tatil-sepeti

Deloitte Türkiye, ‘2015 Yılı Birleşme ve Satın Almalar Raporu’nu yayınladı. Türkiye’de birleşme ve satın almaların genel görünümünü ortaya koyan rapora göre, politik belirsizliğin damga vurduğu 2015 yılında 245 adet işlem gerçekleşirken, toplam işlem hacmi ise yaklaşık 16.4 milyar dolar oldu. Bu tutar özelleştirmeler hariç tutulduğunda son 3 yılın en yüksek işlem hacmine işaret etti. İşlem hacminde bir önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 9’luk bir düşüş olurken, işlem adedinin son yıllara benzer seviyede gerçekleştiği görüldü.

Rapora göre, yabancı yatırımcıların ilgisi ve orta ölçekli işlemler pazarındaki hareketlilik, birleşme ve satın almalar piyasasını zor bir yılda ayakta tuttu. Yabancı yatırımcıların toplam işlem hacmine katkısı yüzde 70 gibi yüksek bir seviyede gerçekleşirken, işlem hacmi 2014’e göre yüzde 44 arttı ve 11.5 milyar dolara ulaştı.

GÜVENİN İŞARETİ

Deloitte Türkiye Ortağı ve Finansal Danışmanlık Bölümü Başkanı Başak Vardar rapora ilişkin olarak, “Politik belirsizlik, jeopolitik riskler, Türk Lirası’ndaki değer kaybı gibi nedenlerle çok zorlu bir yılı geride bıraktık. Buna rağmen yatırımcılar Türkiye’ye olan ilgilerini kaybetmediler. Hem büyük hacimli işlemler gerçekleşti, hem de küçük ve orta ölçekli işlemler piyasası hareketliydi. Geçmiş yılların aksine özelleştirmelerin işlem hacmine neredeyse hiç katkı yapmadığı bir yılda, bu seviyede bir M&A aktivitesi gerçekleşmesini, Türkiye’nin uzun vadeli potansiyeline olan güvenin bir işareti olarak görüyorum” dedi.

YATIRIMCI ORİJİNLERİ

Yerli ve yabancı yatırımcıların işlem adedine katkısı neredeyse eşit olmakla birlikte, işlem hacminde yabancıların ağırlığı hissedildi ve yabancı yatırımcıların toplam işlem hacmindeki payı yüzde 70’e ulaştı. İşlem sayısı bakımından en aktif yabancı yatırımcılar; Avrupa (62), Kuzey Amerika (28), Uzak Doğu (19) ve Körfez Bölgesi (14) yatırımcıları olarak sıralandı. İşlem hacmi bakımından ise birkaç büyük ölçekli işlem nedeniyle Katar’ın başı çektiği Körfez Bölgesi yatırımcıları yabancılar arasında ilk sırada yer aldı (yüzde 39). Üretim ve enerji sektörleri işlem adedine göre yerli ve yabancı yatırımcıların en aktif olduğu sektörler olarak öne çıktı.

500 milyon dolar seviyesini aşan işlem sayısı bir elin parmaklarını geçmezken, ortalama işlem hacmi önceki yıllara paralel olarak, 67 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. En büyük 10 işlem dışında kalan işlemlerde oluşan ortalama büyüklük ise 35 milyon dolar oldu. İşlem sayısının yüzde 79’unu oluşturan 50 milyon doların altında işlem büyüklüğüne sahip 193 işlem, toplam işlem hacminin sadece yüzde 12’sini oluşturdu.

Enerji ve üretim sektörleri, son iki yılda olduğu gibi, en çok işlemin görüldüğü sektörler oldu. Hizmetler, gıda, teknoloji ve finansal hizmetler sektörlerindeki hareketlilik devam etti.

2016 TAHMİNLERİ

Raporu değerlendiren Vardar, “Jeopolitik riskler, FED kararlarının gelişmekte olan piyasalar üzerindeki baskısı ve içerideki politik tartışmalar tahminde bulunmayı güçleştiriyor. Türkiye’nin yeni bir büyüme hikâyesine ihtiyacı var. Her şeye rağmen, yatırımcıların Türkiye pazarında cazip yatırım fırsatları gördüğünü ve bunları kovalamaya devam edeceklerini düşünüyoruz” dedi.2016 yılında işlemlerin; üretim, enerji, yiyecek-içecek ve hizmetler sektörlerinin başı çektiği geniş bir sektör dağılımında gerçekleşmesi bekleniyor. Durgun geçen bir yılın ardından, özelleştirme işlemlerinde de hareketlilik görülebileceği ve gerçekleşmeleri halinde, Milli Piyango, köprü ve otoyollar, TPPD ve çeşitli elektrik santrallerinin ihalelerinin önemli bir işlem hacmi oluşturabileceği belirtiliyor. Yabancı yatırımcıların ve özel sermaye fonlarının Türk şirketlerine olan ilgisinin 2016 yılında da sürmesi bekleniyor.

PETROL 12 YILIN DİBİNİ GÖRDÜ

Petrol fiyatları artan arz endişelerinin İran ve Suudi Arabistan gibi üreticiler arasında yaşanan gerginliğe baskın gelmesiyle kazançlarını geri vererek 12 yılın en düşük seviyelerine indi. ABD Enerji Bakanlığı’nın haftalık stok verilerinin, ham petrol stoklarında artışa işaret edeceği beklentileri, uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarını aşağı çekiyor. Brent ham petrolünün varil fiyatı 6 Ocak’ta yüzde 2.30 kayıpla Temmuz 2004’ten bu yana görülen en düşük seviye olan 35.64 dolara indi. Geçen ay 35.98 dolara düşerek 11 yılın en düşük seviyesini gören Brent petrolü,İran - Suudi Arabistan gerginliği sonrasında hızlı bir yükselişle 39 dolar seviyelerine çıkmıştı.NYMEX’de Batı Teksas petrolü ise yüzde 1.28 düşüşle 35.51 dolar/varil seviyesinde.

DÜNYA NÜKLEERDEN VAZGEÇMİYOR

Türkiye nükleer enerji konusunda henüz gelişme sağlamaya çalışırken, dünya genelinde 442 nükleer santral faaliyet gösteriyor, 64 nükleer santralin ise inşası devam ediyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı verilerine göre, dünyadaki 442 nükleer santralin kurulu gücü 382 bin 451 megavat olarak hesaplanıyor.

Dünyada en fazla nükleer santral ABD’de yer alıyor. Bu ülkede 98 bin 708 megavatlık 99 nükleer santral faaliyet gösteriyor.

ABD’yi 58 santralle Fransa, 43 santralle Japonya, 35 nükleer santralle Rusya izliyor.

ÇİN’DEN ATAK

Çin, 31 nükleer santralle Rusya’dan sonra beşinci sırada yer alıyor. Dünya genelinde halen 64 nükleer santralin ise inşası sürüyor.

İnşası devam eden nükleer santrallerin 21’i Çin’de bulunuyor. Yapımı süren nükleer santrallerin 8’i Rusya’da, 6’sı Hindistan’da, 5’i ABD’de, 4’er adedi Güney Kore ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde, 2’şer adedi Belarus, Tayvan, Japonya, Pakistan, Slovakya ve Ukrayna’da yer alıyor. Arjantin, Brezilya, Finlandiya ve Fransa’da da 1’er adet nükleer santralin yapımı devam ediyor.

Bölgelere göre sıralandığında ise her iki nükleer santralden biri Asya’da inşa edilirken, 64 yeni santralden 29’u Asya ve Uzak Doğu’da yapılıyor.

Bu bölgeyi, 14 yeni santralle Avrupa, 12 santralle de Ortadoğu izliyor. Nükleer enerji santralleriyle ilgili çalışmalar, Türkiye’de 50 yıl önce başladı.

2022’DE DEVREDE

Bu alanda ilk olacak Mersin’deki Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi’ne ilişkin anlaşma 2010 yılında Rusya ile imzalandı. Toplam 4 bin 800 megavat kurulu güçle 4 reaktörden oluşacak santralin, en geç 2022 yılında devreye girmesi planlanıyor.

Türkiye’nin ikinci nükleer santrali, 4 bin 480 megavat kapasiteli olan Sinop’ta ise ilk nükleer reaktörün2023 yılında devreye girmesi planlanıyor. Üçüncü nükleer santral için de fizibilite anlamında teknik ve coğrafi bölge çalışmaları devam ediyor.

KÜRESEL SUKUK İHRACI 55 MİLYAR DOLAR OLACAK

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor’s(S&P) raporunda, uluslararası sukuk ihracının 2016’da 50-55 milyar dolara ulaşacağı öngörüldü. Kredi derecelendirme kuruluşunun “Küresel Sukuk Piyasası: Düzeltme devam edecek”başlıklı raporunda, sukuk piyasasının 2016 yılında, zirve noktasının altında kalmayı sürdüreceği belirtildi.Raporda, “S&P, sukuk ihracının bu yıl 50-55 milyar dolara ulaşmasını beklemektedir. Sukuk ihracı hacmi 2014 yılında 116.4 milyar dolar, 2015 yılında ise 63.5 milyar dolar seviyesindeydi” bilgilerine yer verildi.

MALEZYA’DAN SONRA

S&P raporunda, en büyük sukuk ihracatçısı durumundaki Malezya Merkez Bankası’nın, geçen yıl sukuk ihracınıdurdurma kararı almasıyla piyasalarda düzelmeninbaşladığı kaydedildi. Raporda ayrıca, “Fed’in faiz artışlarının, düşük petrol fiyatlarının ve sukuk ihracındaki karmaşıklığın piyasa faaliyetlerine etkisi olacağı düşünülmektedir.Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişleme programı, İran’a karşı yaptırımların kaldırılması ve yeni ihracatçıların piyasaya girişi, ihraç hacimlerini destekleyebilir” ifadeleri de kullanıldı.

12 Ocak 2016 Salı

Etiketler : Dünya

Çin'de ekonomik büyüme ilk üç çeyrekte yıl sonu hedefinin gerisinde kalırken Merkez Bankasının (PBoC) "ekonomiye güçlü makro destek" mesajı piyasalara olumlu yansıdı.

Merkez Bankası Başkanı Pan Gongşıng, Pekin'de düzenlenen Finans Caddesi Forumu'nda bankanın politikalarında büyümeyi teşvik etmeye yönelik yapacağı düzenlemelere ilişkin değerlendirmede bulundu.

Pan, konuşmasında, Çin'deki mevcut ekonomik durumunun güçlü makro destek politikalarını uygulamayı gerektirdiğinin altını çizerek, "Merkezi hükümetin aşamalı canlandırma politikaları paketini uygulama kararı, ekonomiyi ve beklentileri istikrara kavuşturma, tüketimi teşvik etme konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor, piyasalar da buna pozitif tepki veriyor." dedi.

Gayrimenkul sektörü ve finans piyasalarında bazı çelişkilerin ve zorlukların varlığına dikkati çeken Pan, uluslararası deneyim ve Çin'in geçmiş tecrübeleri dikkate alındığında bu alanlarda hedeflenmiş politikaların gereğine işaret etti.

Pan, PBoC'nin eylüldeki 50 baz puanlık indirimin ardından dördüncü çeyrekte banka ve kredi kuruluşları için zorunlu karşılık oranlarında 25 ila 50 baz puanlık bir indirim daha planladıklarını duyurdu.

 

PİYASALAR OLUMLU TEPKİ VERDİ

Ulusal İstatistik Bürosunun (UİB) bu sabah açıkladığı verilere göre, Çin'de Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH), üçüncü çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 4,6 artış kaydetmişti. İlk üç çeyrekteki büyüme yıllık 4,8'e ulaşırken hükümetin bu yıl için "yüzde 5 civarında" öngördüğü büyüme hedefini yakalanıp yakalanamayacağına dair kuşkuları artırmıştı.

Büyüme performansının hükümetin hedefinin altında kalmasına rağmen Çin'de piyasaların Pan'ın güçlü makro destek vurgusuna olumlu tepki verdiği gözlendi.

Açıklamaların ardından Hong Kong borsasının Hang Seng endeksi yüzde 3,7 ve Şanghay bileşik endeksi yüzde 2,9 değer kazandı.

 

ZORUNLU KARŞILIKLAR DÜŞÜRÜLECEK

Zorunlu karşılıklar bankaların ve kredi kuruluşlarının kredi olarak verdikleri miktarlara karşılık rezerv olarak tutması zorunlu olan nakit miktarını ifade ediyor. Zorunlu karşılıkların düşürülmesi, bu kuruluşların kredi olarak verebileceği daha fazla nakit varlığı piyasaya aktarabilmesini sağlıyor.

Çin Merkez Bankası, zorunlu karşılık oranlarında bu yıl 5 Şubat'ta ve 27 Eylül'de 50 baz puanlık indirimlere gitmişti. Banka, 2022 ve 2023'te de ikişer kez 25 baz puanlık indirimler yapmıştı.

Merkez Bankası Başkanı Pan Gongşıng, 24 Eylül'de düzenlediği basın toplantısında, ters repo faizinde indirimden zorunlu karşılık oranlarının azaltılmasına ve mortgage faizleri ile asgari teminat ödemlerinin düşürülmesine dek politika adımlarını duyurmuştu.

Tedbirler kapsamında zorunlu karşılık oranlarının 50 baz puan düşürüleceğini belirten Pan, ayrıca, piyasadaki likidite durumuna bağlı olarak yıl içinde zorunlu karşılık oranlarında 25 ila 50 baz puanlık ilave indirime gidebileceklerini de vurgulamıştı.

18 Ekim 2024 Cuma

Avrupalı şirketler, durgun ekonomik görünüm ortamında işten çıkarmalarda yılın ikinci yarısında da hız kesmedi.

Avrupa'da, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ekonomiler üzerindeki etkilerinin sürmesinin yanı sıra zayıf ekonomik veriler, Almanya'daki yapısal sorunlar ve yüksek enflasyona karşı uygulanan sıkı para politikası nedeniyle tüketici talebinin zayıflamasına bağlı olarak, maliyetlerin düşürülmesi amacıyla işten çıkarma kararları alınıyor.

Salgın öncesine göre yüksek seyreden enflasyon hane halkının satın alma gücünü düşürürken, enflasyonu düşürmek için faizin artırılması da şirketlerin yatırım için kredi maliyetlerini yükseltti.

Ortaya çıkan ekonomik durgunluk, Avrupa'nın önde gelen şirketlerinin birçoğunun satış ve karında yaşadığı düşüş de şirketlerin istihdam kararlarına yansıyor.

Otomotiv, mühendislik, kimya, bankacılık, imalat, teknoloji ve petrol başta olmak üzere neredeyse tüm sektörlere yayılan işten çıkarmalar, bu yılın ikinci yarısı itibarıyla da hız kesmedi. Buna son olarak, Fransa merkezli havacılık ve uçak üretim şirketi Airbus’ın Savunma ve Uzay bölümünde 2026 ortasına kadar 2 bin 500'e kadar pozisyonu azaltma kararı eklendi.

Bu yılın temmuz başından itibaren işten çıkarma kararları alan büyük çaplı Avrupalı şirketler ve sektörlere göre dağılımı şu şekilde:

 

MÜHENDİSLİK, HAVACILIK VE SAVUNMA

İsveç merkezli batarya üreticisi Northvolt, geçen ay yaptığı açıklamada, Skelleftea bölgesindeki Northvolt Ett fabrikasındaki 1000 pozisyon dahil 1600 çalışanını işten çıkarmayı planladığını duyurdu. Şirketin açıklamasında, zorlu makroekonomik koşullar karşısında fabrikadaki üretim kapasitesinin artırılması için bazı maliyet düşürücü önlemlerin alınacağı belirtilerek, bu önlemlerin işten çıkarmalarla sonuçlanmasının beklendiği bildirildi.

Fransa merkezli havacılık ve uçak üretim şirketi Airbus bu hafta Savunma ve Uzay bölümünde 2026 ortasına kadar 2500'e kadar pozisyonu azaltma kararını açıkladı.

 

DEMİR YOLU, TELEKOM VE ÇİP

Alman demir yolu operatörü Deutsche Bahn, temmuzda, toplam istihdamının yaklaşık yüzde 9'una karşılık gelen 30 bin çalışanını işten çıkaracağını açıkladı.

İsveçli telekom operatörü Telia da bu yıl içinde yaklaşık 3 bin çalışanıyla yollarını ayıracağını bildirerek, istihdamını azaltma kararı alan diğer Avrupalı şirketler arasına katıldı.

Alman çip üreticisi Infineon ağustosta dünya çapında 1400 pozisyonu azaltacaklarını ve bu pozisyonları işçilik maliyetlerinin daha düşük olduğu ülkelere taşıyacaklarını duyurdu.

Polonya'nın en büyük yük taşıma şirketi PKP Cargo, temmuzda personelinin yüzde 30'unun işine son vermeyi planladığını açıkladı.

Finlandiya merkezli bilgi teknolojileri ve telekomünikasyon şirketi Nokia'nın da maliyetleri düşürme çabası kapsamında Avrupa'da 350 kişiyi işten çıkarmayı planladığı haberleri uluslararası medyada yer aldı. Şirketin ayrıca Çin'de de istihdamını 2 bin kişi azaltmayı planlıyor.

 

BANKACILIK

Norveç merkezli DNB bankası, eylülde yaptığı duyuruda 6 ay içinde tam zamanlı 500 çalışanının işine son vereceğini bildirdi.

İtalyan banka UniCredit, 17 Ekim'de işçi sendikasıyla 1000 kişinin gönüllü şekilde işten çıkarılması ve 500 yeni istihdam oluşturulması konusunda anlaşmaya vardığını açıkladı.

 

PERAKENDE VE TÜKETİM MALLARI

Ev aletleri üreticisi Dyson, temmuzda küresel yeniden yapılanma planı kapsamında İngiltere'de yaklaşık 1000 kişiyi işten çıkarma kararı aldı.

Tüketim ürünleri şirketi Unilever de temmuzda 2025 sonuna kadar Avrupa'daki tüm ofis pozisyonlarını üçte bir azaltmayı planladığını duyurdu.

 

ENERJİ, İLAÇ, MEDYA VE DİĞER SEKTÖRLER

Enerji şirketi Shell'in petrol ve doğal gaz arama alanındaki istihdamını yüzde 20 azaltmayı planladığına ilişkin haberler uluslararası medyaya yansıdı.

İlaç üreticisi Indivior, temmuzda 130 kişiyi işten çıkaracağını duyururken, Norveçli gübre üreticisi bu hafta yaptığı açıklamada Belçika'daki tesisinde planlanan üretim değişikliklerinin yaklaşık 115 çalışanın işten çıkarılmasıyla sonuçlanabileceğini açıkladı.

Finlandiyalı orman ürünleri grubu da geçen hafta Fibres Finland tesisinde yaklaşık 110 çalışanıyla yollarını ayırabileceğini bildirdi. Şirket ağustosta Almanya'daki fabrikasının kapanmasıyla 338 kişinin, biokompozit tesisinin kapatılmasıyla da Finlandiya ve Almanya'da 59 kişinin işten çıkarılacağını açıklamıştı.

İsviçreli medya şirketi Tamedia ağustosta iki matbaasını kapatacağını ve yaklaşık 300 çalışanının işine son vereceğini duyurdu.

İngiliz medya devi BBC bu hafta 155 kişinin işten çıkarılacağını açıkladı. Yılda 700 milyon sterlin tasarruf sağlama planı kapsamında pozisyonlarını azaltmaya karar veren BBC'nin, söz konusu işten çıkarmalarla maliyetini 24 milyon sterlin düşüreceği bildirildi. 

İngiliz Premier Lig kulübü Manchester United'ın da kulüp çapında bir işten çıkarma programının parçası olarak yaklaşık 250 kişiyi işten çıkarmayı planladığına yönelik haberler medyada yer aldı.

18 Ekim 2024 Cuma