tatil-sepeti

Türkiye'deki kültürel miras öğelerinin korunmasına yönelik hazırlanacak ‘ICOM Kırmızı Liste: Türkiye’ için Antalya'da anlaşma imzalandı.



 

Tarihi ve kültürel öneme sahip eserlerin korunması ve kaçakçılığı önlemeyi amaçlayan bir rehber olan "ICOM Kırmızı Liste"nin Türkiye'ye uyarlanması için çalışma yapıldı.

 

Bu kapsamda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM), ICOM Türkiye ve Türkiye Amerikan Araştırma Enstitüsü arasında Antalya Müzesi'nde düzenlenen törenle anlaşma imzalandı.

 

ICOM Kültürel Miras Koruma Dairesi Başkanı Sophie Delepierre, yaptığı konuşmada, ICOM Kırmızı Listesi'nin kültürel varlıkların korunması için yayınlanan bir liste olduğunu söyledi.

 

Listenin kültürel miras öğeleri hakkında bilgi verdiğini, kaçak veya çalıntı eserlerin geri kazanımı için önemli olduğunu vurgulayan Delepierre, "Kırmızı liste bugüne kadar öncelikle Türkiye'nin yaptığı işler açısından çok önemli. Türkiye pek çok eserin ülkeye iadesini sağladı. Türkiye kırmızı listesinin hazırlanmasının, bu eserlerin iadesinin artmasına ve Türkiye'nin kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadelesine ciddi destek olacağına inanıyoruz." diye konuştu.

 

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı ve ICOM Türkiye Başkan Vekili Bülent Gönültaş ise ICOM'un kültür varlıklarının korunması, kaçakçılığın engellenmesi alanında önemli çalışmalar yürüttüğünü belirtti.

 

Uzun süredir kırmızı listenin Türkiye'ye uyarlanması konusunda görüşmeler yapıldığını anlatan Gönültaş, "Bugün yaptığımız çalışmalar neticesinde imzalarımızı attık. 2024 yılı içerisinde ICOM Kırmızı Liste: Türkiye'nin oluşturulmasını, hem dijital ortamda hem de basılı broşür olarak ilgili ülkelere dağıtılmasını planlıyoruz. Liste Türkiye'nin kültürel miras öğelerinin örneklerini gösterecek. Bu liste yurt dışına kaçırılmış eserler anlamında gelmiyor. Liste, Türkiye'nin sahip olduğu kültürel miras öğelerinin bir manifestosudur." ifadelerini kullandı.

 

Gönültaş, 20 civarında ülkenin kırmızı listeye sahip olduğunu, Türkiye'de hazırlanacak listenin de ICOM'a üye tüm ülkelere gönderileceğini dile getirdi.

 

20 YILDA 12 BİNE YAKIN ESERİ YURTDIŞINDAN ÜLKEMİZE KAZANDIRDIK

 

Listede heykelden, sikkeye her türlü tarihi eser grubunun yer alacağını aktaran Gönültaş, şunları kaydetti: "Son 20 yılda 12 bine yakın eseri yurtdışından ülkemize kazandırdık. Kırmızı liste de yaptığımız anlaşmaların, çalışmaların bir parçası olacak. Koruma ve bilinçlendirmede, özellikle kolluk kuvvetlerinin bilgilendirilmesinde çok önemli. Bir ülkede görevli gümrük muhafaza memuru şüphelendiği bir eserle karşılaştığında, 'Bu eser Türkiye kökenli olabilir' diye düşündüğü anda kırmızı liste devreye girmiş olacak. Bu liste insanlara 'Bu tip eserler Türkiye kökenlidir. Bununla alakalı duyum aldığınızda, gördüğünüz bu listeyi dikkate alın ve bizimle iletişime geçin' diyecek."

 

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanı Zeynep Boz ise kırmızı listenin dünyanın her yerinde geniş bir kitleye ulaşması açısından önem arz ettiğine dikkati çekti.

 

Boz, listenin özellikle kolluk kuvvetlerinin çalışmalarına katkı sağlayacağını belirterek, "Ülkemizde 100 yılı aşkın süredir kültür varlıklarını dışarı çıkarmak yasak ama bunu duyurmak, bu yasadışı faaliyetlere karşı işbirliği yapmamız gereken diğer ülkelerin yetkililerine bir yol göstermek manasında çok önemli bir araç. Başka ülkelerin tecrübelerinde kırmızı liste sayesinde pek çok esere el konulduğunu ve iadesinin sağlandığını görüyoruz." dedi.

 

Türkiye Amerikan Araştırma Enstitüsü Müdürü Elif Denel de listenin kültürel miras öğelerini koruma açısından çok önemli bir eğitim aracı olduğunu kaydetti.

25 Ekim 2023 Çarşamba

Ancak içe dönen ruhların dışa dönebileceğini söyleyen soyut resim sanatçısı Sena Nur Karaoğlu, “Bazen öyle dolar ki insan, bunun sonucu ancak taşmaktır” diyor. Karaoğlu; sanatı, yola şahitlik ederek yolda kalmaya niyet etmek olarak nitelendiriyor.



 

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

Biraz puslu, biraz güneşli, biraz akışta, biraz teyakkuzda, biraz farkında, biraz dışında… “Kimi zaman olur ki, devam ettiğim bir resmin başına haftalarca geçemem. Yollar aşarım, anlar biriktiririm, bir bakarım ki bir şey beni yeniden o esere doğru yönlendiriyor” diyen soyut resim sanatçısı Sena Nur Karaoğlu, sanatı ‘yolda olma hali’ olarak tanımlıyor. İçe dönüş ve yol anahtar kelimeleri ile Şems isimli koleksiyonunu oluşturan Karaoğlu, İstanbul Ticaret’in sorularını yanıtladı. 

 

HER HAL İNSAN İÇİN 

 

* Neden Şems? 

 

Şems, biliyorsunuz Arapça’da güneş demek. Bu sergi, doğadan ve güneşten ilham alarak oluşturduğum bir sergi oldu. Genellikle Şems-i Tebriz-i gibi anlaşılıyor ilk etapta. Ancak ilk esin kaynağım güneş. Güneş, döngü ve dönüş üzerine çalışılmış parçalar bütünü diyebiliriz. İçe dönüşün çeşitli vesilelerle sembolize edildiği eserlerden oluşuyor. 

 

* İçe dönüş en nihayetinde Şems-i Tebrizi’ye de ulaşıyor sanki…

 

Evet, elbette Şems-i Tebrizi’ye de bakan bir yönü var. İçe dönüş çünkü başlı başına bir felsefe. İnsan anda kalarak, akışta yaşayarak bu hali yakalayabiliyor. Sürekli teyakkuz hali içe dönüşle tam uyumlanamıyor. Ancak elbette her hal insan için. Bazen akışta, bazen teyakkuzda olabiliyoruz. 

 

KENDİNİ ARAMAK 

 

* Şems sergisinin tanıtımında bir hikâyeden bahsediyorsunuz…

 

Aslında bu sergi, başlı başına bir hikâye. Misafirlerimizin sergiyi bir yolculuğa çıkmış gibi gezmesini istiyorum. Suda akışta kalır gibi bir hikâye bu… Ben de zaten onu hissederek bu sergideki eserleri oluşturdum. Sonrasında uzaklaşarak baktığımda gerçekten o suyun içinde süzüldüğümü hissettim.  

 

* Sanat eseri bir mesaj taşır mı? 

 

Her sanatçının beslendiği kaynaklar, etkilendiği dinamikler çok farklıdır. Bu bağlamda ben kendi eserlerim için ‘evet benim eserlerim bir mesaj taşıma misyonunda’ diyebilirim. Şems de kendini aramaya ve bulmaya dair bir mesajlar içeren bir sergi. 

 

SINIRLARDAN KURTULMAK 

 

* Kendini arama mesajına ulaşmak için bir hazır bulunuşluk hali gerekiyor ama değil mi? 

 

Aslında hem evet hem hayır diyebiliriz; çünkü bazen hazır bulunuşluk fikrinin kendisi dahi sınırlama olabiliyor. İnsan bazen hazır bulunabiliyor, ancak bunun farkında bile olmayabiliyor. Tıpkı bir yolculuk gibi aslında. Bazen çıktığınız A yolu sizi B sonucuna ulaştırmayabilir. 

 

* Zor bir şeyden bahsediyoruz sanki…

 

“Teslim olmalıyım” düşüncesi de bizi teslim olmaktan uzaklaştıran bir hal olabiliyor. Tüm sınırlayıcılıklardan kurtulup akıl yoluyla idrak edilemeyecek şeylerin his yoluyla idrakine doğru akan bir yolculuktan bahsedebilirim. 

 

BULANLAR ARAYANLARDIR

 

* İnsana ne iyi gelir? 

 

İnsan doğuma ve ölüme bir şahit. O arada bir kızıllık var; hangisi doğum, hangisi batım belli değil. İnce bir belirsizlik çizgisi var ve bu çizgi Yaratan’ın lütfu. O incecik çizgiyi bilmek ve orayı anlamaya çalışmak insana iyi gelecektir. Belki orayı aramaya çalışmak… Büyüklerin bir sözü vardır, “Aramakla bulunmaz, bulanlarsa ancak arayanlardır” diye…

 

* Eserlerinizdeki Farsça rah-yol kelimesi de bu arayışın öyküsü diyebilir miyiz? 

 

Eserlerimin çoğunda yol ve güneş kelimelerine hat yazısı olarak yer verdim. Çünkü aramak bir yoldur. Yolda olmaktır, yola niyet etmektir. Koleksiyonumdaki eserlerimin ilhamını da yollarda heybeme ekledim. 

 

İLHAM BİTİNCE 

 

* Bir koleksiyonunun bittiğine nasıl karar veriyorsunuz? 

 

Aslında koleksiyon kendi kendini tamamlıyor. Şems de öyle oldu. Bir yerden sonra yaptığınız yeni eserler o koleksiyona uyumlanmıyor ve ‘tamam artık oldu’ diyorsunuz. Ben bu koleksiyonu yaklaşık 5 senede tamamladım. Aslında başlarken koleksiyon olacağına dair de bir fikrim yoktu. 

 

* Soyut resimde tamamlama haline nasıl ulaşıyorsunuz? 

 

Soyut resimde tamamen ilham üzere yola devam ediyorsunuz. Benim aylarca başına hiç geçmediğim eserlerim oldu. Bu kelimelerle anlatılamıyor. Bu arada başka resimlere de başlıyorum. Ama bir şey bu iki resmi birbirinden ayırıyor. Onun ilhamı farklı, öbürününki farklı… Biraz uzak kalıyorsunuz, bir süre sonra o yarım bıraktığınız eser size göz kırpıyor ve onun yarım kalmışlığını tamamlıyorsunuz. Şiir gibi aslında…

 

YOLLARIN İLHAMI 

 

“Sergideki en büyük eserim Hane Berduş’un ilhamı yollarda tamamlandı. Yollar bana çok farklı kapılar açtı.” 

 

İZLEYİCİNİN ANLAMASI 

 

“Eserlerimi içimdeki bir mesajla yapıyorum. İlla mesaj ileteceğiz diye bir kaygım da yok. Ama bir başkasının bir şeyler anlaması bizler için çok kıymetli.”

 

KALP ÇARPINTISINI YAKALAMAK

 

“İlham, aslında sözle anlatılamayacak bir şey. Biri bir esere bakarken kalbi çarpıyorsa onu yakalayabilmek ilhamdır.”

 

İNSAN SANATTIR 

 

“İnsan bütünüyle sanattır. Potansiyelimizi ne derece kullanıyoruz. Kimimiz yemek yaparak kimimiz bir tablo yaparak bu sanatı açığa çıkarabiliriz.” 

 

EN BÜYÜK İLHAM KAYNAĞI

 

“En çok doğada olmak bana ilham oluyor. Sonsuz nur sahibi olan Yaratıcı ile en çok doğada bağ kurduğumu hissedebiliyorum.”

17 Eylül 2024 Salı

Etiketler : Kültür Sanat HünkarKasrı Şems

İstanbul Ticaret Üniversitesinin 24. Akademik Yılı Açılış Töreni, Sütlüce Kampüsü'nde gerçekleştirildi.






Törende konuşan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, ÖSYM'nin kuruluşunun 50. yıl dönümünü kutladıklarını belirtti. 


Ersoy, "Her yıl yaklaşık 13 milyon adaya 60'a yakın sınav yapan bir kurumuz. Bu yıl 3 milyon 120 bin adayı sınava aldık ve 980 bin öğrenciyi yerleştirdik." dedi.


Uluslararası alanda TR-YÖS adıyla öğrenci sınavları yaptıklarını dile getiren Ersoy, bu doğrultuda 1 milyon uluslararası öğrenci hedeflediklerini kaydetti.


Şubat 2025'te uluslararası öğrenciler için 4 beceriyi ölçen yeni bir sınavın hayata geçirileceğini söyleyen Ersoy, "Yusuf Tekin Bakanımızın tavsiyesiyle uluslararası alanda Türkçe sınavını da başlatacağız.


 Dijitalleşmeyle artan e-sınav kabiliyetiyle, ileride YKS'yi de e-sınav olarak yapmayı ve yılda birden fazla sınav gerçekleştirmeyi hedefliyoruz." diye konuştu.

Eğitim, öğretim, AR-GE ve toplumsal fayda sağlamanın üniversitelerin asli görevleri olduğunu vurgulayan Ersoy, "İbni Sina, Farabi ve Cezeri gibi bilim insanlarını yetiştiren bu coğrafya, bugün de Necmettin Erbakan, Aziz Sancar ve İskender Pala gibi isimler yetiştirecek." ifadelerini kullandı.


Dünyada yaşanan savaşlara ve insan hakları ihlallerine değinen Ersoy, şöyle konuştu: "Bugün burada rahat bir açılış yapıyoruz ancak Gazze'deki akademisyenler ve öğrenciler aynı imkana sahip değil. Katil İsrail devletinin zulmüne tanık oluyoruz. İnşallah bu tür açılışlar, özgür Filistin'in kurulmasına vesile olur."


İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek ise "Bugün baş döndürücü bir hızla gelişen teknolojik gelişmeler bilgi üreten kurumların fayda eksenli bilgisiyle elde ettikleri sonuçlardır. Ancak teknolojik gelişmelerle elde edilen gücün adil kullanımı değer üreten, yani ahlak bilgisiyle mümkün olmaktadır. Bu dönemde üniversitemizin değer ve fayda bilgisinin birlikte işlendiği bir üniversite olması temel hedeflerimiz arasında olacaktır." şeklinde konuştu.


Törene, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Başkanı Prof. Dr. İskender Pala, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cihad Demirli, İstanbul Ticaret Üniversitesi akademisyenleri ile öğrenciler katıldı.

16 Eylül 2024 Pazartesi