tatil-sepeti

İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği rakamlarına göre, sektörün ihracatı yılın ilk 2 ayında 2021'in aynı dönemine kıyasla yüzde 26,6 artarak 1 milyar 181,5 milyon dolar ile tüm zamanların en yüksek ocak-şubat rakamına çıktı.

Söz konusu dönemde 702,4 milyon dolarlık ihracata ulaşan mobilyanın sektörden aldığı pay ise yüzde 59,5 olarak kayıtlara geçti.

Şubat ayı rakamları baz alındığında, mobilya, kağıt ve orman ürünleri ihracatı yüzde 30 artarak 623,5 milyon dolar oldu. Geçen ay mobilya ihracatı ise yüzde 20 artarak 377 milyon dolara ulaştı.

EN ÇOK MOBİLYA İHRACATI ABD'YE YAPILDI


Geçen ay en çok mobilya ihracatı yapılan ülke ABD olurken, ABD'yi, Almanya, Fransa, Irak ve Libya takip etti. Sektörün ihracatını en çok artırdığı ülke yüzde 58 ile Katar olarak belirlendi.

Şubatta en çok çocuklar için karyola ve beşikler, oturmaya mahsus mobilyalar, yemek ve oturma odaları için ahşap mobilyalar metal mobilyalar, yatak haline getirilebilen oturmaya mahsus mobilya ihraç edildi.

"ROTAMIZI TÜM DÜNYAYA ÇEVİRDİK"


İstanbul Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç, mobilya sektörü açısından 2022'nin oldukça iyi başladığını ve güzel devam ettiğin söyledi.

Güleç, ilk 2 aylık rakamların sektörü heyecanlandırdığını ifade ederek, "İlk 2 ayda 702 milyon doları aşan mobilya ihracatı geçekleştirdik. Sanayicilerimizin ve ihracatçılarımızın heyecanını daha da canlı tutmak, iç piyasadaki satışlarımızı ve dış pazarlardaki gücümüzü artırmak adına birçok projeye imza atıyor, fuarlar düzenliyoruz." dedi.

Mobilya sektörü olarak 20 yılda son derece hızlı bir ivme yakaladıklarını aktaran Güleç, şu değerlendirmelerde bulundu: "Gerek üretimde gerekse ihracatta birçok gelişmiş, adı mobilya ile anılan ülkeyi arkamızda bırakmayı başardık. Bugün 20 yıllık emeğin, yatırımın, çabanın meyvelerini topluyoruz ancak şu anda durmak ya da yavaşlamak gibi bir şansımız yok. Aksine daha da hızlanmak zorundayız. Türkiye mobilyacıları olarak, günün, dünyanın ve hedef pazarların, kalite standartlarına, tasarım ve teknoloji ihtiyaçlarına daha fazla odaklanmalıyız. Rotamızı tüm dünyaya çevirdik. Dünyanın rotasını da ülkemize çevirmek ve dünya için mobilya üretmek için daha fazla çalışmalıyız."

"RAKAMLAR 6 MİLYAR DOLARLIK 2022 HEDEFİMİZE ULAŞACAĞIMIZI GÖSTERİYOR"


Mobilya üreticileri kooperatifi Masko'nun Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Mutlu da mobilya sektörünün son yıllarda ihracatta yukarı doğru ivmelenerek büyük artışa imza attığını söyledi.

Mutlu, geçen yıl 2020'ye göre mobilya ihracatında yüzde 23 artış yakaladıklarını, bu yıla da son derece iyi başladıklarını ifade ederek, "Ocak-şubat döneminde ulaştığımız 702,4 milyon dolarlık mobilya ihracatı yıl sonu için belirlediğimiz 6 milyar dolarlık hedefe ulaşacağımızı gösteriyor." dedi.

Geçen yıl üyelerinin Hindistan, Pakistan, Fas, Kazakistan gibi pazarlara ilk kez ihracat gerçekleştirdiğini bildiren Mutlu, "Bu yıl da yeni pazarlara girişimiz sürecek. Türk mobilyasına ilginin giderek artacağını düşünüyorum. Hem kalitemiz hem fiyat avantajımız hem coğrafi konumumuzla birçok noktada rekabet ettiğimiz diğer ülkelere göre avantajlı pozisyondayız." ifadelerini kullandı.

ARTIŞTA TÜRK FİRMALARIN YURT DIŞINDAKİ MİMARİ PROJE ÜSLENMESİ


Mehmet Mutlu, son birkaç yıldır mobilyadaki artışta, firmaların yurt dışında otel, kafe, villa ve restoran gibi mimari dekorasyon projeleri üstlenmesinin katkısı olduğunu söyledi.

Masko olarak 550 üreticiyi bünyelerinde bulundurduklarını belirten Mutlu, "Ülke ihracatındaki payımız yüzde 15 civarında. Bu başarıda, son yıllarda yurt dışına yönelik yaptığımız reklam ve tanıtım faaliyetlerinin önemli etkisi bulunuyor. Yaklaşık 10 bin kişiye istihdam sağlayan Masko, ülke ekonomisine de çok ciddi döviz kazandırıyor. Hedefimiz Masko'yu ihracat üssü yapmak." şeklinde konuştu.

14 Mart 2022 Pazartesi

Etiketler : Sektörel

Kötü giden havalar, balık tezgahını da vurdu. Olumsuz hava şartları nedeniyle balıkçılar av için denize açılamadı. Karadeniz’de av sezonunun başlamasıyla bol miktarda avlanan ve tanesi 50 liradan satılan palamutun fiyatı, 150 liraya kadar çıktı.


 

Saathane Meydanı'nda balıkçılık yapan Dündar Kırbaş, olumsuz hava şartları nedeniyle balıkçıların av için denize açılamadığını söyledi.

 

Kırbaş, bu durumun balık fiyatlarına yansıdığını ifade ederek, "Balığın azalması da bu duruma etki ediyor. Olumsuz hava olmasaydı palamut 150 değil de yine 100 lira olacaktı. Şu an hem havanın etkisi hem de balığın azalmasıyla fiyatlar biraz yükseldi. Balıkçılar şu an denize açılamıyor." dedi.

 

Av sezonunun başında palamudun tanesinin 50 liradan satıldığını, daha sonra 70-80'i gördüğünü, şu an ise 130 ile 150 lira arasında satıldığını belirten Kırbaş, "Balıkta irileşme de var. 50 liraya sattığımız balığın şu an iki katı. Yani 400 gramdı balık, şu an 800-900 gram oldu." diye konuştu.

 

Balıkçı Halit Bayrak da balığın azalması nedeniyle fiyatların arttığına işaret ederek şunları dile getirdi: "Biz fiyatları yükseltmiyoruz. Kayıklar kötü hava şartları nedeniyle denize açılamadığı için balık az çıkıyor. Bu palamut bir ay daha çıkar nasip olursa. Bütün balık fiyatlarında artış var. Mezgit 150, barbun 100 lira, fiyatlar bu aralar biraz yüksek. Hamsi inşallah önümüzdeki ay çıkar."

 

Vatandaşlardan Nail Aytekin, "Balık çok pahalı,150 lira, 50 liraya almıştım en son. Şimdi bakıyoruz, nasıl alacağız. Yirmi gün önce 50 liraydı. Alamayız bu fiyatlara." şeklinde konuştu.

 

Günay Birvar ise "Fiyatlar parası olana iyi ama parası olmayana kötü. Balık az çıktığı için fiyatların arttığı söyleniyor. Balığı çok severiz. Eşim de balıkçı. Mecbur alıyoruz." ifadelerini kullandı.

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : balık palamut balıkçı tezgah fiyat

Türkiye'de maden çeşitliliği açısından yüksek potansiyel ve iyi eğitilmiş insan gücü bulunduğu ancak yer altı kaynaklarının değerlendirilmesi konusunda devletin ruhsat sahibi şirketlere ‘ruhsat güvencesi’ sunmasının beklendiği bildirildi.


 

Türkiye Madenciler Derneği (TMD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz, Anadolu Ajansının (AA) Global İletişim Ortağı olduğu 3. Maden Kurtarma Yarışması sonrası, basın mensuplarına Türkiye'nin madencilik sektörüne ilişkin açıklamalarda bulundu.

 

Dünyadaki 90 çeşit mineralin 70 tanesinin Türkiye'de üretilebildiğini ifade eden Yılmaz, buna rağmen yüksek potansiyelin istenilen şekilde değerlendirilemediğini söyledi.

 

Mehmet Yılmaz, sektörün yer altı madenciliği konusunda devletten beklentileri olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Bizim sorunumuz yer altı kaynaklarının değerlendirilmesi konusunda devletimizin çekinik kalması, bu durum sadece altın madeni için geçerli değil, mermer, krom ve kömür için de geçerli. Türkiye'nin madencilikte jeopolitik potansiyeli ve iyi eğitilmiş insan gücü var. Ancak yer altı kaynaklarının değerlendirilmesi konusunda devletin ruhsat sahibi şirketlere 'ruhsat güvencesi' sunmasını bekliyoruz. Madencilikte sahip olduğumuz değeri gün yüzüne çıkarmaya çalıştığımızda yatırımcılar çevre ile ilgili endişelerden dolayı vatan haini gibi görülüyor. Halbuki kesilen her 100 ağaçtan sadece biri madencilik için kesiliyor. Devletin verdiği izinlerin arkasında durması lazım, o da bizim tam da tabirimizle 'ruhsat güvencesi'."

 

Yılmaz, Türkiye'nin sadece madencilik ürünlerinden kaynaklanan dış ticaret açığının 60 milyar dolar olduğunu, bunun yaklaşık 30 milyar dolarının altın ithalatı, geriye kalan 30 milyarının ise diğer madenlerin ithalatından kaynaklandığını anlattı.

 

Türkiye'nin yabancı maden yatırımcısı açısından çekici olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Şu andaki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız kendisi de bunu defalarca söylüyor. 'Yerli veya yabancı biz bu sektöre yatırım getirmek zorundayız' diyor. Maden aramaları bölümünde bizim paraya ihtiyacımız var. Yabancı sermayenin buraya gelmesine ihtiyacımız var. Sondaj maliyetleri çok yüksek. Buna rağmen biz maden işletmesi açısından çok iyiyiz. Çok kuvvetli mühendislik yapımız var, mühendislik firmalarımız var, operatörlerimiz var ancak arama konusunda yatırım ihtiyacı bulunuyor." değerlendirmesinde bulundu.

 

"300-350 MİLYAR DOLARLIK ALTIN MADENİ YER ALTINDA"

 

Mehmet Yılmaz, Türkiye'nin madencilikte bir yol haritası oluşturması gerektiğini, özellikle kritik mineraller grubuna altının da dahil edilmesi gerektiğini dile getirdi.

 

Kobalt, nikel, kadmiyum, lityum, grafit ve bakırın kritik madenler olduğunu anımsatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hatta şimdilerde altının da o kritik mineraller listesine girmesi gerektiği söyleniyor. Bu madenlerin aranması ve işletilmesi sırasında ciddi bir yatırım gerekiyor. Buraya yabancı sermayenin ilgi ve alakasının olacağını düşünüyoruz. Türkiye'nin altın potansiyeli ortada. Biz şu anda en büyük ihtimalle üçte birini biliyoruz. Geriye kalan üçte ikisi ki yaklaşık 300-350 milyar dolarlık bir altının yer altında olduğunu düşünüyoruz. Bu alanda yabancı yatırımcı ilgisi oldukça yüksek. Madencilik faaliyetlerinin gayrisafi milli hasıla içindeki payı yüzde 1, bu oranın yükselmesi için yatırımlara ihtiyaç var. Bu oranı yüzde 2'ye çıkarmak için bile yeni yatırımcılara ihtiyaç var. Madenciliğin gelişmiş olduğu birçok ülkede bu oran yüzde 7-8 civarında."

 

Yılmaz, Orta Vadeli Plan'da madencilikle ilgili üç maddenin sektör tarafından olumlu karşılandığını ifade etti.

 

Madenciliğin Türkiye için olmazsa olmaz bir sektör olduğuna dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti: "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 'koordinatör bakanlık' olması yönünde bir düşünce var. İzinler konusunda birden fazla bakanlıktan izin almak gerekiyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının izinler konusunda koordinasyonu sağlaması düşüncesi var. Bir de ön izin aşaması düşünülüyor. Ön izin alınarak maden sahasının başka bir mevzuatla işletmeye kapatılmasının ya da hareketinin kısıtlanmasının önüne geçmek için ön izin mekanizmasından bahsediliyor. Bu da bizim için çok önemli. Güvenlik soruşturması sürecinde basitleştirme ya da standart oluşturulmasına da ihtiyaç duyuluyor. Ekonomide beklenen iyileşmenin temelinde gerçekten dış ticaret açığı çok büyük önem arz ediyor. İstihdam olmasını istiyorsak, vergi üretmek istiyorsak, yatırım gelsin istiyorsak bunların önünün kontrollü bir şekilde açılması lazım."

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : maden ruhsat