sağlık turizmi alanındaki yükselen rolü düşünüldüğünde, büyük fırsatlar sunabilir. Blockchain teknolojisi de veri güvenliği ve şeffaflık sağlama açısından araştırdığımız bir alan. Tüm bu hedeflerle global bir teknoloji şirketi olarak büyümeyi amaçlıyoruz.
ÖĞRENCİLERE ÜCRETSİZ EĞİTİM
* Teknopark İstanbul’da yer almak hangi faydaları sağlıyor?
Teknopark İstanbul, girişimcilik yolculuğumuzda bize büyük destek sağladı. Mentorluk, sektörle ilgili görüşmeler, ofis imkanı ve geniş toplantı odaları gibi birçok olanaktan faydalandık. Bu imkanlar, startuplar için kritik öneme sahip. Ayrıca, Teknopark İstanbul’un Cube Ümraniye şubesinde gerçekleştirdiğimiz ‘Techbros-InternCamp’ etkinliği ile 45 öğrenciye ücretsiz eğitim sağladık. Bu tür işbirlikleri, girişimimizin büyümesine katkı sağlıyor ve gelecekteki hedeflerimize ulaşmamıza yardımcı oluyor.
02 Eylül 2024 Pazartesi
Elektrik veya hidrojen gücüyle veya her ikisinin kombinasyonuyla çalışabilen sıfır CO2 üreten bir tren teknolojisi geliştirildi. İkincil rotalarda emisyonsuz çalışmayı mümkün kılan, hafif, hidrojen ya da pil gücüyle çalışabilen, ikisi arasında geçiş yapabilen bu tren dünyada bir ilk.
Avrupa’nın en ikonik trenlerinden biri olan Stadler RS1 Railbus, demiryollarında uzun yıllardır seyahat ediyor. Üretildiğinde ilk yeni nesil dizel trenlerden olan tasarım, ya doğrudan dizel ya da kolza tohumu yağından yapılan biyodizel ile çalışabiliyor ve şu an hizmette olan bu nitelikte yaklaşık 500 tren var. Onlar hâlâ rayları arşınlarken çevre dostu trenler üretme iddiasındaki Stadler şirketi kısa süre önce Flirt H2 adlı yeni nesil trenlerinin, tek bir hidrojen tankıyla 46 saat boyunca 2 bin 803 km yol kat ederek dünya rekoru kırdığını duyurdu.
RS ZERO PİYASAYA SÜRÜLDÜ
Şirket, şimdi ise elektrik veya hidrojen gücüyle veya her ikisinin kombinasyonuyla çalışabilen sıfır CO2 üreten bir tren olan RS Zero’yu piyasaya sürdü. Nispeten hafif tasarımı sayesinde RS Zero, özellikle yan hatları işleten ray operatörlerine yönelik bir tren. Stadler tarafından yeni duyurulan tren tek vagonlu bir hidrojen modeli, ancak çift vagonlu konfigürasyonları da mevcut. Hidrojenle çalışan tek bir araç 700 km yol kat edebilirken, çift kurulum bunu 1.000 km’ye ulaştırıyor. Pil enerjisi çok daha az menzile sahip. Tek bir araç tek bir şarjla 80-100 km yol gidebilirken, çift araç konfigürasyonu 90-180 km arasında yol kat ediyor. Her iki konfigürasyon da araçları 120 km/s azami hıza ulaştırabiliyor. Çift seçenek, demiryolu operatörlerinin rotalarının uzunluğuna ve rahat ettikleri yakıt türüne uygun aracı seçmelerine olanak tanıyor. Ayrıca, dünyanın ilk hidrojenle çalışan demiryoluna sahip Almanya, tamamen pille çalışan modellere geçtiğini duyurduğundan, RS Zero’da her iki seçeneğin bir arada sunulması, akıllıca bir iş hamlesi gibi görünüyor.
VERİMLİLİK VE KONFORDA İDDİALI
RS Zero, verimliliği maksimum konforla birleştiren ve tüm yolcular için mümkün olan en iyi erişilebilirliği sağlayan bir tren olma iddiasında. Erişilebilirlikten bahsetmişken, tren vagonlarının alçak bir giriş yüksekliği ve basamaksız alçak bir taban alanı var. Bu da onları hareket kabiliyeti sorunları olan kişiler için erişilebilir kılıyor. Trenler ayrıca bisikletler ve diğer hacimli seyahat ekipmanları için çok amaçlı bir alana sahip. Eko-etik anlayışına uygun olarak, iç döşeme yüzde 98 yenilenebilir kaynaklardan geliyor. Yan duvarlar da PET şişeler gibi geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılmış ve iklim kontrol sistemi çevre dostu bir soğutucu ile gerçekleştiriliyor. Prototip, eylül ayı sonunda Berlin’de düzenlenecek InnoTrans 2024 kongresinde sergilenecek.
09 Eylül 2024 Pazartesi
3D baskı kullanarak farklı tür materyalleri kimyasal kullanmadan yapıştırmanın yolu bulundu. İki yeni malzeme birleştirme tekniği içeren bu buluş sayesinde üretim önemli ölçüde değişebilir. Yeni yeşil birleştirme tekniklerinin mobilya, otomotiv ve havayolu sanayinde kullanılabileceği öngörülüyor.
AYŞE BAŞAK
Yanıcı yapıştırıcılara duyulan ihtiyacı ortadan kaldırabilecek gözenek seviyesinde süper güçlü bağlar oluşturan bir birleştirme yöntemi keşfedildi. Avusturya Graz Üniversitesi bilim insanları, 3D baskı kullanarak farklı tür materyalleri kimyasal kullanmadan yapıştırmanın yolunu buldu. İki yeni malzeme birleştirme tekniği içeren bu buluş sayesinde üretim önemli ölçüde değişebilir.
KİMYASALLARIN ZARARI
Endüstriyel yapıştırıcılar A parçasını B parçasına birleştirmek için ideal görünse de özellikle petrol bazlı kimyasallardan üretilenlerin bir kısmı çevre için son derece zararlı olabilir. Söz konusu yapıştırıcıların üretimi için çok fazla enerji ve kaynak gerekir. Üretimleri esnasında doğaya zararlı maddeler açığa çıkar, kullanım ömürlerinin sonuna ulaştıklarında içerikleri toprağı ve yeraltı sularını kirletebilir. En önemlisi, yapıştırıcı üretiminde kullanılan kimyasallar, bu süreçte çalışan, bunlara temas eden, soluyan işçiler için zararlı olabilir. Bu yüzden, ağır kimyasal içeren yapıştırıcılara alternatif üretme gayreti artıyor. Bir süredir, bitkilerden yapılan yeniden kullanılabilir yapıştırıcılar, ömrünü tamamladıktan sonra biyolojik olarak parçalanan yapıştırıcılar gibi nispeten çevre dostu alternatifler geliştiriliyor. Avusturya Graz Teknoloji Üniversitesi araştırmacıları, ahşap türleri ve iki tür plastik, paslanmaz çelik ve bir titanyum alaşımı arasında bağ kurabilen bir yaklaşıma yönelerek alternatif arayışını farklı bir zemine taşıdı ve iki yeni malzeme birleştirme tekniği içeren bir buluş gerçekleştirdi.
‘EKLEME’ İLE DAHA GÜÇLÜ
İlkinde, araştırmacılar ‘ekleme’ adını verdikleri bir 3D baskı süreci kullandı. Çeşitli malzemeleri doğrudan işlenmemiş bir ahşap parçasına, ahşaptaki gözeneklere nüfuz edecek ve bir yapıştırıcının yapacağı türde bir bağ oluşturacak şekilde 3D yazdırdılar. Ardından doğasını anlamak için kurdukları bu bağı kopardılar. Bağ koparıldıktan sonra, ahşap gözeneklerinde polimer ve polimerde kırık ahşap lifleri buldular. Bu da araştırmacılara kırılmanın ahşapta ve polimerde meydana geldiğini, ancak eklemde olmadığını gösterdi, yani sonuç başarılıydı. Ekip, daha karmaşık yapılar veya ek malzemenin bağlanacağı daha büyük gözenekler oluşturmak için yüzeyi ahşap lazerler kullanarak kazırsa 3D yazdırılmış bağların daha güçlü olacağını öngörüyor.
BİRLEŞTİRME TEKNİĞİNİN KULLANIM ALANLARI
Araştırmacıların bulduğu ikinci birleştirme tekniğine ‘ultrasonik birleştirme’ adı verilmiş. Bu teknikte, ahşap ve metal polimerlerin birleşme noktasına yüksek frekanslı, düşük titreşimli dalgalar göndermek için sonotrot adı verilen bir aletten istifade ediliyor. Bu alet, iki malzemeyi birbirine bağlamak için yeterli ısı üreten sürtünmeyi yaratıyor. Bu teknik, özellikle büyük bileşenler ve 2D yapılar için uygun görülüyor. Bilim insanları, geliştirdikleri yeni yeşil birleştirme tekniklerinin mobilya, otomotiv ve havayolu sanayinde kullanılabileceğini öngörüyor.
09 Eylül 2024 Pazartesi
09 Eylül 2024 Pazartesi
09 Eylül 2024 Pazartesi
09 Eylül 2024 Pazartesi
07 Eylül 2024 Cumartesi
06 Eylül 2024 Cuma