Hüseyin ÖZTÜRK

Hüseyin ÖZTÜRK

Diğer Yazıları

Yerli üretimde hanım ellerinin gücü ve önemi elbet yadsınamaz. Devri Selçuki ve Osmaniden beri üretimde beslenmeden barınmaya, ev ve el işlerine kadar her türlü eşyanın yapım, kullanım ve satışında hanımların yeri tartışılmaz. Hatta Osmanlı döneminde hanımların el emeklerinin daha iyi değerlendirilmesi ve iş ve sanat ürünlerinin daha iyi tanınması için onlara mahsus pazarların kurulduğu bilinmektedir.

Hanımların el emeği ve göz nurlarının bedelini direk sahiplerine tevdi etmek adına kurulan bu pazarların bir diğer özelliği de kuru, yaş, yiyecek, içecek ve el sanatları gibi ürünlerin çeşitliliklerini artırmak ve tanıtmak gayesi de güdülmüştür.

Günümüzde bu pazarlardan ülkemizin çeşitli kasaba ve illerinde bulunmakta ve gelenek yaşatılmaktadır. Gelenekten ziyade hanımların üretime ve ev bütçesine katkı sağlaması bakımından da ayrıca önem kazanmaktadır.

Bu pazarlardan birisi, Bolu’nun Göynük ilçesindedir. Göynük ilçesinde haftada bir kurulan pazar, pazartesi günü yapılmaktadır.

Pazar yerinin hemen yanında kadınlara mahsus yapılmış küçük bir kapalı çarşı gibi mekân bulunmaktadır.

Köylerdeki kadınlarımızın kendi üretimleri olan süt ve süt ürünleriyle birlikte yumurtadan tutun da kuru-yaş yiyecek ve içecekler, yine bizzat kadınlarımız tarafından satılmaktadır. Yine kadınlarımızın bağ, bahçe ve tarlalarından elde ettikleri meyve ve sebzeler, söz konusu mekânın hemen dışındaki özel alanda satılmaktadır.

Elbet bu uygulamanın kökeni Selçuklu ve Osmanlı devirlerine kadar uzanmaktadır. Selçuklu ve Osmanlı şehirlerinin hemen hepsinde bulunan bu mekânların günümüzde yaşayan örneklerinden birisinin Göynük’te olduğunu tekrar edelim.

***

Malum Devleti-i Aliye, bir milletler topluluğu devletidir. Dünya üzerinde çeşitli din, dil ve ırktan milletlerin birlikte yaşadığı tek devlet, Osmanlı coğrafyasındadır.

Bu kadar çeşitli milletlerin elbet pek çok adet, örf, gelenek ve inanç farklılıkları olacaktır. Bu kadar farklılıklar içerisinde özellikle ticari alanda bir düzen ve tarz sağlayarak hayata geçirmek elbet bir düzen.

Yine bilindiği gibi Osmanlı medeniyeti, ‘insan merkezli’ bir medeniyettir. Sadece hanımların alışveriş yapabileceği alanların kurulması ve işletilmesi, insani bir değerdir.

Bu pazarların amacı, sadece kadınların ekonomiye katılmaları değil, aynı zamanda yine eski tabirle “muhanete muhtaç” olmama açısından da ele alınmıştır.

Özellikle annesini babasını kaybetmiş kızlarla, bir şekilde dul kalan hanımların kimseye muhtaç olmadan geçimlerini temin bakımından da önemli görevler üstlenmiştir.

Peki, günümüzde bu pazarlardan nerelerde vardır? Şimdilerde eski faaliyetlerini tam olarak ifa etmeseler de İstanbul Üsküdar’da Bolu Mudurnu’da, Bartın’da, Konya ve Düzce’nin Kocaali ilçesinde değişik vesilelerle kurulmaktadır.

Osmanlı dönemindeki en çok bilinen hanımlara mahsus pazarlardan birisi de Hürrem Sultan’ın yaptırdığı Haseki’de pazardır.

Günümüzde ise cuma pazarları olarak bilinen ve cuma camilerinin yanında kurulan pazarların bir bölümünde yine sadece kadınların alışveriş yaptığı pazarlar vardır.

***

Yerli ve milli kalkınmada bu ve benzeri pazarların yeniden neşvünema bulması elbette elzemdir ve bu hususta resmi kurumlar ile özel teşebbüsler çalışmalar yapmaktadır.

Ülkemizin yerli ve milli kalkınmadaki en önemli lokomotifi hayvancılık ve tarımdır. Ayrıca el ve ev işlerinden oluşan sanat ürünleri de yine yurt içi ve dışında aranılan önemli süs ve kullanılacak eşyalarındandır.

Tarihi şehirlerimizin pek çoğunda bulunan çarşılar, arastalar, alışveriş merkezleri, yerli ve milli kalkınmada hanım ellerinden çıkacak yiyecek, içecek, giyecek, el emeği göz nuru çeyiz ve süs eşyalarına ihtiyaç duymaktadır.

24 Haziran 2019 Pazartesi