fatih@fatihoktay.com

 

Open AI adlı kuruluşun geçen yılın sonlarında ChatGPT adlı sistemi genel kullanıma sunması, dünyanın büyük bir değişimin eşiğine geldiğinin ilanı oldu. ChatGPT’nin başarılı bir örneğini oluşturduğu üretken yapay zeka sistemleri, bilim, sanat, ekonomi yanında savaş alanında da büyük bir etkinlik artışı sağlama potansiyelleri ile uluslararası rekabet gücü ve güç dengelerinde belirleyici rol oynaması anlamına geliyor.

 

ChatGPT ve benzerleri, yazılımsal olarak insan beynindeki nöronların taklit edildiği yapay zeka sistemlerinin çok büyük boyutta veri, insanoğlunun dijitalleştirilmiş bilgi birikiminin önemli bir bölümü beslenerek eğitilmesi ile ortaya çıkan temel model örnekleri. Bu sistemler, mevcut durumda bazen olmadık hatalar da yapsalar, hemen her konuda ve her dilde fikir alışverişi yapabiliyor, öneriler getirebiliyor, istenen özelliklerde yazı, rapor, resim, video hazırlayabiliyor, verileri organize edebiliyor, yazılım geliştirebiliyor… Bu temel modeller, belli bir faaliyet alanında uzmanlaşmak üzere hızla ve kolaylıkla eğitilebiliyor. Belli bir kuruluşun faaliyet bilgileri, iş süreçleri, tasarım belgeleri, iş planları gibi bilgiler de beslenildiğinde modeller kuruluşun tecrübeli ve bilgili uzmanları haline gelebiliyor. Daha çok yeni olmalarına karşın büyük bir potansiyel sergileyen bu sistemler, teknoloji şirketleri arasında yoğun rekabet ortamında giderek daha da etkili ve güvenilir hale geliyor.

 

8 TRİLYON DOLARLIK KATKI 

 

Bu özellikleriyle üretken yapay zeka sistemleri kuruluşlara bilgiye dayalı faaliyetlerde, bazı alanlarda insanın yerini alarak, bazı alanlarda insanı destekleyerek, büyük bir verim ve etkinlik artışı sağlama potansiyeli sunuyor. Bu konuda yoğun faaliyet gösteren bir uluslararası danışmanlık kuruluşuna göre, başta müşteri hizmetleri, satış ve pazarlama, yazılım mühendisliği, ürün geliştirme alanları olmak üzere, bu sistemlerin kullanımıyla sadece mevcut iş süreçlerinde sağlanabilecek verim artışıyla küresel ekonomiye sağlanabilecek katkı yılda 6 ila 8 trilyon dolar düzeyinde. Ancak bu sistemler yalnız işlerin daha verimli yapılması değil, daha iyi yapılması ile daha çok satış, daha iyi ürün geliştirme, daha iyi yönetim yoluyla bunun çok ötesinde yarar sağlama potansiyeline sahip.

 

ABD POLİTİKALARI

 

Ancak küresel ekonomiye katkıdan söz edilirken, bu sistemlerden tüm ülkelerin eşit şekilde yararlanacağı varsayılıyor. Mevcut durumda bu sistemlerin geliştirilmesinde başı ABD çekiyor. Göreceli küçük ülkelerin kendi sistemlerini geliştirmesinde teknoloji, sistemleri eğitecek veri yeterliliği, maddi açılardan zorluklar bulunuyor; böyle ülkelerin daha gelişkin ülke sistemlerinden yararlanma koşullarının ne olacağını da zaman gösterecek. Öte yandan ABD, başta Çin olmak üzere dostane ilişkiler içinde olmadığı ülkelerin, bilim, teknoloji, ekonomi yanında savaş alanında da etkinlik artırıcı bir araç olarak yapay zeka alanında gelişmesini önleyecek politikalar izliyor. Daha önce ele aldığımız üzere ABD bu doğrultuda, Çin’e yapay zeka sistemlerinin eğitiminde kullanılan özel çipler yanında bu tür çiplerin Çin’de üretilmesi için gereken cihaz ve malzemelerin satışını, Çin’de tasarımı yapılan böyle çiplerin başka ülkelerde üretimini engelliyor. 

 

Bu politikalara karşın, yeni yayınlanan bir araştırma, Çin’in üretken yapay zeka alanında hızla ilerlediği ve büyük ölçüde ABD’yi yakaladığını gösteriyor. Çin’de geliştirilmiş bu tür sistemlerden en önemli 26’sının incelendiği çalışma da bunların bazılarının ABD’deki benzerlerinden aşağı kalmadığını gösteriyor. Çalışma, bu sistemlerin 23’ünün eğitiminde ABD’nin artık Çin’e satışına izin vermediği, stoklanmış çiplerin kullanıldığı, 3’ünde ise tamamen yerli donanım kullanıldığını gösteriyor. Çalışmada, bu alandaki hızlı gelişmede devletin üniversiteler ve büyük teknoloji şirketlerini bir araya getirip, büyük boyutlu finansman sağlayarak oynadığı role dikkat çekiliyor.

 

Bu alandaki gelişmeleri izliyor olacağız.

14 Ağustos 2023 Pazartesi