Pazar, 13 Ekim, 2024
Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'nın (SKDM) Türkiye'de birçok sektörde yeniden yapılandırmayı hızlandıracağını belirtti.
Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök, SKDM'nin 1 Ekim'de Avrupa Birliği'nde yürürlüğe girdiğini anımsattı.
Söz konusu mekanizmanın, demir-çelik, alüminyum, gübre, elektrik ve çimento sektöründeki dönüşümü hızlandıracağını ifade eden Özkök, bu sektörlerdeki şirketlerin, başta kendileri olmak üzere iş birliği ve ticaret yaptığı tedarik zinciri içerisindeki tüm şirketleri etkileyeceğini söyledi.
Özkök, mekanizma sayesinde şirketler arasında emisyon azaltımına ilişkin rekabetin artacağını ve yeniden yapılanma süreçlerinin hızlanacağını anlattı.
"YENİLENEBİLİR ENERJİ KURULUMUNDA ENGELLERİN KALKMASI GEREKİYOR"
Türkiye'nin son yıllarda yaptığı yatırımlarla yenilenebilir enerji sektöründe dünyada önemli bir noktaya geldiğini vurgulayan Özkök, ülke potansiyelinin mevcut durumdan çok daha fazla olduğunun altını çizdi.
İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına daha fazla yatırım yapıldığını ve bu durumun SDKM'yi de olumlu etkileyeceğini dile getiren Özkök, şöyle konuştu: "Yenilenebilir enerji sektörünün gelişimine baktığımızda bazı mihenk taşlarını görürüz. 2011'de Yenilenebilir Enerji Kanununda yapılan değişiklikle yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretiminin teşvik edilmesi, 2013 yılında lisanssız elektrik üretiminin önünün açılması ile özellikle güneş enerjisi bazında küçük ölçekli elektrik üretimin başlaması, bunlardan bazılardır. Bu tarihten sonra 2019'a kadar lisanssız kapasitesi şaha kalkmış şekilde artmıştır. Karbon vergisinin uygulanmaya başlaması da bunlar kadar önemli bir mihenk taşı olacaktır ancak bundan sonra alınacak virajda devrilmemek için yolumuzdaki birtakım taşları temizlememiz lazım. Şu anda 2035 hedeflerine ulaşmak için kullanılacak bağlantı kapasitesinin neredeyse tümü tahsis edilmiştir. Bir başka değişle iletim sistemimizde yeni yatırımlar yapmadığımız takdirde yeni yenilenebilir enerji kapasitesi bağlamak için boş kapasite bulunmamaktadır. Bu da önümüze ev ödevi olarak yapılması gereken yeni iletim sistemi yatırımlarını getirmektedir. Yenilenebilir enerji kurulumunda engellerin kalkması gerekiyor."
Özkök, yeni kurulumlar için kapasitelerin açılması durumunda yerli kaynak kullanımının artacağını ve bu durumun cari açığın düşürülmesine önemli katkı sağlayacağını belirtti.
Enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve cari açığın azaltılmasında teşviklerin de önemli olduğunu ifade eden Özkök, şunları kaydetti: "Türkiye'de de Amerika'da olduğu gibi enflasyonu düşürme amacına yönelik olarak yenilenebilir enerjide vergisel indirim ve finansal kaynak kullanımında teşvikler getirilmesinin son derece faydalı olacağına inanmaktayız. Ancak bu da yine kapasite olursa işleyecek bir durumdur. Bu nedenle gerek yeşil mutabakat için olsun gerekse enflasyon bazlı ekonomik nedenlerle; biz özellikle milli yıldızımız olarak Türkiye Elektrik İletim AŞ'nin (TEİAŞ) gelir vergisi rekortmeni olmasından öte, sisteme yatırım konusunda rekor kıran bir sistem işletmecisi olmasını istiyoruz. TEİAŞ, bünyesindeki yetişmiş bilgili insan kapasitesi ve elindeki rekor kırdıran finansallarla birlikte özellikle yenilenebilir enerji sektörünün yolunu aydınlatacak en parlak yıldızımız olmaya adaydır."
ŞİRKETLER ENERJİSİNİ TEMİZ KAYNAKLARDAN KARŞILAMAK İSTİYOR
Türkiye Rüzgar Enerjisi Derneği (TÜREB) Başkanı İbrahim Erden de dernek üyesi şirketlerin diğer sektör şirketlere benzer şekilde enerji ihtiyaçlarını tamamen temiz enerji kaynaklarından temin etmek üzere özellikle lisanssız ve depolamalı yenilenebilir projelerine odaklandığını ve bu alanda yatırım planları oluşturduklarını söyledi.
Karbon ayak izinin hesaplanması ve sonrasında azaltılmasıyla ilgili çalışmaların yanı sıra karbon ticareti konusunda bilgi ve tecrübelerini geliştirmek yönünde çalışmalar yürüten firmalar olduğunu ifade eden Erden, "Bu konuda organize piyasalar ve piyasa mekanizmaları pek çok firma tarafından inceleniyor, yerli elektrik ve karbon ticareti firmaları da bu alandaki fırsatları takip ediyor. Bu yönelimin bundan sonra da artarak ve çeşitlenerek devam edeceğini öngörüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
02 Ekim 2023 Pazartesi
Gelir İdaresi Başkanlığınca (GİB), üç tekerlekli bisikletler, oyuncak bebekler, pedallı arabalar gibi oyuncaklardan ÖTV alınacağı iddialarının gerçeği yansıtmadığı bildirildi.
GİB'in internet sitesinden yapılan açıklamada, bugün bazı sosyal medya iletilerinde ve basın yorumlarında, dün Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonuna sunulan "Savunma Sanayii ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nde yer alan ve kamuoyunun "drone" ismi ile bildiği eşyanın, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) kapsamına alınması hususunun anlaşılamadığının görüldüğü belirtildi.
"Oyuncaklarda ÖTV yok." ifadesi kullanılan açıklamada, şu bilgiler verildi: "Dün Plan ve Bütçe Komisyonuna sevk edilen kanun teklifinin 10. maddesi ile kamuoyunun 'drone' diye bildiği ancak Kanun yazım tekniği açısından uluslararası tanımlamada yer aldığı GTİP numarası ile (9503.00) yazılması gereken ibare, eşyanın üst başlığını tanımlayan adı olup aşağıdaki gibidir: 'Üç tekerlekli bisikletler, skuterler, pedallı arabalar ve benzeri tekerlekli oyuncaklar, oyuncak bebekler için arabalar, oyuncak bebekler, diğer oyuncaklar, küçültülmüş (scale) modeller ve benzeri eğlencelik modeller (hareketli olsun olmasın), her türlü bilmeceler (puzzle)'
Buraya kadar eşyanın adı olup, esas verginin kapsamına alınan kısım bundan sonra parantez içinde yazılan '(Yalnız 9503.00.75.00.00; 9503.00.79.00.00 gümrük tarife istatistik pozisyon numaralarında yer alan yalnızca eğlence amacıyla tasarlanmış uçan oyuncaklar)' kısmıdır."
Basındaki yorumlarda ve iletilerde Kanun yanlış okunduğundan, eşyanın adından hareketle, üç tekerlekli bisikletlere, skuterlere, pedallı arabalara, oyuncak bebekler gibi çocuk oyuncaklarına vergi getirildiği şeklinde değerlendirmeler yapıldığı, iletiler paylaşıldığı belirtilen açıklama, şunlar kaydedildi: "ÖTV Kanunu GTİP tanımlı eşyaları vergi kapsamına aldığından, mevcut mevzuatın ekindeki listede yer alan eşyanın tamamen vergi kapsamına alınmak istenilmediği durumlarda, eşyanın adı ile esas vergilenen kısmın daraltıldığı ve bu daraltmanın 'sadece' veya 'yalnız' ibareleri ile belirlendiği görülmektedir. Özetle, Kanun yazım tekniği olarak eşya adı şeklinde yazılması gereken ibarelerin, içeriğine girmeden sadece adından o eşyaya vergi getirildiği şeklinde yorumlanması doğru değildir. Dolayısıyla üç tekerlekli bisikletler, oyuncak bebekler, pedallı arabalar gibi oyuncaklardan ÖTV alınacağı iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır."
13 Ekim 2024 Pazar
ASR Federal Almanya Bağımsız Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Anke Budde, Almanya'dan Türkiye'ye ciddi seyahat talebi olduğunu belirterek, "Türkiye'nin turizm açısından Almanya'da lider bir ülke olacağına inanıyorum" dedi.
ASR Federal Almanya Bağımsız Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Anke Budde, özellikle Batı Avrupa'daki tüm yeni turizm eğilimlerine Türkiye'nin çok iyi ayak uydurduğunu söyleyerek, Türkiye'nin Avrupa'da çok ciddi turizm altyapısı olduğunu anlattı.
Bu durumun özellikle Alman turistlerin çok dikkatini çektiğinin altını çizen Budde, ilgi gören Türk turizmi seçenekleri arasında sağlık turizmi, zindelik turizmi, spor turizmi, aile turizmi, sanat turizmi ve kültür turizminin bulunduğunu kaydetti.
Türkiye'de turizm açısından ticari etkinlikler, toplantılar ve kongrelerin dışında çok ciddi ürünlerin geliştirildiğine işaret eden Budde, "Türkiye'de özellikle kış aylarında 65 yaş üstü Avrupalılar için, turizm acenteleri tarafından çok özel programlar, seyahat paketleri geliştiriliyor. Yani Türkiye neredeyse bütün trendlerin ortasında var." ifadelerini kullandı.
Almanya'daki yoğun Türk nüfusundan dolayı iki ülkenin kültürel ilişkilerinin yıllardır çok sıcak olduğunu dile getiren Budde, Almanya'da turizm sektöründe, özellikle seyahat acentelerinde çalışan binlerce Türk olduğu bilgisini paylaştı.
Budde, "Etkinlikler yapıyorlar ama yeterli değil. STK'lar bazında Türk ve Alman halkının daha çok bir araya getirilmesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
İş ve tatilin bir arada sunulduğu "workation" programını anlatan Budde, yoğun olarak Avrupalılar tarafından kullanıldığını ve daha çok AB ülkelerine yönelik bir çalışma olduğunu aktardı.
Türkiye'nin otel altyapısı ve teknoloji olarak ciddi bir alternatif sunduğunu vurgulayan Budde, "Workation programının Türkiye'de uygulanması aslında çok iyi bir fikir. Ancak üzerinde biraz daha fazla çalışmamız gereken konulardan biri." şeklinde görüş belirtti.
"TÜRKİYE'NİN TANITIMLARI ÇOK İYİ"
2025'te turizm beklentilerine yönelik değerlendirmelerde bulunan Budde, bu durumun iki nedene bağlı olduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Beklentilerimizde Amerika'nın seçim sonuçları ve yaşanan iki savaşın ne şekilde biteceği etkili olacak. Savaşlar var, tehditler var. Üçüncü dünya savaşı konuşuluyor. Bunlar ne kadar doğru ne kadar yanlış, biz turizmciler olarak bunları bilemeyiz. Tabii bu tip konuşmalar, beklentiler ve tehditler önümüzü de görmemizi engelliyor. Bu anlamda çok dikkatli olmak lazım. Bunlar eğer tehdide dönüşmezse turizm açısından çok iyi olacağını düşünüyorum."
"Türkiye'nin özellikle turizm açısından Almanya'da lider bir ülke olacağına inanıyorum, çok ciddi bir Türkiye talebi var." diyen Budde, "Türkiye'nin tanıtımları çok iyi. Türkiye her yerde gözle görülür bir şekilde. Seyahat biletlerinin satışları çok iyi. Yani Türkler, seyahat acenteleri olsun, uçak şirketleri olsun, bütün turizmde iştigal edenler içerisinde çok çalışkanlar. Sektörü çok sahipleniyorlar ve biz de bunu takdir ediyoruz. Bunun da eğer dünyada afet olmazsa, savaş çıkmazsa 2025'te büyük bir geri dönüşü olacak." diye konuştu.
12 Ekim 2024 Cumartesi
13 Ekim 2024 Pazar
12 Ekim 2024 Cumartesi
12 Ekim 2024 Cumartesi
12 Ekim 2024 Cumartesi
12 Ekim 2024 Cumartesi