fatih@fatihoktay.com

 

Çin ekonomisinin 2023 büyüme hızı geçtiğimiz günlerde, bir ilk olarak başbakan tarafından ulusal İstatistik Bürosu’nun veriyi açıklama tarihinden bir gün önce Davos’ta açıklandı. Ülke yönetimi, 2023 büyüme hedefini yüzde 5 dolayında olarak belirlemişti, açıklanan büyüme hızı da yüzde 5.2 idi. Başbakanın bu alışılmadık davranışı da ABD-Çin gerginliği nedeniyle ülkeye giren yabancı sermayedeki düşüşü durdurmak için dünya iş çevrelerine Çin ekonomisinin geleceği ile ilgili olumlu bir resim çizme çabasına bağlıydı.

 

Böylelikle ülkenin GSYH’si 18 trilyon, kişi başına geliri de 13 bin ABD doları düzeyine ulaşmış bulunuyor.

 

GELİRİN ÜÇTE BİRİ TASARRUFA

 

Çin ekonomisinin büyüme hızını sınırlayan ana etken, diğer gelişmekte olan ekonomilerden farklı. Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerin çoğunun büyüme hızını yatırım finansmanı etkeni sınırlıyor. Bu ülkelerin ulusal tasarrufları hızlı büyüme için gerekli yatırım düzeylerini finanse etmeye yetmiyor. Bu durumda dış kaynağa bağlı yatırım ve büyümeye yöneliniyor. Bu şekilde dış ticarette cari açıklarla büyüme süreci de döviz darboğazları ile sınırlanıyor. Çin’in tasarruf açığı, dolayısıyla da döviz sıkıntısı yok. 

 

Çinli bireyler ortalamada gelirlerinin üçte birini tasarrufa yönlendiriyor; kamu ve firma tasarrufları da katılınca ulusal tasarruflar ülke gelirinin yaklaşık yüzde 45’ini oluşturuyor. Bunun da sonucu olarak Çin’in resmi rezervleri, kamu bankalarının döviz varlıklarını da katarsanız 4 trilyon dolar düzeyinde. 

 

TÜKETİM HARCAMALARI YÜZDE 7.2 ARTTI

 

Çin için büyüme darboğazını talep oluşturuyor. Ülke, üretimini yüzde 5’lerin çok üstünde artıracak düzeyde yatırım yapma kapasitesine sahip ama üretilen ürünü kim satın alacak? 2008 küresel krizi öncesinde her yıl yüzde 10’ların üzerinde artan üretimi çok hızlı artan yurt dışı talep ve buna bağlı olarak hızla artan yatırım faaliyetleri emiyordu; tüketim de hızlı artıyordu ama üretimin artış hızı kadar değil. Kriz ile beraber dünya dış ticareti hız kesince bu düzen de işlemez oldu; üretimi yılda yüzde 10 artıracak yatırımlar yapılsa, bunun satılacağı dış pazarlar yok, bu pazarlara yönelik yatırımlar da yok. Bu nedenle ülke yönetimi kriz sonrası dönemde, hatta bundan da önce 2000’lerin başlarından bu yana tüketim harcamalarının daha hızlı artması, tüketimin büyümenin motoru olması için çabalıyor.

 

2023’te Çin’in üretimindeki yüzde 5.2’lik artışın adresi yurt dışı pazarlar değildi; ihracat yerli para değeri olarak ancak yüzde 0.6 arttı, dolar olarak yüzde 4.6 azaldı. Yatırım tarafının da artan üretimi emmek konusunda çok katkısı olamadı; sabit kıymet yatırımlarındaki artış yüzde 3’tü, o da büyük ölçüde ekonomiyi canlandırmak için yapılan kamu yatırımlarının katkısıyla. Yüzde 5.2’lik üretim artışını olanaklı kılan yıllık yüzde 7.2 artan tüketim harcamaları oldu; artan üretimin ana adresi tüketicilerdi.

 

Hiç değilse bu yıl tüketim, ülke yönetiminin hedeflediği gibi ekonominin lokomotifi olmuş görünüyor, ancak bu lokomotif henüz ülke yönetiminin gönlünde yatan hızlarda gitmiyor. 

29 Ocak 2024 Pazartesi