tatil-sepeti

Kuzey Kutbu, coğrafi konumu, aşırı avlanma, madencilik, gaz arama çalışmaları, insan kaynaklı kirleticiler, okyanus sularındaki plastik gibi sebeplerle dünyada küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenen alan olurken, hızla erimeye devam ediyor.


 

Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından nesli tükenen hayvanlar arasında kırmızı listede "hassas" statüsünde bulunan ve dünyadaki en büyük kara etoburu olan kutup ayılarının, Kuzey Kutbu'ndaki erime devam ederse yaşam alanlarını kaybedeceği ve nesillerinin tükenmekle karşı karşıya kalacağı öngörülüyor.

 

Yapılan araştırmalar, karbon emisyonları azaltılmazsa bu yüzyılın sonuna kadar birçok alanda kutup ayısı popülasyonunun tamamen yok olacağına işaret ediyor.

 

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde, TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonunda gerçekleşen 3. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi'nde bilim insanları, seyir boyunca kutup canlılarının yaşam alanlarını da gözlemleyerek raporlamalar gerçekleştirdi.

 

Kutup bölgelerinde yapılan canlı gözlem çalışmaları, ilerideki seferlerde yapılacak geniş kapsamlı araştırmaların bir ön hazırlığı olması sebebiyle büyük önem taşıyor.

 

Bilimsel araştırma seferlerinde aynı zamanda ekosistemi destekleyen fiziksel parametreler gözlemlenerek bölgede geleceğe yönelik iklim projeksiyonları ve ekosistemin değişime uyumu konusunda araştırmalar gerçekleştiriliyor. Gelecek yıllarda da bu parametrelerin takibi yapılarak uluslararası literatüre yayınlarla katkı sağlanması amaçlanıyor.

 

Kutup ayılarının yaşam alanlarının daralmasının nedenlerinin başında küresel iklim değişikliği sebebiyle deniz buzlarının erimesinin geldiği biliniyor.

 

Birçok kutup canlısına da ev sahipliği yapan Kuzey Kutbu, dünyadaki en büyük kara etoburu olan kutup ayısının da anavatanı olduğu biliniyor.

 

KUTUP AYILARI KUZEY YARIM KÜREDE EVRİMLEŞTİ

 

Kuzey Kutbu, kutup canlılarının yaşamlarını sürdürebilecekleri tek alan olma özelliği de taşıyor. Araştırmacılar, kutup ayılarının sadece Kuzey Kutbu'na özgü bir canlı olduğunu, bu alanda evrimleştiklerini ve yaşamlarını çoğunlukla üreme dönemleri hariç sadece deniz buzu üzerinde geçirdiklerini ifade ediyor.

 

Evrimsel açıdan genç bir tür olan ve atası boz ayı olan kutup ayılarının Güney Kutbu'nda kolayca besin bularak yaşayabilecekleri düşünülse de bilim insanları bu durumun tamamen ekolojik bir çöküntü yaşatabileceği görüşünü savunuyor.

 

Nesli tükenen hayvanlar arasında kırmızı listede ve "hassas" statüsünde bulunan kutup ayıları birçok araştırma kuruluşu tarafından da GPS'ler ile takip ediliyor. GPS tasması adı verilen takip aracı, kutup ayılarının ve yaşadıkları deniz buzlarının kaybının takibine ve incelenmesine yardımcı oluyor.

 

KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KUTUP AYILARININ AVLANMA DAVRANIŞLARINI DA ETKİLİYOR

 

Kuzey Buz Denizi'nde yaşayan diğer bir canlı olan halkalı foklar, kutup ayıları için önemli avlardan biri olarak biliniyor. Deniz buzları, halkalı foklar ve yavruları için hem avlanma hem de av olmamak için saklanma alanları.

 

Deniz buzunun erimesi bu saklanma alanlarını da yok etmesi sebebiyle halkalı fokları savunmasız av haline getiriyor.

 

Öte yandan bilim insanları, küresel iklim değişikliği sonucu buzulların erimesi sebebiyle ortaya çıkan bazı virüs ve bakterilerin kutup ayılarına bulaştığını keşfetti.

 

Bilim insanları erime devam ettikçe ortaya çıkacak bu gibi hastalıklardan bu canlıların daha fazla etkilenerek sayılarının daha da azalacağı konusunda endişe duyuyor.

 

"DENİZ BUZLARININ ARKTİK'TE CİDDİ BİR AZALMASI SÖZ KONUSU"

 

Kutup bölgelerindeki canlı yaşamına ilişkin açıklamalarda bulunan 3. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi Koordinatörü Prof. Dr. Burcu Özsoy, Arktik ve Antarktik bölge arasında çok ciddi farklar olduğuna değindi.

 

Özsoy, kutup noktalarının sadece okyanus ve kıta olarak farklılık göstermediğine dikkati çekerek, "Arktik bir okyanus, Antarktika bir kıta ama sadece iki kutup bölgesi arasındaki fark bundan ibaret değil. Aynı zamanda Arktik'te yaşayan canlılarla Antarktika'da yaşayan canlıların arasında ciddi farklılıklar var. Özellikle güneye baktığımızda daha baskın tür olarak penguenlerin yaşadığını, kuzeye baktığımızda kutup ayılarının varlığını görüyoruz." diye konuştu.

 

Prof. Dr. Burcu Özsoy, Antarktika'daki canlıların insandan korkmadığını ama bu durumun Arktik için aynı olmadığını dile getirerek, kuzeydeki canlıların daha korkak ve kaçan bir yapıya sahip olduğunu anlattı.

 

Özsoy, Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferleri'nde her yıl canlılarla ilgili gözlemler yaptıklarını ifade ederek, şu bilgileri verdi: "Özellikle 71 kuzey enleminden 81 kuzey enlemine çıktığımız süreç içerisinde denizde, okyanusta yaşayan canlılar ve aynı zamanda yaşamlarını deniz buzu üzerinden idame ettiren kutup ayılarının burada bir yaşam savaşı da mevcut. Bu araştırmaları ve gözlemleri yaparken şu dikkatimizi çekiyor, tabii ki deniz buzlarının Arktik'te ciddi bir azalması söz konusu ve tüm avlanma stratejilerini deniz buzu üzerinden yapan kutup ayılarının azalan deniz buzlarından da çok ciddi etkilendiğini görüyoruz. İklim değişikliğinin sonuçları tabii bunlar. Bir tek etkilenen kutup ayıları değil, tabii ki diğer denizde ve karasal alanda yaşayan ekosistemin de etkilendiğini görüyoruz."

 

Deniz buzlarının kutup ayılarının yaşamlarını idame etmesi için önemine işaret eden Özsoy, "Kutup ayıları deniz buzlarının üzerinde aslında seyahat edip okyanusun içindeki balıkları avlayabiliyor. Yani haliyle deniz buzu faktörü ve balıkların da bulunduğu noktalarda kutup ayıları hayatlarını idame ettiriyor. Maalesef deniz buzunun azalması kutup ayılarının da neslinin tükenmeye yüz tuttuğunu bize gösteriyor." diye konuştu.

 

"DENİZ BUZLARI KUTUP AYILARI İÇİN KRİTİK ÖNEME SAHİP"

 

3. Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Sefer Lideri Kaptan Özgün Oktar da deniz buzlarının kutup ayıları için kritik öneme sahip coğrafi birer oluşum olduğunu ancak Arktik bölgede bunların yaklaşık üçte birinin kaybolduğunu anlatarak, şunları kaydetti: "Gıdanın, besinin veya avının kokusunu 100 kilometre mesafeden alarak deniz buzu veya kara üzerinde uzun yollar kat ederek beslenen bu canlılara biz de seferimizde deniz buzu hattında denk geldik. Bir örnekleme noktamız deniz buzunun içerisindeydi ve bölgede ilerledik. Çalışmayı bitirmemize yakın bir anda yaklaşık 8 kilometrelik mesafedeki bir adadan, kutup ayılarının buzun üzerinde yürüyerek gemimize geldiğini ve tek amaçlarının da beslenmek olduğunu görmüş olduk. Bu denk geldiğimiz kutup ayıları bir anne ve bir yavruydu. Anneler yavrularını yaklaşık olarak 2-3 yıl boyunca beraberlerinde eğiterek, hangi bölgelerde nasıl avlanacaklarını öğreterek, onları gelecekteki yaşama hazırlıyor. Ancak 2030'lu yıllarda biliyoruz ki Arktik bölgede özellikle yaz sezonunda hiçbir deniz buzu kalmayacak. Yani şu an annenin öğrettiği bilgilerin büyük bir çoğunluğu belki de onların hiçbir işine yaramayacak."

 

Eriyen deniz buzlarının çok büyük bir değişimin işaretçisi olduğuna dikkati çeken Oktar, "Bu değişimin bir kısmı dünyanın doğal döngüsü içerisinde gerçekleşirken, insanlığın buraya etkisini de buzullardaki yüz binlerce yıllık kayıtlardan görebiliyoruz." ifadelerini kullandı.

28 Ağustos 2023 Pazartesi

İstanbul Ticaret Üniversitesinin 24. Akademik Yılı Açılış Töreni, Sütlüce Kampüsü'nde gerçekleştirildi.






Törende konuşan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, ÖSYM'nin kuruluşunun 50. yıl dönümünü kutladıklarını belirtti. 


Ersoy, "Her yıl yaklaşık 13 milyon adaya 60'a yakın sınav yapan bir kurumuz. Bu yıl 3 milyon 120 bin adayı sınava aldık ve 980 bin öğrenciyi yerleştirdik." dedi.


Uluslararası alanda TR-YÖS adıyla öğrenci sınavları yaptıklarını dile getiren Ersoy, bu doğrultuda 1 milyon uluslararası öğrenci hedeflediklerini kaydetti.


Şubat 2025'te uluslararası öğrenciler için 4 beceriyi ölçen yeni bir sınavın hayata geçirileceğini söyleyen Ersoy, "Yusuf Tekin Bakanımızın tavsiyesiyle uluslararası alanda Türkçe sınavını da başlatacağız.


 Dijitalleşmeyle artan e-sınav kabiliyetiyle, ileride YKS'yi de e-sınav olarak yapmayı ve yılda birden fazla sınav gerçekleştirmeyi hedefliyoruz." diye konuştu.

Eğitim, öğretim, AR-GE ve toplumsal fayda sağlamanın üniversitelerin asli görevleri olduğunu vurgulayan Ersoy, "İbni Sina, Farabi ve Cezeri gibi bilim insanlarını yetiştiren bu coğrafya, bugün de Necmettin Erbakan, Aziz Sancar ve İskender Pala gibi isimler yetiştirecek." ifadelerini kullandı.


Dünyada yaşanan savaşlara ve insan hakları ihlallerine değinen Ersoy, şöyle konuştu: "Bugün burada rahat bir açılış yapıyoruz ancak Gazze'deki akademisyenler ve öğrenciler aynı imkana sahip değil. Katil İsrail devletinin zulmüne tanık oluyoruz. İnşallah bu tür açılışlar, özgür Filistin'in kurulmasına vesile olur."


İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek ise "Bugün baş döndürücü bir hızla gelişen teknolojik gelişmeler bilgi üreten kurumların fayda eksenli bilgisiyle elde ettikleri sonuçlardır. Ancak teknolojik gelişmelerle elde edilen gücün adil kullanımı değer üreten, yani ahlak bilgisiyle mümkün olmaktadır. Bu dönemde üniversitemizin değer ve fayda bilgisinin birlikte işlendiği bir üniversite olması temel hedeflerimiz arasında olacaktır." şeklinde konuştu.


Törene, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Başkanı Prof. Dr. İskender Pala, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cihad Demirli, İstanbul Ticaret Üniversitesi akademisyenleri ile öğrenciler katıldı.

16 Eylül 2024 Pazartesi

Hoca olarak yıllarca görev yaptığı İstanbul Ticaret Üniversitesi'nin ‘24. Akademik Yıl Açılış Töreni’ne konuşan Ticaret Bakanı Bolat, "Şu an iş dünyasında iyi eğitimli, vasıflı, pratik tecrübesi olan, çalışkan insanlara ihtiyaç var. İş dünyası bizi her gördüğünde bu konuda talepte bulunuyor” dedi.


 

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, İstanbul Ticaret Üniversitesi'nin "24. Akademik Yıl Açılış Töreni"ne katıldı.

 

Konuşmasında kendisinin de İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde hoca olarak yıllarca görev yaptığını anımsatan Bolat, üniversitenin iş dünyasıyla işbirliği ve uluslararasılaşma anlamında büyük ilerleme kaydettiğini söyledi.

 

Geleceğin Türkiye'sinde bilgi, beceri ve uygulama yetkinliği yüksek insanların yetiştirilmesinin öncelikli hedeflerden olduğunu dile getiren Bolat, bu doğrultuda üniversiteleri, geleceğin şekillendiği, bilginin ve kültürün yeni nesillere aktarıldığı, fikir ve düşünce yapılarının inşa edildiği stratejik kurumlar olarak gördüklerini anlattı.

 

Bakan Bolat, Türkiye'de eğitim alanında yapılan çalışmalar hakkında bilgi vererek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her alanda eğitimi destekleyen yaklaşımı çerçevesinde eğitimde son 22 yılda olumlu ilerlemeler sağlandığını aktardı.

 

Üniversite sayılarının artırılması, yerli yabancı akademisyenlerin Türkiye'ye gelişinin teşvik edilmesi, akademisyenlerin özlük ve çalışma haklarının geliştirilmesi, yurt dışında ulusal, yurt içinde yabancı kampüs açılmasının desteklenmesi, yabancı öğrenci sayısı ile burs miktarının artırılması konularının yapılan çalışmalar içinde olduğunu anlatan Bolat, bu konuların iyileştirilmesinin Türkiye'de eğitim alanında çok büyük sıçrama sağladığını vurguladı.

 

Bunu gözlemleyen yabancı öğrencilerin de Türkiye'yi eğitim alanında cazibe merkezi olarak gördüklerine işaret eden Bolat, şunları kaydetti: "2002 yılında 76 olan üniversite sayısı 2022'ye gelindiğinde 208'e yükseldi. Bunun 129'u devlet, 75'i vakıf üniversitesi ve 4'ü de vakıf meslek yüksekokuludur. Bu dönemde lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenci sayılarında da çok büyük artışlar yaşanmıştır. Yaklaşık 80 bin olan öğretim üyesi kadrosu da 200 bine yaklaştı. Üniversitelerin sadece sayısı artmadı, fiziki donanımları da çok iyileştirildi, bilim ve teknoloji merkezleri ile donatıldı. Öğrencilerimizin barınma ihtiyacı kapsamında 2022'de 150 bin olan yurt yatak sayısı 900 bine yükseldi. 2002 yılında 5 bin olan uluslararası öğrenci sayısı, bugün itibarıyla 340 bin uluslararası öğrencimiz var, 80'i aşkın ülkeden geliyorlar. Onların eğitimde başarıları ülkemiz için artı olarak hanemize yazılmakta.

Yine 2002 yılında 5 olan teknopark sayısı 2023 yılında 101'e yükseldi, 88'i faal. 2023 yılı itibarıyla 1295 AR-GE merkezimiz bulunmakta. 2002 yılında 9 bin 13 olan bilimsel yayın sayısı, yüzde 443 artış ile 2021'de 48 bin 944'e çıkmıştır. Benzer şekilde, 2002 yılında 85 olan uluslararası patent başvuru sayısı da yüzde 1906 artış ile 1705'e ulaşmıştır. Üniversitelerimizdeki eğitim ve araştırma faaliyetlerinin getirdiği başarılar sadece akademik, teorik mecrayla sınırlı değil."

 

Türkiye'de bilim ve teknoloji alanında yapılan çalışmalara ve sağlanan ilerlemelere dikkati çeken Bolat, bugün TEKNOFEST yarışmasına 1 milyon öğrencinin başvuruda bulunduğunu anımsattı.

 

GEÇEN YIL 3.5 MİLYAR DOLAR YAZILIM İHRACATI YAPTIK

 

Bolat, gerçekleştirilen ihracat rakamları ile ilgili de katılımcılara bilgi verdi. Geçen yıl 3,5 milyar dolar yazılım ihracatı yapıldığını bildiren Bolat, 2028 hedefinin 7 milyar dolar olduğunu dile getirdi.

 

Bakan Bolat, Türkiye ekonomisinde yaşanan büyümeye işaret ederek, "230 milyar dolar milli gelirden 1 trilyon 200 milyar dolara yükseldik, kişi başı 3 bin 600 dolar milli gelirden de 13 bin 300 dolara yükselmiştir. Bu yıl sonunda 14 bin hatta 15 bin dolarlık kişi başı milli gelire ulaşabileceğiz." diye konuştu.

 

Türkiye'nin günde 1 milyar dolar ihracata ulaşan bir ekonomi haline geldiğini kaydeden Bolat, ihracatta rekorların kırılmaya devam ettiğini, bu rakamları çok daha yukarılara yükselteceklerini ifade etti.

 

İNSANI, AİLENİZİ, OKULUNUZU, HOCALARINIZI, İŞİNİZİ, MESLEĞİNİZİ SEVİN

 

Konuşmasının sonunda öğrencilere seslenen Bolat, şunları paylaştı: "İstihdam konusunda endişe etmemenizi özellikle rica ediyorum. Son 21 yılda 20 milyon kişilik istihdam ordumuzu 32 milyon 700 bin kişilik istihdam ordusuna yükselttik. 12 milyon 700 bin kişi istihdam imkanına kavuştu. Şu an da iş dünyasında iyi eğitimli, vasıflı, pratik tecrübesi olan, çalışkan insanlara ihtiyaç var. İş dünyası bizi her gördüğünde bu konuda da bizden talepte bulunuyor. Tüm üniversitelere yerleşmiş öğrenci arkadaşlarımızı tebrik ediyorum, üniversite hayatınızın başarılarla dolu geçmesini niyaz ediyorum. Üniversite bittiğinde eğitim bitmiyor, ben 61 yaşındayım her gün öğrenci gibi sabah akşam ders çalışıyorum, güne hazırlanıyorum. Okuma, eğitim mezara kadar devam eden bir faaliyet. Bir hocanız olarak kariyer hayatına dair bazı önerilerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Öncelikle insanı, ailenizi, okulunuzu, hocalarınızı, işinizi, mesleğinizi sevin. Hayatınız boyunca pozitif düşünen, olumlu, yapıcı, çözümcü anlayışla okumaya ve çalışmaya gayret edin. Meraklı ve ilgili olun, her zaman kısa ve uzun vadeli hedefleriniz olsun. Sonuç odaklı, çözüm odaklı düşünmek ve çalışmak lazım. Hepimiz hayat üniversitesinin öğrencileriyiz, aslolan da hayat üniversitesinden başarıyla mezun olmak. Sürekli kendinizi yenilemek ve geliştirmek çok önemli. Yabancı dilleri mutlaka geliştirin, İngilizce başta olmak üzere en az iki üç dil bilmek önemli."

 

Öğrencilere tavsiyelerde bulunan Bolat, herkese başarılı bir dönem diledi.

16 Eylül 2024 Pazartesi