tatil-sepeti

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını kapsamında uygulanan karantina dönemi sonrası yeni normale geçiş sürecinin başlaması çok sayıda sektörü harekete geçirdi.

Turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmeler de müşterilerini ağırlamaya hazırlanıyor. Yerli ve yabancı turistleri misafir edecek otellerde, hijyen ve sosyal mesafe açısından çok sayıda önlem alındı.
Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) verilerine göre, 2019'da 52,5 milyon turist ağırlayarak en çok ziyaret edilen 6. ülke olan Türkiye, pastadaki payını korumak ve artırmak adına küresel anlamda ilklere imza atıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde, Sağlık, Ulaştırma ve Altyapı, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarının katkıları ve tüm sektör paydaşlarının iş birliğiyle başlatılan Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı'na ilgi sürüyor.

Otel ve restoranlar, 150 noktadaki denetimi esas alan ve pandemiden uzak tatil, yeme-içme vaadi sunan Güvenli Turizm Sertifikası almak için başvurularını sürdürüyor.

GÜVENLİ TURİZM SERTİFİKASI SEKTÖRE BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK

Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, otellerin korona sonrası günlere hazırlıklarını sürdürdüklerini ifade ederek, hijyen ve Kovid-19 konusunda önlemlerini alan işletmelerin bu dönemde öne çıkacağını söyledi.

Eresin, "Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın açıkladığı Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı'nın, tüketici ve çalışan güvenliğini sağlaması ve olumlu algı oluşturması adına ileriye dönük olarak ülkemize büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz" dedi.

Sertifika alabilmek için ulaşımdan konaklamaya çok geniş yelpazede bir dizi tedbirin yerine getirilmesi gerektiğini vurgulayan Eresin, programın, "yolcu sağlığı ve güvenliği", "çalışan sağlığı ve güvenliği", "tesislerde alınan önlemler" ve ulaşım araçlarında alınan önlemler" olmak üzere 4 ana başlıkta toplandığını bildirdi.

Eresin, sertifika alan tesislerin isimlerinin resmi olarak açıklanmaya başlandığını ifade ederek, sertifika veren şirketlerin seçiminde çok titiz çalışıldığını, uluslararası akreditasyonu bulunan 5 şirketin bu konuda yetkilendirildiğini anlattı.

SERTİFİKA, HİJYEN KONUSUNDA HİÇBİR TEREDDÜT BIRAKMIYOR

Müberra Eresin, sertifikasyon programının önemine işaret ederek, "Çok iddialı konuşacağım; dünyada uygulanan güvenli turizm sertifikaları içinde en detaylısını hazırladık. Diğer dünya ülkeleri kontrol listeleri oluşturdular ve o listeleri sertifikalandırdılar" dedi.

Türkiye'nin tek tek sertifikalandırma gibi çok zor bir işe giriştiğini aktaran Eresin, "Ancak günün sonunda benzerlerine göre çok daha güvenli, hijyen konusunda misafirlerde tereddüt bırakmayan bir uygulama hayata geçti" ifadesini kullandı.

Eresin, tüm tesislerin sertifika almasını istediklerini belirterek, "Bu anlamda RoyalCert ile yaptığımız anlaşma çerçevesinde üyelerimize yüzde 25, belediye belgeli otellere yüzde 15 indirim sağlayacağız. Denetimleri dünyada akredite olmuş global şirketlerin yapması, Avrupa başta olmak üzere, dünyadan turist çekmek adına da kıymetli" diye konuştu.

İŞLETMELERİ 150 KRİTER AÇISINDAN DENETLİYORUZ

Güvenli turizm sertifikası vermek için yetkilendirilen RoyalCert Türkiye'nin Yönetim Kurulu Başkanı Alphan Namlı da çok detaylı hazırlanan programın; yeme-içme tesislerinde 12, konaklama tesislerinde 11 ana başlıkta, 150 kriterden oluştuğunu bildirdi.

Misafirin otele girişinden acil durum ve izolasyona, odalardan mutfaklara, animasyon salonlarından havuzlara kadar tüm konularda detaylı denetim yapıldığını anlatan Namlı, verilen sertifikaların bütün müşterilerin görebileceği yere asılacağını, buradaki karekod vasıtasıyla müşterilerin detaylara ulaşabileceğini aktardı.

"Yeni normalde" Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek otelleri ve restoranları NASA'nın sağlık ve hijyen kriterlerine benzer kıstaslarla denetlediklerini aktaran Namlı, şunları kaydetti: "NASA'nın uzay yolculuklarında astronotlar için kullandığı Hazard Analysis and Critical Control Point (HACCP) denilen sağlık ve hijyen kriterlerine benzer kriterlerle denetim ve kontrol gerçekleştiriyoruz. Türkiye'nin hızlı aksiyon alarak başlattığı bu kriterleri tüm dünyaya da anlatıyoruz. RoyalCert olarak 30'dan fazla ülkedeki ofislerimizle belgelendirme ve denetim faaliyetlerini gerçekleştiriyorduk. Turizmde kan kaybetmek istemeyen Mısır, Dubai, Suudi Arabistan, Sri Lanka ve Tayvan gibi ülkeler de Türkiye'nin hayata geçirdiği programı uygulamak için bizimle iletişime geçti."

Namlı, Türkiye ile rekabet içinde olan ülkelerin ister istemez bu kriterleri benimseyeceklerini, salgın sonrası bu kadar kapsamlı bir uygulamanın ilk kez Türkiye'de hayata geçtiğini söyledi.

SERTİFİKA TALEBİ KISA SÜREDE 1.000'E ULAŞACAK

Alphan Namlı, programın duyurulduğu andan beri yeme-içme ve konaklama tesislerinin kendilerine ciddi talepleri olduğunu, sektörde sertifikayı almak konusunda önemli bir istek bulunduğunu kaydetti.
Kısa süre içerisinde kendilerine gelen denetim talebinin 1.000'e ulaşacağını aktaran Namlı, "Mottomuz: 'içiniz rahat olsun'. Güvenli turizm sertifikası görüldüğünde ziyaretçinin içi rahat olsun. Çok detaylı incelemeler yapılıyor. Konusunda yetkin denetçiler 150 noktayı denetliyor" dedi.

Namlı, programın çok detaylı ve kaliteli olduğunu belirterek, "Mevcut standartların üzerinde kriterlere sahip. Zamanla diğer ülkelerde de uygulanacaktır. Turizm sektörüne çok olumlu katkı sağlayacaktır. Türkiye, ülke ekonomisinin önemli çarklarından olan turizmde çok hızlı aksiyon aldı. Geçen sezonu aratmayan bir yere doğru gidiyoruz" şeklinde konuştu.

DENETLEDİĞİMİZ OTELLERDE HER 2 AYDA BİR GİZLİ MİSAFİRLERİMİZ OLACAK

RoyalCert Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Namlı, sertifikasyon sürecinin şimdilik 6 ayla sınırlı tutulduğunu, denetimin ise her ay yapılacağını belirterek, "Denetlediğimiz otellerde her 2 ayda bir gizli misafirlerimiz olacak. Kurallara uyulup uyulmadığını bu şekilde kontrol edeceğiz" dedi.

RoyalCert'in Almanya merkez olmak üzere Türkiye, Güney Kore, Hindistan, İtalya, Yunanistan, Kuveyt, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD gibi 32 ülkede 39 farklı sektörde uluslararası bir uygunluk değerlendirme kuruluşu olduğunu anlatan Namlı, Türkiye'de 17 şehirde 242 kişilik ekiple hizmet vermeyi sürdürdüklerini kaydetti.

10 Haziran 2020 Çarşamba

Etiketler : Gündem

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), önemli ekonomilerdeki zayıf performans nedeniyle küresel ekonomik büyümenin 2024'te yüzde 2,9'a gerileyeceğinin öngörüldüğünü bildirdi.


 

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), Küresel Görünüm Raporu'nu yayımladı.

 

Raporda, Orta Doğu'daki çatışmalar ve ABD-Çin ilişkileri de dahil olmak üzere jeopolitik gerginliklerin yüksek kalmaya devam ettiği belirtildi.

 

Söz konusu gelişmelerin eş zamanlı olarak gerçekleştiği ve belirsizliğe katkıda bulunduğu belirtilen raporda, böylesine değişken bir ortamda siyasi olayların daha da önem kazandığı ve kasım ayındaki ABD başkanlık seçimlerinin küresel ölçekte yılın en önemli siyasi olayı olarak öne çıktığı ifade edildi. Raporda, ABD'deki seçimlerin küresel ekonomi ve ticaret politikalarını önemli ölçüde etkileyebileceği vurgulandı.

 

Küresel ekonomik faaliyetin yavaşlamasının beklendiğine işaret edilen raporda, küresel ekonomik büyümenin ABD ve Çin gibi önemli ekonomilerdeki zayıf performans nedeniyle 2023'teki yüzde 3,1 seviyesinden 2024'te ve 2025'te yüzde 2,9'a gerileyeceğinin öngörüldüğü bilgisi verildi.

 

Raporda, ABD'de ABD Merkez Bankasının (Fed) geçmişteki agresif parasal sıkılaştırmasının etkilerinin işe alımlarda yavaşlamaya, hane halkı gelir büyümesini baskılamaya ve tüketici harcamalarını kısıtlamaya yol açmasının beklendiği belirtilerek, benzer şekilde Çin'in ekonomik ivmesinin de zayıfladığı ve son verilerin temel sektörlerde geniş tabanlı bir yavaşlamaya işaret ettiği aktarıldı.

 

ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 2,4 büyümesinin beklendiği kaydedilen raporda, Çin ekonomisinin de bu yıl yüzde 4,7 büyüyeceğinin öngörüldüğü belirtildi.

 

Raporda, Avro Bölgesi'nin ekonomik görünümünün de zorlu olmaya devam ettiğine işaret edilerek, bölge ekonomisinin ekonomik büyüme hızının geçen yıla benzer şekilde yüzde 0,5 civarında düşük kalmasının beklendiği kaydedildi.

 

IIF'nin raporunda, Türkiye ekonomisinin ise 2024'te yüzde 2,7 büyüyeceğinin öngörüldüğü bildirildi.

 

Öte yandan, Fed'in 2024 yılında faiz oranlarını 100 baz puan düşürmesinin beklendiği ve bu durumun küresel finans piyasalarını etkileyeceği belirtilerek, gelişmekte olan piyasaların, riskler bölgeye göre değişse de ABD'deki daha düşük faiz oranlarından faydalanabileceği ifade edildi.

 

Raporda, 2025 yılına ilişkin ekonomik görünümün ise jeopolitik istikrara ve teknolojik ilerlemeye bağlı olduğu kaydedildi.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : büyüme

Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 2.06 değer kazanarak 9.975,61 puandan tamamladı. BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 201,12 puan artarken, toplam işlem hacmi 84,6 milyar lira oldu.


Bankacılık endeksi yüzde 3,08, holding endeksi yüzde 2,50 değer kazandı.

 

Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran bankacılık, tek kaybettiren yüzde 0,63 ile ticaret oldu.

 

Küresel piyasalarda, ABD Merkez Bankasının (Fed) 50 baz puanlık faiz indiriminin ardından pozitif bir seyir izleniyor.

 

Öte yandan TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 50'de tuttu.

 

PPK duyurusunda, "Temel mal enflasyonu sınırlı bir artışla düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin son çeyrekte gerçekleşmesi beklenmektedir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır." ifadelerine yer verildi.

 

Kararın ardından BIST 100 endeksindeki yükseliş hızlanırken, Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) ise 256,5 baz puanla Şubat 2020'den bu yana görülen en düşük seviyeye yaklaştı.

 

Analistler, TCMB'nin karar metninden alınan sinyallerin enflasyonla mücadelenin ciddi şekilde devam edeceği şeklinde yorumlandığını kaydederek, bu durumun Türk lirası varlıklara olan talebi destekleyebileceğini belirtti.

 

Yarın yurt içinde tüketici güven endeksi, yurt dışında ise Japonya Merkez Bankası (BoJ) faiz kararı, Japonya'da enflasyon, Almanya'da Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), Avro Bölgesinde tüketici güven endeksinin öne çıkacağını dile getiren analistler, BoJ'un yarınki açıklamasında faiz oranının yüzde 0,25'te sabit tutmasının beklendiğini söyledi.

 

Banka politika faizini 31 Temmuz 2024'te 15 baz puan artışla yüzde 0,25'e yükseltirken, devlet tahvil alımlarının ise azaltılmasına karar vermişti.

 

Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 10.000 ve 10.100 seviyelerinin direnç, 9.800 ve 9.700 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : BIST100 borsa