Prof. Dr.  Kerem ALKİN

Prof. Dr. Kerem ALKİN

Diğer Yazıları

ABD Merkez Bankası’nın (FED) 22 Mayıs 2013’teki Başkanı Ben Bernanke, “Artık para politikasını sıkılaştırmaya başlayacağımız dönem kapıya dayandı” dediğinden bu yana, küresel ve yurtiçi piyasalar neredeyse her gün FED’i konuşuyor. Bu yılın başında, FED yetkilileri yıl bitene kadar bir faiz artışının artık kaçınılmaz olduğuna dair sinyalleri yoğunlaştırmışlardı. Sinyaller yoğunlaşınca, ‘FED haziran ayında faizi artıracak’ beklentisi güçlendi. Euro dolar karşısında 1.05 doların dahi altına kadar geriledi; petrol ve altın fiyatları adeta çöktü. Ancak, faiz artırımının ‘olması gerekenden daha erken’ yapılması halinde, zaten zar zor toparlanan ABD ekonomisi tekrar ‘patinaj’a girer görüşü ağırlık kazanmaya başlayınca, FED’in olası faiz artışı kararı için piyasa beklentisi ‘eylül’e kaydı. FED yetkilerinin son 15 gündür ‘ser verip, sır vermeyen’ tutumları nedeniyle eylül ortasına kadar piyasa adrenalinli bir heyecanla toplantıdan çıkan kararı bekleyecek.

Ancak, ABD finans dünyasının içinde olan ve ABD hane halkının orta gelir düzeyindeki kesimini temsil eden tanıdığımız insanlarla olan sohbetlerimiz şunu gösteriyor ki, ABD toplumunun tasarruflarının önemli bir kısmının yönelmiş olduğu hisse senetleri ve bu hisse senetlerinin işlem gördüğü borsalarda ‘fırtınalar’ eserken, hisse senedi fiyatları ciddi geriler ve ABD halkı tasarrufları veya emeklilik fonlarındaki birikimleri eriyor diye ciddi telaş gösterirken, FED yetkililerinin ‘baka baka’ faiz artırması hayli zor. Bu nedenle, ABD borsaları ve bu borsalarda işlem gören ABD şirketlerinin hisse senedi fiyatları toparlanana ve FED’in faiz artırım kararından hisse senetlerinin etkilenmeyeceği netlik kazanana kadar ABD orta sınıfı, FED’in kolay kolay faiz artıramayacağına inanıyor.

KÜRESEL EKONOMİYİ TELAŞLANDIRIYOR

Açıklanan Çin makro ekonomik verileri, geçen hafta Çin Hükümeti ve Merkez Bankası’nın Çin ekonomisini desteklemek amacıyla attığı ve piyasalara moral getirmiş olan adımların pozitif etkisini adeta söndürdü.

Veriler Çin ekonomisinde yavaşlama işaretlerinin sürdüğüne işaret edince, Çin borsalarından başlayan satış dalgası, ABD borsalarına kadar uzandı. Çin’in imalat sanayi göstergeleri, Çin’deki iç talep ve ihracat bağlantılarının seyri açısından önemli bir gösterge ve son açıklanan veriler, Çin’de sanayi üretiminin son üç yılın en düşük seviyesine gerilediğini gösteriyor. FED’in olası faiz artırım adımı ve hisse senetlerine yönelik duyulan endişe nedeniyle ABD hazine tahvillerine yönelik ‘güvenli liman’ algısı ile yoğunlaşan alımlar, esasen FED’i de telaşlandırıyor. Çünkü, büyümesini hızlandırması gereken ABD ekonomisinde, faizlerin cazibesinin artması, ABD halkını tüketmek yerine tasarruf etmeye yönlendirir ise ABD ekonomisinin içine gireceği durgunluk, küresel ve yerel boyutta işleri yeniden bozacak.

Çin ekonomisiyle ilgili her olumsuz ekonomik veri, Çin’le çok ciddi boyutlarda ticaret hacmi olan ABD ekonomisi ile ilgili endişeleri de artırıyor. Çünkü, Çin’in ekonomisini büyütmek için ABD’ye ciddi boyutlarda ihracat yapmaya (ABD dünyanın en büyük ithalatçısı konumunda), ABD’nin de Çin ekonomisi iyi para kazandıkça kendi lüks ve teknoloji ağırlıklı mallarını ve tahvillerini Çin’e satmaya ihtiyacı var.

PASİFİK’TE KAPIŞMA ‘FİNANS’TAN BAŞLADI

Dünya piyasaları, biz bu satırları kaleme alırken henüz açıklanmamış olan ABD ağustos ayı istihdam verilerini heyecanla beklerken, istihdam verilerinin de içinde yer aldığı makro ekonomik verilere bakarak, eylül ayında bir faiz artış kararı alma olasılığı olan FED’e ve ABD’li yetkililere mesajlar da devam ediyor. Bir örnek olarak; Çin içinde bulunduğumuz günlerde, milyarlarca dolarlık ABD hazine tahvili satmaya hazırlanıyor. Çin Merkez Bankası’nın geçen ayki sürpriz devalüasyon kararının ardından, Çinli yetkililer Çin şirketlerinin hisse senetlerinin işlem gördüğü borsalarını desteklemek adına, dolar cinsinden yatırım araçlarından çıkıp yuan alma kararı aldılar.

Fransız finans kurumu Societe Generale’in tahminine göre, Çin MB rezerv varlığını 11 Ağustos’tan beri 100 milyar dolar azalttı. Çin’in son verilerine göre 3.7 trilyon dolarlık rezerv varlığı bulunuyor. ABD finans kurumu Goldman Sachs’ın makro ve piyasa araştırma eş başkanı Francesco Garzarelli’nin yazdığı rapora göre ise Çin ekonomisi yavaşlarken ve piyasalarda çalkantı yaşanırken, yatırımcıların paralarını sabit getirili varlıklara park etmesi, Çin’in ABD hazine tahvillerini azaltmasını dengeliyor. Garzarelli’ye göre, toplamda 11.4 trilyon dolar varlık tutan Çin ve diğer merkez bankalarının rezervlerindeki azalış dolar cinsinden tahvilleri uzun vadede olumsuz etkileye-cek. Garzarelli, yatırımcıların eninde sonunda tahvillerden çıkıp daha riskli varlıklara yöneleceğine dikkat çekiyor.

07 Eylül 2015 Pazartesi