Hüseyin ÖZTÜRK

Hüseyin ÖZTÜRK

Diğer Yazıları

Hüseyin Öztürk

“Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”
Muhibbî / Kanunî Sultan Süleyman (1494-1566)

Genç arkadaşlar için günümüze uyarlarsak, devrindeki devletlerin ve idarecilerin hayranlıkla izledikleri Kanuni Sultan Süleyman, bütün ömrünü, devlet başkanlığını, sultanlığını, padişahlığını, hükmü altında bulunan her şeyi işte bu sözle özetlemiş:

“Halkın gözünde veya arasında bir devlete sahip olmak gibi daha değerli bir şey yoktur, lakin şu dünyada esas bir nefes sıhhat gibi devlet yani güç olamaz.”
Kanuni’nin tahminen ömrünün son yılında yazdığı şiirin bu iki mısrasının ne kadar önemli olduğunu bugünlerde hepimiz yaşıyoruz. Rahat bir nefes alabilmek için feda edemeyeceğimiz hiçbir kıymetlimizin olmadığını görüyoruz.

Covid-19 denilen ve hâlâ nasıl bir şey olduğu tarif edilemeyen gözle görülmez, elle tutulmaz mikrop, bütün insanlığı etkiledi; devletlerin ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel plan ve programlarını alt üst etti.

Dünya ekonomisi ciddi ve hiç tahmin edilmeyecek şekilde 5 yıllık, 10 yıllık,
20 yıllık ve daha ileriki hedeflerini değiştirmek zorunda kaldı.

İNSAN MERKEZLİ MEDENİYET

Bütün bu değişikliklerin sebebi bir nefes için, rahat nefes alıp verebilmek için. Çünkü alınan nefes verilemiyor, verilen nefes alınamıyor. İnsanlık, nefes almak ve vermek arasındaki ölçülemeyen zaman dilimine sıkışmış vaziyette. Bu nedenle Kanuni Sultan Süleyman’ın ansiklopedileri dolduracak iki mısralık şiiri, vefatından 454 yıl sonra bugün daha iyi anlaşılıyor.

Hiçbir paranın satın alamadığı gücün nefes olduğu ve yine hiçbir insandan ödünç alınamayacağı veya bizim adımıza hastalığımızı taşıyabilecek bir kimsemizin olamayacağı, tüm insanlık tarafından görüldü.

Aklı erenlerin söylediği gibi dünya yeni bir çağa kapı aralıyor. Artık eski dünya tarihe karışıyor. Yeni dünyayı kuracak olanlar, ‘önce insan’ diyebilen devletler ve milletler olacaktır. Bu hakikate en yakın ülkelerden ve milletlerden biri biziz.

Günümüzde gelişmiş memleketler başta olmak üzere, diğer dünya ülkelerine göre bizim medeniyet ölçümüz insan merkezli ve ‘önce insan’ diyen bir kültürün sahibiyiz.
Bu sebeple geçmişte böyle nice badireleri atlatmış, küllerinden yeniden doğmuş bir millet olarak, Covid-19 mikrobunu da atlatacağımız aşikârdır.

Bütün mesele, tedbirleri evlerden başlayarak sokağa, çarşıya, pazara ve işyerlerimize kadar tam ve titizlikle taşıyarak uyulmasını sağlamaktır.

GÖNÜL SEFERBERLİĞİ

Ekonomide başarının temeli, yapılan işte ve yaptırılan işlerde, başlangıcından sonuna kadarki aşama, ancak sağlıklı tedbirler almak ve uygulamakla mümkün. Haliyle tedbirler temkinli olmayı sağlar.

Temkinli olmak ise yeni kapılar açılması için ilk anahtardır. Covid-19, hem dünya hem Türkiye ekonomisinde farklı iş kollarının keşfine yarayacağı gibi mevcut iş sahalarının da pazar payını ve pazarlama alanlarını değiştirecek.

Diğer dünya milletlerinde olmayan özelliklerimiz var. Bizdeki dayanışma, yardımlaşma, paylaşma ve imece usulü, gönül seferberliğinin sonucudur.
Millet olarak bu hasletimiz pek çok zorlukları aştığımızı gösteren tarihi gerçeklerle dolu. Bundan sonra da gösterecektir. Önemli olan bu hasletlerimizi; endişeye, kaygıya, kargaşaya hibe etmeden birliğimizi koruyabilmektir.

Yeni ve farklı bir yolculuğa çıkıyoruz. Yol arkadaşlarımız, yol azığımız aynı olmayabilir ama hedefimiz; ‘ailemiz, işimiz, devletimiz, milletimiz, vatanımız, toprağımız, istiklalimiz’ olduğuna göre ‘yenilmek’ değil, ‘yenilenerek’ yeniden doğmaktır.

Aldığımız ve verdiğimiz her nefesin kıymetini bilip yolculuğumuzu son ana kadar sürdürmeliyiz. Durursak kenara iterler, yürürsek yol açarız.

27 Kasım 2020 Cuma