tatil-sepeti

Türkiye’de 10 milyonu aşan mobil cihaz pazarında yerli ürün oranının yüzde 20’lere çıkarılması öngörülüyor. Bu süreçte, iç piyasa yanında ihracat da hedefler arasında. Yatırımlarla istihdamı da arttıran mobil cihazların, yüksek kg değeri ile genel ihracat artışına da pozitif yansıması bekleniyor.

HABER: BARIŞ CABACI

Türkiye’nin mobil cihazlardaki yerlilik oranını yükseltmeye yönelik attığı adımlar, yatırım olarak ülkeye geri dönüyor. Alınan tedbirler ve uygulanan cazip teşvikler, yabancı telefon üreticilerine somut adımlar attırıyor. Türkiye’ye satış mağazaları açan birçok pazar devi, üretim hatlarını da Türkiye’ye taşıyor. 2021’de somut adımlar atan mobil cihaz markalarının başında OPPO yer alıyor. Birçok alt markası olan marka, 50 milyon dolarlık yatırım yapacağını açıkladı.

AVRUPA’YA ÜRETİM ÜSSÜ

Yapılacak yatırımla Türkiye’nin OPPO için Avrupa bölgesindeki üretim üssü olması hedefleniyor. İstihdam süreçlerini neredeyse tamamlayan markanın, Türkiye üretimi ilk ürünlerinin de ay sonunda vitrinlerde yerini alması bekleniyor. Öte yandan, yerli bir firmayla ortak üretim için anlaşan dev mobil cihaz üreticisi Samsung da orta seviye telefonlarını Türkiye’de üretmeyi planlıyor. Türkiye pazarında büyük paya sahip olan Xiaomi ve pazarda yeni ismi duyulan Techno markası da yatırımlarını açıkladı. Xiaomi, yılın ilk çeyreğinde Türkiye’de 30 milyon dolarlık yatırımıyla mobil cihaz üretimine başlayacak. 14 bin metrekare arazi üzerine kurulan mobil cihaz üretim fabrikasında 2 bin kişiye istihdam sağlanacak.

YÜZDE 20’LERE ÇIKABİLİR

2020’yi 100 bin adetlik düşüşle 10 milyon 500 bin seviyelerindeki cep telefonu satışıyla kapattıklarını belirten Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği (MOBİSAD) Başkanı Mustafa Kemal Turnacı, pazarda 2021’de yüzde 5 civarı büyüme öngördüklerini belirterek, 2018 yılında yüzde 13 seviyelerinde olan yerli üretici firma pazar paylarının gelinen noktada yüzde 1’lere indiğini kaydetti.

Mustafa Kemal Turnacı, pazardaki durumu şöyle anlattı:

“Gerekli düzenlemeler yapıldığı ve yerli markalarımız desteklendiği takdirde yerli pazar payımızın yüzde 20 seviyelerine çıkabileceğini öngörüyoruz.”

İHRACATTA KG’DAN KAZANACAĞIZ

Türkiye’nin genç bir kuşağa ve güçlü bir ekonomik altyapıya sahip olduğunu belirten OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek, Türkiye’nin avantajlarını şöyle özetledi: “Üretim ve hizmet sunumundaki kalite yaklaşımı, inovasyona, girişimciliğe ve yeni üretim fırsatlarına açık olması, cazip teşvik politikaları ile Avrupa ve Ortadoğu’ya coğrafi yakınlık gibi faktörler yabancıları yatırıma motive ediyor.”
Yülek, mobil cihaz üretiminin Türkiye ihracatına etkisini de şöyle yorumladı: “Mobil cihazlarda ortalama kg fiyatı 2 bin dolara ithal ediyoruz. Orta seviyeli lüks otomobillerde ise kg fiyatı 60-80 dolar arasında değişiyor. Bu sektörden ülkemiz ciddi katma değer üretebilir. Ayrıca bu sektörün ‘geri beslemeleri’ ve ‘teknolojik öğrenme’ kapasitesi de çok yüksek.”

MİLLİLEŞME ÖRNEKLERİ

ASELSAN’ın 1990’larda cep telefonu geliştirdiğini hatırlatan OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek, şunları söyledi: “Ancak üretimi devam ettiremedik. Bugün yeni bir başlangıç ile yerli geliştirici ve üreticilerimizi çıkartabiliriz. Bazı firmalarımızın bunu denediğini görüyoruz. Bu alana özel sektörün yatırım yapmasında devletimizin millileşme politikaları çok etkili olabilir. Bunların başında kamu satın alma politikaları geliyor. OSTİM HTK kümemiz 5G teknolojisinde dünyada en ileri teknolojiye sahip. Transatlantik 5G bağlantısı geçtiğimiz ay gerçekleşti. ULAK şirketimiz yerli baz istasyonlarını geliştirdi ve imal ediyor. Doğal üretim evresinde mobil cihazlarda da bu millileşme, milli üretim stratejileri bir ekosistem ve tedarik zinciri oluşturabilir ve kısa sürede ülkemiz bu alanda ihracatçı konuma geçebilir.”

TAM MONTAJA EYLÜLDE GEÇİLECEK

Mobil cihazlarda ithalatı düşürmek ve ihracatı artırmak için düzenlenen Gözetim Uygulaması, 2020 Mayıs ayında Resmi Gazete’de yayımlandı. Alınan karar ile 200 dolar altında olan her telefon 200 dolar olarak kabul edilip, bu rakamdan vergilendirildi. Yerli üretimi arttırmak için değiştirilen teşvik mevzuatında ise 2021 Eylül ayına kadar yatırım yapacak mobil cihaz üretici firmaların, yarı demonte haldeki aksam ve parçaları gümrük vergisi ödenmesiyle birlikte ithal etmesinin önü açıldı. Türkiye, katma değerli üretimi sağlamak için yarı demonte montajdan tam montaja eylül ayıyla birlikte geçmeyi planlıyor.

SOMUT GETİRİSİNİ GELECEK YIL GÖRECEĞİZ

Mobil iletişim sektörünün dünya genelinde ithalata dayalı bir sektör olduğunu vurgulayan MOBİSAD Başkanı Mustafa Kemal Turnacı, beklentilerini şöyle anlattı: “2021’de başlayan yatırımların somut getirisini önümüzdeki yıl göreceğiz. Yurt içi fiyatlarının da oluşan yatırımlarla birlikte özellikle alt segment ürün gamı çoğalacak ve bu fiyatlar üretimle azalacak. Yatırımlar, insan kaynağımızın yetişmesi ve gelecek teknoloji sektöründe söz sahibi olmamız için de önemli bir unsur.”

08 Şubat 2021 Pazartesi

Etiketler : Gündem

Tarım ve Orman Bakanlığı, tüketicinin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş ve değiştirilmiş ürünleri tespit etti. Bu şekilde kaç ürün tespit edildi? Tüketiciler söz konusu listeye nereden ulaşabilecek? İşte detaylar…


Tarım ve Orman Bakanlığı, taklit-tağşiş yapılan ve sağlığı tehlikeye düşürebilecek gıdalar listesini yayınladı. Söz konusu liste ‘guvenilirgida.tarimorman.gov.tr’ adresinde kamuoyuyla paylaşıldı.

 

56 FARKLI ÜRÜN TESPİT EDİLDİ

 

Bu kapsamda, kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş ve değiştirilmiş 56 farklı ürün tespit edildi. Ayrıca, taklit-tağşiş yapıldığı kesinleşmiş 463 farklı ürün yayımlandı.

 

NE TÜR UYGUNSUZLUKLAR BELİRLENDİ?

 

Bitkisel yağın bulunmaması gereken ürünlerde bitkisel yağ yer alması ile söz konusu ürünlere kanatlı eti karıştırılması gibi birçok uygunsuzluk belirlendi.

 

Sitedeki bilgiler anlık olarak güncellenecek.

02 Ekim 2024 Çarşamba

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) tarafından düzenlenen ‘Tarihi, Siyasi, Hukuki ve Ekonomik Boyutlarıyla Uluslararası Filistin Sempozyumu’, İstanbul Ticaret Üniversitesi ev sahipliğinde Sütlüce Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi.


Sempozyumda, Filistin halkının maruz kaldığı zulüm ve direnişin tarihi, hukuki, ekonomik ve siyasi dinamikleri, uluslararası düzeyde katılımla kapsamlı bir şekilde ele alındı.


HABER:ERTAN ERYILMAZ

 

BARIŞ İÇİN BİRLİK ŞART

 

ESAM İstanbul Başkanı Prof. Dr. Hüsnü Koyunoğlu, sempozyumun açılış konuşmasında, Filistin’in tarih boyunca Yahudilere vaat edilmiş topraklar olmadığına dikkat çekerek, Kudüs’ün Yahudilere daimi bir başkentlik yapmadığını ifade etti. 


Prof. Dr. Koyunoğlu, İslam tarihindeki fetihlerde Yahudilerin Kudüs’te bulunmadığını, Müslüman hakimiyeti altında daha huzurlu bir yaşam sürdüğünü vurguladı.


Filistin’deki mevcut duruma da değinen Prof. Dr. Koyunoğlu, “ABD’nin İsrail’e verdiği destek, İsrail’in Müslüman dünyasına karşı sergilediği baskının temelini oluşturuyor.


 Müslümanların birliği sağlanmadıkça bu direnişin başarılı olamayacak” dedi.

 

FİLİSTİN HEPİMİZİN DAVASI

 

İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek ise Filistin davasına olan desteklerini vurgulayarak, “Mescidi Aksa ve Beytüllahim gibi kutsal mekânların bulunduğu Filistin, hepimizin davası ve duasıdır” dedi.


Filistin’de yaşanan zulmün dünya tarihine bir dönüm noktası olarak geçeceğini belirten Prof. Dr. Şimşek, Türkiye’deki üniversitelerin de bu konuda önemli etkinlikler düzenleyerek, Filistin’deki durumu geniş kitlelere duyurmak için büyük çaba sarf ettiğini söyledi. Tim Blunk’un, “Bir taş at. Bir taş daha at. Bir şiir ateşle. Bir yumruk yükselt. Sesini yükselt. Ama sakın sessiz kalma!” sözlerine atıfta bulunan Prof. Dr. Şimşek, Filistin davasının uluslararası platformlarda daha fazla ses getireceğini belirtti.

02 Ekim 2024 Çarşamba