İsa  KARAKAŞ

İsa KARAKAŞ

Diğer Yazıları

TBMM’ye sevk edilen son torba kanun tasarısında 25 yaş altı gençlerin GSS prim borcu ile ilgili düzenleme var. Ancak, ‘SSK, Bağ-Kur, SGK’ prim affı veya yapılandırması yönünde bir çalışma yok.

2016 Torba (Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi) Kanun Tasarısı, TBMM’ye gönderildi. Bu Torba Yasada çalışma ve sosyal güvenlik alanında çok önemli düzenleme ve değişiklikler söz konusu. Bu düzenlemelerden özellikle işçi ve işverenleri yakından ilgilendiren değişiklikler bu yazımızın konusu.

GENÇLERİN PRİM BORCU

TBMM’ye sevk edilen en son ‘torbada’ gençlerin GSS prim borcu ile ilgili düzenleme var. Gençlerin 25 yaşını doldurana kadar birikmiş olan gelir testi kapsamındaki GSS prim borçlarının silinmesi öngörülüyor.

Geçmişe bakıldığında hemen hemen her iki-üç yılda bir SGK prim affı/yapılandırması ile ilgili düzenlemelerin yapılmış olması doğal olarak işveren ve diğer ilgili kesimleri bu yönde beklenti halinde bırakıyor. En çok sorulan sorulardan biri de SGK prim affı/yapılandırması ile ilgili. En son 2014 Torba Kanunla kapsamlı bir SGK prim yapılandırması yapıldı. Buna rağmen gelir testi kapsamında olan milyonlarca öğrenci, işsiz ve diğer kişilerin yüklü miktarda borcu söz konusu. Özellikle üniversiteli gençlerin okul bittiğinde hem işsizlik hem GSS prim borcu çilesiyle karşı karşıya kaldığı bir gerçek.

BORÇLARINIZI ÖDEYİN

Altını çizerek belirtmek istiyorum. Gençlerin 25 yaşını doldurana kadar birikmiş olan gelir testi kapsamındaki GSS prim borçlarının silinmesi dışında şimdilik ‘SSK, Bağ-Kur, SGK’ prim affı/yapılandırmasına ilişkin herhangi bir düzenleme ve çalışma yok. Bu konuda yazılı ve görsel medyada yer alan bilgi kirliliğine inanmayın.

Sonradan prim yapılandırması ile ilgili bir düzenlemenin gündeme getirilmesi mümkün mü? Mümkün. Ancak bunun garantisi yok. Bu nedenle SGK prim borçlarınızı düzenli olarak SGK’ya ödemenizi tavsiye ediyorum. Aksi takdirde SGK’nın yüklü miktarda gecikme cezası ve gecikme zammı ile karşı karşıya kalabilirsiniz.

RAHATLATAN İZİN

İşçinin izin süresi, iznini hak ettiği tarihteki hizmet süresine göre belirlenir. İşyerinde işe başladığı günden itibaren deneme süresi de içinde olmak üzere en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilmesi zorunlu olup yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilmesi mümkün değil.

İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi:

- 1 yıldan 5 yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara 14 günden

- 5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara 20 günden

- 15 yıl (dahil) ve daha fazla olanlara 26 günden az olamaz.

Ancak, 18 ve daha küçük yaştaki işçilerle 50 ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresinin20 günden az olması mümkün değildir. Yer altı işlerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri ise belirtilen izin süreleri dörder gün daha arttırılarak uygulanıyor. Yıllık izin sürelerinin tarafların anlaşması ile ya da toplu iş sözleşmesi ile artırılmasında kanuni bir engel bulunmuyor.

İZİN KAÇA BÖLÜNÜR

Yıllık izinde dikkat edilmesi gereken en önemli husus, yıllık izin uygulamasında iznin 10 günlük kısmının bölünmeden kullandırılması. 10 günden artan kısım ise işçi ve işverenin anlaşması halinde iki parça halinde bölünebiliyor.

Mevcut bu düzenleme,pratikte hem işçi hem işveren için bir takım zorluklara sebep oluyor. İşçi, çoğu zaman ailevi ve diğer zorunlu nedenlerle üçten fazla izne ihtiyaç duyuyor. İşveren de yapılan işin niteliğine göre işçiye izin süresini üç defada kullandırtması halinde üretimin/hizmetin/organizasyonun aksaması gibi sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Bu duruma çare olarak TBMM’ye gönderilen Torba Yasa ile bu düzenlemede değişiklik yapılıyor. Bu değişiklikle birlikte yıllık izin bir bölümü 10 yerine 6 günden aşağı olmamak üzere en çok üç yerine 5’e bölünebilecek.

Kayıtdışı istihdamla mücadele

Kayıtdışı istihdamın en yaygın görülen şekli işçilerin tamamen bildirilmemesi. Kaçak sigortalılık olarak bilinen bu durumun yanı sıra işçilerin kayıtlı ve sigortalı olmalarına rağmen ücretlerinin ve çalışma gün sayılarının eksik gösterildiği durumlar da yaşanıyor. Bu durumlarda da hem işçi geç emekli oluyor hem de maaşı düşük oluyor. Bu arada SGK da önemli ölçüde prim kaybına uğruyor. Ayrıca yasal yükümlülüklerini yerine getirmeye çalışan işverenler haksız rekabetle karşı karşıya kalıyor. Bu konuda denetime ağırlık verileceği anlaşılıyor. 2016 Torba (Bazı Kanlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi) Kanun Tasarısı’nda; başta kaçak sigortalılıkla ilgili gerek Alo 170, gerekse Kuruma yazılı ve diğer yollarla gelen çok sayıda ihbar ve şikayetlere anında müdahale edilmek üzere SGK İl Müdürlüklerinde görev yapan sosyal güvenlik denetmen ve yardımcılarının önemli ölçüde artırılması öngörülüyor.

04 Nisan 2016 Pazartesi