tatil-sepeti

Kültür harcamaları, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 88.1 oranında artarken, her geçen gün büyüyen kültür ekonomisinin gelişmesine önemli bir katkı da Mesleki Yeterlilik Kurumu’ndan geliyor.


Kültür endüstrisinde çalışanların mesleki yeterlilik standartları tek tek belirleniyor. Bugüne kadar kültür endüstrisini ilgilendiren 31 meslek için standartlar yayınlandı. 

 

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

Türkiye, TÜİK istatistiklerine göre kültür ekonomisinde son 4 yılın en hızlı büyümesini geçtiğimiz yıl gerçekleştirdi. 2018-2021 yılları arasındaki kültür ekonomisi ortalama yüzde 13 bandında büyürken, geçtiğimiz yıl bu büyüme yüzde 88.1 olarak kayıtlara geçti. Devlet ve özel sektör kültür harcamaları istikrarlı bir şekilde artarken, kültür ekonomisinin nitelik kazanarak büyümesinin bir diğer önemli ayağını da bu alanda verilen mesleki yeterlilik belgeleri oluşturuyor. Bu alanda 2013 yılından beri belge verilirken, son olarak çalgıcılık mesleğine getirilen standartla birlikte kültür ekonomisine hizmet edecek mesleklere verilen mesleki standart sayısı 31’e çıktı. 

 

İLK SAHNE SANATLARI

 

Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından bu alanda yapılan belgelendirmelere ilk sahne sanatları alanında başlandı. İlk olarak 2013 yılında seslendirme oyuncusu, oyuncu ve figüranlara mesleki standart getirilirken, bunu dansçı ve opera sanatçısı takip etti. Bundan önce 2021 yılında sinema alanında çalışanlar için getirilen mesleki standardı, 2023 yılında yapılan yeni düzenleme takip etti. Kültür ekonomisine katkı sağlamaya vesile olan mesleki yeterlilik belgelerine en son çalgıcı, şarkıcı ve koro şefi başlıkları da eklendi. 

 


YENİLERİ EKLENİYOR

 

Mesleki Yeterlilik Kurumu, adalet ve güvenlikten inşaata, eğitimden ulaşıma kadar 27 başlıkta belge düzenliyor. Kurum, şu ana kadar 902 farklı meslek için standart yayınladı. En çok lojistik alanında faaliyet gösteren meslekler için yeterlilik belgesi yayınlanırken, bunu medya ve metal sektörü takip etti. Eğitim ve istihdam arasındaki uyumu sağlayarak sektörlere nitelik kazandıran mesleki yeterlilik belgeleri, sektörde istihdam edilen personelin asgari niteliklerinin belirlenmesine vesile oluyor. Sahada faaliyet gösteren otoritelerce ihtiyaca binaen belirlenen yeterlilik belgelerine her geçen gün yenileri ekleniyor.

 

ÇALGISINA BAKACAK

 

Eyüp Musiki Vakfı ile işbirliği protokolü imzalanarak yürürlüğe giren çalgıcı meslek standartlarına göre çalgıcılık, “Eseri seslendirmek için hazırlık yaparak, eseri seslendiren ve mesleki gelişime ilişkin faaliyetlerde bulunan nitelikli kişi” olarak tanımlandı. Aynı standarda göre çalgıcının mesleki etkinliği için çalgısının bakımını yapması şart koşuldu. Çalgıcılık meslek standardını belirlemek için aralarında İstanbul Ticaret Odası’nın da bulunduğu 80 farklı kurum ve kuruluştan görüş alındı. 

 


EMPATİ BECERİSİ 

 

Kültür endüstrisinde faaliyet gösteren çalışanlar için belirlenen standartlarda empati, iletişim becerisi, gözlem gibi davranışsal nitelikler de dikkat çekiyor. En son yayınlanan mesleki standartlarda şarkıcılık mesleği için belirlenen şartlar arasına şarkıcının sesini ısıtması da eklendi. Buna göre, şarkıcılığın mesleki bilgiler ve uygulama becerileri arasında şarkıcının, ses sağlığı ve eser seslendirme başarısı için beslenmesini ve uyku düzenini etkinlik tarihini gözeterek ayarlaması, ses organlarını harekete geçirmek/canlandırmak ve sesini ısıtmak için eseri seslendirme öncesinde egzersizler yapması, repertuvarını belirlemesi ve repertuvarın ön provasını yapması sıralandı.

 

NİTELİK YÜKSELİYOR, İSTİHDAM ARTIYOR

 

Mesleki standartlar getirilerek istihdam niteliği artan kültür ekonomisinde TÜİK istatistiklerine göre, 2022 yılında yüzde 6.2’lik istihdam artışı yaşandı. Kültür ekonomisinde 2022 yılında çalışan kişi sayısı 682 bin olarak kayıtlara geçerken istihdam edilen kişilerin yaş ortalamasını yüzde 61’le 30-54 yaş arası kişiler oluşturdu.

 

Kültürel istihdamın yüzde 38.3’ünü yükseköğretim mezunları, yüzde 35.9’unu lise altı eğitimliler, yüzde 25.8’ini ise lise ve dengi meslek okulu mezunları teşkil etti. Kültürel istihdamın yüzde 90’ını kültürel meslek alanlarında, yüzde 10’unu ise kültürel olmayan meslek alanlarında çalışanlar oluşturdu. Kültürel istihdamda olanların yüzde 40.4’ünü el sanatları çalışanları, yüzde 19.3’ünü mimar, planlamacı ve tasarımcılar, yüzde 9.7’sini yaratıcı sanatçılar ve sahne sanatçıları, yüzde 7.4’ünü ise sanat ve kültür ile ilgili yardımcı profesyonel meslek mensupları teşkil etti.

08 Ocak 2024 Pazartesi

Ancak içe dönen ruhların dışa dönebileceğini söyleyen soyut resim sanatçısı Sena Nur Karaoğlu, “Bazen öyle dolar ki insan, bunun sonucu ancak taşmaktır” diyor. Karaoğlu; sanatı, yola şahitlik ederek yolda kalmaya niyet etmek olarak nitelendiriyor.



 

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

Biraz puslu, biraz güneşli, biraz akışta, biraz teyakkuzda, biraz farkında, biraz dışında… “Kimi zaman olur ki, devam ettiğim bir resmin başına haftalarca geçemem. Yollar aşarım, anlar biriktiririm, bir bakarım ki bir şey beni yeniden o esere doğru yönlendiriyor” diyen soyut resim sanatçısı Sena Nur Karaoğlu, sanatı ‘yolda olma hali’ olarak tanımlıyor. İçe dönüş ve yol anahtar kelimeleri ile Şems isimli koleksiyonunu oluşturan Karaoğlu, İstanbul Ticaret’in sorularını yanıtladı. 

 

HER HAL İNSAN İÇİN 

 

* Neden Şems? 

 

Şems, biliyorsunuz Arapça’da güneş demek. Bu sergi, doğadan ve güneşten ilham alarak oluşturduğum bir sergi oldu. Genellikle Şems-i Tebriz-i gibi anlaşılıyor ilk etapta. Ancak ilk esin kaynağım güneş. Güneş, döngü ve dönüş üzerine çalışılmış parçalar bütünü diyebiliriz. İçe dönüşün çeşitli vesilelerle sembolize edildiği eserlerden oluşuyor. 

 

* İçe dönüş en nihayetinde Şems-i Tebrizi’ye de ulaşıyor sanki…

 

Evet, elbette Şems-i Tebrizi’ye de bakan bir yönü var. İçe dönüş çünkü başlı başına bir felsefe. İnsan anda kalarak, akışta yaşayarak bu hali yakalayabiliyor. Sürekli teyakkuz hali içe dönüşle tam uyumlanamıyor. Ancak elbette her hal insan için. Bazen akışta, bazen teyakkuzda olabiliyoruz. 

 

KENDİNİ ARAMAK 

 

* Şems sergisinin tanıtımında bir hikâyeden bahsediyorsunuz…

 

Aslında bu sergi, başlı başına bir hikâye. Misafirlerimizin sergiyi bir yolculuğa çıkmış gibi gezmesini istiyorum. Suda akışta kalır gibi bir hikâye bu… Ben de zaten onu hissederek bu sergideki eserleri oluşturdum. Sonrasında uzaklaşarak baktığımda gerçekten o suyun içinde süzüldüğümü hissettim.  

 

* Sanat eseri bir mesaj taşır mı? 

 

Her sanatçının beslendiği kaynaklar, etkilendiği dinamikler çok farklıdır. Bu bağlamda ben kendi eserlerim için ‘evet benim eserlerim bir mesaj taşıma misyonunda’ diyebilirim. Şems de kendini aramaya ve bulmaya dair bir mesajlar içeren bir sergi. 

 

SINIRLARDAN KURTULMAK 

 

* Kendini arama mesajına ulaşmak için bir hazır bulunuşluk hali gerekiyor ama değil mi? 

 

Aslında hem evet hem hayır diyebiliriz; çünkü bazen hazır bulunuşluk fikrinin kendisi dahi sınırlama olabiliyor. İnsan bazen hazır bulunabiliyor, ancak bunun farkında bile olmayabiliyor. Tıpkı bir yolculuk gibi aslında. Bazen çıktığınız A yolu sizi B sonucuna ulaştırmayabilir. 

 

* Zor bir şeyden bahsediyoruz sanki…

 

“Teslim olmalıyım” düşüncesi de bizi teslim olmaktan uzaklaştıran bir hal olabiliyor. Tüm sınırlayıcılıklardan kurtulup akıl yoluyla idrak edilemeyecek şeylerin his yoluyla idrakine doğru akan bir yolculuktan bahsedebilirim. 

 

BULANLAR ARAYANLARDIR

 

* İnsana ne iyi gelir? 

 

İnsan doğuma ve ölüme bir şahit. O arada bir kızıllık var; hangisi doğum, hangisi batım belli değil. İnce bir belirsizlik çizgisi var ve bu çizgi Yaratan’ın lütfu. O incecik çizgiyi bilmek ve orayı anlamaya çalışmak insana iyi gelecektir. Belki orayı aramaya çalışmak… Büyüklerin bir sözü vardır, “Aramakla bulunmaz, bulanlarsa ancak arayanlardır” diye…

 

* Eserlerinizdeki Farsça rah-yol kelimesi de bu arayışın öyküsü diyebilir miyiz? 

 

Eserlerimin çoğunda yol ve güneş kelimelerine hat yazısı olarak yer verdim. Çünkü aramak bir yoldur. Yolda olmaktır, yola niyet etmektir. Koleksiyonumdaki eserlerimin ilhamını da yollarda heybeme ekledim. 

 

İLHAM BİTİNCE 

 

* Bir koleksiyonunun bittiğine nasıl karar veriyorsunuz? 

 

Aslında koleksiyon kendi kendini tamamlıyor. Şems de öyle oldu. Bir yerden sonra yaptığınız yeni eserler o koleksiyona uyumlanmıyor ve ‘tamam artık oldu’ diyorsunuz. Ben bu koleksiyonu yaklaşık 5 senede tamamladım. Aslında başlarken koleksiyon olacağına dair de bir fikrim yoktu. 

 

* Soyut resimde tamamlama haline nasıl ulaşıyorsunuz? 

 

Soyut resimde tamamen ilham üzere yola devam ediyorsunuz. Benim aylarca başına hiç geçmediğim eserlerim oldu. Bu kelimelerle anlatılamıyor. Bu arada başka resimlere de başlıyorum. Ama bir şey bu iki resmi birbirinden ayırıyor. Onun ilhamı farklı, öbürününki farklı… Biraz uzak kalıyorsunuz, bir süre sonra o yarım bıraktığınız eser size göz kırpıyor ve onun yarım kalmışlığını tamamlıyorsunuz. Şiir gibi aslında…

 

YOLLARIN İLHAMI 

 

“Sergideki en büyük eserim Hane Berduş’un ilhamı yollarda tamamlandı. Yollar bana çok farklı kapılar açtı.” 

 

İZLEYİCİNİN ANLAMASI 

 

“Eserlerimi içimdeki bir mesajla yapıyorum. İlla mesaj ileteceğiz diye bir kaygım da yok. Ama bir başkasının bir şeyler anlaması bizler için çok kıymetli.”

 

KALP ÇARPINTISINI YAKALAMAK

 

“İlham, aslında sözle anlatılamayacak bir şey. Biri bir esere bakarken kalbi çarpıyorsa onu yakalayabilmek ilhamdır.”

 

İNSAN SANATTIR 

 

“İnsan bütünüyle sanattır. Potansiyelimizi ne derece kullanıyoruz. Kimimiz yemek yaparak kimimiz bir tablo yaparak bu sanatı açığa çıkarabiliriz.” 

 

EN BÜYÜK İLHAM KAYNAĞI

 

“En çok doğada olmak bana ilham oluyor. Sonsuz nur sahibi olan Yaratıcı ile en çok doğada bağ kurduğumu hissedebiliyorum.”

17 Eylül 2024 Salı

Etiketler : Kültür Sanat HünkarKasrı Şems

İstanbul Ticaret Üniversitesinin 24. Akademik Yılı Açılış Töreni, Sütlüce Kampüsü'nde gerçekleştirildi.






Törende konuşan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, ÖSYM'nin kuruluşunun 50. yıl dönümünü kutladıklarını belirtti. 


Ersoy, "Her yıl yaklaşık 13 milyon adaya 60'a yakın sınav yapan bir kurumuz. Bu yıl 3 milyon 120 bin adayı sınava aldık ve 980 bin öğrenciyi yerleştirdik." dedi.


Uluslararası alanda TR-YÖS adıyla öğrenci sınavları yaptıklarını dile getiren Ersoy, bu doğrultuda 1 milyon uluslararası öğrenci hedeflediklerini kaydetti.


Şubat 2025'te uluslararası öğrenciler için 4 beceriyi ölçen yeni bir sınavın hayata geçirileceğini söyleyen Ersoy, "Yusuf Tekin Bakanımızın tavsiyesiyle uluslararası alanda Türkçe sınavını da başlatacağız.


 Dijitalleşmeyle artan e-sınav kabiliyetiyle, ileride YKS'yi de e-sınav olarak yapmayı ve yılda birden fazla sınav gerçekleştirmeyi hedefliyoruz." diye konuştu.

Eğitim, öğretim, AR-GE ve toplumsal fayda sağlamanın üniversitelerin asli görevleri olduğunu vurgulayan Ersoy, "İbni Sina, Farabi ve Cezeri gibi bilim insanlarını yetiştiren bu coğrafya, bugün de Necmettin Erbakan, Aziz Sancar ve İskender Pala gibi isimler yetiştirecek." ifadelerini kullandı.


Dünyada yaşanan savaşlara ve insan hakları ihlallerine değinen Ersoy, şöyle konuştu: "Bugün burada rahat bir açılış yapıyoruz ancak Gazze'deki akademisyenler ve öğrenciler aynı imkana sahip değil. Katil İsrail devletinin zulmüne tanık oluyoruz. İnşallah bu tür açılışlar, özgür Filistin'in kurulmasına vesile olur."


İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek ise "Bugün baş döndürücü bir hızla gelişen teknolojik gelişmeler bilgi üreten kurumların fayda eksenli bilgisiyle elde ettikleri sonuçlardır. Ancak teknolojik gelişmelerle elde edilen gücün adil kullanımı değer üreten, yani ahlak bilgisiyle mümkün olmaktadır. Bu dönemde üniversitemizin değer ve fayda bilgisinin birlikte işlendiği bir üniversite olması temel hedeflerimiz arasında olacaktır." şeklinde konuştu.


Törene, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Başkanı Prof. Dr. İskender Pala, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cihad Demirli, İstanbul Ticaret Üniversitesi akademisyenleri ile öğrenciler katıldı.

16 Eylül 2024 Pazartesi