tatil-sepeti

OECD, aşılama kampanyaları, uyumlu sağlık politikaları ve hükümetlerin mali desteğinin devam etmesiyle 2021’de küresel gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 4.2 artmasını bekliyor. OECD, aşılamanın hızlı bir şekilde yapılması halinde iyileşmenin daha güçlü olacağını da vurguluyor.

IMF; dünya ekonomisinin 2021’de yüzde 5.2, gelişmiş ülke ekonomilerinin yüzde 3.9 büyüyeceğini öngörüyor. Gelişmekte olan ülkeler için büyüme beklentisi ise yüzde 6. Avrupa’daki yüksek oranlı büyüme öngörüsü, Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olması yönüyle de önemli.

HABER: ŞEREF KILIÇLI

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), aralık ayındaki raporunda, küresel ekonomide 2021 yılı beklentilerini de açıkladı. OECD, küresel gayri safi yurt içi hasılanın 2021’de yaklaşık yüzde 4.2, 2022’de yüzde 3.7 artacağını öngörürken, bu artışın Covid-19 aşılarının yaygınlaştırılması ve hükümetlerin mali politikalarıyla gerçekleşeceğini de vurguladı. Küresel ekonomideki toparlanmanın öncülüğünde, yüzde 8 büyüyeceğini tahmin ettiği Çin’in olacağına da dikkat çekti. OECD, küresel ekonominin 2020 yılında yüzde 4.2 küçüleceğini de tahmin etti. Yani, 2021 yılı küresel ekonomi için bir yönüyle 2020 yılında kaybettiğini geri alma yılı olacak.

DESTEKLER DEVAM ETMELİ

OECD, raporunda toparlanmanın ülkeler arasında eşit olmayacağı konusunda uyarırken, aşıların hızlı bir şekilde uygulanacağı ülkelerin daha iyi bir performans göstereceklerini de belirtti. OECD, 2020 yılında hükümetler ve merkez bankaları tarafından uygulamaya alınan destek paketleriyle küresel ekonominin desteklendiğinin, aşı konusundaki ilerlemelere rağmen 2021 yılında da destek paketlerinin devam etmesi gerektiğinin altını çizdi. Raporda, hükümetlerin halk sağlığı önlemlerini almaya devam ederken, kısıtlamalar kaldırıldığında daha hızlı bir toparlanma sağlamak için firmaları ve işletmeleri desteklemeyi sürdürmesi gerektiği de vurgulandı. OECD, koronavirüse karşı mücadelede aşıların dağıtımı, yoksul ülkelerin borç indiriminin genişletilmesi gibi konular da dahil olmak üzere daha fazla işbirliği çağrısında bulundu.

AVRUPA’DA TOPARLANMA

Uluslararası Para Fonu (IMF) Dünya Ekonomik Görünüm Öngörüleri’ne Genel Bakış Raporu’nda ise dünya ekonomisinin 2021 yılında yüzde 5.2, gelişmiş ülke ekonomilerinin yüzde 3.9, gelişmekte olan ülkeler ekonomilerinin yüzde 6 oranında büyüyeceği tahmin edildi. IMF raporunda, 2021 yılında, Avrupa Bölgesi’nin yüzde 5.2, Çin’in yüzde 8.2 büyüyeceği de öngörülüyor. Avrupa Bölgesi’ndeki büyüme öngörülerinde İspanya yüzde 7.2, Fransa yüzde 6.0, İngiltere yüzde 5.9, Almanya yüzde 4.2 oranlarıyla dikkat çekiyor. Avrupa’daki toparlanma tahminleri Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olması yönüyle de önemli. Raporda, dünya ekonomisinin 2020 yılında yüzde 4.4 oranında daralması beklenirken, gelişmiş ülke ekonomilerindeki daralmanın yüzde 5.8 seviyesine ulaşması da öngörülüyor.



IMF:

SAĞLIK HARCAMALARI VE YOKSULLARA ÖNCELİK VERİN

IMF raporunda; 2020 yılında uygulanan 12 trilyon dolara yakın küresel mali destek paketlerinin, merkez bankalarının kapsamlı faiz indirimlerinin, likidite aktarımının, varlık alımlarının insanların geçim kaynaklarını kurtarmasına yardımcı olduğu ve daha büyük bir mali felaketi önlediği savunuluyor. IMF hükümetlere, doğru hedeflenmiş nakit transferlerine, ücret sübvansiyonlarına ve işsizlik sigortası yoluyla gelir desteği sağlamaya devam etmelerini de öneriyor. Yine hükümetlere, firmalara karşı vergi ve borç ertelemeleri, özsermayelerine likidite bolluğu yoluyla desteğe devam etme tavsiyesinde de bulunuyor. Yeşil altyapı yatırımlarının ve düşük faiz oranlarının toparlanmayı hızlandırabileceğine de vurgu yapıyor. Raporda, yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomilere, kritik sağlık harcamalarına ve yoksullara yapılan gelir transferlerine öncelik vermesi tavsiyesinde de bulunuyor.

AB İLE İNGİLTERE’NİN ANLAŞMASI NEYİ ÖNLEDİ?

AB ile İngiltere arasında Brexit sonrasında ticaret anlaşmasının imzalanmış olmasının da küresel ekonomiye olumlu yansıması bekleniyor. AB’den resmi olarak 31 Ocak 2020’de ayrılan İngiltere ile AB arasında 1 Ocak 2021’den itibaren geçici uygulanacak olan Brexit sonrası ticaret anlaşması ile taraflar arasında gümrük vergisi ve kota olmadan ticaret devam edecek. IHS Markit’in raporuna göre, eğer Brexit sonrası ticaret anlaşmasız bir dönem başlasaydı, İngiltere ekonomisinde Covid-19 şokundan sonra yeni bir resesyonu tetikleyecekti. Yine rapora göre, ticaret anlaşması olmasaydı İngiltere ekonomisi 2021’de yüzde -1.4, 2022’de yüzde -0.4 küçülecekti.

Bir başka araştırmaya göre ticaret anlaşması olmasaydı, AB’nin İngiltere’ye ihracatında 33 milyar Euro maliyeti olacaktı, İngiltere’ye ihracat yapan AB şirketlerinde 700 binden fazla işçi işini kaybedecekti. Yine araştırmaya göre, AB içinde en sert darbeyi Almanya, Fransa, Hollanda alacaktı.

EN BÜYÜK EKONOMİLERDEKİ KITASAL DEĞİŞİM

Her ne kadar koronavirüs salgınına karşı sağlık ve ekonomi alanında verilen mücadele küresel ekonomi için ana gündem gibi görünse de madalyonun bir yanında da dengelerin değişmesi var. Dünya Ekonomik Forumu (WEF), Dünya Bankası ve IMF’nin verilerinden hareketle 2024 yılında Çin’in dünyanın en büyük ekonomisi olabileceğine dikkat çekiyor. Dünya Ekonomik Forumu’na göre 2024 yılında ilk beşteki ekonomilerden dördü Asya ülkelerinden olacak. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi sıralamasındaki değişimin sebeplerinden biri de Asya’daki yükselen orta sınıf gösteriliyor. Asya’nın küresel çokuluslu şirketlerinin bu yüzyılda ortaya çıktığına da dikkat çekilerek, küresel sahnede daha fazla görünmelerinin beklendiğine de vurgu yapılıyor.

ABD’NİN ÇİN VE AB İLE İLİŞKİLERİ BELİRLEYİCİ

2021 yılında global ekonominin parametrelerinden biri de Joe Biden’ın ABD Başkanlık görevini Donald Trump’dan devralması olacak. Biden döneminde ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarının nasıl şekilleneceği de önemli. Bazı ABD’li uzmanlar, Biden’ın Trump yönetimi tarafından Çin’e uygulanan yüzde 25’lik faz 1 gümrük tarifelerini hemen kaldırmayı düşünmediğini savunuyor. Söz konusu gümrük tarifeleri ABD’nin Çin’den yaklaşık 370 milyar dolarlık ithalatını kapsıyor. Moody’s Analytics Direktörü Ryan Sweet, Biden’ın, Dünya Ticaret Örgütü ile çalışacağına ve Çin’e karşı kolektif bir baskı uygulayacağına işaret ediyor. Biden dönemi, Trump’la, İran’dan Çin’e, Paris İklim Anlaşması’ndan gümrük vergilerine kadar birçok konuda anlaşmazlık yaşayan Avrupa Birliği için de pekçok konunun yeniden şekilleneceği bir süreç olacak.

04 Ocak 2021 Pazartesi

Etiketler : Gündem

Bakan Bolat, regülasyon görevlerinin yanı sıra denetimleri de ihmal etmeden yaptıklarını belirterek "Bakanlığımız iç ticaret birimlerince bu yılın ilk 8 ayında 127 bin gerçek ve tüzel kişiye 1 milyar 218 milyon lira idari para ceza kesilmiştir" dedi.


 

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde düzenlenen Balkan Rekabet Platformunun kuruluş toplantısında yaptığı konuşmada, toplantının, Balkan ülkeleri ile ortak platformda rekabet hukuku çalışmalarının koordinasyonunu sağlamayı ve tecrübe ile bilgi birikimini paylaşmayı amaçladığını kaydetti.

 

Yılbaşında Türk Devletler Teşkilatı üyesi ülkelerin rekabet otoriteleri arasında bir koordinasyon toplantısı yapıldığını ve bir teşkilat kurulduğunu anımsatan Bolat, rekabet hukukunun önemine işaret etti.

 

Bolat, rekabet hukukunun, mal ve hizmet piyasalarında rekabetin korunması amacına yönelik oluşturulan kurallar üzerine inşa edilmiş bir hukuk dalı olduğunu ifade ederek, rekabet kurallarının ticarete ve ekonomiye sağladığı katkıları anlattı.

 

Son yüzyılda teknolojik alanda yaşanan gelişmeler neticesinde dünya ülkelerinin birbirleriyle çok yakın iktisadi ve ticari ilişkilere girdiğini dile getiren Bolat, son yıllarda artan korumacılık hareketlerine ve bazı ülkelerde yükselen milliyetçilik dalgasına rağmen küresel düzeyde iktisadi ve ticari entegrasyonun devam ettiğini vurguladı.

 

Bolat, bu süreçte küresel düzeyde artan ticaret hacmine, yüksek seviyelere ulaşan portföy yatırımlarına ve artan göç hareketlerine ilave olarak doğrudan yatırımlardaki artış ve özellikle üretimin ülkeler arasındaki yatay entegrasyonunun çok önemli gelişmeleri de beraberinde getirdiğini anlattı.

 

İktisadi küreselleşmenin gelişiminin rekabet mekanizması ve hukuku bakımından küresel regülasyonlar ile standartları önemli ve zorunlu hale getirdiğini ifade eden Bolat, rekabet mekanizmasının daha verimli bir ekonomik ortamın oluşmasını ve bu şekilde toplumsal refah ve kalkınmanın da artmasını sağladığını kaydetti.

 

"ADİL REKABET İÇİN GÖREVİMİZİ TİTİZLİKLE YAPIYORUZ"

 

Ömer Bolat, Kovid-19, Rusya-Ukrayna Savaşı, Kızıldeniz'deki gemi saldırıları ve iklim değişikliği başta olmak üzere jeopolitik gerilimlerin ve bölgesel çatışmaların yol açtığı fiyat artışlarından ve lojistik ağlarda yaşanan sorunlardan bahsetti.

 

Söz konusu olumsuz gelişmelerin rekabet kurallarını ihlal eden ve piyasa yapısını bozucu faaliyetleri doğuran bir ortam yarattığını vurgulayan Bolat, bunlara ek olarak ekonomide gözlenen durgunluğun ve yüksek enflasyon dalgasının bütün dünyada fiyatlama davranışlarını bozduğunu ve piyasa mekanizmasının işleyişinde büyük aksamalara yol açtığını söyledi.

 

Uluslararası ticaret alanında rekabeti sınırlayan ve yerli sanayilere zarar veren haksız ticari uygulamaların arttığını belirten Bolat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Rekabet kurallarını ihlal eden ve adil piyasa yapısı faaliyetleri doğuran bu ortam rekabet hukukunun ve mekanizmasının işlerliğine yönelik regülasyonların ve düzenlemelerin önemini de açıkça ortaya koymuştur. Bu durum, aynı zamanda ilgili kamu kurumları ile rekabet otoritelerinin son yıllarda önem, etki ve iş yüklerini büyük ölçüde artırmıştır. Ülkemizde gerek Ticaret Bakanlığımız gerekse bağımsız bir kurul olan Rekabet Kurumu, adil rekabet ve adil piyasa oluşumu için yetkili ve sorumlu kuruluşlardır ve görevlerini titizlikle yapmaktadırlar. Ticaret Bakanlığı olarak, bu süreçte adil ve etkin işleyen bir piyasa mekanizmasının tesisi için hem düzenlemeler hem de denetim anlamında yoğun çabalar göstermekteyiz."

 

REKABET KURUMUNDAN 8 AYDA 4,8 MİLYAR LİRA CEZA

 

Ticaret Bakanı Bolat, rekabeti sınırlayıcı ve piyasa yapısını bozucu faaliyetleri engellemek için çok önemli mevzuat değişiklikleri gerçekleştirdiklerini belirterek, bu çerçevede motorlu kara taşıtları ve meyve-sebze ticareti ile lisanslı depoculuk ve emlak ilan sektörüne yönelik hayata geçirilen düzenlemelere değindi.

 

Bu alanda yaptıkları diğer yeniliklere ilişkin bilgiler veren Bolat, fahiş fiyat ve stokçuluğun cezasının artırıldığını bildirdi. Bolat, şu değerlendirmelerde bulundu: "Regülasyon düzenleme görevimiz kapsamında yaptığımız mevzuat değişikliklerinin yanında denetim görevimizi de ihmal etmeden yapıyoruz. Bu kapsamda Ticaret Bakanlığımız iç ticaret birimlerince 2023 yılında 55 bin 772 gerçek ve tüzel kişiye 1,5 milyar lira idari para cezası kesilmiştir. Bu yılın ilk 8 ayında ise 127 bin gerçek ve tüzel kişiye 1 milyar 218 milyon lira idari para ceza kesilmiştir. Rekabet Kurumumuz da rekabeti sınırlayıcı ve piyasa yapısını bozucu faaliyetlere karşı yoğun denetimlerde bulunmaktadır. Rekabet Kurumunun gerek kartel oluşumu gerekse rekabet bozucu eylemlere ve hakim durumu kötüye kullanma çabalarına karşı önleyici yetkileri vardır. Kurumun sektörlere yönelik denetimleri sonucunda 2023'te 166 firmaya toplam 2,7 milyar lira, bu yılın ilk 8 ayında ise 142 firmaya 4 milyar 840 milyon lira idari para cezası kesmiş bulunmaktadır."

 

"BU PLATFORMLA HERKESE FAYDA SAĞLAYACAK ADİL PAZARLAR OLUŞTURMAYI HEDEFLEMEKTEYİZ"

 

Ömer Bolat, artan dijitalleşme ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmelerin rekabet hukuku alanında ortak standartların geliştirilmesini çok daha önemli hale getirdiğini vurguladı.

 

Küresel düzeyde rekabet konusunda yürütülecek iş birliklerinin önemine işaret eden Bolat, bu iş birliklerinin karşılıklı anlayış ve dayanışmanın gelişmesini, ortak bir akılla uyuşmazlıkların çözülmesini ve kriz dönemlerinden en az zararla geçilmesini sağlamaya yönelik olması gerektiğini söyledi.

 

Balkan coğrafyasının stratejik ve coğrafi önemine dikkati çeken Bolat, şöyle devam etti: "Bu coğrafya günümüzde de dünyanın üretim üssü konumunda olan Asya ile en büyük küresel pazarlar durumunda olan Batı dünyası arasında hem siyasi hem de ticaret yolları ve lojistik kanalları bakımından adeta bir köprü vazifesi görmektedir. Balkan coğrafyasının bu önemli jeostratejik konumu birçok alanda olduğu gibi rekabet düzenlemeleri ve hukuki alanında da bölge arasındaki işbirliğinin çok önemli hale getirmektedir. Bu çerçevede bölge ülkelerinin birbirleriyle olan ticaret ilişkilerinde rekabet hukuku ve kuralları konusunda belirli standartların oluşması, bölge dışındaki aktörler ile bu alandaki ilişkilerin daha sağlam zeminde yürütülmesine büyük katkılar sağlayacaktır. Bu anlayışla 9 Balkan ülkesi arasında tesis edilen Balkan Rekabet Platformu ile hem bölgesel hem de küresel ekonomi ve rekabet politikalarının gelişimine katkıda bulunmayı ve herkese fayda sağlayacak açık ve adil pazarlar oluşturmayı hedeflemekteyiz."

 

"REKABETTE KARŞILAŞILAN SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİNİ AMAÇLIYORUZ"

 

Ticaret Bakanı Bolat, bu işbirliği mekanizmasıyla rekabet hukuku ve politikalarına dair farkındalığın artırılmasını, Balkan bölgesinde güçlü bir rekabet kültürünün yaygınlaştırılmasını ve sahip olunan tecrübelerin karşılıklı paylaşılmasıyla rekabette karşılaşılan sorunların çözülmesini amaçladıklarını dile getirdi.

 

Geleneksel alanların dışında halihazırda önemi gittikçe artan yeşil ekonomi, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme gibi alanlardaki faaliyetlerin de rekabet hukuku ve kurallarına uyumlu hale getirilmesi için çalışmaların yürütüleceğini belirten Bolat, şunları kaydetti: "Ayrıca, rekabet alanında akademik ve bilimsel çalışmaların artırılmasını ve bu alandaki entelektüel seviyenin bölgemizde de artırılmasına yönelik çalışmaların teşvik edilmesini arzuluyoruz. Adil bir rekabet mekanizmasının olmadığı bir yerde piyasa mekanizması asla sağlıklı işlemez. Piyasa mekanizmasının sağlıklı işlemediği bir yerde ise ne sürdürülebilir büyüme teşhis edilebilir ne de toplumsal barış ve refah artışı sağlanabilir. Bütün bu nedenlerle bugün bir araya gelmemize vesile olan bu Balkan Rekabet Platformu çok kıymetlidir. Rekabet ortamının korunması için yürüttüğümüz bu çalışmaların sadece bugünün değil, geleceğin de adil ve rekabetçi bir piyasa düzenine sahip olmasını sağlayacağına inanıyorum."

 

Bolat, adil ve sağlıklı bir piyasa mekanizmasının oluşmasını sağlayacak rekabet hukuku düzenlemelerini ve gerekli regülasyonlar ile denetimleri yapmaya kararlılıkla devam edeceklerini sözlerine ekledi.

30 Eylül 2024 Pazartesi

Borsa haftaya düşüşle başladı.


Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 29,79 puan ve yüzde 0,30 azalışla 9.747,67 puana geriledi.


Bankacılık endeksi yüzde 0,43 ve holding endeksi yüzde 0,37 değer kaybetti. Sektör endekslerinden en çok kazandıran yüzde 1,07 ile spor, en çok kaybettiren yüzde 0,68 ile iletişim oldu.


Cuma günü, satış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,53 değer kaybederek 9.777,46 puandan tamamladı.


Küresel piyasalar, başta ABD'deki istihdam raporu olmak üzere yoğun makroekonomik veri takviminin takip edileceği haftaya temkinli başladı.


Dünya genelinde enflasyonla mücadelenin resesyonla sonuçlanıp sonuçlanmayacağına ilişkin soru işaretleri ve Orta Doğu'daki çatışmaların ortaya koyduğu endişeler varlığını korusa da son dönemde açıklanan makroekonomik veriler piyasalarda endişelerin sınırlı kalmasına yardımcı oluyor.


Analistler, bugün yurt içinde Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) ve aylık para ve banka istatistikleri, yurt dışında ise Almanya'da enflasyon ve ABD'de Dallas Fed imalat sanayi endeksinin yanı sıra ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ın ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde'ın yapacağı konuşmaların takip edileceğini belirterek, BIST 100 endeksinde 9.700 ve 9.600 puanın destek, 10.050 ve 10.200 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu kaydetti.


30 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : #Borsaİstanbul #BIST100