tatil-sepeti

ABD’de açıklanan makroekonomik veriler, resesyon endişelerini yeniden artırırken, küresel piyasalarda teknoloji hisseleri önderliğinde satış baskısı büyüyor. Cuma günü açıklanacak istihdam raporu, yatırımcıların odağında kalmaya devam ediyor.


 

ABD Merkez Bankası’nın (Fed) sıkı para politikasını duruşunun bu aydan itibaren gevşemeye başlayacağına kesin gözüyle bakılsa da, ABD ekonomisinin beklenenden hızlı soğuyabileceği endişeleri risk algısının ciddi şekilde yükselmesine neden oldu.

 

Ülkede Tedarik Yönetim Enstitüsünün (ISM) imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), ağustosta 47,2'ye çıkmasına rağmen piyasa beklentilerinin altında kaldı. S&P Global'in imalat sektörü PMI verisi de ağustosta 47,9 ile tahminlerin hafif altında gerçekleşti.

 

İmalat sektöründeki daralmanın sürdüğünü gösteren PMI verileri sonrasında ABD'nin 10 yıl vadeli hazine tahvili faizi yaklaşık 9 baz puan azalışla yüzde 4,83'ün altına indi.

 

Söz konusu gelişmeler Fed'in gelecek dönem atacağı adımlara ilişkin fiyatlamaları da etkilerken, bankanın bu ay 50 baz puan faiz indirimi yapabileceğine yönelik tahminler yüzde 43'e yükseldi. Fed'in bu ay 25 baz puanlık indirimle yetinmesi halinde kasımdaki toplantıda yüzde 74 ihtimalle 50 baz puanlık indirime gideceği fiyatlanıyor.

 

Analistler, bu hafta açıklanacak istihdam raporundaki verilerin söz konusu fiyatlamaları etkilemesinin beklendiğini kaydetti.

 

Artan resesyon endişeleriyle birlikte teknoloji hisseleri öncülüğünde dünya genelinde satış baskısının derinleştiği görülürken, yapay zeka konusunda yatırımcıların şirketleri yeniden değerlendirdiği görüldü. Dün Nvidia'nın hisseleri yüzde 9,5, Broadcom'un hisseleri yüzde 6,2, Qualcomm'un hisseleri yüzde 6,9 ve Micron'un hisseleri yüzde 8 değer kaybetti.

 

Nvidia hisselerindeki söz konusu düşüşle, şirket şimdiye kadarki en büyük değer kayıplarından birini yaşayarak yaklaşık 279 milyar doların üzerinde değer kaybetti.

 

Öte yandan dün, ABD Adalet bakanlığı Nvidia'nın antitröst yasalarını ihlal ettiğine dair kanıt araması sebebiyle şirkete mahkeme celbi gönderdi.

 

Yeni günde dolar endeksi 101,6 seviyesinde dengelenirken, altının ons fiyatı önceki kapanışın yüzde 0,1 üzerinde 2.495 dolardan satılıyor.

 

Brent petrolün varil fiyatı dün artan resesyon korkusunun ardından gelecek dönemde talebin azalabileceği endişesiyle yüzde 4,7'lik düşüş kaydederken, yeni günde de yüzde 0,3 azalışla 73,3 dolardan işlem görüyor.

 

Dün, Dow Jones endeksi yüzde 1,51, S&P 500 endeksi yüzde 2,12 ve Nasdaq endeksi yüzde 3,26 düştü. ABD'de endeks vadeli kontratlar yeni güne de negatif bir seyirle başladı.

 

Avrupa borsalarında da dün negatif bir seyir öne çıkarken, bölge genelinde ekonomik aktiviteye yönelik endişeler yatırımcıların odağında yer almaya devam ediyor.

 

Analistler, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) bu yıl içinde iki faiz indirimi daha yapacağına kesin gözüyle bakıldığını kaydederek, makroekonomik verilerden alınacak sinyallerin üçüncü bir faiz indirimi ihtimaline kapıyı aralayabileceğini söyledi.

 

ECB yönetim kurulu üyesi ve Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) Başkanı Joachim Nagel, dün yaptığı açıklamada, Almanya'nın ilkbaharda yaşadığı ekonomik daralmanın bir "uyanış çağrısı" olması gerektiğini ve hükümetin büyümeyi artırmak ve borç frenini iyileştirmek için daha önce duyurulan önlemleri uygulaması gerektiğini söyledi.

 

Nagel verdiği başka bir demeçte, "tüketici fiyatlarındaki gerileme önümüzdeki hafta bir faiz indirimine daha olanak tanısa bile, Avrupa Merkez Bankası enflasyon karşısında çok erken zafer ilan etmemeli" ifadesini kullandı.

 

Bugün bölge genelinde hizmet sektörü ve bileşik PMI verilerinin takip edileceğini belirten analistler, verilerden alınacak sinyallerin ekonomik aktiviteye yönelik daha çok bilgi verebileceğini kaydetti.

 

Dün Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,97, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,93, İtalya'da FTSE MIB endeksi yüzde 1,33 ve İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,78 geriledi. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar yeni güne de negatif bir seyirle başladı.

 

ABD piyasalarındaki satış baskısı yeni günde Asya tarafına da taşınırken, yarı iletken çip sektörü öncülüğünde satış baskısı derinleşmeye devam ediyor.

 

Bugün açıklanan verilere göre Çin'de ağustos ayına ilişkin Caixin hizmet sektörü PMI 51,6'ya düşerek beklentilerin altında gerçekleşirken, Japonya'da hizmet sektörü PMI 53,7 seviyesine geriledi.

 

Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkanı Kazuo Ueda, dün yaptığı açıklamada verilerin tahminler doğrultusunda gerçekleşmesi durumunda artışlara devam edeceklerini söyledi.

 

Dolar/yen paritesi ise dört günlük yükseliş serisinin ardından dün günü yüzde 1 değer kaybıyla 145,5 seviyesinde tamamlarken, şu sıralarda yüzde 0,3 düşüşle 145,1 seviyesinde bulunuyor.

 

Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 4,4, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 3, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,6 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 1,4 geriledi.

 

Dün satış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü önceki kapanışa göre yüzde 0,87 azalışla 10.021,80 puandan tamamladı.

 

Yurt içinde dün açıklanan verilere göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ağustosta aylık bazda yüzde 2,47, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yüzde 1,68 artış gösterdi. Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 51,97, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 35,75 olarak gerçekleşti.

 

Dolar/TL, dün yüzde 0,4 değer kazanarak 34,0042'den kapanırken, bugün bankalararası piyasanın açılışında bir önceki kapanışın yüzde 0,2 üzerinde 34,0700 seviyesinden işlem görüyor.

 

Analistler, bugün yurt içinde reel efektif döviz kuru, yurt dışında ise dünya genelinde hizmet sektörü ve bileşik PMI verilerinin yanı sıra Avro Bölgesinde Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), ABD'de dış ticaret dengesi, JOLTS açık iş sayısı ve Fed'in Bej kitap raporu başta olmak üzere yoğun veri gündeminin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 9.800 ve 9.600 puan seviyelerinin destek, 10.200 ve 10.300 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu kaydetti.

 

Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:

 

10.55 Almanya, ağustos ayı hizmet sektörü/bileşik PMI

 

11.00 Avro Bölgesi, ağustos ayı hizmet sektörü/bileşik PMI

 

11.30 İngiltere, ağustos ayı hizmet sektörü/bileşik PMI

 

12.00 Avro Bölgesi, temmuz ayı Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE)

 

14.30 Türkiye, ağustos ayı reel efektif döviz kuru

 

15.30 ABD, temmuz ayı dış ticaret dengesi

 

17.00 ABD, temmuz ayı JOLTS açık iş sayısı

 

17.00 ABD, temmuz ayı fabrika siparişleri

 

17.00 ABD, temmuz ayı dayanıklı mal siparişleri

 

21.00 ABD, Fed'in Bej kitap raporu

04 Eylül 2024 Çarşamba

Etiketler : piyasa resesyon satış teknoloji hisse

Küresel salgınlar, savaşlar ve krizler tarım politikalarını dönüştürdü. Türkiye başta olmak üzere ABD, Rusya, AB ve Çin, "gıda arz güvenliği" ve sürdürülebilirliği ön planda tutarak yeni stratejiler geliştiriyor. Türkiye ise üretim planlaması ve desteklerle tarım rotasını güçlendirdi.


Dünyada son dönemde yaşanan salgın, savaşlar ve krizler pek çok alanda olduğu gibi, tarım ve gıda sektöründe de yeni uygulamaları beraberinde getirdi.

 

Ülkelerin önceliğini "gıda arz güvenliğini sağlamak" oluşturdu. Tarımsal üretimde dünyanın önde gelen ülkelerden ABD, Rusya, Çin, Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) son dönemde tarım politikalarında güncellemeye gitti.

 

Söz konusu ülkelerde gıda arz güvenliğinin sağlanmasıyla birlikte sürdürülebilirlik, ihracat ve ithalat göstergeleri, uygulanan politikaların anahtarını oluşturuyor.

 

TÜRKİYE ÜRETİM PLANLAMASIYLA TARIMSAL ROTASINI ÇİZDİ

 

Türkiye 70 milyar dolarlık tarımsal hasılayla Avrupa’da birinci konumda bulunurken dünyada ilk 10 arasında yer alıyor. Ülkede geçen yıl tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 77,7 milyon ton, sebzelerde 31,8 milyon ton, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde 27,4 milyon ton üretim gerçekleşti.

 

Buna karşın, küresel boyutta yaşanan gelişmeler ve Türkiye’deki üretimi daha da artırmak amacıyla tarım politikalarında çeşitli düzenlemelere gidildi. Öncelikle bu yıl uygulamaya konulan “üretim planlaması” için detaylı bir çalışma yürütüldü.

 

Hazırlıklarda “gıda arz güvenliği” ve “sürdürülebilirlik” ilkeleri ön planda tutuldu. Üretici ve yetiştiricileri daha da güçlendirmek amacıyla tarımsal destekler yeniden dizayn edildi.

 

Bu kapsamda, hayvancılık ve bitkisel üretim destekleri daha sade hale getirildi. Söz konusu desteklerden bütün üreticiler faydalanırken üretim planlaması kapsamında üretim yapanlara ilave destekler sağlanacak.

 

AİLE İŞLETMELERİNİ İLAVE DESTEK GÜÇLENDİRECEK

 

Hayvancılık destekleri 2024-2026 yıllarını kapsayacak şekilde hazırlandı. Hayvancılık işletmeleri içinde önemli paya sahip aile işletmelerine ilk defa ilave destek sağlanması kararlaştırıldı.

 

Üretim planlamasının teşvik edilmesi kapsamında, süt ve besilik materyal üretim planlama bölgesi olarak belirlenen illerde doğan buzağı ve malaklar için temel desteğe yüzde 50, çiğ süt desteğinde ise süt üretim planlama bölgesi illerinde temel desteğe yüzde 40 ilave destekleme yapılacak.

 

2025-2027 yıllarını kapsayacak bitkisel üretime yönelik desteklemelerle tarımsal üretimin ve gıda arz güvencesinin sürdürülebilirliğinin sağlanması, üretim planlamasına katkı sağlaması, verim ve kalitenin artırılması, tarımsal üretimde çevreci yaklaşımların benimsenmesi ve uygulanan politikaların etkinliğinin artırılması amaçlandı.

 

Bitkisel üretimin desteklenmesi programıyla çiftçilere temel destek, planlı üretim desteği ve üretimi geliştirme destekleri sağlanacak.

 

Arpa, aspir, ayçiçeği (yağlık), buğday, kolza (kanola), fasulye (kuru), mercimek, mısır (dane), nohut, pamuk (kütlü), patates, soğan (kuru), soya ve yem bitkileri planlama kapsamına alındı.

 

Türkiye'de bu yıl tarım sektörüne doğrudan ve dolaylı 520 milyar lira destek sağlanması planlanmıştı.

 

ABD'DE TARIM POLİTİKALARI "ÇİFTLİK YASASI" ÜZERİNE KURULU

 

Türkiye gibi dünyanın önde gelen ülkeleri de son dönemde tarımsal politikalarında bazı revizyonlara gitti.

 

ABD’de mevcut temel tarım politikalarının temel taşını 2018 sonunda yürürlüğe giren ve “Çiftlik Yasası” olarak da bilinen Tarım Geliştirme Yasası oluşturuyor.

 

Söz konusu yasa, çiftçilerin gelirlerini artırmaya, sürdürülebilir uygulamaları teşvik etmeye ve gıda güvenliğini sağlamaya odaklı uygulanıyor.

 

RUSYA’DA “GIDA GÜVENLİĞİ DOKTRİNİ” BELİRLEYİCİ

 

Rusya hükümeti, tarımsal üretimin geliştirilmesi, tarım sanayisinin regülasyonu, balıkçılık sanayisi, kırsal alanların düzenlenmesinin yanı sıra tarım arazilerinin cirosuna ve arazi ıslahının geliştirilmesine etkin katılımı içeren 4 program yürütüyor.

 

Rus hükümetinin gıdada kendine yeterlilik için uyguladığı "Gıda Güvenliği Doktrini" kapsamında tahıl üretimi 2022'de gerekli düzeyin üstüne çıkarak yüzde 159 seviyesinde gerçekleşti.

 

AB'DE "ORTAK TARIM POLİTİKASI" BELİRLEYİCİ

 

AB, üye ülkelerdeki çiftçileri çeşitli yöntemlerle destekleyerek, tarım sektörünün sürdürülebilirliğini sağlamayı ve gıda güvenliğini artırmayı hedefliyor. Bu destekler, AB’nin ortak tarım politikası kapsamında belirlenip uygulanıyor.

 

AB’nin 1962’de uygulamaya koyduğu politika, tarımsal verimliliği artırmayı, gıdada dışa bağımlılığı azaltmayı, istikrarlı ve uygun fiyatlı gıda temin edilmesini ve çiftçilere adil bir yaşam sunulmasını amaçlıyor. Bu politika, gelişmelere göre güncelleniyor.

 

ÇİN’DE “GIDA GÜVENLİĞİ” HASSASİYETİ

 

Tarihte birçok kez kıtlık ve gıda krizinin yaşandığı Çin'de 1,4 milyarı aşan nüfusun gıda güvenliğini sağlamak, hükümetin birincil öncelikleri arasında yer alıyor. Bu bağlamda Çin hükümeti, tarım ürünlerinin sistemli ve planlı şekilde üretilmesi, kendine yeterlilik ve tarım arazilerin yanlış ve tarım dışı faaliyetlerle azaltılmasına karşı mücadeleye yönelik çalışmalara devam ediyor.

 

Son dönemde yaşanan savaşlar, afetler, krizler Türkiye gibi bu ülkelerde de üretim planlamasında bazı değişiklikleri beraberinde getirdi.

09 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : gıda tarım üretim

İngiliz ekonomisinin önümüzdeki on yılda yüzde 3 büyümesi için 1.3 trilyon dolarlık ek yatırım gerekiyor. Bu yatırımların büyük kısmı enerji, konut ve girişim sermayesi alanlarına odaklanacak ve emeklilik fonları ile sigorta sektöründen sağlanacak.


 

HABER: NECMİ UYSAL

 

İngiliz ekonomisinin önümüzdeki on yıl içinde yıllık ortalama yüzde 3 büyüme için fazladan 1.3 trilyon dolar yatırıma ihtiyacı olduğu yeni Başbakan Keir Starmer tarafından açıklandı.

 

ENERJİ VE KONUTA YATIRIM

 

Bu hedefe ulaşabilmek için başta enerji, konut ve girişim sermayesi alanları olmak üzere senelik 100 milyar Pound’luk ilave yatırımın gerektiği ve bu miktarın en büyük kısmının İngiliz emeklilik sistemindeki uzun vadeli 6 trilyon Sterlin’lik fonlardan ve sigorta sektöründen sağlanabileceği belirtiliyor.

 

YATIRIMLARIN ÖNÜ AÇILMALI

 

Uzun bir süredir İngiltere’de yatırımların ihmal edildiği ve diğer G7 ülkeleri arasında büyük bir farkın oluştuğu ve ülkede var olan fonların değerlendirilmesi gerektiği, bu amaçla hükümetin yatırımların önünü vergi indirimi gibi desteklerle açması gerektiği yetkililerce dile getiriliyor.

09 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : İngiltere konut yatırım enerji GirişimSermayesi