Türkiye’de son 20 yılda örtü altı tarım üretimi yüzde 123 arttı. Piyasaya 9.4 milyon tonluk sebze ve meyve arz eden örtü altı tarım, üretim açısından Avrupa’da 2., dünyada ise 4. sıraya yükseldi.



Tarım ve Orman Bakanlığı’nın örtü altı tarım başlığı altında verdiği hibe ve destekler sayesinde topraksız, dikey, jeotermal ve sera organize tarımla daha az alanda 365 gün üretim mümkün.  

 

HABER: BARIŞ CABACI

 

Dünya nüfusu hızla artarken, tarım toprakları ve su miktarı çeşitli etkilerle azalıyor. Dünyada artması beklenen tarımsal gıda ihtiyacı için yeni formüller devreye girerken, Türkiye’de de Tarım ve Orman Bakanlığı’nın geliştirdiği yeni modeller ve sağladığı teşviklerle alternatif üretim yollarının önü açılıyor. Bakanlığın uyguladığı topraksız, dikey, jeotermal ve sera organize tarım modelleri, daha az maliyetle daha fazla üretim yapılması için alternatif sunuyor. Bu tarım türlerinin hepsi örtü altı tarım olarak tanımlanıyor. 

 

KAYIT ALTINA ALINIYOR 

 

Tarım ve Orman Bakanlığı, örtü altı tarım alanında yeni bir adım daha attı. Bakanlığın örtü altı tarımı kayıt altına almak amacıyla hazırladığı Kapalı Ortamda Bitkisel Üretim Kayıt Sistemi Yönetmeliği, 16 Mart’ta Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmeliğe göre seralar, dikey tarım tesisleri ve mantar tesisleri gibi çiftçilerin üretim yaptığı, kısmen ya da tamamen kontrol edilebilir kapalı alanlarda gerçekleştirilen tüm bitkisel üretim, taahhütname ile mülkiyetine veya yapıldığı yere bakılmaksızın coğrafi koordinatlarıyla kimliklendirilerek kayıt altına alınacak. Üretim yüzey alanı toplamda en az 100 metrekare kapalı ortamda bitkisel üretim işletmesine sahip üreticiler, sisteme kayıtlarını yaptırmak veya güncellemek üzere gerekli belgelerle sisteme başvurabilecek. Üreticiler, Tarım ve Orman Bakanlığınca yetki verilmesi halinde iş ve işlemlerini internet veya e-Devlet üzerinden gerçekleştirebilecek.

 

KARBON AYAK İZİ 

 

Bu yönetmelikle sadece ışık geçirebilen örtü altı yetiştiricilik modeline özel 2014 yılında yürürlüğe giren yönetmelik yürürlükten kaldırılarak, uygulamanın kapsamı günün ihtiyaçlarına göre genişletildi. Yeni yönetmelikle mevcut potansiyel ve bölgesel dağılım en doğru şekilde tespit edilerek üretim planlaması yapılabileceği gibi iç ve dış pazar hedefleri doğrultusunda, lojistik faaliyetler de dahil olmak üzere karbon ayak izini azaltıcı yeni üretim alanları oluşturulabilecek.

 

SU TASARRUFU 

 

Geçmişte tarımsal üretim tarla, bahçe, sera gibi alanlarda yapılıyordu. Yeni teknolojilerle ‘Dikey Tarım Üretim Modeli’  devreye girdi. Bu modelde kapalı bir alanda, güneşe ve toprağa ihtiyaç duyulmadan bitkiler katlı raflarda veya kulelerde yetiştiriliyor. Hidroponik gibi farklı tekniklerle ışıklar kullanılarak bitkinin fotosentez yapması sağlanıyor. Bu yöntem, apartman otoparklarında, gökdelenlerde, hatta kruvaziyer gemileri gibi büyük yapıların içinde, ihtiyaç duyulan sebzeleri yetiştirmek için kullanılıyor. Tarım ilacı kullanılmadan yapılan dikey tarımda yüzde 95 oranında su tasarrufu sağlanıyor. Kontrol edilebilir iklim koşulları nedeniyle her mevsimde her ürün yetiştirilebilirken, bölgeler arası taşıma yapılmadığı için karbon ayak izi de düşürülüyor. İklim değişikliğinden etkilenmeyen sistemde hasat zayiatı da oldukça az. 

 

EN ÇOK SEBZE ÜRETİLİYOR

 

Türkiye, örtü altı varlığı bakımından dünyada dördüncü, Avrupa’da ise İspanya’nın ardından ikinci sırada. Örtü altı üretim alanları 2002 yılında 540 bin dekar iken 2023 yılında yüzde 42’lik artışla 764 bin dekara ulaştı. Toplam 764 bin dekar örtü altı alanının, 504 bin dekarı sera, 142 bin dekarı alçak tünel, 117 bin dekarı yüksek tünel alanı olup seraların 22 bin dekarı ise modern sera alanı olarak kayıtlara geçti. Örtü altı Kayıt Sistemi’nde Ocak 2024 itibarıyla 61 bin üretici ve 485 bin dekar alan kayıt altında. 2023 yılı itibarıyla Antalya, Mersin, Adana, Muğla, Burdur, İzmir, Aydın ve Hatay illerindeki alanlar, toplam örtü altı varlığının yaklaşık yüzde 92’sini oluşturuyor. Modern seralarda üretilen ürünlerin yüzde 90’ı ihraç ediliyor ve ülkemizin ekonomisine güç katıyor. Sera alanlarımızın yüzde 91’inde sebze, yüzde 8’inde meyve ve yüzde 1’inde ise süs bitkileri yetiştiriliyor. 

 

58 İLDE TOPRAKSIZ TARIM

 

Türkiye’nin modern sera varlığı yaklaşık 22 bin dekar, ortalama işletme büyüklüğü 27 dekar olup bu seralarda topraksız tarım metodu ile ihracata yönelik üretim yapılıyor. Bu rakam 2020’de 13 bin dekar seviyesindeydi. 2023 yılı itibarıyla 58 ilde topraksız tarım yöntemi ile üretim yapılıyor. Topraksız tarım metodu ile üretim yapan işletmelerimizin yüzde 30’u Antalya, yüzde 12’si Afyonkarahisar, yüzde 11’i Mersin ve yüzde 9’u İzmir’de bulunuyor. 

 

‘ŞEHİRDE TARIM’ İÇİN EĞİTİM 

 

Şehirde tarım mottosuyla birçok büyükşehirde topraksız tarım eğitimi veriliyor ve teşvik ediliyor. Bunların biri de İstanbul Ticaret Odası’nın da içinde bulunduğu Fatih bölgesinde yer alıyor. 

 

Öte yandan, geçen yıl kurulan İstanbul Kapalı Dikey Tarım Uygulama Merkezi ile bölgedeki ürünlerle Ar-Ge çalışması yapılırken, İstanbul’un topraksız tarım için gelişmesi sağlanıyor. 

 

DESTEK DE VAR 

 

Tarım ve Orman Bakanlığı, topraksız tarım başta olmak üzere örtü altı tarıma birçok destek sunuyor. 2.5 milyon TL’ye kadar düşük faizli kredi verilirken, 1 milyon TL’ye kadar da hibe sağlanabiliyor.












Desteklerden
yararlanmak
için QR kodu
taratõnõz.




25 Mart 2024 Pazartesi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 1213 atık su arıtma tesisi ile ülke nüfusunun yüzde 90.6'sına hizmet verildiğini bildirdi.



 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Bakanlığın atık su ve katı atık çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

 

 

Bakanlığın, arıtılmış atık suların yeniden kullanımı konusunda çalışmalar yaptığını belirten Özhaseki, şu bilgileri verdi: "Bu çerçevede halihazırda yüzde 5,30 olan arıtılmış atık suların yeniden kullanım oranını, 2028 yılında yüzde 11'e çıkarmayı hedefliyoruz. Bakanlık olarak yerleşim yerlerinden kaynaklanan atık suların toplanarak arıtılması, çevre ve insan sağlığının korunmasını amaçlıyoruz."

 

Kentsel atık su arıtma tesislerine ilişkin bilgi veren Özhaseki "2002 yılında 145 olan atık su arıtma tesisi sayısını 1213'e çıkardık. 74 ilimizde bulunan tesisler ile ülke nüfusunun yüzde 90,6'sına hizmet veriliyor." dedi.

 

Özhaseki, devam eden kentsel atık su arıtma tesisi çalışmalarına ilişkin, "74 ilimizdeki atık su arıtma tesislerinin yanı sıra 3 il merkezinde inşaat, 3 il merkezinde de proje aşamasında çalışmalarımız sürüyor. Mevcut durumda atık su arıtma tesisi olan illerden 3'ünde ileri biyolojik atık su arıtma tesislerimizin inşaat süreci, 3'ünde ise proje süreci devam ediyor." bilgisini paylaştı.

 

"EVLATLARIMIZA DAHA SAĞLIKLI VE DAHA TEMİZ BİR DÜNYA EMANET EDECEĞİZ"

 

Belediye atıklarının insan ve çevre sağlığına etkilerinin en aza indirilip, etkin yönetiminin gerçekleştirilmesi amacıyla, belediyelerin finanse etmekte zorlandıkları atık altyapı projelerinin desteklenmesi için başlatılan Katı Atık Programı (KAP) projesi kapsamında, düzenli depolama tesislerinin yapımına da destek sağlandığını aktaran Özhaseki, bu kapsamda düzenli depolama tesisi bulunmayan yerlere öncelik verildiğini bildirdi.

 

Özhaseki, şunları kaydetti: "Katı atıkların çevreye zarar vermeden bertarafını sağlamak üzere düzenli olarak depolanması amacıyla inşa edilen katı atık düzenli depolama tesisi sayısı 2024'ün ilk çeyreğinde 94'e ulaştı. Bu tesisler ile 1248 belediyede 75,9 milyon kişiye yani nüfusun yüzde 94,5'ine hizmet veriliyor. Suyun her damlasının değerlendirilerek ekonomik, sosyal ve çevresel yaşama kazandırılmasını önemsiyoruz. Çevremizi hassasiyetle koruyor, katı atıkları düzenli depoluyoruz. Evlatlarımıza daha sağlıklı ve daha temiz bir dünya emanet edeceğiz."

28 Nisan 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) yeni hasat sezonuna hazır olduğunu belirterek, "2024 hasat döneminde randevu sistemi, planlanan alım ve depolama programlarımızla tüm tedbirleri almış durumdayız." ifadesini kullandı.


 

Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Yumaklı, TMO'nun Merkez ve Taşra Teşkilatı Eğitim, Koordinasyon ve Değerlendirme Toplantısı'na katıldı.

 

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, burada yaptığı konuşmada, TMO'nun zor zamanların kadim kurumu olduğuna işaret ederek, hububat sektörünün ekonomi ve gıda güvenliği açısından stratejik önem taşıdığını bildirdi.

 

Çiftçilerin toprağa verdiği emeğin, alın terinin karşılığını alacağı hasat sezonunun yaklaştığına işaret eden Yumaklı, Bakanlık olarak hububat ve diğer ürünlerin üretim sürecinden alımına kadar her aşamayı titizlikle takip ettiklerini vurguladı.

 

Yumaklı, geçen yıl Tarım Kanunu'ndaki değişiklikle ülkenin bu alanda uzun yıllardır söylenen ancak sadece teoride kalan birtakım hususları hayata geçirdiklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Devrim niteliğinde oldu bu değişiklikler. Özellikle bitkisel ve hayvansal üretim için stratejik öneme sahip ürünlerde inşallah bu yılın ekim döneminden itibaren planlı üretime geçmiş olacağız. Özellikle işlenmeyen arazilerin üretime kazandırılması konusu odak noktamız oldu. Tarımsal üretim yapılan tüm alanların kayıt altına alınması bunun başlıklarından bir tanesi. Stratejik ürünlerde planlı üretime geçilmesi yine en önemli başlığımız. Yeni normale karşı bu ülkenin dayanıklı olmasını, daha fazla tarımsal ürün üretmesini ve ilerleyen yıllarda hem ihtiyacımızın karşılanması hem de önemli bir gelir kaynağı olan tarımsal üretim ürün ihracatımızı da artırmak istiyoruz.”

 

DEPOLAMA KAPASİTESİ TEKNOLOJİK YENİLİKLERLE GÜÇLENDİRİLECEK

 

Yumaklı, 2022 yılı sonunda bitkisel üretimin 129 milyon ton iken 2023'teki deprem felaketine rağmen üreticilerin 137 milyon ton bitkisel üretim gerçekleştirdiği bilgisini verdi.

 

Deprem zamanında TMO'nun yaraların sarılmasında önemli görevler icra ettiğini vurgulayan Yumaklı, "Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz yıl bütün bunlar yaşanırken, daha olayın akut hali devam ederken hububat fiyatlarının açıklamasını gerçekleştirdi. O andan itibaren TMO bu görevi üstlendi ve 13,1 milyon tonluk alım gerçekleştirdi. Bu bütün zamanların rekoru oldu." değerlendirmesinde bulundu.

 

Yumaklı, tarımda teknolojinin kullanımının önemine dikkati çekerek, bundan sonraki dönemde de ülkenin ihtiyacı olan depolama kapasitesini son teknolojik yeniliklerle ülkeye kazandıracaklarını ifade etti.

 

"YAĞIŞLAR REKOLTENİN GİDİŞATINI BELİRLEYECEK"

 

Arpa ekim alanlarında geçen seneye göre yüzde 4, buğday ekim alanlarında ise yüzde 7'lik artışın söz konusu olduğunu dile getiren Yumaklı, "Mısırda 2023'te herkesin beklentisinin aksine Cumhuriyet tarihinin üretim rekorunu kırdık. Bu sene de benzer bir rakamın geleceğini düşünüyoruz. Buğday ve arpa üretimiyle alakalı malumunuz yağışların önemi var. Mayısın 15'ine kadar görülecek yağışlar, rekoltenin gidişatını ve ürün kalitesini belirlemiş olacak. Makrodan baktığımız zaman Ekim 2023-Nisan 2024 dönemi uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 1,6, geçen seneye göre yüzde 25'in üzerinde yağışlarda fazlalık var." ifadelerini kullandı.

 

Yumaklı, yeni hasat sezonunun başarılı geçmesi için bütün hazırlıkların tamamlandığını ve yeni sezona hazır olduklarını bildirdi.

 

Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da üreticinin yanında yer alarak üretimin sürdürülebilirliğini sağlayacak her türlü adımı atacaklarını belirten Yumaklı, şunları kaydetti: "2024 hasat döneminde randevu sistemi, planlanan alım ve depolama programlarımızla tüm tedbirleri almış durumdayız. TMO, her dönemde olduğu gibi bu sezon da üretimin sürdürülebilirliği ve piyasa istikrarı için başta üreticilerimiz olmak üzere tüm kesimlere hizmet vermeye devam edecek. Çiftçilerimize de hayırlı ve bereketli bir sezon diliyorum."

28 Nisan 2024 Pazar