tatil-sepeti

HABER: SEMA GENÇAY ÇAPANOĞLU / İKV Kıdemli Uzmanı

Avrupa Komisyonu’nun son raporunda, küresel ticaretteki gerilim ve başta Çin olmak üzere yükselen ekonomilerdeki yavaşlama gibi dış faktörlerin yansıması olarak büyümenin yavaşlayacağı ortaya çıkıyor. Bazı Euro Alanı ülkelerinde bankaların mali sıkıntıları ve ülke borçlarının sürdürülebilirliği gibi sorunlar belirgin hale geldi. Brexit’in yıkıcı etkiler ve belirsizlik yaratma riski de bu olumsuzluklara ilave bir sorun olarak gündemde bulunuyor. 2017’de son yılların en yüksek seviyesine ulaşan AB ekonomisinin büyüme ivmesinin 2019’da azalması bekleniyor.

FAALİYET YAVAŞLADI

Geçen yılın ikinci yarısında küresel ticaretin yavaşlaması, belirsizlik ortamının ekonomiye güveni zayıflatması ve bazı üye ülkelerde üretimin azalması gibi sebeplerden ötürü AB’de ekonomik faaliyet yavaşladı. Otomobil üretiminin daralması, sosyal gerilimler ve mali politikaya ilişkin belirsizlik, bu yavaşlamanın önde gelen AB içi faktörlerini oluşturuyor. Büyüme oranı Euro Alanı’nda 2017’de yüzde 2.4’ten 2018’de yüzde 1.9’a indi.

MÜTEVAZI DEVAM EDECEK

Söz konusu gelişmeler sonucunda Avrupa Komisyonu Kış Dönemi Ekonomik Tahmin Raporu’nda büyüme projeksiyonlarını geçen yıl kasım ayında yayımladığı Sonbahar Dönemi Ekonomik Tahmin Raporu’na göre aşağı yönde revize etti. Kış dönemi raporunda Euro Alanı’nda büyümenin 2019’da yüzde 1.3 ve 2020’de yüzde 1.6 oranında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Sonbahar dönemindeki tahminler ise 2019 için yüzde 1.9 ve 2020 için yüzde 1.8 oranında idi. AB için de büyüme tahminleri de son raporda aşağı yönlü revize edilerek 2019 için yüzde 1.9’dan yüzde 1.5’e ve 2020 için yüzde 1.8’den 1.7’ye çekildi. AB genelinde büyümenin bu yılın başında yavaşlamasına rağmen mütevazı bir şekilde devam etmesi bekleniyor. AB ekonomisinin iyileşen işgücü piyasası, elverişli finansman koşulları ve genişlemeci mali duruştan faydalanması bekleniyor.

REFORMLAR SÜRMELİ

Ekonomik toparlanma büyük oranda devam eden reformların kararlılıkla sürdürülmesine bağlı bulunuyor. Daha küçük, Orta ve Merkez Avrupa ekonomilerinin de ücret artışlıyla desteklenen iç talepte canlanma ve AB fonlarının etkisiyle güçlü olmaya devam etmeleri bekleniyor.

ENFLASYON TAHMİNLERİ

Tüketici fiyatları enflasyonu, Euro Alanı’nda 2018’in sonuna doğru enerji fiyatlarındaki hızlı azalış ve düşük gıda fiyatlarının etkisiyle düştü. Genel olarak enflasyon 2017’de yüzde 1.5 oranından 2018’de yüzde 1.7’ye yükseldi. Bu yıl ve gelecek yıl petrol fiyatlarının geçen yılsonundaki değerlerinden daha düşük olacağı tahminiyle, Euro Alanı enflasyonunun 2019’da yüzde 1.4’te seyretmesi ve 2020’de hafifçe artarak yüzde 1.5’e yükselmesi bekleniyor. AB için ise enflasyon tahminleri 2019’da yüzde 1.6 ve 2020 için yüzde 1.7 düzeyinde.

AB’NİN ÖNDE GELEN EKONOMİLERİNDE DURUM

  • Almanya’da büyümenin belirgin şekilde yavaşlaması bekleniyor. Büyümeye ilişkin tahminler Almanya için de istihdamda artışa rağmen özel tüketimdeki yavaşlamanın tüketim ve ihracatta artış eğiliminin yavaşlamasının etkisiyle aşağı yönlü revize edildi. Büyümenin 2019’da yüzde 1.1 ve 2020’de yüzde 1.7 oranında gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
  • Fransa’da ise geçen yıl kasım ayında başlayan protesto gösterilerinin büyümeyi olumsuz etkilediği ve özel tüketimin 2018’in son çeyreğinde yavaşladığı belirtiliyor. İç tüketim ve düşen enerji fiyatlarıyla desteklenen büyümenin önümüzdeki dönemde artarak bu yıl yüzde 1.3 ve gelecek yıl yüzde 1.5 oranında gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
  • Birleşik Krallık’ta, ülkenin AB ile gelecekteki ticari ilişkilerine ilişkin belirsizliğin artması nedeniyle ekonomik faaliyetin geçen yılın sonunda yavaşladığı tahmin ediliyor. GSYH artışının bu yıl ve gelecek yıl yüzde 1.3 oranında kaydedilmesi bekleniyor.
  • Geçen yılın ikinci yarısından itibaren resesyona giren İtalya’da büyümenin, dünya ticaretindeki yavaşlama, düşük iç talep ve yatırımların yanı sıra belirsizlik ve artan finansman maliyetlerinin de etkisiyle 2019’da yüzde 0.2 ve 2020’de yüzde 0.8 oranında olması öngörülüyor.
  • İspanya’da büyümenin geçtiğimiz yıllardaki kadar olmasa da AB ortalamasının üzerinde olmak üzere, 2019’da yüzde 2.1 ve 2020’de yüzde 1.9 oranında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Bu yavaşlamanın özel tüketimdeki daralmadan kaynaklandığı belirtiliyor.
  • Yunanistan’da büyümenin 2019’da yüzde 2.2 ve 2020’de yüzde 2.3 ile Euro Alanı ortalamasının üzerinde olması bekleniyor. Ülkede tüketici güveni neredeyse kriz öncesi dönem düzeylerine yükselirken özel tüketimin, büyümenin itici gücü olduğu belirtiliyor.

07 Mart 2019 Perşembe

Etiketler : Dünya

İstanbul Ticaret Odası, Türk gıda ve içecek sektörünü Çin’in genişleyen pazarına taşıyor. SIAL China Fuarı ile Türk firmaları, Asya’nın yükselen orta sınıfına erişim sağlayarak yeni ihracat fırsatları yakalayacak.


 

 

Kalabalık nüfusu, zenginleşen halkı ve büyüyen ekonomisiyle bugün tüketim toplumu haline gelen Çin, geçtiğimiz yıl itibarıyla 2.559 trilyon dolar değerindeki ithalatı ile dünyanın en büyük ikinci ithalatçısı oldu.

 

Parasal değer bakımından da ‘en çok tarım ürünü ithal eden ikinci ülke’ olan Çin, Türk gıda ve içecek sektörünün de dikkatini çekiyor. Türk firmaları, gittikçe zenginleşen ve 400 milyonluk orta sınıfıyla ihracatçı firmaların iştahını kabartan Çin’e, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ile adım atacak.

 

ASYA’NIN PRESTİJLİ FUARI SIAL CHINA

 

Gıda ve içecek ihracatçılarının tüm Asya pazarına da ulaşabilmesinin kilit noktası olan Çin pazarına yönelik İstanbul Ticaret Odası, Asya’nın prestijli gıda ve içecek fuarı SIAL CHINA fuarının Türkiye Milli İştiraki’ni organize edecek.

 

Çin'in en büyük şehri Şanhay’da düzenlenecek fuar, 19 Mayıs 2025’te kapılarını açacak ve 21 Mayıs’a kadar ziyaretçilerini ağırlayacak.

 

YÜZDE 75.4’Ü SOYA FASULYESİ

 

Çin’de 2001-2020 döneminde ithal edilen tahıl ürünlerinin yüzde 75.4’ünü soya fasulyesi oluşturdu. En çok tüketilen iki ürün olan pirinç ve buğdayın ithalattaki payı ise yüzde 6.

 

Gıda sektörü, Türkiye’nin Çin’e yönelik ihracatının geliştirilmesi ve ürün çeşitliliğinin sağlanması açısından potansiyel arz eden bir sektör konumunda. Bu kapsamda, Türkiye’nin gıda ürünlerinin Çin’e yönelik ihracatının artırılması amacıyla Ticaret Bakanlığı nezdinde de sistematik çalışmalar yürütülüyor. Bu kapsamda, Türk gıda ürünlerinin Çin’e yönelik girişinin kolaylaştırılması amacıyla, iki ülke arasında iş birliğine yönelik adımlar atılıyor.

 

FİRMALAR NEDEN FUARDA YER ALMALI?

 

* Dünyanın en geniş coğrafyası Asya’nın etkin gıda ve içecek fuarı.

* 200 bin metrekare sergileme alanı, 12 tematik salon.

* Bu yıl 70’den fazla ülkeden 5 bine yakın uluslararası katılımcı.

* Bu yıl 110’un üzerinde ülke ve bölgeden 175 bin 739 profesyonel gıda ve içecek sektörü temsilcisi, 300 bini aşkın ziyaretçi.

* Asya pazarına erişim, yeni iş olanakları keşfetme, etkin marka tanıtımı ve işbirlikleri kurma fırsatları.

* Her ölçekten alıcıya ulaşabilme imkanı.

* İTO tarafından 2012’den beri gerçekleştirilen Milli İştirak organizasyonunun yükselen grafiği.

* Katılımcı firmalar nezdinde 2024 Türkiye Milli İştirak Organizasyonu Genel Memnuniyet oranı yüzde 96.

20 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : Çin SIAL gıda içecek Asya

S&P Global, ABD Merkez Bankasının (Fed) 50 baz puanlık faiz indiriminin, gelecek aylarda gelişmekte olan piyasalarda parasal gevşemeyi teşvik edeceğini bildirdi.


 

S&P Global'den yapılan açıklamada, faiz oranlarının son zamanlardaki en yüksek seviyelerine yakın seyrettiği ve enflasyonun yavaşladığı Kolombiya, Filipinler ve Meksika'da, piyasaların önemli faiz indirimlerini fiyatladığı belirtilerek, buna karşın Brezilya Merkez Bankasının artan enflasyon ve mali belirsizlik nedeniyle 25 baz puanlık faiz artışıyla ters yönde hareket ettiği kaydedildi.

 

Açıklamada, düşen enflasyon ve iyileşen reel gelirler sayesinde daha güçlü iç taleple desteklenen gelişmekte olan piyasalarda ikinci çeyrekte ekonomik büyümenin genel olarak güçlü olduğu vurgulandı.

 

Fed'in 50 baz puanlık faiz indirimine işaret edilen açıklamada, gelişmekte olan piyasalarda da merkez bankalarının faiz indirimlerine devam etmesinin veya başlamasının beklendiği aktarıldı.

 

Açıklamada, bu durumun 2024 sonu ve 2025 başında iç talebi artıracağına işaret edilerek, "Enerji fiyatlarındaki düşüş özellikle Tayland, Filipinler, Macaristan, Türkiye, Şili ve Hindistan gibi net enerji ithalatçıları için merkez bankalarının faiz indirimlerini daha da destekleyebilir. Daha düşük ithalat maliyetleri cari hesapları iyileştirebilir ve para birimlerini güçlendirebilir." değerlendirmesinde bulunuldu.

 

S&P Global'in açıklamasında, ABD ekonomisindeki belirsizlik, devam eden iki çatışmanın jeopolitik riski ve siyasi belirsizliklerin gelecekte piyasa oynaklığına zemin hazırlayabileceği ifade edildi.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : SP Fed faiz