tatil-sepeti

Türkiye Cumhuriyeti Karakas Büyükelçisi Karamanoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımızın Venezuela Cumhurbaşkanı (Nicolas) Maduro ile müştereken belirlediği 3 milyar ABD doları ticaret hacmi hedefine doğru adımlarımızı atıyoruz" dedi.


 

Türkiye Cumhuriyeti Karakas Büyükelçisi Aydan Karamanoğlu, Yunus Emre Türk Kültür Merkezinin düzenlediği Medya Buluşması etkinliğinin ardından ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Venezuela ziyareti öncesinde AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

 

Türkiye ile Venezuela'nın köklü ilişkilere sahip olduğunu kaydeden Karamanoğlu, 1957'de açılan Karakas Büyükelçiliği'nin Türkiye'nin Latin Amerika ve Karayipler'deki beşinci misyonu olduğunu aktardı.

 

1950'den bu yana kesintisiz biçimde karşılıklı saygıya dayanan ilişkilerin daha da gelişmesinde kayda değer ivmenin son dönemde oluştuğunu ifade eden Karamanoğlu, bu bağlamda üst düzey karşılıklı ziyaretlerin kritik rol oynadığını vurguladı.

 

2000'li yıllardan itibaren artan temasların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2018 yılında gerçekleştirdiği ziyaretiyle zirve noktasına ulaştığını belirten Karamanoğlu, Venezuela Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro'nun Türkiye'ye yaptığı çeşitli ziyaretlerin de önemli sonuçlar doğurduğunu, Dışişleri Bakanı düzeyinde resmi ziyaretlerin de karşılıklı olarak her yıl yapıldığını söyledi.

 

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın öngörülen ziyareti öncesinde, Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil'in İstanbul'u geçen Temmuz'da ziyaret ettiğini kaydeden Karamanoğlu, "Siyasi alandaki çok iyi ilişkilerimizi daha da ilerletirken, diğer alanlarla da aynı düzeyde işbirliği hedefliyoruz." ifadesini kullandı.

 

İki ülke arasındaki ikili ticaret hacminin hızlı şekilde arttığını dile getiren Karamanoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımızın Venezuela Cumhurbaşkanı Maduro'yla müştereken belirlediği 3 milyar ABD doları ticaret hacmi hedefine doğru adımlarımızı atıyoruz. 2019'daki 150 milyon dolarlık ticaret hacmimizi 2022'de 1 milyar doların üzerine çıkardık." diye konuştu.

 

Ekonomik ilişkilerin ilerletilmesinde yatırımların da yadsınamaz bir önem taşıdığını vurgulayan Karamanoğlu, bu kapsamda geçen yıl imzalanan Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması'nın stratejik bir adımı teşkil ettiğini, zira bu anlaşmanın yürürlükte olan Ticaretin Geliştirilmesi ile Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi anlaşmalarına tamamlayıcı nitelikte olduğunu, söz konusu anlaşmanın yürürlüğe girmesinin yatırımların artırılmasına ve karşılıklı faydaya dayalı ekonomik hedeflere ulaşılmasına katkı sağlayacağını belirtti.

 

EYLÜL'DE KARAKAS'TA TÜRK İHRAÇ ÜRÜNLERİ FUARI'NIN İKİNCİSİ DÜZENLENECEK

 

Karamanoğlu, enerji, turizm, gıda ve tekstil sektörlerinin öncelikli olduğunu, ikili ekonomik imkanlardan layıkıyla istifade edilmesi amacıyla eylül ayında Karakas'ta Türk İhraç Ürünleri Fuarı'nın ikincisinin düzenleneceğini kaydetti.

 

Karamanoğlu ayrıca, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın 30-31 Ocak 2024 tarihlerindeki Venezuela ziyaretiyle hidrokarbon ve madencilik alanındaki işbirliği potansiyelinin masaya yatırıldığını söyledi.

 

Türk Hava Yollarının halihazırda haftada sekiz seferle Venezuela'yı dünyaya bağladığını aktaran Karamanoğlu, yolcu beraberinde kargo operasyonlarının da karşılıklı hale gelmesi üzerinde çalışıldığını bildirdi.

 

"Türkçemizi ve Türk kültürümüzü Venezuela'da daha etkin şekilde tanıtmayı sürdüreceğiz"

Karamanoğlu, Türk ve Venezuela halkları arasındaki güçlü kültürel bağın en somut nişanelerini Türkiye Maarif Vakfı okulları ile Yunus Emre Türk Kültür Merkezinin oluşturduğunu belirterek, "700'den fazla öğrenciyi barındıran Türkiye Maarif Vakfının Karakas'taki üç okulu, ülke genelindeki en başarılı 10 eğitim kurumu arasında yer alıyor. Yunus Emre Enstitüsü Türk Kültür Merkezinin faaliyetleriyle güzel Türkçemizi ve Türk kültürümüzü Venezuela'da daha etkin şekilde tanıtmayı sürdüreceğiz." dedi.

 

Türkiye-Venezuela ilişkilerinin 2016'dan sonra önemli ölçüde geliştiğini belirten Karamanoğlu, "Bugün itibarıyla aradaki coğrafi mesafeye rağmen, birbirleriyle önemli etkileşim halinde olan bir işbirliğine dönüştü. Sayın Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan'ın yapacağı ziyaret yoğun ilişkilerin daha da ilerletilmesi kapsamında değerlendirilmektedir." ifadesini kullandı.

22 Şubat 2024 Perşembe

Dünyada elektrikli araç satışlarının bu yıl 17 milyona yaklaşacağı ve bunun yüzde 62'sini Çin'deki satışların oluşturacağı öngörülüyor. Bu rakam dünya genelindeki tüm araç satışlarının yaklaşık yüzde 19'una karşılık geliyor.

Temiz enerji dönüşümü ve bu alandaki teknolojilerin hızlanmasıyla, elektrikli araç satışlarında neredeyse her yıl çift haneli büyüme görülüyor.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) Dünya Enerji Görünümü 2024 raporuna göre, bu yılın ilk yarsında dünyada 7 milyon elektrikli araç satıldı. Bu dönemdeki satışlar geçen yılın ilk yarısına göre yüzde 25 artış gösterdi. Çin, elektrikli araç satışlarındaki bu büyümenin yüzde 80'ini oluştururken, yılın ilk yarısındaki 7 milyon elektrikli araç satışının 4 milyonu da Çin'de kayıtlara geçti.

Ancak, Çin hariç tutulduğunda, dünyanın geri kalanında elektrikli araç satışlarındaki büyüme yüzde 10 seviyesinde kaldı. Avrupa Birliği'nde (AB) satışlar yatay seyrederken, ABD'de kademeli bir büyüme görüldü.

Küresel elektrikli araç satışlarının yıl sonu itibarıyla ise 17 milyona ulaşacağı ve elektrikli araçların toplam küresel otomobil filosundaki payının yıl sonunda yaklaşık yüzde 5'e yaklaşması bekleniyor.

Bu yılki 17 milyon elektrikli araç satışının 10 milyonunun ise Çin'de görüleceği tahmin ediliyor.

 

ŞARJ ALTYAPISI İÇİN YATIRIM İHTİYACI 1 TRİLYON DOLAR

Elektrikli araç satışlarında güçlü artışın sürmesiyle, 2030'da dünyada satılan neredeyse her iki araçtan birinin elektrikli olacağı öngörülüyor. IEA'in net sıfır emisyona uyumlu senaryosunda ise, 2030 itibarıyla elektrikli araçların toplam satışların üçte ikisini oluşturabileceği tahmin ediliyor. Elektrikli araçlarda bu büyümenin gerçekleşmesi halinde, artan talebi karşılayabilmek için bugünden 2030'a kadar elektrikli araç şarj altyapısına bir trilyon dolar yatırım yapılması gerekiyor.

İngiltere merkezli araştırma şirketi Rho Motion’un öngörüsüne göre de elektrikli araç satışları bu yıl 16,8 milyona ulaşacak.

Bu satışların 10,5 milyonu Çin'de, 3,1 milyonu AB, Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkeleri ve Birleşik Krallık'ta, 1,8 milyonu ABD ve Kanada'da kayıtlara geçecek. Kalan yaklaşık 1,4 adet elektrikli araç ise dünyanın geri kalan bölgelerinde satılmış olacak.

Bu yıl sonunda dünyadaki elektrikli araç satışlarının 16,8 milyona ulaşmasıyla satışlar, 2023'e göre yüzde 22,7 büyüme gösterecek. Bu satış hacmi dünya genelindeki tüm araç satışlarının yaklaşık yüzde 19'una karşılık geliyor.

Küresel elektrikli araç satışlarının 2025'te ise bu yıla göre yüzde 22,2 artışla 20,5 milyona ulaşacağı öngörülüyor. Bu hacmin de yüzde 62'sini oluşturan 12,7 milyonunun Çin'de satılması bekleniyor.

AB, EFTA ve Birleşik Krallık'taki elektrikli araç satışlarının gelecek yıl toparlanma eğilimine girerek yüzde 20 büyüyeceği tahmin ediliyor.

Rho Motion, elektrikli araçların 2030’da dünyadaki tüm araç satışlarının yüzde 44’ünü oluşturacağını öngörüyor.

 

"AVRUPALI MARKALAR ÇİNLİ TÜKETİCİLER İÇİN CAZİP DEĞİL"

Rho Motion Otomotiv Araştırma Lideri William Roberts, elektrikli araç satışlarındaki Çin liderliğinde bir büyüme görüldüğünün altını çizerek, bu yıl Çin'deki elektrik araç satışlarının 2023'e göre yüzde 30'un üzerinde artacağını belirtti.

Avrupa'da ise yatay bir eğilimin hakim olduğunu dile getiren Roberts, AB'de içten yanmalı motora sahip araçlara daha katı emisyon kuralları getirilmesini sağlayacak Euro 7 standartlarının 2025'te devreye gireceğini anımsattı.

Roberts, bu nedenle AB ülkelerinde bu yılki elektrikli araç talebinin gelecek yıla ertelenmiş olabileceğini söyledi.

AB'de uygulanacak yeni standartların elektrikli araç üreticilerini teşvik edeceğini kaydeden Roberts, Çin'deki güçlü büyümenin ise süreceğini belirterek, şunları kaydetti: "Elektrikli araç pazarında Avrupalı markaların teknolojisi ve araçları Çinli tüketiciler için o kadar cazip değil. Çinli markalar elektrikli araç sektöründe, daha önce içten yanmalı motor sektöründe olduklarından çok daha baskın bir pazar payına sahipler. Çin'de elektrikli araç talebi genel olarak çok olumlu bir tablo çiziyor ve bu araçların toplam satışlardaki payı artık yüzde 40-50 seviyesine geliyor. Bu durum, Çinli tüketicilerin tercih etmediği araçlar sunan Avrupalı markaların pazardan dışlanmasına da yol açıyor."

Roberts, ABD ve Kanada'da bazı markaların yeni model serilerini piyasaya sürmesiyle satışlarda biraz daha iyi bir büyüme beklediklerini dile getirdi.

ABD'de gelecek ay yapılacak başkanlık seçimlerine ilişkin bir senaryo analizi de yaptıklarını kaydeden Roberts, başkanlığın Cumhuriyetçi yönetime geçmesi halinde elektrikli araçlara yönelik mevcut politikaların sürme ihtimalinin azalabileceğini ve bu konuda büyük bir belirsizliğin söz konusu olduğunu anlattı.

 

ELEKTRİKLİ ARAÇLAR SATIŞLARINI BELİRLEYEN İKİ BÜYÜK ETKEN

Roberts, elektrikli araç satışlarının büyümesinde önemli olan faktörlere de değinerek, bunlardan ilkinin tüketicilerin satın alma eğilimi olduğunu söyledi.

Elektrikli araçların ekonomik olarak erişilebilir olmasının tüketici talebi için önemli olduğunu belirten Roberts, "Avrupa'da elektrikli araçların penetrasyonunun çok yüksek olduğu pazarlar görüyoruz. Örneğin Norveç gibi bir ülkede elektrikli araçların penetrasyon oranı yüzde 90'ı bulabiliyor ancak toplam satılan araç sayısı azalıyor. Bu da bize gösteriyor ki tüketiciler model çeşitliliğine bakıyor ve içten yanmalı motorlu araçlara geri dönmek yerine, elektrikli araçları beklemeyi tercih ediyor. Bu durum tüketici tarafında elektrikli araçlara geçiş ve bu dönüşümü gerçekleştirme isteğinin var olduğunu gösteriyor." değerlendirmesini yaptı.

Roberts, bir diğer önemli konunun ise şarj altyapısı olduğunu belirterek, hükümetler odaklarını altyapı kurulumunu desteklemeye kaydırmadıkça bu durumun bir zorluk olmaya devam edeceğini ve satışlara olumsuz yansıyacağını sözlerine ekledi.

23 Ekim 2024 Çarşamba

Son dakika haberi: İsrail'in Orta Doğu'da yarattığı gerilime karşı Mısır ve Suudi Arabistan'dan İran'a Kızıldeniz'de ortak tatbikat yapma talebi geldi.

Son dakika haberleri: İran Ordusu Deniz Kuvvetleri Komutanı Şehram İrani İran ve Suudi Arabistan'ın Kızıldeniz'de ortak tatbikat yapma teklifi geldiğini açıkladı. Güvenlik uzmanları bu durumun İsrail'e karşı caydırıcı bir mesaj olduğunu yorumladı.


İrani yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

ASKERİ TATBİKAT GENİŞLEYEBİLİR

Suudi Arabistan, Kızıldeniz'de ortak askeri tatbikat yapmamız için talepte bulundu. Ayrıca her iki ülke de birbirlerini limanlarına davet etti. Her iki ülkenin de önerisi, tatbikatın sadece ikili bir tatbikatla sınırlı kalmayıp, diğer ülkelerin de katılımıyla genişletilmesi. Bu konuda iki ülkenin heyetleri tatbikatın detaylarını görüşmek üzere temaslarını sürdürüyor.

23 Ekim 2024 Çarşamba