Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB) kamuoyunun görüşüne sunulan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan yeni müfredat taslağındaki çeşitli derslerde, Türkiye'nin kalkınma projelerine dair içeriklere de yer verildi.


 

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde, Türk dili ve edebiyatı, Türkçe, fizik, kimya, biyoloji, matematik, felsefe, coğrafya, tarih, fen bilimleri, sosyal bilgiler, insan hakları, yurttaşlık ve demokrasi derslerinde, mevcut alan becerilerinin yanı sıra Türkiye Yüzyılı kalkınma projelerine ilişkin farklı içeriklere de değinilecek.

 

Bu kapsamda, TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinde Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş tarihi ve kalkınma hamleleri yer aldı.

 

Gruplar sınıf içinde araştırma raporlarını sunacaklar. Öğrenciler araştırmaları sırasında ulaştıkları bilgilerden hareketle milli sanayi hamleleri ve milli teknoloji gelişmeleri üzerinden cesaretli ve girişimci olmanın önemini açıklayacaklar.

 

Bunun yanında, Türkçe üretim atölyelerinde temada işlenen konu ve öğrenme hedefleri doğrultusunda öğrencilerden ülke içinde ve ülke dışında bilimsel alanda önemli çalışmalar yapmış Türk bilim insanı, sporcu, sanatçı gibi kişileri basılı veya dijital kaynaklardan yararlanarak araştırmaları, başarı kazandıkları alanlarla ilgili sunum hazırlamaları istenecek.

 

Öğrencilerin, araştırma sonucu ulaştıkları bilgileri arkadaşlarına sözlü, yazılı şekilde ya da dijital araçlar kullanarak sunmaları sağlanacak.

 

ÜLKENİN UZAYA ÇIKIŞ TARİHİ ANLATILACAK

 

Ortaokullardaki fen bilimleri derslerinde, öğrencilere ASELSAN’ın geliştirdiği ormanlık alanlardan gelebilecek tehditlere karşı güvenliği artırmaya yönelik olarak ağaç, dal ve yaprak gibi engellere nüfuz edebilecek frekans bandında çalışan, askeri koşullara uyumlu bir orman içi gözetleme radarı hakkında araştırma görevi verilebilecek.

 

Bu derslerde ayrıca, TÜBİTAK UZAY ile TUA tarafından yürütülen çalışmalara değinilebilecek.

 

Öğrenciler, bu derste Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın uzaya çıkış tarihini, görevini ve görev armasının anlamını ele alacak.

 

TÜBİTAK Uzay çatısı altında kurulan Optik Sistemler Araştırma Laboratuvarı’nda yerli uyduların mercek, prizma gibi optik bileşenlerinin Türkiye’de üretildiğinden bahsedilebilecek.

 

Atık yönetimi uygulamaları ve “Sıfır Atık” hiyerarşisinin tanıtılacağı bu derslerde, ilk aşamanın, tüketimi azaltma olduğu vurgulanacak. Geri kazanım, ileri dönüşüm ve yeniden kullanım kavramı açıklanarak geri dönüşümle farkları belirtilecek.

 

TÜRK HARİTACILIĞINDA ÖNEMLİ KONULAR COĞRAFYA MÜFREDATINDA

 

Coğrafya derslerinde, Türkiye'nin mutlak ve göreceli konumu belirlenecek. Bu süreçte çeşitli analiz yöntemleri kullanılarak Türkiye'nin konum özelliklerinin önemi vurgulanacak, öğrencilerin bu konudaki görüş ve duyguları alınarak milli bilinçlerinin gelişmesi desteklenecek.

 

Türkiye'nin konum özelliklerinin önemi vurgulanırken, Mavi Vatan ve Gök Vatan'la ilgili haritalar da ele alınacak.

 

Bu süreçte Türkiye'nin denizlerdeki hukuksal ve coğrafi haklarını görmezden gelen talepler karşısındaki haklı mücadelesine yer verilerek, vatanseverlik olgusuna vurgu yapılacak.

 

Türk haritacılık tarihi ve Türk haritacılar Biruni, Takiyüddin, İbrahim Mürsel, Piri Reis, Matrakçı Nasuh, Seydi Ali Reis, Ali Macar Reis, Katip Çelebi gibi Türkiye'de haritacılık çalışmaları, siyasi ve askeri bir araç olarak haritalar, Milli Mücadele Dönemi'nde haritaların kullanımı gibi konulara yer verilecek.

 

Derslerde ayrıca Türkiye'nin iklim projeksiyonları ve Türkiye Cumhuriyeti İklim Değişikliği Eylem Planı konularında araştırma görevleri verilecek.

 

Mavi Vatan (Karadeniz, Akdeniz, Adalar Denizi, Marmara Denizi) ele alınırken Türkiye'nin BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne taraf olmamasının nedenleri, günümüzde ve gelecekte uluslararası sulardaki hakları veya KKTC ile yürüttüğü Su Temin Projesi araştırılabilecek. KKTC'nin, Türkiye ve Türk dünyası açısından önemine değinilecek.

 

STRATEJİK MADENLER YENİ TASLAK MÜFREDATTA

 

Coğrafya dersinde ayrıca öğrencilere gıda güvencesi, gıda güvenliği ve tedarik zinciri kavramlarının neler çağrıştırdığı sorulacak. Tarımsal faaliyetler ve gıda güvencesi kapsamında çözümlenen bilgilerden sonuçlar çıkarılacak ve bu sonuçlara ilişkin paylaşımda bulunulacak.

 

Paylaşımlarda gıda güvencesi, gıda güvenliği ve tedarik zincirini bozan dünyadaki önemli olaylara (savaşlar, salgın hastalıklar, küresel iklim değişikliği, afetler vb.) değinilerek bu durumun Türkiye ve dünya ekonomisine etkisine yer verilecek.

 

Madenlerin kullanım alanları, bulunabilirliği ve ekonomiye katkılarından hareketle stratejik madenler tanımlanacak. Bu süreçte başta bor madeni olmak üzere Türkiye’nin stratejik madenlerinin dağılışı, haritalar üzerinden incelenecek.

 

Stratejik madenlerin, ülke ekonomisi ve ülkeler arası ilişkilerdeki yerine yönelik önermeler sunulacak.

 

Bu süreçte Türkiye’nin enerji koridoru olma özelliği ve Mavi Vatan’ın enerji üretimi açısından önemi ele alınacak. Öğrenciler, ayrıca enerji kaynaklarının kullanımında meydana gelebilecek değişim ve gelişime yönelik mevcut verilere dayalı öngörülerde bulunacaklar.

 

Ayrıca Türkiye’de savunma sanayisi başta olmak üzere yerli sanayi üretiminin dış politikadaki önemine değinilecek.

 

Akıllı ulaşım sistemleri, bölgesel ticaret anlaşmaları, serbest ticaret bölgeleri, Türk-İslam eserlerinin turizm faaliyetlerine katkısı, Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan varlıkları, sakin şehirler ve coğrafi işaretler konularında araştırma görevleri verilebilecek.

 

EKOSİSTEM PROJELERİ BİYOLOJİ MÜFREDATINDA

 

Biyoloji derslerinde öğrencilere Türkiye Yüzyılı vizyonunun gerçekleşmesine katkı sağlayacak referans projelerinden "Özel Çevre Koruma Bölgesi İlanı ile Ekosistem Koruma Projeleri" de anlatılacak.

 

Öğrencilerden Türkiye Yüzyılı vizyonunun gerçekleşmesine katkı sağlayacak referans projelerinden "Salda Gölü Koruma Projesi" kapsamında gerçekleştirilen alt projeleri araştırmaları ve bu bağlamda ülkede korunan alanların sahip olduğu doğal kaynakların ve sosyoekonomik değerlerin gelecek nesillere ulaştırılmasının önemini içeren araştırma raporu hazırlamaları istenebilecek.

 

Pandemi döneminde Prof. Dr. Aykut Özdarendeli ve ekibi tarafından geliştirilen inaktif COVID-19 aşısı (TURKOVAC) ve diğer Türk bilim insanlarının bu süreçte aşı geliştirme konusunda yaptığı çalışmaları konu alan bir proje ödevi verilebilecek.

 

FİZİK ARAŞTIRMALARI ELE ALINACAK

 

Fizik derslerinde ise Türkiye ve dünyada bilim ve teknoloji alanında faaliyet gösteren kurum veya kuruluşlardan biri seçilerek burada bulunan fizik bilimi ile ilişkili araştırma ve meslekler hakkında bir metin okunabilecek. Okunan metin üzerinden CERN, NASA, ESA, TUA, TÜBİTAK, ASELSAN, TENMAK ve MTA gibi kurum veya kuruluşlardaki fizik bilimi üzerine araştırmalar ele alınacak.

 

Öğrenciler, STEM yaklaşımına uygun araştırmalar yapacak, elektrikli araçlar ile Türkiye’nin de bu alandaki girişimleri ele alınacak.

 

Atatürk Barajı ve Keban Barajı gibi elektrik üreten hidroelektrik santrallerinde suyun mekanik enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürülmesine yönelik kavramlar anlatılacak.

 

Öğrencilere, ayrıca nükleer enerjinin elde edilme yöntemi, Türkiye ve diğer ülkelerdeki kullanımının yaygınlığı, ekonomiye katkısı, avantajları ve dezavantajları ile ilgili performans görevi verilecek.

 

NANOTEKNOLOJİ KİMYA MÜFREDATINDA

 

Kimyasalların kullanımı ve güvenlikle ilgili olarak Kimyasal, Biyolojik, Radyoaktif ve Nükleer (KBRN) Tespit ve Teşhis Sistemi Projesi ve bunun gibi çalışmalar örnek verilecek.

 

Atom teorilerindeki varsayımları kullanarak bilimsel bilginin değişebilirliğine ilişkin çıkarım yapılacak. TENMAK tarafından yürütülen, hızlandırıcı teknolojilerinin kullanıldığı atom veya atom altı düzeyde yapılan projeler örnek verilerek öğrencilerden ülkesinin kalkınmasını ve gelişmesini sağlayan milli projeleri tanıması beklenecek.

 

Metal, alaşım ve metalik nanoparçacıkların ekosistemdeki etkilerine ilişkin problem çözebilme ile Türkiye'de sürdürülebilir tarımın tarihsel gelişimini ve önemini vurgulayan okuma parçası verilecek ve sürdürülebilir tarım uygulamalarına yönelik araştırma ödevi de istenebilecek.

 

Ortaokul 7. sınıf sosyal bilgiler dersinde ise öğretme-öğrenme uygulamaları kısmında; Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı ile İHA ve SİHA gibi milli kalkınma projeleri anlatılacak.

 

Öğrenciler, "hayatımızda ekonomi" isimli öğrenme alanındaki derslerde ise milli kalkınma hamlelerini neden ve sonuçlarıyla yorumlayacaklar.

 

Yakın zamanda hayata geçirilen milli kalkınma hamlelerinden savunma sanayi alanındaki gelişmeler ile TUA, Bilişim Vadisi, ilk yerli otomobil TOGG ile milli kalkınmada etkili olan araştırma geliştirme (AR-GE) çalışmaları ile inovasyon süreçlerinden örnekler verilecek.

 

Örnekler incelenirken bu milli kalkınma hamlelerinin devletin bölgesel ve küresel güç olmasındaki etkisi ve önemine de değinilecek. Öğrencilerden, milli kalkınma hamlelerinin ortaya çıkmasında rol oynayan unsurları gerekçeleri ile belirlemeleri istenecek.

 

TÜRKİYE'NİN YARDIM POLİTİKALARI MÜFREDATTA

 

İlkokullardaki insan hakları, vatandaşlık ve demokrasi dersinde, dünyadaki yardımlaşma faaliyetlerine, Türkiye'nin katkılarından örnekler sunularak yardımlaşma kavramı üzerinde öğrencilerin düşünmeleri ve fikir belirtmeleri sağlanacak.

 

Türkiye'nin milli gelirine oranla dünyada en çok yardım faaliyeti yürüten ülkelerden biri olduğu, yardıma muhtaç birçok insana ev sahipliği yaptığı örneklerle desteklenerek vurgulanacak.

 

Felsefe derslerinde, öğrencilerin teknoloji ile ilgili felsefi soru ve problemleri hayatla ilişkilendirerek değerlendirmeleri amaçlanacak. Felsefi sorular çerçevesinde ülkede yaşanan doğal felaketler (deprem, heyelan, yangın, sel) ve salgın hastalıklar sürecinde teknolojinin insan hayatı için gereğinin değerlendirilmesi sağlanacak.

 

Bu açıdan ülkede yürütülen projelerin araştırılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştirilecek. Öğrencilerin teknolojik gelişmelerin hayatlarını nasıl etkilediği, teknolojinin olumsuz etkileri ile baş edebilmek için neler yapabilecekleri hakkında görüşlerini belirtmeleri beklenecek.

28 Nisan 2024 Pazar

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 17 Mayıs Dünya Telekomünikasyon ve Bilgi Toplumu Günü kapsamında iş insanları, akademisyenler ve öğrencilerin katıldığı İş Dünyası Okuyor adlı özel bir etkinlik programı düzenledi.



 İstanbul Ticaret Üniversitesi Kültür ve Edebiyat Topluluğu iş birliği ile hayata geçirilen etkinlik için üniversitenin Sütlüce Yerleşkesi Kütüphanesi’nde kitap okuma saati gerçekleştirildi.

 

İTO meclis üyeleri, akademisyenler ve öğrenciler, kitap okuma alışkanlığını teşvik etmek amacıyla şair ve yazar Yahya Kemal Beyatlı’nın “Aziz İstanbul” adlı eserini birlikte okudu.

 

Açıklamada görüşlerine yer verilen İTO Başkanı Şekib Avdagiç, etkinlikte kitap okuma alışkanlığı kazandırmanın ötesinde, okuyan insanın daha üretken ve topluma daha faydalı olacağı düşüncesinden hareket ettiklerini belirtti.

 

Avdagiç, şunları kaydetti: "Kitabın hayatın da ekonominin de yenileyicisi olduğuna inanıyoruz. Kitap okumanın bir alışkanlık değil ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden okuma alışkanlığımızı hiç yitirmeyip daima diri tutmamız gerekiyor. Denilir ki emek olmadan, sermaye olmadan, ham madde-toprak olmadan ve girişimci olmadan üretim olmaz, bir ürün elde edilemez. İş dünyasına girince öğrendik ki üretim faktörü 4 değil, 5'tir. Beşinci üretim faktörü ise okumaktır, kitaptır. Okumak, sürdürülebilir bilgiyi sağlar. Sürdürülebilir bilgi, sürdürülebilir üretimi temin eder. İşte bugün yaptığımız sembolik eylem, bize bunu hatırlatıyor."

 

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Coşkun Yılmaz ise iş insanlarının okumaya yönelmesinin önemine dikkat çekerek, “İş dünyasının İstanbul’u okumaları da çok önemli. Netice itibarıyla hepimiz İstanbul kadar varız, hepimiz İstanbul kadar değerliyiz. Hepimiz İstanbul’u sevdiğimiz ve İstanbul’a hizmet ettiğimiz ölçüde varız." ifadelerini kullandı.

 

Okuma faaliyetinin stratejisinin çok iyi kurgulandığını belirten Yılmaz, "İTO, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve Aziz İstanbul kitabı. Yahya Kemal şüphesiz Türk şiirinin en güçlü çok nadir isimlerinden biridir." açıklamasında bulundu.

 

Yılmaz, İstanbul'un Türk ve İslam medeniyetlerinin hem tarih hem yaşayan en önemli merkezi olduğunu belirterek, "Bunu en iyi anlatan öncü isim Yahya Kemal’dir. Eğer hem İstanbul medeniyetinin, hem Osmanlı medeniyetinin hem İslam medeniyetinin ruhunu anlamak istiyorsanız Yahya Kemal’in mısralarından satırlarından yürümeniz gerekir. Dolayısıyla çok iyi bir strateji." değerlendirmesinde bulundu.

 

Beyoğlu Kaymakamı Can Aksoy da kültür ve sanat dünyasının Türkiye’deki merkezi Beyoğlu’nda, Beyoğlular adına etkinlikte bulunmaktan mutluluk duyduklarını kaydetti.

 

Aksoy, ilerleyen dönemlerde bu iş birliği ile ilgili çalışmaların devam edeceğini de ifade etti.

 

"TÜRKİYE BİLGİ TOPLUMU OLMAYI VE ÇAĞINI AŞMAYI HEDEFLEYEN BİR ÜLKE"

 

İTO Meclis Başkanı Erhan Erken, Türkiye’nin bilgi toplumu olmayı ve çağını aşmayı hedefleyen bir ülke olduğunu vurguladı.

 

Erken, sözlerini şöyle sürdürdü: "İş insanları sadece maddi kazançla uğraşmaz. Okumak, öğrenmek ve bu ülkenin kültürel seviyesinin yükselmesine katkıda bulunmak da iş dünyasının çok önem verdiği bir noktadır ve böyle de olmalıdır. İşte biz bu önemli gerçeği vurgulamak için bir sosyal sorumluluk projesi olarak bugün buradayız."

 

İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. İsrafil Kuralay, üniversite eğitiminin, öğrencilere eleştirel düşünme ve analitik beceriler kazandırmayı amaçladığını, kitap okumanın da aynı şekilde anlamayı, analiz etmeyi, başka dünyaların farkına varmayı sağladığını belirtti.

 

Kuralay, "Türkiye’nin en nitelikli akademik kadrolarına ve 98 bin 443 basılı kitap, 734 bin 566 elektronik kitap, 35 bin 892 e-dergi, 53 bin 472 süreli yayın sayısı ile Türkiye’nin en zengin kütüphanelerinden birine sahip olan üniversitemiz, kitap ve üniversitenin kesiştiği en önemli kavşaklardan birini teşkil etmektedir." ifadelerini kullandı.

 

İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdulhamit Avşar da günümüzde okuma kavramının farklı boyutlar da kazanmaya başladığını vurgulayarak, şöyle dedi:  "Kazanmaya başlamış, geleneksel okuma tarzına yeni tarzlar eklenmesiyle okuma eyleminin önemi daha da artmıştır. Artık, medya okur-yazarlığı, film okumaları, görsel okumalar, sistem okumaları gibi gelişen teknolojiyle birlikte ortaya çıkan yeni okuma türlerinden bahsedilir olmuştur. Zaten okumanın temel amacı, sadece metin veya görüntü üzerinde göz gezdirme değil, anlamı arama, söylenenin ardındakini tahlil etme, merak edilen konuyla ilgili farklı yaklaşımları öğrenebilme, gelişmeleri takip edip mevcut bilgileri geliştirip güçlendirme değil midir? Ancak bütün bunların içinde en kadim ve hayatımızdan hiç eksilmeyecek olanı yazılı metin okumasıdır kuşkusuz."

 

İstanbul Ticaret Üniversitesi Kültür ve Edebiyat Topluluğu Başkanı Nursena Güngör ise "Yahya Kemal Beyatlı gibi büyük edebiyatçılar da bu mirası korumanın ve gelecek nesillere aktarmanın önemli bir parçasıdır. Onun eserleri, Türk edebiyatının değerli birer hazinesidir ve bizlere hem geçmişimizi hatırlatır hem de geleceğe ilham verir." değerlendirmesinde bulundu.

17 Mayıs 2024 Cuma

Türkiye'de kendilerini en fazla ailelerinin mutlu ettiğini belirten bireylerin oranı geçen yıl yüzde 69,9 olarak belirlendi.


 

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) "İstatistiklerle Aile 2023" bülteni yayımlandı.

 

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre, 2023'te toplam resmi evlilikler içinde, son evliliğinde birinci dereceden kuzenleriyle akraba evliliği yapmış 16 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı yüzde 8,2 oldu. Akraba evlilikleri akrabalık türüne göre incelendiğinde, akraba evliliği yapmış bireylerin yüzde 46,5'inin hala/dayı çocukları ile yüzde 27,2'sinin amca çocukları ile ve yüzde 26,3'ünün ise teyze çocukları ile evli olduğu görüldü.

 

2010'da gerçekleşen resmi evlenmelerin yüzde 5,9'unu akraba evliliği oluştururken, bu oran sürekli düşüş göstererek 2018'de yüzde 4,3'e, 2023'te yüzde 3,2'ye geriledi.

 

Geçen yıl toplam evli bireyler içinde son evliliğinde akraba evliliği yapmış 16 ve üzeri yaştaki bireylerin oranının en fazla olduğu il yüzde 20,1 ile Mardin oldu. Bu ili yüzde 18,7 ile Şanlıurfa, yüzde 16,8 ile Diyarbakır izledi. Bu oranının en az olduğu iller ise yüzde 1,1 ile Edirne, yüzde 1,5 ile Kırklareli ve yüzde 2 ile Çanakkale olarak kayıtlara geçti.

 

Akraba evliliği oranının 2023'te en yüksek olduğu ilin yüzde 17,7 ile Şanlıurfa olduğu gözlendi. Bu ili, yüzde 12,4 ile Siirt ve yüzde 12,3 ile Muş izledi. Akraba evliliği oranının en düşük olduğu iller yüzde 0,5 ile Edirne, 0,6 ile Kırklareli ve Bartın olarak sıralandı.

 

ÇOCUKLARIN VELAYETİ ÇOĞUNLUKLA ANNEYE VERİLDİ

 

Yaşam Memnuniyeti Araştırması 2023 sonuçlarına göre, kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini belirtenlerin oranı yüzde 69,9 oldu. Bireylerin mutluluk kaynağı olan kişiler sıralamasında bunu yüzde 15 ile çocuklar, yüzde 5,4 ile kendisi, yüzde 3,8 ile eş, yüzde 2,9 ile anne/baba ve yüzde 1,8 ile torunlar takip etti.

 

ADNKS sonuçlarına göre, geçen yıl Türkiye'de 22 milyon 206 bin 34 çocuk içinde hem annesi hem babası vefat etmiş çocuk sayısının 5 bin 461, babası vefat etmiş çocuk sayısının 263 bin 757, annesi vefat etmiş çocuk sayısının ise 82 bin 291 olduğu görüldü.

 

Cinsiyete göre incelendiğinde, hem annesi hem babası vefat etmiş erkek çocuk sayısının 2 bin 848, kız çocuk sayısının 2 bin 613, babası vefat etmiş erkek çocuk sayısının 134 bin 881, kız çocuk sayısının 128 bin 876, annesi vefat etmiş erkek çocuk sayısının 41 bin 847, kız çocuk sayısının 40 bin 444 olduğu kayıtlara girdi.

 

Boşanma istatistiklerine göre, kesinleşen boşanma davalarıyla geçen yıl 171 bin 881 çift boşandı, 171 bin 213 çocuk velayete verildi. Boşanma davaları sonucu çocukların velayetinin çoğunlukla anneye verildiği görüldü. Velayetlerin yüzde 74,9'unu anne, yüzde 25,1'ini baba aldı.

 

Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre, evden internete erişim imkanına sahip olan hanelerin oranı 2004'te yüzde 7 iken 2023'te yüzde 95,5 oldu. Diğer yandan, hanelerde dizüstü, tablet, netbook gibi taşınabilir bilgisayar bulunma oranı yüzde 0,9'dan yüzde 45,2'ye, cep telefonu/akıllı telefon bulunma oranı yüzde 53,7'den yüzde 99,7'ye yükseldi.

 

YOKSULLUK ORANI YÜZDE 21,7

 

Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60'ı dikkate alınarak belirlenen sınıra göre yoksulluk oranı 2023'te yüzde 21,7 olarak hesaplandı.

 

Hanehalkı tipine göre yoksulluk oranı incelendiğinde ise tek kişilik hanehalklarının yüzde 13,7'sinin, tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının yüzde 21,6'sının, geniş ailelerden oluşan hanehalklarının yüzde 25,7'sinin, çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının ise yüzde 13,6'sının yoksulluk sınırının altında yaşadığı görüldü.

 

KENDİLERİNE AİT KONUTTA OTURANLARIN ORANI YÜZDE 56,2

 

Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre, 2023'te konutların mülkiyet durumları incelendiğinde, fertlerin yüzde 56,2'sinin oturdukları konutun kendilerine ait olduğu, yüzde 27,8'inin ise kiracı olduğu görüldü. Lojmanda oturanların oranı yüzde 0,9, kendi konutunda oturmayıp kira ödemeyenlerin oranı ise yüzde 15,1 olarak kayıtlara geçti.

 

Fertlerin yüzde 32,6'sının 2023'te izolasyondan dolayı ısınma sorunu, yüzde 32'sinin sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi gibi nedenlerle sorun yaşadığı, yüzde 19,8'inin trafik veya endüstrinin neden olduğu hava ve çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlar yaşadıkları görüldü.

15 Mayıs 2024 Çarşamba