Doç. Dr. Adnan Veysel ERTEMEL

Doç. Dr. Adnan Veysel ERTEMEL

Diğer Yazıları

Dr. Adnan Veysel Ertemel

Kapitalist sistemin para ekonomisi olarak adlandırılan sermayeye dayalı ekonomisi kaçınılmaz olarak yerini bilgi ekonomisine bırakıyor. Geleneksel olarak düşünüldüğünde bir üretim yapmak için sermaye sahibi olmak olmazsa olmaz. Ancak sadece sermaye sahiplerinin fabrika kurabildiği ve çeşitli şekillerde yatırım yapabildiği, böylelikle sürekli daha fazla para kazandığı sistemin tersine bilgi ekonomisinde hiç sermaye gerektirmeden bir iş kurmak mümkün hale geldi...

REKABETÇİ AVANTAJ

Bilgi ekonomisine tipik bir örnek olarak Airbnb şirketini verebiliriz. İşbirlikçi mantıktaki paylaşım ekonomisini benimseyen şirket Hilton gibi devasa şirketlerin onlarca yılda ulaşabildiği yatak kapasitesine çok kısa bir süre içerisinde ulaştı. Bilgi ekonomisine dayalı bu tür platformlar oluşturduğu ‘ağ etkisi’ ile sürdürülebilir rekabetçi avantaj elde ediyor. Eski ekonominin en temel ham maddesi petrol iken bilgi ekonomisinin en temel unsuru veri olarak öne çıkıyor. Bu ekonomide para kazanmanın yolu tüketicilerin dikkatini çekmekten geçiyor. Türkiye’den çıkan ve kısa süre içinde alanında dünyanın sayılı oyun şirketlerinden biri olan Peak, geçtiğimiz ay 1.8 milyar dolara Amerikalı Zynga şirketi tarafından satın alındı. Oyun şirketleri kullanıcılarından tek kuruş para almamasına rağmen tüketicilerin dikkatini başarılı şekilde çektiğinde astronomik değerleme rakamlarına ulaşıyor...
Çok değil, benim genç bir girişimci olduğum 20 yıl öncesinde bilişim tabanlı bir girişim başlatmak için donanım ve yazılım anlamında kayda değer miktarda bir yatırım yapmak gerekiyordu. Oysa günümüzde Amazon, Microsoft gibi bulut tabanlı platformları kullanarak dijital ürününüzün ilk versiyonunu geliştirmek tamamen ücretsiz hale geldi... Ancak gerçekten de bir trafik ve hacim oluşturmaya başlamışsanız bu platformlara kullandıkça öde (Software/Platform as a Service) mantığında ücret ödüyorsunuz.

ÜRETİMDE DEMOKRATİKLEŞME

Diğer yandan robotların bedava çalıştığı ve minimum yatırımla / yatırımsız kurulacak yeni fabrikalar üretim alanında marjinal maliyeti asgariye indirecek... Bunun da bir adım ötesinde olarak 3 boyutlu (3D) yazıcı devriminde üreten tüketiciler (producing consumers–prosumers) sayesinde ürünlerin dijital olarak modellemesi paylaşımı ve (prototip değil) nihai halinin basımı mümkün olacak... Kullanacağı ürünü dijital ortamda tasarlayamayan bireyler sadece şirketlerden değil, bu konuda kabiliyeti olan evinden çalışan (freelance) kişilerden de yardım alabilecek. 3D yazıcılarla ilgili yapılan araştırmalar da geleneksel yolla üretilmiş ve bir perakende noktasından alınan alternatiflerine göre 3D yazıcılarda basılan ürünlerin ortalama olarak onda bir maliyetine mal edilebildiğini ortaya koyuyor... Kısaca 3D yazıcılarla üretim boyutunda gerçek anlamda ‘demokratikleşme’ kapıda...

Tüm bu gelişmeler kapitalist sistem ve sermayenin anlamsızlaştığı ve bilginin para ettiği bir düzene geçişi ifade ediyor...

26 Haziran 2020 Cuma