tatil-sepeti

Teknopark İstanbul’da faaliyet gösteren Diatics’in geliştirdiği yapay zeka destekli yazılım ‘Phishup’, oltalama (phishing) saldırılarını başarılı şekilde engelliyor. Gelecekteki saldırılara karşı da koruma sağlıyor.


 

HABER: ÖMÜR KIRBAŞLI

 

Dijital dünya her ne kadar hayatımızı büyük anlamda kolaylaştırsa da ileri teknoloji korunmadığı zaman önemli riskler taşıyor. 

 

Geleneksel korunma yöntemleri bu tehdit ve saldırıları korumada yetersiz kalıyor. En büyük şirketlerden bireylere kadar siber tehdit ve saldırılardan korunmanın yolu ise yine ileri teknolojiye başvurmaktan geçiyor. Teknopark İstanbul’da yerleşik Diatics’in geliştirdiği bulut tabanlı yapay zeka destekli yazılım ‘Phishup’, özellikle oltalama saldırılarını engelliyor. Yazılım ayrıca, saldırı şekillerini analiz ederek gelecekteki olası tehditlere karşı kurumları hazırlıyor. Diatics CEO’su Osman Bahri Vargeloğlu, İstanbul Ticaret’e geliştirdikleri yazılımı ve gelecekteki hedeflerini anlattı.

 

NASIL KARAR VERDİK? 

 

* Diatics hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? Phishup geliştirme fikri nasıl doğdu?

 

Diatics, teknoloji ve siber güvenlik alanında yenilikçi çözümler geliştiren bir firma. Yapay zeka destekli yazılım geliştirme alanında uzun yıllara dayanan tecrübemizle dijital tehditlere karşı daha etkili ve kullanıcı dostu çözümler sunmak için çalışıyoruz. Phishup’un geliştirilme fikri ise yıllardır kurumların yaşadığı bir problemden doğdu: Oltalama (phishing) saldırıları. Geleneksel yöntemler genellikle bu tehditlere karşı yetersiz kalıyor ve biz de bunun üzerine daha hızlı, daha etkili ve ileri teknoloji ile desteklenen bir çözüm geliştirme kararı aldık. Phishup böylece hayata geçti.

 

OLTALAMAYA HIZLI MÜDAHALE

 

* Phishup hakkında bilgi verebilir misiniz?

 

Phishup, özellikle oltalama saldırılarına karşı kurumları korumak için geliştirilmiş entegre bir bulut tabanlı e-posta güvenlik çözümü. Yani Phishup, sadece phishing e-postalarını tespit etmekle kalmıyor, aynı zamanda olası tehditlere hızlı müdahale etmenizi sağlıyor. Üstelik yalnızca saldırıları engellemekle sınırlı değil; simülasyonlar ve eğitim modülleri ile çalışanların farkındalığını artırıyor, onları potansiyel tehditlere karşı daha dikkatli hale getiriyor. Böylece hem teknolojik olarak hem de insan faktörü üzerinden güvenlik katmanını güçlendiriyoruz.

 

ESNEK, KENDİNİ GELİŞTİREN YAPI

 

* Geleneksel yöntemlere göre avantajlarınız neler? Yapay zeka ya da makina öğrenmesi gibi ileri teknolojiler kullanıyor musunuz?

 

Geleneksel yöntemlere kıyasla çok önemli avantajlarımız var. Geleneksel güvenlik çözümleri, genellikle statik kurallar ve geçmiş verilere dayanıyor. Bu da yeni çıkan tehditlerin tespitinde yavaş kalınmasına neden olabiliyor. Phishup ise yapay zeka ve makina öğrenimi kullanarak sürekli olarak yeni tehdit modellerini öğreniyor ve kendini güncelliyor. Phishing saldırıları çok dinamik olduğu için bu esnek ve kendini geliştiren yapı bizim en büyük farkımız. Özellikle makina öğrenimi sayesinde, Phishup tehditleri sadece tespit etmekle kalmıyor, aynı zamanda saldırı şekillerini analiz ederek gelecekteki olası tehditlere karşı da hazırlıklı hale geliyor.

 

CİDDİ TALEPLER ALIYORUZ

 

* Geliştirdiğiniz ürünün ticari geleceği hakkında neler söylemek istersiniz? Yurt dışından talepler var mı?

Phishup’un ticari geleceği oldukça parlak. Bugün itibarıyla, sadece Türkiye’de değil, uluslararası arenada da ciddi talepler alıyoruz. Özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika’dan gelen talepler, ürünün küresel ölçekte ilgi gördüğünü gösteriyor. Gelişmiş yapay zeka tabanlı tehdit tespiti ve kullanıcı dostu arayüzü sayesinde her ölçekten kurumun ilgisini çekiyoruz. Ayrıca, bulut tabanlı yapımız sayesinde Phishup’un entegrasyonu ve kullanımı oldukça kolay. Bu da yurt dışındaki müşterilerimiz için büyük bir avantaj.

 

LİDERLİK HEDEFİ

 

* Gelecekte farklı alanlarınız olacak mı, hedefleriniz neler?

 

Elbette, Phishup ile başladığımız bu yolculuk sadece bir başlangıç. Gelecekte, siber güvenliğin farklı alanlarında da çözümler geliştirmeyi hedefliyoruz. Özellikle mobil platformlarda da oltalama saldırılarına karşı çözümler sunmak üzerine çalışmalarımız devam ediyor. Aynı zamanda, yapay zeka ve makina öğrenimi alanındaki gelişmeleri yakından takip ederek, yeni nesil güvenlik tehditlerine karşı daha proaktif çözümler geliştirmeyi planlıyoruz. Hedefimiz, Phishup’u sadece bir ürün değil, global çapta lider bir güvenlik platformu haline getirmek.

 

TEKNOPARK İSTANBUL’DA AR-GE FAALİYETLERİMİZİ DAHA VERİMLİ YÜRÜTÜYORUZ

 

* Teknopark İstanbul’da yer almak hangi faydaları sağlıyor?

 

Teknopark İstanbul, bizim için oldukça stratejik bir lokasyon. Burada yer almak, öncelikle Ar-Ge faaliyetlerimizi daha verimli yürütmemizi sağlıyor. Teknoloji geliştiren birçok şirketle aynı ortamda bulunmak, hem işbirliği fırsatlarını artırıyor hem de bilgi paylaşımını kolaylaştırıyor. Teknopark İstanbul’un sunduğu bu ekosistem, bizim gibi ileri teknolojiye odaklanan şirketler için oldukça değerli. Networking olanakları, üniversitelerle işbirlikleri ve mentorluk programları gibi avantajlar da bizi sürekli ileri taşıyor.

 

GÜVENLİ BİR DİJİTAL DÜNYA İÇİN ÇALIŞIYORUZ

 

Phishup’u geliştirirken temel amacımız, kullanıcılarımızın dijital dünyada kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlamak oldu. 

 

Bugün, siber güvenlik herkesin gündeminde olan bir konu ama ne yazık ki, birçok şirket hâlâ yeterince korunmuş değil. Biz, bu güvenlik açıklarını kapatmak ve daha güvenli bir dijital dünya inşa etmek için çalışıyoruz. Phishup’un bu misyonu daha da ileriye taşıyacağına inanıyoruz.

18 Eylül 2024 Çarşamba

Etiketler : Yapay Zeka Teknopark İstanbul

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından gerçekleştirilen ‘e-Devlet Araştırması 2024’ sonuçlarına göre Türkiye, 193 ülke arasında e-Devlet Gelişmişlik Endeksinde bir önceki döneme göre 21 sıra yükselerek 27. sıraya yerleşti.


 

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinden aldığı bilgiye göre, BM e-Devlet Araştırmaları, BM Ekonomik ve Sosyal İşler Bölümü (UN DESA) bünyesindeki Kamu İdaresi ve Yönetim Bölümü (DPADM) tarafından yürütülüyor. 2003'ten itibaren raporları yayımlanan ve 2008 yılı itibarıyla düzenli olarak her iki yılda bir gerçekleştirilen çalışma, 2010 yılı itibarıyla 193 ülkeyi kapsıyor.

 

Araştırma kapsamında hesaplanan e-Devlet Gelişmişlik Endeksi, BM üyesi ülkelerin e-Devlet gelişmişlik düzeyini belirliyor. e-Devlet Gelişmişlik Endeksi Çevrim İçi Hizmet Endeksi, Telekomünikasyon Altyapısı Endeksi ve Beşeri Sermaye Endeksi olarak isimlendirilen 3 alt endeksle hesaplanıyor.

 

Türkiye, "BM e-Devlet Araştırmaları 2024" sonuçlarına göre, 193 ülke arasında e-Devlet Gelişmişlik Endeksinde bir önceki döneme göre 21 sıra yükselerek 27. sıraya yerleşti.

 

Araştırma kapsamında e-Devlet Gelişmişlik Endeksi ile birlikte ölçümlenen e-Katılım Endeksinde 22. sırada yerini aldı. Türkiye, 2024 e-Devlet Gelişmişlik Endeksinde en fazla ilerleme kaydeden ülkeler arasında oldu.

 

Ülke geçen dönem olduğu gibi bu dönemde de "Çok Yüksek e-Devlet Gelişmişlik Endeksine Sahip Ülkeler" arasında sayıldı.

 

Bu yıl e-Devlet Gelişmişlik Endeksi kapsamında ilk 10 ülke sırasıyla Danimarka, Estonya, Singapur, Güney Kore, İzlanda, Suudi Arabistan, Birleşik Krallık, Avustralya, Finlandiya ve Hollanda oldu.

 

Türkiye, içinde bulunduğu üst orta gelir seviyesindeki 56 ülke arasında e-Devlet Gelişmişlik Endeksinde 2. sırada yer aldı. Bu sıralamada ilk 5 ülke, Kazakistan, Türkiye, Hırvatistan, Çin ve Sırbistan olarak kaydedildi.

 

Asya bölgesinde ise Türkiye, içinde olduğu 47 ülke arasında e-Devlet Gelişmişlik Endeksinde 9. sırada yer aldı. Bu kapsamda ilk 10 ülke sırasıyla Singapur, Kore Cumhuriyeti, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Japonya, Bahreyn, İsrail, Kazakistan, Türkiye ve Çin olarak gerçekleşti.

 

Türkiye'nin, içinde olduğu Asya (Batı Asya alt bölgesi) ve dünya ortalaması puanları incelendiğinde tüm alt endeks bileşenlerinde bölge ve dünya ortalamasının üstünde ilk sıralarda olduğu görüldü.

 

2018'de ilk defa pilot olarak 40 şehir için ölçülen Yerel Çevrim İçi Hizmet Endeksi kapsamında 2024'te 193 ülkenin en kalabalık şehirleri için değerlendirme yapıldı.

 

Türkiye'den İstanbul için yapılan ölçümlemede 2020 yılı raporunda 12. 2022 yılı rapor döneminde 11. sırada yer alan İstanbul, bu yıl 7. sıraya yükseldi ve 42 şehir ile "Çok Yüksek LOSI" değerine sahip şehirler arasında yer aldı. Böylece İstanbul, Berlin, Seul, Singapur ve Londra gibi şehirleri geride bırakmış oldu.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : edevlet

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Hedefimiz, 2030'a dek 100 Turcorn ve 100 bin teknoloji girişiminin bu ülkeden doğması, bu ülkede yeşermesi, dünyaya açılmasıdır, bunu başarabilecek potansiyelimiz olduğunu biliyoruz" dedi.


 

Global Liderler Zirvesi (Global Leader Summit), "Yapay Zeka Çağı ve Sürdürülebilir Gelecek" temasıyla İstanbul'da başladı.

 

Bakan Kacır, zirveye yolladığı video mesajında, 4. Sanayi Devrimi çağında, inovasyon odaklı yaklaşımlarla sosyal hayattan iş dünyasına, üretim modellerinden tüketici davranışlarına tüm alanlarda değer üretiminin yeniden şekillendiğini belirtti.

 

İş süreçlerinin değiştiğine, üretim modellerinin geliştiğine ve tüketici davranışlarının çeşitlendiğine hep birlikte şahit olduklarını vurgulayan Kacır, "Yenilikçi teknolojiler arasında yerini alan yapay zekanın geniş ve yaygın kullanımıyla birlikte iş süreçleri güçlü bir şekilde değişime uğruyor. Yapay zekanın kuantum hesaplama ve biyoteknoloji gibi derin teknolojilerle iç içe gelişmesi mevcut ve potansiyel etkilerini üssel olarak artırıyor. Gelecek adına yapay zeka alanında beklentiler oldukça yüksek." diye konuştu.

 

Kacır, yapay zeka geliştirme faaliyetlerinin, toplum yararını gözeten devlet veya akademik aktörlerden çok karlarını maksimize etmeye odaklanmış büyük ölçekli şirketler tarafından daha fazla yürütüldüğüne dikkati çekerek, ABD ve Çin'in yeni bir hegemonya yarışı olarak gördüğü bu alanda geliştiricileri, uygulayıcıları ve ürünleri sınırlayan kurallar öngören küresel bir fikir birliği çerçevesine dair net bir işaret bulunmadığını söyledi.

 

Türkiye olarak yapay zekanın bir tercih meselesi olmayıp, "Dijital Türkiye" vizyonuyla kalkınma yolculuğunun en büyük taşıyıcılarından biri olduğunu dile getiren Kacır, şöyle devam etti: "Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimiz doğrultusunda yapay zeka çağının sunduğu fırsatları maksimum düzeyde değerlendiriyoruz. Sorumlu ve etik yapay zeka uygulamalarının geliştirilmesinde aktif rol üstlenen bir anlayışla hareket ediyoruz. 'Refah seviyesi yüksek bir toplum için çevik ve sürdürülebilir bir yapay zeka ekosistemiyle küresel ölçekte değer üretmek' vizyonuyla Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'ni kamuoyuyla paylaştık. Ülkemizdeki yapay zeka ekosistemini harekete geçirmek ve ekosistemin paydaşları arasındaki işbirliğini güçlendirmek üzere TÜBİTAK bünyesinde Yapay Zeka Enstitüsünü kurduk. Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'te gençlerimizin geleceğin teknolojileri üzerinde çalışmalarını desteklemek için birçok alanda yarışmalar düzenliyoruz. Bu yıl Türk Ulusal Bilim e-Altyapısı (TRUBA) bünyesinde yeni süper bilgisayarımızı ülkemize kazandırdık. ARF Süper Bilgisayar ile savunma sanayisinden üretim sektörüne, ilaç tasarımından hastalık tespitine kadar birçok alanda araştırmacıların ihtiyaç duyduğu simülasyonlar eş zamanlı gerçekleştirilebilecek."

 

"TÜRKİYE BAYRAKTAR ROL ÜSTLENMEYE HAZIR"

 

Yapay zeka alanında yetkinliklerini artırmanın yanında yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve sorumlu şekilde kullanımı için uluslararası işbirliklerinde aktif rol üstlendiklerini vurgulayan Kacır, Türkiye'nin geçen yıl Yapay Zeka Küresel Ortaklığı'nın (GPAI) üyesi olduğunu hatırlattı.

 

Kacır, bu kapsamda sorumlu yapay zeka, mesleklerin geleceği, yenilik ve ticarileştirme, veri yönetimi gibi kritik alanlarda yürütülen uluslararası projelerde aktif olarak yer aldıklarını belirterek, geçen yıl katıldıkları 8,2 milyar avro bütçeli Dijital Avrupa Programı ile yüksek başarımlı hesaplama ve yapay zekada stratejik altyapıların kurulumunu ve bu alanlarda ihtiyaç duyulan insan kaynağının yetiştirilmesini sağladıklarını anlattı.

 

Katıldıkları EuroHPC Ortak Girişimi ile dünyanın sayılı süper bilgisayarlarından MareNostrum 5'e doğrudan erişim imkanına sahip olduklarına dikkati çeken Kacır, şu ifadeleri kullandı: “Yapay zeka teknolojilerinin etkili ve sorumlu şekilde kullanılması açısından yerli ve milli projelerin geliştirilmesi büyük önem taşımakta. Kullanıcıların yapay zeka teknolojilerden elde ettikleri bilgilerin, kendi değer yargılarıyla tam olarak örtüşmemesi önemli bir risk unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Her zeminde vurguladığımız üzere, bilimin, teknolojinin ve refahın sadece birkaç ülke veya şirketin elinde asimetrik şekilde toplanması, insanlığın geleceği için büyük tehditler taşımaktadır. Böyle bir düzen hem çatışmaları tetikleyecek hem de dünya barışını bozacak bir düzendir. Türkiye, güçlü insan kaynağı ve teknoloji geliştirme altyapısıyla her geçen gün daha da büyüyen girişimcilik ekosistemiyle insanlık yararına teknoloji anlayışıyla bayraktar rol üstlenmeye hazır konumdadır.”

 

TEKNOFEST’E DAVET

 

Kacır, son 22 yılda teknoparkların sayısını 2'den 104'e, teknoparklarda AR-GE ve inovasyon yapan girişimlerin sayısını 56'dan 10 bin 800'ün üzerine çıkardıklarını belirterek, AR-GE ve tasarım merkezleri sayısının 1600'ü aştığının altını çizdi.

 

Türkiye'nin 2019'da hiç unicornu bulunmazken, bugün 6'sına bakanlık olarak destek verilen 7 unicornu olan bir ülkeye dönüştüğüne işaret eden Kacır, şu bilgileri paylaştı: "Bizim deyimimizle 7 Turcorn'umuz var. Bu ivmeyi daha da yükseltmekte kararlıyız. Erken aşamayı başarıyla geçmiş, hızlı büyüme potansiyeli taşıyan teknoloji girişimlerinin, daha hızlı ölçeklenmesine ve küresel pazarlara açılmasına rehberlik eden Turcorn 100 Programı, girişimcilik dostu mevzuat uygulamaları, Türkiye'nin en büyük gücü, en büyük kuvvet çarpanı genç ve nitelikli insan kaynağımızı teknolojiye ve teknoloji girişimciliğine yönlendirecek yeni projelerle hedefimiz, 2030'a dek 100 Turcorn ve 100 bin teknoloji girişiminin bu ülkeden doğması, bu ülkede yeşermesi, dünyaya açılmasıdır. Bunu başarabilecek potansiyelimiz olduğunu biliyoruz. Teknoloji geliştirmede elde ettiğimiz kazanımlar bizlere katma değerli üretim ve yüksek teknolojide daha da ileriye gitme cesaretini veriyor."

 

Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı Cumhuriyet tarihinin en büyük çaplı yatırım teşvik programı HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı ile Türkiye'yi yüksek teknolojili üretimde bir üst lige taşımakta kararlı olduklarını söyledi.

 

"Yeşil ve dijital dönüşüm destek programları" ile işletmelerin ikiz dönüşümde ihtiyaçlarına cevap verecek destek mekanizmalarını devreye aldıklarını vurgulayan Kacır, şunları kaydetti: "Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) programıyla ülkemizin teknolojik ve stratejik öncelikleriyle uyumlu yatırımların gerçekleştirilmesi için uzun vadeli ve uygun koşullarda finansmana erişim imkanı sunuyoruz. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile yüksek teknoloji odaklı yatırımlar için AR-GE'den seri üretime uçtan uca bütüncül bir destek mekanizması sağlıyoruz. Elbette, daha müreffeh ve sürdürülebilir bir gelecek inşasında attığımız tüm adımların odağına da en kıymetli hazinemiz insan kaynağını koyuyoruz. Bunun en güçlü örneği de yıldan yıla daha da büyüyen, rekorları alt üst eden, dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST'tir. Bu vesileyle sizleri, 2-6 Ekim'de Adana'da gerçekleştireceğimiz TEKNOFEST'e davet ediyorum."

18 Eylül 2024 Çarşamba

Etiketler : arge yapay zeka turcorn