tatil-sepeti

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, perakende sektörü içinde gıda perakendeciliği oranının yüzde 17 olduğunu belirterek, "Organize perakendecilik dünyada ve Türkiye’de her geçen gün pazar payını artırıyor" dedi.


 

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Yerel Zincirler Buluşuyor Konferansı ve Fuarı'nın açılışında, perakendeciliğin, ticaretin başlangıç noktasının kendi geleneğimizde Ahilikten geldiğini belirterek, hükümet olarak Ahilik Haftası'nın kutlanmasına ve etkinliklere büyük önem verdiklerini anlattı.

 

Ahilik Vakfı'nın kuruluş çalışmalarının tamamlandığını aktaran Bolat, "Kanunun çıkması için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulmuştur ve Ahilik Vakfı'nın da kurulmasıyla perakendeciliğin, ticaretin başlangıç noktası olarak coğrafyamızda Ahiliğin önemini ve yaşatılmasını daha etkin kılacağız." ifadelerini kullandı.

 

Bolat, hükümet olarak istişareye önem verdiklerini dile getirerek, "Başta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'miz olmak üzere tüm özel sektör kuruluşları, ilgili kamu kuruluşları, meslek kuruluşları, sektörel kuruluşları dinlemek, onların görüşlerini, önerilerini almak ve optimum dengeyi bularak gerekli yasal düzenlemeleri hazırlamak şiarımız olmuştur." diye konuştu.


Perakende satışın bir ülke için sadece büyümenin motoru olmadığını aynı zamanda toplumun kültürel ve sosyal dinamiklerini şekillendiren bir ayna olduğuna işaret eden Bolat, "Tüketici ile üretici arasında kurulan bu temas noktası insanların ihtiyaçlarını karşılarken aynı zamanda onların beklentilerini de yansıtmaktadır." dedi.

 

Bolat, perakende sektörünün son 30-40 yıllık dönemde hızlı bir değişim yaşadığını kaydederek, "Bu değişim bütün sektörlerde gerçekleşmiştir. Özellikle dijitalleşmenin yaygınlaşması, internetin ortaya çıkması, teknoloji ve telekomünikasyondaki değişimler her alana olduğu gibi perakende ve ticarete de önemli etkiler yapmıştır." değerlendirmesini yaptı.

 

Teknolojinin gelişimi ile birlikte perakendecilikte "Fijitalleşme" kavramının ortaya çıktığını aktaran Bolat, şu ifadeleri kullandı: "Dijital ve fiziksel dünyaların buluşma noktası haline geldi perakendecilik sektörü. Gelecek market deneyimi dijital imkanlarla zenginleştirmekte gizlidir. Sadece dijitale adapte olunmamalı. Fiziksel ve dijital dünyaları uyum içinde buluşturarak müşteri tecrübesini zenginleştirmek gerekmektedir. Asıl olan tüketicinin düzgün, kolay, hijyenik ve makul fiyatlarda hizmet almasıdır. Unutmayalım ki müşteri memnuniyeti sadece bir hedef değil, bir işin uzun vadeli başarısı için sürdürülebilirlik kaynağıdır."

 

Bolat, Türkiye'de geçen yılki TÜİK verilerine göre yaklaşık 3,7 milyon işletme bulunduğunu ve bu işletmelerin 1,5 milyonun perakende işletme olarak faaliyet gösterdiğini ifade etti.


Perakende sektörü içinde gıda perakendeciliği oranının yüzde 17 olduğunu dile getiren Bolat, "Gıda perakendeciliği de hem organize perakendeciler hem de geleneksel perakendeciler tarafından yapılmaya devam edilmekle birlikte organize perakendecilik dünyada ve Türkiye’de her geçen gün pazar payını artırmaktadır." açıklamasını yaptı.

 

AZAMİ ÖDEME SÜRELERİNİ YENİDEN BELİRLEDİK

 

Bakan Bolat, perakende ticarette rekabet ilkelerinden vazgeçilmeden, daha iyi işleyen ve daha adil bir tedarik zincirinin oluşturulması, sektörün altyapısının iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi ihtiyacı doğduğunu belirtti.

 

6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 2 maddesinde değişiklikler yaptıklarını anımsatan Bolat, şunları kaydetti: "Ticaretin adil, şeffaf ve sürdürülebilir olması için kalite standartlarını tutturma amacı dışında taraflardan birinin herhangi bir gerçek veya tüzel kişiden mal veya hizmet teminine zorlanması, kampanya maliyetinin kampanyalı satış yapmak istemeyen tarafa yansıtılması, tarım ve gıda ürünlerinin tedarikinde ticarî ilişkinin koşullarının yazılı veya elektronik ortamda yapılan sözleşmeyle belirlenmemesi, karşı tarafın aleyhine tek taraflı değişiklik yapma yetkisi veren veya açık ve anlaşılır olmayan hükümlere sözleşmede yer verilmesi, ürün talebini doğrudan etkileyen herhangi bir hizmet verilmediği veya verilen hizmetin türüne ve hizmet bedelinin tutar ya da oranına sözleşmede yer verilmediği halde prim ve bedel alınması, karşı tarafın kusurundan kaynaklanan durumlar hariç, üretim tarihinden itibaren 30 gün içinde bozulabilen tarım ve gıda ürünlerine yönelik siparişlerin ürünün teslim tarihinden önceki 30 gün içinde iptal edilmesi ve bu ürünlerin tesliminden veya mülkiyetinin devrinden sonra bozulma ya da zayi olma gibi maliyetlerin karşı tarafa yansıtılması gibi faaliyetleri haksız ticari uygulamalar olarak tanımlayarak yasakladık."

 

Bolat, tarım ve gıda ürünlerinin konu olduğu ticari ilişkilerde azami ödeme sürelerini yeniden belirlediklerini bildirerek, "Bu kapsamda, üretim tarihinden itibaren 30 gün içinde bozulabilen tarım ve gıda ürünleri için azami ödeme süresini kural olarak 45 gün, alacaklı ölçeğinin daha küçük olduğu durumlarda ise 30 gün olarak belirledik. Yine, diğer tarım ve gıda ürünlerinde alacaklı ölçeğinin daha küçük olduğu durumlarda azami ödeme süresini 60 günle sınırladık." dedi.

 

Halkın beslenme, sağlıklı yaşama gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan mal ve hizmetlerin fiyatlarında bazı dönemlerde son derece fazla sayıda şikayetler olduğunu anımsatan Bolat, "Bu noktada gerek mevzuatlarda sıkılaşmaya giderek gerekse denetimleri ve cezai uygulamaları artırarak yakın takibe devam ettik ve edeceğiz." ifadelerini kullandı.

 

DÜŞÜK ENFLASYONLA GÜÇLÜ BÜYÜME 

 

Bolat, 81 ilde piyasa denetim ve gözetim faaliyetlerine devam ettiklerini kaydederek, "İnceleme, denetim ve karar alma süreçlerinin tamamında yüksek bir hassasiyet ve hakkaniyetle hareket edilmektedir. Bu alanda gerek üretici ve tedarikçilerin gerek perakendecilerin gerek tüketicilerin haklarını hukuklarını korumada adil davranmaya çok büyük gayret ediyoruz." diye konuştu.

 

Ticaret hayatı içinde her sektörde olduğu gibi haksız uygulamalara yönelenlerin olduğunu ifade eden Bolat, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu noktada kanunlar denetlemeler ve cezai uygulamalar devreye giriyor. İstikrar her şeyin başında gelmektedir. Ekonomide dalgalanmaların en aza indirildiğini dönemde ticaret daha kolaylaşmakta, ekonomi daha düzgün işlemekte, düşük faiz dönemi, düşük enflasyon dönemi ve istikrarlı ticaret herkesin istediği bir şey olmaktadır. Bu noktada hükümetimiz OVP çerçevesinde enflasyonu 2026 sonuna kadar tek haneli rakama indirme konusunda kararlı bir politika izlemektedir. Para, maliye politikaları ticaret politikaları bu alanda sıkı bir şekilde uygulanmaktadır. Temel amacımız istikrarlı bir yapıda Türkiye’nin düşük enflasyonla güçlü büyüme dönemini gerçekleştirmesidir."

11 Eylül 2024 Çarşamba

Etiketler : perakende enflasyon gıda

Jandarma Genel Komutanlığı’na 300 lojistik, 10 bando alt branşlarında olmak üzere 310 uzman erbaş alınacak. Kimler başvurabilir? Başvuru şartları neler? Başvuru için son gün ne zaman? İşte detaylar…

Resmi Gazete'de Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı’ndan yayımlanan ilana göre, başvurular 23 Ekim ile 6 Kasım tarihleri arasında internet üzerinden yapılacak.

 

KİMLER BAŞVURABİLİR?

Başvuru yapabilecek 1 Ocak 2024 itibarıyla 20 yaşından gün almış ve 27 yaşını bitirmemiş adaylardan, 2023-2024 KPSS'den 50 ve üzeri puana sahip olma şartı aranacak.

 

BAŞVURU İÇİN SON GÜN NE ZAMAN?

Başvuruların başlama ve bitiş saatleri, temini yapılacak uzman erbaş alt branşları, temin şartları ve diğer detaylar https://vatandas.jandarma.gov.tr, www.jsga.edu.tr ve https://kamuilan.sbb.gov.tr internet sitelerinde yayımlanacak.

23 Ekim 2024 Çarşamba

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı