İnternet kullanımının artması ve uygulamaların çeşitlenmesiyle oltalama, fidye yazılım saldırıları ve finansal amaçlı siber tehditlerde artış olurken uzmanlar kullanıcıları özellikle "oltalama" saldırılarına karşı uyardı.


Kaspersky Global Araştırma ve Analiz Ekibi Güvenlik Araştırmacısı Mert Değirmenci, tüketicilerin siber güvenlikle ilgili en büyük endişesinin, fidye yazılım saldırıları ve mobil tehditler olduğunu anlattı.

 

Değirmenci, "Fidye yazılımı saldırıları, kötü niyetli yazılımların cihazlara bulaşarak dosyaları şifrelemesi ve ardından fidye talep etmesiyle gerçekleşiyor." dedi.

 

2022'den 2023'e kadar fidye yazılımı sayısında yüzde 30'luk artış tespit ettiklerini belirten Değirmenci, söz konusu saldırıların hem kurumların hem de bireylerin maddi kayıplar yaşayarak faaliyetlerini durdurmasına neden olduğunu bildirdi.

 

Değirmenci, mobil tehditlerin de tüketiciler için önemli endişe kaynaklarından biri olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:

 

"Mobil cihazlar kişisel bilgileri içermesi nedeniyle siber suçlular için en temel hedeflerden birisi. Geçen yıl mobil siber tehditler yüzde 120 artarken özellikle reklam yazılımları, casus yazılımlar yaygınlaştı. Suçlular, zararlı uygulamalar, sahte mesajlar ve hedeflenmiş saldırılar gibi yöntemlerle mobil cihazlara sızabiliyor. Bu durum kişisel bilgilerin çalınarak kötü niyetli amaçlarla kullanılmasına neden olabiliyor."

 

BİLİNMEYEN KAYNAKLARDAN GELEN DOSYALAR AÇILMAMALI

 

Tüketicilerin öncelikle sahte e-postaları, mesajları veya telefon aramalarını tanımak için dikkatli olmaları ve şüpheli içeriklere karşı temkinli davranmaları gerektiğini vurgulayan Değirmenci, şu uyarıları yaptı:

 

"Bilinmeyen kaynaklardan gelen dosyalar veya bağlantılar açılmamalı. Güçlü ve benzersiz şifreler kullanmak önemli. Güvenlik yazılımları kullanılmalı ve siber güvenlik konusunda güncel kalabilmek için düzenli olarak bilgi güncellemeleri takip edilmeli. Kullanıcılar bu yazılımların güncellemelerinin düzenli yapıldığına da emin olmalılar. Bu önlemler, tüketicilerin siber tehditlere karşı savunmasını güçlendirerek kişisel bilgilerinin güvenliğini sağlayabilir. Resmi ve güvenilir hizmet sağlayıcıları, siber güvenlik önlemleri ve güncellemeler konusunda daha donanımlı olmakta fayda var."

 

Değirmenci, kurumsal yerlere yönelik saldırılar sonucu tüketicilerin mağduriyet yaşaması durumunda kurum içi siber güvenlik birimlerine bilgi verilerek saldırının raporlanması gerektiğini söyledi.

 

Saldırının tespit edilmesinin yayılmasını ve zararlarının büyümesini engelleyebileceğini, bireysel mağduriyetlerde de saldırı gerçekleştiğinde doğru adımları atmanın önemli olduğunu ifade eden Değirmenci, şu değerlendirmede bulundu:

 

"Saldırının detaylarını bildirmek ve gerekli adımları atmaları için uzmanlardan yardım almak gerekiyor. Saldırılar hesapları veya bilgileri etkilediyse ilgili servis sağlayıcılarla iletişime geçilmeli. Banka hesapları, sosyal medya platformları veya diğer çevrim içi hesaplardaki güvenlik sorunları, ilgili sağlayıcılar tarafından ele alınabilir ve hesapların güvenliği yeniden sağlanabilir. Bu süreçte, mağdurların kişisel bilgilerini ve hesaplarını korumak için önerilen güvenlik adımlarını izlemeleri önemlidir."

 

1 MİLYONUN ÜZERİNDE KÖTÜ AMAÇLI YAZILIM SALDIRISI GERÇEKLEŞTİ

 

ESET Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban da Türkiye'de en çok mağduriyet oluşturan siber saldırı türünün fidye yazılımlar olduğunu söyledi.

 

Siber suçluların her bir kullanıcıyı hedef olarak gördüğünü vurgulayan Erginkurban, "Bu hedefleme içinde, şirketler, kamu ve özel sektör kurumları, organizasyonlar ve de bireysel kullanıcılar yer alıyor." dedi.

 

DarkWeb forumlarında Türk kurumlarından sızan verileri içeren 40'tan fazla liste bulunduğuna işaret eden Erginkurban, eğitim, bankacılık ve telekomünikasyonun çok etkilenen sektörler arasında yer aldığı bilgisini verdi.

 

Erginkurban, DarkWeb forumları ve pazar yerlerinde Türk kullanıcılara ait 1 milyardan fazla açık ve şifrelenmemiş oturum açma bilgisi görüldüğüne dikkati çekerek, şunları kaydetti:

 

"2023 yılında Türkiye'de gerçekleşen kötü amaçlı yazılım saldırılarının toplamı 1 milyonu aştı. Bu saldırıların önemli bir kısmı 'Gen. Variant' adlı zararlı yazılımla gerçekleştirildi. Türkiye'de 2023'te günlük ortalama 2 bin 754, her saatte 115, her dakikada 2 kötü amaçlı yazılım saldırısı gerçekleşti. Türkiye, endüstriyel kontrol sistemlerine yönelik en fazla saldırı tespit edilen bölgeler arasında yer aldı. 2023 yılının 3. çeyreğinde tespit edilen oltalama saldırıları, bir önceki çeyreğe göre yüzde 20, 2022 yılının 3. çeyreğine göre ise yüzde 47 arttı."

 

Yapay zekanın da saldırıların ilerleyen dönemde sosyal mühendislik bileşenlerinin oluşturulmasında merkezi bir rol oynayacağına dikkat çeken Erginkurban, yapay zeka güdümlü araçların siyasi, ideolojik veya diğer amaçlarla kullanılan dezenformasyon kampanyaları gibi alanlarda da hızlandırıcı bir etki oluşturabileceğini kaydetti.

 

Erginkurban, oltalama saldırılarının hedefinde WhatsApp, Instagram, Facebook gibi sosyal medya platformlarının öne çıktığına dikkati çekerek, sözlerini, "Genelde genç nesil tarafından sıklıkla kullanılan uygulamalar hedefleniyor. Bu grubun tecrübesizliğinden, yaşlı neslin de bilgi eksiklikleri ve internette gördükleri hemen her şeye inanma potansiyellerinden faydalanılıyor. Oltalama mağdurlarının, saldırının zararını azaltmak için bunları rapor etmeleri ve gerekli önlemleri almaları gerekiyor." diye tamamladı.

27 Mart 2024 Çarşamba

Kacır, Türkiye'nin küresel rekabet gücünü artıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını yükseltecek kapsayıcı politikalar geliştirdiğini belirterek "Bugün, 10 binin üzerinde teknoloji şirketine ev sahipliği yapan 101 teknoparkımız mevcut" dedi.


Yunanistan'ın Selanik kentinde düzenlenen Uluslararası Dijital Dönüşüm, Teknoloji ve İnovasyon Fuarı'na katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, burada Bölgesel Dijital Büyümeye Giden Yolu Çizmek: Yenilikçi Yatırımların Geleceği, Bölgesel Yakınsama ve Zorluklar adlı panelde konuşma yaptı.

 

Diyalog ve işbirliğine olanak sağlayan bölgesel etkinliklerin kritik değere sahip olduğunu vurgulayan Kacır, bu tür etkinliklerin kapsamları ötesinde pozitif etkiye sahip olduğunu aktardı.

 

Kacır, bu fuarın bunlardan biri olacağına inandığını, Türkiye'nin komşularıyla yakın işbirliği için son zamanlarda somut ve önemli adımlar attığını kaydetti.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Aralık 2023'te Yunanistan'a ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatan Kacır, "Türkiye ve Yunanistan liderleri iyi komşuluk ilişkileri üzerine Atina Bildirgesi'ni imzaladı. Bu sürecin ikili ilişkilerimizde yakın zamanda önemli kapılar açacağına inanıyorum" dedi.

 

Türkiye'nin Güneydoğu Avrupa ülkeleriyle olan yakın işbirliğinin devam ettiğini söyleyen Kacır, yakın bir gelecekte dünyanın dijital devrimi yakalayabilenler ile yakalayamayanlar arasında ikiye ayrılacağı değerlendirmesinde bulundu.

 

Türkiye'nin küresel rekabet gücünü artıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını yükseltecek ve kritik teknolojilerde gelişmeleri kolaylaştıracak kapsayıcı politikalar geliştirdiğini ifade eden Kacır, son 20 yılda gerekli teknoloji ve inovasyon altyapı ve ekosistemlerini geliştirdiklerini belirtti.

 

Kacır, "Bugün, 10 binin üzerinde teknoloji şirketine ev sahipliği yapan 101 teknoparkımız mevcut. 1600’ün üzerinde AR-GE ve tasarım merkezi ile 272 bin AR-GE çalışanı Türkiye’nin teknoloji ekosisteminin temelini oluşturuyor. Türkiye'yi yenilikçi teknolojiler için küresel bir merkez olarak konumlandırmayı hedefliyoruz." diye konuştu.

 

DİJİTAL BECERİLER KAZANMADA İLERLEMELER KAYDEDİLDİ

 

Türkiye'nin dijital ekonomide gelişmek adına gerekli becerilerle donanmış bir toplum yaratma hedefine odaklandığına işaret eden Kacır, vatandaşların dijital beceriler kazanması yolunda önemli ilerlemeler kaydettiğini vurguladı.

 

"Bu, beşeri sermayemizi geliştirmeyi "Milli Sanayi ve Teknoloji Stratejisi'nin en önemli unsuru yapmamızın nedeniydi" diyen Kacır, ulusal çabaların yanı sıra dijitalleşmeye yönelik ikili ve çok taraflı mekanizmalar bünyesinde de çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

 

Türkiye'nin AB araştırma ve inovasyon programlarına aktif bir şekilde katıldığına dikkati çeken Kacır, Türkiye'nin, Horizon 2020 programına katılım açısından 16 ortak ülke arasında dördüncü sırada yer aldığını hatırlattı.

 

Kacır, "Horizon Europe performansı, Türkiye'nin performansındaki güçlü ve olumlu eğilimin devam ettiğini göstermiştir. Her iki araştırma programında da Türk araştırmacılarımız bölge ülkelerinden araştırmacılarla birlikte önemli projelere imza attılar." dedi.

 

Konuşmasında yapay zekanın önemine de vurgu yapan Kacır, yapay zekanın tarihin akışını değiştirecek ve geleceği şekillendirecek bir olgu olduğunu kaydetti.

 

Yapay zekanın etik, güvenlik, güvenilirlik ve gizlilik gibi zafiyetleri de barındırdığının unutulmaması gerektiğinin altını çizen Kacır, yapay zekanın mevcut yasal çerçevenin sınırlarını zorlayarak yeni sorular ve zorluklar ortaya çıkardığını belirtti.

 

Kacır, Türkiye'nin etik hususlara öncelik verdiğini ve yapay zeka ile ilişkili riskleri azaltmayı seçtiğine vurgu yaparak "Bu yaklaşım, Türkiye'nin küresel rekabet gücünü artırmayı ve ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını sağlamayı amaçlayan Ulusal Teknoloji Girişimi ile uyumludur. Bu hedef doğrultusunda, 2021 yılında Ulusal Yapay Zeka Stratejimizi başlattık. Ülkemizi yapay zeka teknolojileri ve uygulamalarının sadece tüketicisi değil, üreticisi olarak konumlandırmayı hedefleyen kapsamlı politika ve projeler belirledik" ifadelerini kullandı.

 

TÜBİTAK bünyesinde Yapay Zeka Enstitüsü kurulduğunu anımsatan Kacır, Türkiye'nin aynı zamanda Yapay Zeka Küresel Ortaklığı'na (GPAI) üye olduğunu dile getirdi.

 

Kacır, Türkiye'nin ortak projelerde diyalog ve işbirliğine tamamen açık olduğunu, teknoloji ve dijitalleşme alanlarında çalışan yetenekli kurumsal yapılara sahip olduklarını sözlerine ekledi.

 

Bakan Kacır, panel öncesi Yunanistan Dijital Yönetişim Bakanı Dimitris Papageorgiu ile de bir araya geldi.

26 Nisan 2024 Cuma

Artırılmış zeka destekli teknolojiler; mobilite gücü ile birleşerek, lojistik yönetimini uçtan uca dijital şekilde kökten dönüştürüyor.


 

Türkiye’nin ve bulunduğumuz coğrafyanın lojistikte en büyük dijital platformu haline gelen Tırport, artırılmış zeka destekli teknolojileri mobilite gücü ile birleştirerek, lojistik yönetimi uçtan uca dijital şekilde kökten dönüştürüyor. 

 

Gerçek zamanlı, konum tabanlı teknolojiler ve optimizasyon gücünün yarattığı akıllı eşleştirme imkanlarıyla kapasitelerin maksimize edilmesine imkan tanıyan Tırport, lojistiğin yönetilebilir, verimli ve sürdürülebilir olmasına olanak sağlıyor. 

 

Lojistiğin ve depolamanın dijitalleşme ile kökten dönüştüğünün altını çizen Tırport ve DepOrtak kurucu ortağı Dr. Akın Arslan, şunları kaydetti: “Nasıl, Tırport ile lojistik sektörünü uçtan uça dijitalleştirerek, ülkemizde ve dünyada kökten dönüştürdük ve dönüştürmeye devam ediyoruz. Kurucu ortağı olduğum DepOrtak ile de depolama sektörünü uçtan uca dijitalleştirerek kökten dönüştürüyoruz ve dönüştürmeyi sürdüreceğiz” dedi. 

 

25 Nisan 2024 Perşembe