tatil-sepeti

Dünyada elektrikli araç satışlarının bu yıl 17 milyona yaklaşacağı ve bunun yüzde 62'sini Çin'deki satışların oluşturacağı öngörülüyor. Bu rakam dünya genelindeki tüm araç satışlarının yaklaşık yüzde 19'una karşılık geliyor.

Temiz enerji dönüşümü ve bu alandaki teknolojilerin hızlanmasıyla, elektrikli araç satışlarında neredeyse her yıl çift haneli büyüme görülüyor.

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) Dünya Enerji Görünümü 2024 raporuna göre, bu yılın ilk yarsında dünyada 7 milyon elektrikli araç satıldı. Bu dönemdeki satışlar geçen yılın ilk yarısına göre yüzde 25 artış gösterdi. Çin, elektrikli araç satışlarındaki bu büyümenin yüzde 80'ini oluştururken, yılın ilk yarısındaki 7 milyon elektrikli araç satışının 4 milyonu da Çin'de kayıtlara geçti.

Ancak, Çin hariç tutulduğunda, dünyanın geri kalanında elektrikli araç satışlarındaki büyüme yüzde 10 seviyesinde kaldı. Avrupa Birliği'nde (AB) satışlar yatay seyrederken, ABD'de kademeli bir büyüme görüldü.

Küresel elektrikli araç satışlarının yıl sonu itibarıyla ise 17 milyona ulaşacağı ve elektrikli araçların toplam küresel otomobil filosundaki payının yıl sonunda yaklaşık yüzde 5'e yaklaşması bekleniyor.

Bu yılki 17 milyon elektrikli araç satışının 10 milyonunun ise Çin'de görüleceği tahmin ediliyor.

 

ŞARJ ALTYAPISI İÇİN YATIRIM İHTİYACI 1 TRİLYON DOLAR

Elektrikli araç satışlarında güçlü artışın sürmesiyle, 2030'da dünyada satılan neredeyse her iki araçtan birinin elektrikli olacağı öngörülüyor. IEA'in net sıfır emisyona uyumlu senaryosunda ise, 2030 itibarıyla elektrikli araçların toplam satışların üçte ikisini oluşturabileceği tahmin ediliyor. Elektrikli araçlarda bu büyümenin gerçekleşmesi halinde, artan talebi karşılayabilmek için bugünden 2030'a kadar elektrikli araç şarj altyapısına bir trilyon dolar yatırım yapılması gerekiyor.

İngiltere merkezli araştırma şirketi Rho Motion’un öngörüsüne göre de elektrikli araç satışları bu yıl 16,8 milyona ulaşacak.

Bu satışların 10,5 milyonu Çin'de, 3,1 milyonu AB, Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkeleri ve Birleşik Krallık'ta, 1,8 milyonu ABD ve Kanada'da kayıtlara geçecek. Kalan yaklaşık 1,4 adet elektrikli araç ise dünyanın geri kalan bölgelerinde satılmış olacak.

Bu yıl sonunda dünyadaki elektrikli araç satışlarının 16,8 milyona ulaşmasıyla satışlar, 2023'e göre yüzde 22,7 büyüme gösterecek. Bu satış hacmi dünya genelindeki tüm araç satışlarının yaklaşık yüzde 19'una karşılık geliyor.

Küresel elektrikli araç satışlarının 2025'te ise bu yıla göre yüzde 22,2 artışla 20,5 milyona ulaşacağı öngörülüyor. Bu hacmin de yüzde 62'sini oluşturan 12,7 milyonunun Çin'de satılması bekleniyor.

AB, EFTA ve Birleşik Krallık'taki elektrikli araç satışlarının gelecek yıl toparlanma eğilimine girerek yüzde 20 büyüyeceği tahmin ediliyor.

Rho Motion, elektrikli araçların 2030’da dünyadaki tüm araç satışlarının yüzde 44’ünü oluşturacağını öngörüyor.

 

"AVRUPALI MARKALAR ÇİNLİ TÜKETİCİLER İÇİN CAZİP DEĞİL"

Rho Motion Otomotiv Araştırma Lideri William Roberts, elektrikli araç satışlarındaki Çin liderliğinde bir büyüme görüldüğünün altını çizerek, bu yıl Çin'deki elektrik araç satışlarının 2023'e göre yüzde 30'un üzerinde artacağını belirtti.

Avrupa'da ise yatay bir eğilimin hakim olduğunu dile getiren Roberts, AB'de içten yanmalı motora sahip araçlara daha katı emisyon kuralları getirilmesini sağlayacak Euro 7 standartlarının 2025'te devreye gireceğini anımsattı.

Roberts, bu nedenle AB ülkelerinde bu yılki elektrikli araç talebinin gelecek yıla ertelenmiş olabileceğini söyledi.

AB'de uygulanacak yeni standartların elektrikli araç üreticilerini teşvik edeceğini kaydeden Roberts, Çin'deki güçlü büyümenin ise süreceğini belirterek, şunları kaydetti: "Elektrikli araç pazarında Avrupalı markaların teknolojisi ve araçları Çinli tüketiciler için o kadar cazip değil. Çinli markalar elektrikli araç sektöründe, daha önce içten yanmalı motor sektöründe olduklarından çok daha baskın bir pazar payına sahipler. Çin'de elektrikli araç talebi genel olarak çok olumlu bir tablo çiziyor ve bu araçların toplam satışlardaki payı artık yüzde 40-50 seviyesine geliyor. Bu durum, Çinli tüketicilerin tercih etmediği araçlar sunan Avrupalı markaların pazardan dışlanmasına da yol açıyor."

Roberts, ABD ve Kanada'da bazı markaların yeni model serilerini piyasaya sürmesiyle satışlarda biraz daha iyi bir büyüme beklediklerini dile getirdi.

ABD'de gelecek ay yapılacak başkanlık seçimlerine ilişkin bir senaryo analizi de yaptıklarını kaydeden Roberts, başkanlığın Cumhuriyetçi yönetime geçmesi halinde elektrikli araçlara yönelik mevcut politikaların sürme ihtimalinin azalabileceğini ve bu konuda büyük bir belirsizliğin söz konusu olduğunu anlattı.

 

ELEKTRİKLİ ARAÇLAR SATIŞLARINI BELİRLEYEN İKİ BÜYÜK ETKEN

Roberts, elektrikli araç satışlarının büyümesinde önemli olan faktörlere de değinerek, bunlardan ilkinin tüketicilerin satın alma eğilimi olduğunu söyledi.

Elektrikli araçların ekonomik olarak erişilebilir olmasının tüketici talebi için önemli olduğunu belirten Roberts, "Avrupa'da elektrikli araçların penetrasyonunun çok yüksek olduğu pazarlar görüyoruz. Örneğin Norveç gibi bir ülkede elektrikli araçların penetrasyon oranı yüzde 90'ı bulabiliyor ancak toplam satılan araç sayısı azalıyor. Bu da bize gösteriyor ki tüketiciler model çeşitliliğine bakıyor ve içten yanmalı motorlu araçlara geri dönmek yerine, elektrikli araçları beklemeyi tercih ediyor. Bu durum tüketici tarafında elektrikli araçlara geçiş ve bu dönüşümü gerçekleştirme isteğinin var olduğunu gösteriyor." değerlendirmesini yaptı.

Roberts, bir diğer önemli konunun ise şarj altyapısı olduğunu belirterek, hükümetler odaklarını altyapı kurulumunu desteklemeye kaydırmadıkça bu durumun bir zorluk olmaya devam edeceğini ve satışlara olumsuz yansıyacağını sözlerine ekledi.

23 Ekim 2024 Çarşamba

Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI), madenciliğin ormansızlaşmaya etkisine ilişkin raporunu yayımladı. Rapora göre, 2001-2020 yıllarında dünyada madencilik kaynaklı ormansızlaşmanın yüzde 90'ı, 11 ülkede gerçekleşti.

Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI), madenciliğin ormansızlaşmaya etkisine ilişkin raporunu yayımladı.

Raporda, 21. yüzyılın başından bu yana kömür, demir, endüstriyel mineraller ve diğer metallere yönelik artan talep nedeniyle madenciliğin yüzde 52 arttığı bildirildi.

Maden çıkarma işleminin bazı durumlarda ormanların zarar görmesine neden olduğu belirtilen raporda, 2001'den 2020'ye kadar madencilik ve ilgili faaliyetler nedeniyle yaklaşık 1,4 milyon hektar ağacın kaybedildiği, bunun da yaklaşık "Karadağ büyüklüğünde" bir alana tekabül ettiği aktarıldı.

Raporda madenciliğin ormanlara, özellikle de tropikal yağmur ormanlarına giderek daha fazla girdiğine dikkat çekildi.

Altın ve kömür madenciliğinin, madencilik kaynaklı ormansızlaşmanın yüzde 70'inden fazlasını oluşturduğu belirtildi.

Bu dönemde madencilik kaynaklı ormansızlaşmanın yaklaşık yüzde 90'ının 11 ülkede meydana geldiğine işaret edilen raporda, Endonezya'nın 370 bin hektar alanla ilk sırada yer aldığı, onu da 170 bin hektarla Brezilya'nın takip ettiği kaydedildi. Diğer ülkeler ise Rusya, ABD, Kanada, Peru, Gana, Surinam, Myanmar, Avustralya ve Guyana şeklinde sıralandı.

Raporda ayrıca, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) araştırmasının, 2001-2019 yıllarında dünyadaki kömür kaynaklı ağaç kaybının yüzde 20'sinin ABD'de yaşandığını gösterdiği ifade edildi.

Madenciliğin ormana bağımlı yerel halkları da olumsuz etkilediği belirtilen raporda; bu yerel toplulukların gıda, su, yakacak odun ve ilaçları doğrudan ormanlardan temin ettiğine dikkat çekildi.

23 Ekim 2024 Çarşamba

Son dakika haberi... Rusya Devlet Başkanı Putin, Kazan’daki BRICS Zirvesi’nde 2 önemli ekonomi mesajı verdi. Putin, BRICS nezdinde finansal işbirliğini derinleştirmeyi istişare edeceklerini bildirerek, birlik nezdinde kurulacak tahıl borsasının ileride emtia borsasına dönüştürülebileceğini söyledi.

Son dakika haberleri... Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da düzenlenen BRICS Liderler Zirvesi’nin dar kapsamlı toplantısında konuştu.

Putin, burada yaptığı konuşmada, BRICS nezdinde finansal alandaki işbirliğini derinleştirmeyi ve birliğin genişlemesini de istişare edeceklerini söyledi. 

Öte yandan Putin, BRICS nezdinde tahıl borsasının kurulmasını teklif ederek, bu girişimin ileride tam teşekküllü emtia borsasına dönüştürülebileceğini de kaydetti.

Rusya’nın bu yıl BRICS’in dönem başkanlığını yürüttüğünü anlatan Putin, "BRICS’i güçlendirerek, dünyadaki gelişmelere dair rolünü artırmaya çalıştık. Siyaset, güvenlik, ekonomi, finans ve beşeri temaslar konusunda üyelerimiz arasındaki ilişkilere katkı sağladık." dedi.

Bugün gerçekleşen toplantıda bölgesel çatışmaların çözümü dahil çeşitli güncel konuları ele alacaklarını kaydeden Putin, "Ayrıca, BRICS nezdinde finansal alandaki işbirliğini derinleştirmeyi ve birliğimizin genişlemesini de istişare edeceğiz." ifadesini kullandı.

Putin, Küresel Güney’den ülkelerin BRICS’e yoğun ilgi gösterdiğine, 30’dan fazla devletin işbirliği yapmak istediğine işaret ederek, "Aynı zamanda, BRICS’in dengesini korumamız ve etkinliğinin azalmasını engellememiz gerekiyor." diye konuştu.

Güney Afrika’da yapılan BRICS Liderler Zirvesi’nde birliğe ortak olacak devletlere dair çalışma yapmayı kararlaştırdıklarını anımsatan Putin, bugünkü zirvenin ardından yapılacak Kazan Bildirisi’nde bu kararın yansıtılmasının önemli olduğunu söyledi.

 

PUTİN’DEN BRICS’TE TAHIL BORSASI TEKLİFİ

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da düzenlenen BRICS Liderler Zirvesi’nin genişletilmiş toplantısında konuştu.

Küresel ticaretin ve dünya ekonomisinin önemli değişikliklerden geçtiğini vurgulayan Putin, “Öte yandan, ticari faaliyetlerin merkezi giderek gelişen pazarlara kayıyor. Çok kutuplu bir model oluşuyor ve bu da öncelikle küresel Güney ve Doğu ülkeleri ve tabii ki BRICS ülkeleri sayesinde yeni bir büyüme dalgası başlatıyor.” şeklinde konuştu.

BRICS ülkelerinin dünyanın tahıl üretiminde önemli bir paya sahip olduğunu anlatan Putin, “BRICS nezdinde bir tahıl borsasının kurulması, ham maddelerin adil ve öngörülebilir fiyatlanmasına destek olacaktır” dedi.

 

OLUMSUZ DIŞ ETKENLERDEN KORUYACAK

Putin, söz konusu girişimin piyasaları “olumsuz dış etkenlerden” de koruyacağını ifade ederek, “Zamanla tahıl borsasını tam teşekküllü bir emtia borsasına dönüştürmeyi düşünebiliriz. Değerli metaller ve elmaslar için ayrı bir BRICS platformu oluşturmak da uygun olacaktır.” ifadesini kullandı.

BRICS nezdinde bir yatırım platformu kurmayı da teklif eden Putin, “Bu, ulusal ekonomilerimizi desteklemek ve Küresel Güney ve Doğu ülkelerine mali kaynak sağlamak için güçlü bir araç haline gelecektir.” dedi.

Putin, BRICS’in nüfus ve sermaye artışı, şehirleşme, artan işçi verimliliği ve teknolojik girişimler sayesinde küresel ekonomideki konumunu daha da güçlendireceğini söyledi.

23 Ekim 2024 Çarşamba