tatil-sepeti
Dr. İlhami FINDIKÇI

Dr. İlhami FINDIKÇI

Diğer Yazıları

Dr. İlhami Fındıkçı

Aile şirketlerinin; ailede geçimsizlik, liderlik mücadelesi, paylaşma, mülkiyet, marka üretme, kurumsallaşma, yeni kuşaklara devir gibi geleneksel sorunlarına, küresel salgınla mücadele de eklendi. Zira bütün hayatı etkileyen küresel salgın, iş dünyasının yüzde 95’ini oluşturan aile şirketlerini derinden etkileyen bir krize dönüştü. Pandemi sürecinin, aile şirketleri için ürettiği riskleri ve bunları fırsata çevirecek temel önlemleri özetlemeye çalışalım:

Krizler geliştirir

* Bir yanda duygu kökenli aile, diğer yanda mantık ve kâr amaçlı işletme. Her iki yapının birlikte idaresini karmaşık hale getiren dinamik; kurumların gelişmelerini sağlayan ‘birlik hazinesi’nin yeterince farkında olmamaları ve sürdürülebilir bir alt yapıyı oluşturmamaları.
* İş dünyası ve çalışma hayatı, pandemi süreci ve sonrasından ciddi biçimde etkilenecek. Zira arz talep dengesi, küresel işsizlik, çalışma hayatı, çalışanın ve işletme sahibinin gelir gider dengesi, ekonomik canlılık, yeni yatırımlar ve benzeri göstergeler etkilendi ve etkilenecek.
* Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO), pandemi sonrası iş dünyasına yönelik en düşük işsizlik tahmini senaryosuna göre, küresel GSMH’nin yüzde 2 azalacağı ve mevcuda 5.3 milyon, en yüksek işsizlik tahmini senaryosuna göre ise küresel GSMH’nin yüzde 8 azalacağı ve mevcuda 24.7 milyon işsizin ekleneceği yönünde (ILO Covid-19 ve Çalışma Yaşamı, 18.03.2020).
* Aile şirketinin genellikle kurucu liderin öncülüğünde zorluktan geldiğini, birlik, beraberlik gücüyle hızla geliştiğini, zamanla kurallı bir yaşama geç(e)mediğinden ve yine çoğunlukla aile ilişkilerinden dolayı zayıfladığını biliyoruz. O halde tam da bu dönemde küresel salgını bir fırsata çevirmek ve bozulan dengeyi yeniden yakalamak için daha fazla akılla hareket etmek zorundayız.
* Aile şirketlerinin dağılmasında ekonomik sebepler değil, aile ilişkilerindeki sorunlar, birinci sırada rol oynuyor. Dolayısıyla aile şirketlerinin temel amacının süreklilik ve sürdürülebilirlik olduğu unutulmamalı.
* Kurumdaki personel yağlanması, genel giderler, fireler, kalite, verimlilik, yeni pazarlar, organizasyon şemaları, toplantı düzenleri gibi konular, detaylı biçimde yeniden çalışılmalı. Pandemi sürecinde bazı kurumlarda daha az iş gücüyle aynı işlerin aynı kalitede yapılabildiğini unutmayın.
* Devletlerin, bilim kurullarıyla bu süreci yönetmeleri gibi aile şirketleri de kendi aklıyla yetinmemeli, kuruma özel bir bilim kurulu, danışma kurulu yahut bağımsız yönetim kurulu üyesiyle hareket etmeli.
Zira yeni dönemde işi bilmek, paradan ve üretimden anlamak yetmeyecek.

Ömrü aşan amaçlar

* Kurumsal bir yapı, hissedar aile üyelerinin ilişkileri, paylaşım, lider yedeklemesi, yeni kuşakların iş hayatına uyumları gibi konular, yazılacak bir aile şirketi anayasasıyla yahut mevcut anayasanın güncellenmesiyle yeniden düzenlenmeli.
* Yeni normların ve normallerin şekillendireceği aile ve iş yaşamında, temel insani ve ahlaki değerlerden ödün vermeden hızlı değişim ve dönüşüme uyum sağlayacak bilimsel bir arayış ve düşünce üretimi içinde olmak zorunlu.
* Pandemi süreci ve sonrasında sürekli şikâyet eden, devlet destekleri dışında bir çabası olmayan, küçülmeyi düşünen, aile içi sorunları aşamayan birinci tablo. Konuyu bilimsel verilerle yakından izleyen, süreci yöneten, çok çalışan, değişimin gerektirdiği adımları ve yeni girişim fırsatlarını araştıran, ailede birliği sağlayan ikinci tablo. Hangi tabloda yer alıyorsunuz?
* Unutmayalım ki hayat, krizlerle dolu. Bir anda işiniz durabiliyor, fabrikanız var çalıştıramıyorsunuz, pazarınız var satış yapamıyorsunuz, paranız var yatırım yapamıyorsunuz. Krizler elimizde değil ama onları gelişmemiz için kullanmak elimizde.
* Aile şirketlerinin, kurum sahiplerine ürettiği maddi değerler, sağlıklı, mutlu ve sürdürülebilir bir hayat için yeterli değil. Ömrünüzü aşan değerleriniz ve amaçlarınız yoksa daha fazla gecikmeyin ve Churchill’in ifadesiyle ‘Krizi ziyan etmeyin’.

12 Haziran 2020 Cuma