Hüseyin ÖZTÜRK

Hüseyin ÖZTÜRK

Diğer Yazıları

Hüseyin Öztürk

“Ahilik, nefsini kardeşine tercih etmektir”. Ahi Evran.

2021 senesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Ahi Evran Yılı” ilan edildi. Ahiliğin kurucusu olan Ahi Evran, Osmanlı ticari hayatının yasasını gönül diliyle yazmış ve yazdırmış bir Ahi Sultanıdır.

Osmanlı tarihinin en parlak dönemi, Ahi teşkilatının ekonomiyi yönlendirdiği ve yönettiği devirlerdir. Bu sebeple Ahilik kurallarında birinci sırayı eğitim almıştır. Eğitim ve öğretimden geçmeyen hiçbir tacire, işine başlama müsaadesi verilmemiştir.

Ahilik, tasavvufi inançlar çerçevesinde; “hırsızlık ve haramdan uzak durmayı, namuslu olmayı, sır saklamayı, kötü söz söylememeyi” telkin eden ahlaki prensipleri yaymış; iyi, doğru ve güzele dönük, kardeşçe yaşama ilkeleriyle Osmanlı Devletinin sosyal ve ekonomik düzeninde ilk esnaf teşkilatını kurarak devletin yardımcısı olmuştur.

Böyle bir sistemi önce gönül diliyle sonra fiili olarak teşkilatlandıran ve her teşkilatı da Ahi başlarıyla denetlettiren Ahi Evran’ı tanımak gerekir.

Ahi Evran 13. yüzyılda Güney Azerbaycan’ın Hoy şehrinde doğmuştur. (Ö.1168/Ö.1261) Horasan ve Maveraünnehir’de tahsilini yapmış, büyük ilim insanı Fahreddin Razi’den akli (fen) ve nakli (din) ilimlerini tahsil etmiştir.

ESNAF TEŞKİLATI

Anadolu’da “Ahilik Esnaf Teşkilatının” kurucusu olan büyük bilgemizin ismi Mahmut bin Ahmet el- Hoyi, künyesi Ebül-Hakayık, lakabı Nasuriddin, unvanı Nimetullah’ tır.
Ahi Evran, Fahreddin-i Razi dışında Ahmet Yesevi hazretlerinin talebelerinden de tasavvuf ve gönül ilmini almıştır. Kısa sürede manevi olgunluklar ve yüksek derecelere ulaşmış; “tefsir, hadis fıkıh, kelam ve tıp” ilimlerinde bir âlim ve yönetici olmuştur.

İnsanlara kardeşlik ve birliği aşılamak için hocası Evhadüddin ile birlikte Anadolu’ya gelmiş, burada hocasının kızı Fatıma Bacı ile evlenmiş, Konya, Kırşehir ve Kayseri arasındaki beldeleri dolaşarak Ahiliğin ilk temellerini atmıştır.

İlk önce Kayseri’ye yerleşerek burada Debbağlık (Dericilik) yaparak kendi elinin emeği ile geçimini temin etmiş ve halkı irşat etmeye devam etmiştir. Kendisine sorulduğu zaman; “Debbağlık, ter ve emek ister, çünkü sabır ve tahammül gerektirir” demiştir.

Ahi Evran daha çok esnaf ve sanatkârlar tarafından sevilmiştir. Buradan hareketle şehir ve kasabalarda kardeşlik manasına gelen “Ahilik” kurumunun teşkiliyle kısa zamanda Anadolu’nun büyük bir bölümünde toplanıp sohbet edebilecekleri, seyyahları ve tüccarları ağırlayabilecekleri, birbirlerinin tecrübelerinden yararlanabilecekleri dergâhlar açmıştır.

Ahi Evran, halkın sosyal ve ekonomik olarak güvenli şekilde yaşaması ve geçinebilmesi için meslek gruplarını teşkilatlandırarak devlet yönetiminin sivil ayağını denetleyicisi olarak; huzur, güven istikrara katkı sağlamıştır.

Bu teşkilatlanmanın en büyük faydası, Moğol istilasında görülmüştür. Moğol istilasına karşı halkı uyarmış, istiladan kaçanlara yardım etmişlerdir. Ve maalesef bedelini de ödemiştir.

Ahi Evran’ın bu kadar başarılı oluşundan ve çevresinin genişlemesinden rahatsız olanlar, Anadolu Selçuklu Devleti’ne karşı yapılan bir olaya adını karıştırarak hapse girmesine neden olmuşlardır. Hapiste kaldığı beş yıl süre içinde Moğollar Kayseri’yi de istila ederek birçok kişiyi şehit etmiş ve hanımı Fatıma Bacı’yı da esir almışlardır.
Bu hadiseden sonra Ahiler Anadolu’nun her yanında Moğollara karşı amansız bir mücadele vermişlerdir. Ahi Evran hapisten çıktıktan sonra Kayseri’ye gitmiş, oradan da Kırşehir’e gelerek hayatının sonuna kadar burada kalmıştır.

Ahilik teşkilatını burada köklendirip geliştirmiş ve Ahiliği esnafa-halka benimsetmiş, Anadolu insanına alın teri ile geçinme, kendine güvenen ve minnetsiz yaşama yeteneği kazandırmıştır. Ahi Evran-ı Veli, 93 yaşında Kırşehir’de vefat etmiştir.

05 Mart 2021 Cuma