Prof. Dr. Nurullah GÜR

Prof. Dr. Nurullah GÜR

Diğer Yazıları


ngur@medipol.com.tr

 

Küresel ekonominin başı dertten kurtulmuyor. Son haftalardaki sıkıntı, bankacılık sektörüyle alakalı. ABD’de bazı küçük ve orta ölçekli bankaların bilançolarındaki bozulmadan kaynaklı olarak yaşanan güven kaybı, iki bankanın çökmesiyle sonuçlandı. Bu yaşananlar, Fed’in faizleri kısa sürede beklenenden çok sert artırmasının banka -özellikle de küçük ve orta ölçekli olanların- bilançolarını zorladığının ciddi bir işareti. Para politikasının yan etkileri süreci tetiklemiş olsa da bu türbülansın asıl suçlusu Fed değil. Kötü kurumsal yönetim ve yetersiz bankacılık düzenlemeleri, bu batış hikayesinin ana aktörleri. 

 

Bankacılık sektöründe su bir anda bulanınca İsviçreli Credit Suisse de güme gitti. Credit Suisse herkesçe bilinen, bir dönemin en itibarlı bankalarından biriydi. Ama banka, son yıllarda neredeyse her türde finansal skandala karışmıştı. Bir süredir de adeta İsviçreli otoritelerin zorlaması ve Körfez sermayesinin desteği ile yüzdürülmeye çalışılıyordu. Credit Suisse, daha fazla dayanamadı. İflas bayrağını çekmek üzereyken, İsviçreli rakibi UBS ile zorunlu olarak evlendirildi.

 

DENETİM VE GÖZETİM MEKANİZMASI

 

Düzenleyici kurumların atmış oldukları ilk adımlar, yaşananların sistematik bir krize dönüşmesini şu an için engelledi. Ama bu küçük çaplı krizin politika yapıcılar tarafından öngörülememiş olması, açıkçası korkutucu. Kriz bir anda patlak verdi. Bu durum, küçük ve ortak ölçekli bankalar için denetim ve gözetim mekanizmasının gevşek tutulmasının ne denli tehlikeli olabileceğinin bir işareti. 

 

Küçük ve orta ölçekli bankalar sorun yaşadığı zaman, zaten sallantıda olan ama bilançolarını makyajlayarak idare etmeye çalışan büyük bankalar da sıkıntıya girebiliyor. Zira, bankacılık sektörü, güven üzerine inşa edilmiş bir sistem. Güven sarsıldığı zaman, yapının ayakta kalıp kalamayacağı sorgulanmaya başlar. 

 

PALYATİF ÇÖZÜMLER

 

Küresel sistemde bankalar birbirleriyle aşırı sayıda ve boyutta işlem yaptıkları için yapı oldukça girift bir hale bürünmüş durumda. Bir bankanın diğer hangi bankaların riskini ne ağırlıkta bilançosunda taşıdığını takip etmek oldukça zorlaştı. Dolayısıyla, sayıları az da olsa birkaç banka sıkıntıya girdiğinde bu krizin ne kadar yaygınlaşabileceğini öngörmek kolay olmuyor.

 

Maalesef dünya genelinde politika yapıcılar, finans piyasalarındaki açgözlülüğü ve hırsı dizginlemeyi yeterince başaramıyorlar. Bir kriz yaşandığı zaman denetim ve gözetim mekanizmasını sıkılaştırırmış gibi yapıyorlar. Ama yaşanan acı tecrübeler birkaç sene sonra unutulmaya yüz tutunca, ipler gevşetiliyor. Ardından küresel sistem bir başka sorunla yüzleşmek zorunda kalıyor. Yapısal problemleri çözecek reformlar yapılmıyor veya yapılsa bile bu reformların arkasında yeterince durulmuyor. Ekonomi politikalarının yan etkilerinin de çoğu zaman görmezden gelinmesi ise bir başka sorun. Sonuç olarak, küresel ekonomi kısır döngüden kurtulamıyor. Palyatif çözümlerle gemi yüzdürülmeye çalışılıyor.

03 Nisan 2023 Pazartesi