Hakan  GÜLDAĞ

Hakan GÜLDAĞ

Diğer Yazıları

HAKAN GÜLDAĞ

Geçen hafta Eko-Mercek’te, Yeni Ekonomi Programı’nın açıklanmasını fırsat bilerek, dilimiz döndüğünce ülke olarak servet birikim modelimizi değiştirmemizin faydalarını anlatmaya çalıştık. Model değişikliği deyince de yapılacak iş belli demiştik. Öncelikle ‘kolay para kazanmayı zor, zor para kazanmayı ise kolay hale getirmemiz’ gerekiyor.

Yani Türkiye’de para kazanmanın temel yolu, oturduğumuz yerden değil de hem alın hem akıl teri gerektiren üretim yoluyla olursa işimiz kolay demeye getiriyorum.

O zaman hiç korkmayalım!

İzninizle, lafı havada bırakmayayım, neden ‘hiç korkmayalım’ dediğimi de anlatayım. Bakın, geçen gün elime bir araştırma geçti. Daha doğrusu bir anket çalışması. Hong Kong merkezli denetim şirketi QIMA tarafından kısa bir süre önce 200’ü aşkın işletme ile yapılmış. Kapsamlı bir çalışma... Çalışmada, devam eden Covid-19 salgını, ABD-Çin ticaret gerilimi, küresel kaynak kullanımının evrimi ve küresel tedarik zincirlerindeki diğer aksamalar analiz ediliyor.

Popülaritesi en çok artan ülke...

Ankette dünyanın önde gelen şirketlerine yöneltilen sorulardan biri şöyle: “Yılın ilk yarısında en fazla tedarik sağladığınız ilk 3 ülke hangisidir?”

Alınan yanıtlar, geçen yıl yapılan ankete verilen yanıtlarla birlikte kıyaslanarak verilmiş. Çin, yüzde 75 ile ilk sırada geliyor. Sonucun dikkat çeken yanı ise şu: Geçen yıl aynı soruya şirketlerin verdiği yanıtların yüzde 90’ı Çin’i gösteriyor. Bu yıl bu oran yüzde 75.

Peki, aradaki fark nereye yöneldi derseniz, iş daha da ilginçleşiyor. ABD ya da Hindistan değil yanıt. Oralara yönelik tercih neredeyse geçen yıl ile aynı. Bazı ülkeler ise tercihte öne çıkmaya başlamış. Örneğin, Vietnam... Şirketlerin tedarikte Çin’den sonra en çok tercih ettikleri ülkelerden biri. Geçen yıl yapılan ankette Vietnam yüzde 20 oranında tercih edilirken, bu yıl oran yüzde 28’e çıktı. Tercih oranını yüzde 21’den yüzde 28’e çıkaran Avrupa ülkeleri Vietnam’ı izliyor. Bir başka dikkat çeken ülke Bangladeş’in tercih oranı ise yüzde 9’dan yüzde 14’e yükseldi. Yine tercih edilme yüzdesi artanlar arasında geçen yılki yüzde 3 oranını yüzde 4’e çıkaran Endonezya var.

AB’Lİ ŞİRKETLERDE ORAN YÜZDE 30

Tercihte yüzdesel olarak oranını en fazla yükselten ülke ise Türkiye. Hong Kong merkezli araştırma kuruluşunun anketine göre, 2019 yılında ankete dahil olan 200 markanın Türkiye tercihi yüzde 4 iken, bu oran bu yıl yüzde 9’a sıçradı.

Ankette yöneltilen “Şu anda en fazla tedarik sağladığınız ilk 3 ülke hangisidir?” sorusuna Avrupa Birliği merkezli şirketlerin verdiği yanıtlar, yukarıdaki tabloya yansıyan eğilimi daha da güçlendiriyor.

Geçen yıl AB merkezli şirketlerin yüzde 14’ü Türkiye’yi tercih ettiklerini söylerken, 2020’de bu oran yüzde 30’a çıkmış durumda.

ÇİN’E NE KADAR ALTERNATİF?

Sizi rakamlara boğmak istemiyorum ama anketin çıktılarını şöyle özetlemek mümkün:

* Türkiye yeni tedarik düzeninde, küresel çapta daha fazla tercih edilecek. Bu bir. Ancak, dış ticaret hacminin yaklaşık yarısını gerçekleştirdiği Avrupa Birliği nezdinde tercih edilme oranı çok daha yüksek olacak.

* Rakamlar ortada... 2020 yılında Türkiye’nin ilk 3 tedarikçi arasında olma oranı küresel çapta yüzde 9 iken, Avrupa Birliği merkezli firmalar arasında yapılan ankette bu oran yüzde 30’a çıkıyor.

* Çin’in ilk 3 içerisinde tercih edilme oranı geçen yıl yüzde 90’dı. Korona salgınının damgasını vurduğu 2020’de yüzde 75’e geriledi. Yine de ilk 3’te yer alma oranı dörtte üç. Kısacası, Çin’in tedarik zincirindeki payı azalsa da varlığı güçlü biçimde sürüyor. Dünya çapındaki 200 önde gelen markanın yüzde 55’i, 2020 yılının ilk yarısında Çinli tedarikçilerin satın alma hacimlerinin yarısından fazlasını oluşturduğunu bildiriyor. Ancak veriler, özellikle tekstil ve konfeksiyon gibi emek yoğun endüstrilerde alternatif tedarikçi bulma çalışmaları hızlandığını gösteriyor.

* Vietnam’a dikkat! Batı ülkelerinin gözünde Vietnam’ın Çin’in alternatif olma durumu her geçen yıl daha da güçleniyor. ABD’li firmaların yüzde 37’si, Avrupalı firmaların yüzde 40’ı Vietnam’ı en önemli 3 tedarikçisi arasına yerleştirdi. ABD merkezli firmalar Tayvan’ı da önemli bir tedarikçi ülke olarak görüyor.

* ABD ve AB markaları, alternatif tedarikçi bulma çalışmalarında, kendi sınırları içerisinde üretmek yerine, iç pazarlarına yakın bölgelerden ürün tedarik etmeyi tercih ediyor. Latin ve Güney Amerikalı tedarikçilerin küresel çapta ilk 3 arasındaki tercih edilme oranları 9’dan 7’ye gerilemesine karşın, ABD merkezli şirketler için Latin ve Güney Amerika’nın popülaritesi geçen yıla göre neredeyse iki katına tırmandı.

* AB markaları da giderek artan bir şekilde Türkiye’ye yaklaşıyor. Anketin analizini yapan Hong Kong merkezli denetim şirketi QIMA’ya göre, merkezi AB’de bulunan katılımcı şirketler, tam teşekküllü şekilde üretimi yurt içine döndürmek yerine, giderek daha yakın bir bölge olan Türkiye’ye yöneliyorlar.

* Çin’in Atlantik’in her iki yakasındaki alıcılar için süregelen önemine rağmen son yıllarda ABD-Çin ticaret savaşından daha az etkilenen AB merkezli alıcılar arasında bile popülaritesi düşüyor.

Yüksek teknoloji ihraç edebilirsek…

Üreten Türkiye, dünyanın tercihi... Tercih sürdüğü sürece Türkiye sıkıntılardan sıyrılır. Hele Ar-Ge, inovasyon ve girişimcilik sacayağı ile yüksek teknolojili ürünler üretip ihraç eden bir Türkiye, cari açık yerine, cari fazla da verir, orta gelir tuzağından da kurtulur. ‘Hiç korkmayın’ demem o...

09 Ekim 2020 Cuma