Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ

Türkiye’de ‘Bosna’ dendiğinde akla, Bosna-Hersek gelir, insanlığın yaşadığı acılar gelir, umudunu hiç kaybetmeyen bir halk gelir, Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç gelir, Saraybosna gelir, Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından dahice yapılan Mostar Köprüsü gelir.

Balkanlar, tümü ile bizim gönlümüzün aktığı bir coğrafyadır. Buranın da kalbi; Bosna-Hersek’tir. Fatih Sultan Mehmet Han Hazretlerinin izi burada çok keskin bir şekilde yer etmiştir. Sebebi; İslamlaşmasında oynadığı roldür,

1463 yılında imzaladığı meşhur Ahidnamesidir. Bu ülke çok acılar yaşadı ama dini duyarlılığından asla ödün vermedi. Aslında Balkanlar’ı bir bütün olarak okumak gerekir. Farklılıklarının oluşturduğu bütünlük içerisinde görmek zorunluluğu vardır. Başkalarının; gizli ajandalarla, fitne fücurla, kirli paralar ve bu türden beklentilerle gittiği bölgede bizim misyon kuruluşlarımız; gönüllerini açarak ve paylaşmak niyeti ile orada var olmuşlar, başarılı hizmetler yapmışlar ve var olmaya devam ediyorlar.

BİR BÜTÜNÜN PARÇASI

Maarif Vakfı’nın çalışmalarını yerinde görmek, Ramazan’ın bereketi olan iftarda personelimizle buluşmak ve çalışmaları daha etkin hale getirmek niyeti ile gittiğimiz Saraybosna’da gördüğümüz şu oldu: Deneyimli diplomatımız, Saraybosna Büyükelçimiz Sadık Babür Girgin Bey’le yaptığımız değerlendirmede ortaya çıkan ana düşünce; misyon kuruluşlarımız açısından yapılan gönüllü çalışmaların önemi ve etkinliğidir. Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü, TİKA ve Diyanet Vakfı gibi yüz akı kuruluşlarımızla gönüller inşa eden bir anlayışla tüm çalışmalar netice olarak aynı kapıya çıkıyor, aynı hedefe hizmet ediyor. Buna orada iken bizatihi şahit olduğumuz Konya Büyükşehir ve Selçuklu gibi birçok belediyenin çalışmalarını da eklersek gerçekten devasa bir iş çıkar.

Bu sebeple çalışmaların, Saraybosna’da olduğu gibi ‘bir bütünün parçası olduğu’ fikri ile bir koordinasyon ve insicam içinde yürütülmesi önem taşıyor.

Özellikle eğitim üzerinden yapılan çalışmalar ve bu alanda göstereceğimiz başarı devamlılık açısından son derece önemli. Küresel hain Fetö’nün kirli izlerini silmek, etkisini bitirmek için de tek reçetedir. Eğitim konusunda mümkün olduğunca etkin ve yaygın olmakla mükellefiz. Burada görev yapan arkadaşlarımızla da bunun çalışmasını yaptık. Adımlar da bu anlayış içinde atılacak inşallah.

ADEM DÜZELMEDEN ÂLEM DÜZELMEZ

Maarif Vakfı, günümüzde hepimizin gurur duyacağı küresel bir eğitim teşkilatı haline geldi. 50 ayrı ülkede yaklaşık 50 bin öğrencisi, 5 bin 500’ü öğretmen olmak üzere destek personeli ile 8 bin çalışanı olan devasa bir kuruluşa dönüştü. Maarif Vakfı dünya üzerinde; kâr amacı gütmeyen, nitelikli bir eğitim veren, bulunduğu ülkenin kültürüne duyarlı olmayı benimseyen, paylaşmayı, dayanışmayı esas alan yaklaşımıyla dostluklar inşa eden dinamik bir yapı ortaya çıkarabilmeyi başardı. Bunda; gizli bir ajandasının olmayışı, şeffaf ve samimi bir şekilde davranması, işini aşkla yapması gibi hususlar önemli bir rol oynadı.

Gönül coğrafyası, gönülleri dikkate alan çalışmalarla büyür ve şekillenir. Burada coğrafyanın sınırları yoktur. Kendi coğrafyamız da kaderimizdir. Maarif davamızın felsefesini oluşturan düşünürlerimizin başında gelen merhum Nurettin Topçu’nun insana vurgu yapan ‘bize bir insan mektebi lazım’ sözü, aslında işin özünü oluşturur. Bu anlayışla insanı merkeze alan bir eğitim yaklaşımı, küresel maarif davasının esası haline getiriyor, ‘adem düzelmeden âlem düzelmez’ düsturunu hayata geçirme gayreti içinde oluyoruz.

08 Nisan 2022 Cuma