Osman ARIOĞLU

Osman ARIOĞLU

Diğer Yazıları

Osman Arıoğlu

Gelir Vergisi Kanunu’nun 9 ila 37’nci maddeleri arasında Gelir Vergisi Kanunu bakımından muafiyet istisna ve indirimler düzenlenmiştir. Hatta, yatırım indirimi müessesesi, Gelir Vergisi Kanunu’na ek maddeler şeklinde yine bu bölümün sonuna eklenmiştir. Birkaç örnek verecek olursak, ücretlerle ilgili istisna 23’üncü maddede, serbest meslek kazançlarıyla ilgili istisna 18’inci maddede düzenlenmiştir.

GVK 25/2 MADDE DEĞERLENDİRMESİ

Kanunun 25’inci maddesinde ise tazminat ve yardımlar ile ilgili istisnalar düzenlenmiştir. Maddede hangi tazminat ve yardımların istisna olduğu bentler halinde sıralanmıştır. Ölüm nedeniyle verilen tazminat ve yardımlar ise maddenin 1 numaralı bendinde belirtilmiş olup anılan bent en güncel haliyle aynen şu şekildedir: “Ölüm, engellilik ve hastalık sebebiyle verilen tazminat ve yardımlar ile 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu uyarınca ödenen işsizlik ödeneği ve 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’na göre ödenen işe başlatmama tazminatı”

Aslında tazminat ve yardımlara ilişkin madde, kanun uygulayıcıları bakımından çok net ve bu nedenle de fazlaca uygulaması olan bir madde değildir. Zaten bu bende ilişkin değişiklik de sadece gelişen zaman içerisinde ifade güncellemesinden ibaret olmuştur.

Bu bendin uygulamasına ilişkin pek fazla tartışma da olmamış olacak ki, mukteza veya özelge şeklinde açıklama da pek fazla değildir. Bu bende ilişkin verilmiş olan özelgede ise madde adeta yeniden yazılmaya çalışılarak yorum yapılmıştır. Maddedeki ifadenin ücretli üzerinden yorumu yapılmaya çalışılmış ve çalışanın bakmakla yükümlü olduğu ana, baba, eş veya çocuğunun ölümü nedeniyle işçiye verilen yardım olarak değerlendirilmiş. Çalışanın ölümü halinde ise ailesine yapılan yardımın Gelir Vergisi Kanunu’nda sayılan gelir unsurlarına girmediği değerlendirilerek, veraset ve intikal vergisinin konusuna girdiği ifade edilmiştir. Bu özelgedeki değerlendirme, çalışanın ölümü nedeniyle işverenin herhangi bir yükümlülüğü olmaksızın ailesine yaptığı yardım üzerinden değerlendirildiğinde yoruma biz de katılıyoruz. Ancak bir iş kazası sonucu çalışanın ölümü nedeniyle gerek arabulucu kanalıyla gerekse çalışanın ailesiyle yapılan sulh yoluyla ödenen bir tazminat olması durumunda bu görüşe katılmanın mümkün olmadığını düşünüyoruz.
O zaman bu ödeme bir anlamda işverenin bir yükümlülüğü gereği ödenmiş bir tazminat durumunda olacak ve ivazsız intikal kapsamında veraset ve intikal vergisi kapsamına girmesi de söz konusu olmayacaktır. Zira, kanunun 2’inci maddesinin (d) bendinde parantez içi hüküm olarak maddi veya manevi bir zarar karşılığı verilen tazminatların ivazsız intikal sayılmayacağı belirtilmiştir.

SONUÇ VE KANAATİMİZ

Tüm bu yorumlar çerçevesinde baktığımızda; Gelir Vergisi Kanunu’nun 25’inci maddesinin 1 numaralı bendinde yazılı olan ve ölüm nedeniyle verilen tazminatı, bir işyerinde kaza sonucu vefat eden çalışanın ailesine; sulh yoluyla veya arabulucu yoluyla verilen bir tazminat olması durumunda madde kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve gelir vergisi ve veraset intikal vergisi kapsamında olmadığı sonucuna ulaşıyoruz.

Bir çalışanın kaza dışında vefatı nedeniyle ailesine ödenen para yardım kapsamına gireceğinden ve bir yükümlülükle veya bedelle bağlantı kurulamadığında ise özelge görüşü doğrultusunda gelir vergisi ile bağlantı kurulmaksızın veraset ve intikal vergisi kapsamında ivazsız intikal olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıyoruz.

11 Aralık 2020 Cuma