Teşvikleri bol kârı yüksek pazar

Makine sektörü temsilcileri, başta ABD olmak üzere dünyadaki potansiyel pazarları dikkatle inceliyor. Özellikle ABD pazarını ‘çok büyük bir pazar’ olarak tanımlayan sektör temsilcileri, ülkedeki teşviklerin bol ve kâr marjlarının da yüksek olduğunu vurguluyor. Makine İhracatçıları Birliği’nden yapılan açıklamaya göre, dünyadaki gelişmeler ABD pazarının önemini artırıyor. BÖLGESEL GELİŞMELER Çin, Hindistan, Brezilya gibi dünyadaki pek çok büyük pazara, koruma tedbirleri yüzünden ihracatın zor olduğu belirtilen açıklamada, “Dünya üretiminin yarısını oluşturan bu pazarları bu şekilde bir kenara koyunca, diğer yarıya bakmamız gerekiyor. İhracatımızı en hızlı geliştirebileceğimiz komşularımızla olan dış ticaret ilişkimiz de bölgesel gelişmeler nedeniyle öngörülebilir olmaktan çıktığı için geriye ABD ve Avrupa pazarları kalıyor” ifadeleri kullanıldı.

04 Mayıs 2016 Çarşamba

Özbekistan’da demiryolu ihalesini kaçırmayın

Özbekistan, 4 yıl içerisinde ülkedeki demiryolu sektörünün geliştirilmesi kapsamında 24 adet lokomotif satın alarak, demiryolu taşımacılığını yüzde 20 oranında artırmayı hedefliyor. Özbekistan Devlet Demir Yolları İşletmesi’nden yapılan açıklamada, hükümetin 2016-2020 yıllarında 8’i yolcu lokomotifi, 16’sı ise yük treni olmak üzere 24 adet elektrikli lokomotif satın almayı hedeflediği bildirildi. YAKINDA AÇIKLANACAK Söz konusu lokomotiflerin satın alınmasına ilişkin hazırlık çalışmalarının devam ettiği belirtilen açıklamada, ihale prosedürlerinin yakın zamanda başlatılacağı vurgulandı. Açıklamada, 4 yıl içerisinde ülkedeki Semerkant-Buhara, Karşı-Termez, Pap-Kokand-Margilan-Andican demiryollarının elektrifikasyon çalışmalarının da tamamlanmasının öngörüldüğü kaydedildi. 4 BİN 100 KM’LİK AĞ Özbekistan Demir Yolları, geçen yıl 20 milyon 700 bin yolcu ile 67 milyon 700 bin ton yük taşımacılığı yapmıştı. Toplam 4 bin 100 kilometre demir yoluna sahip ülkede, yurt içi yük taşımacılığının yüzde 66’sı, yurt dışı yük taşımacılığının ise yüzde 80’i demiryolundan gerçekleştiriliyor.

04 Mayıs 2016 Çarşamba

‘Deri’ye her ülke pazar

Türk deri sektörü, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Deri, Kürk ve Saraciye Meslek Komitesi öncülüğünde ABD’ye çıkartma yaptı. Sektör temsilcileri, deri tüketicisi ülkelerdeki alıcıları yerinde ziyaret etmek ve yeni alıcılarla ilişkiler geliştirmek amacıyla Amerika’nın lüks dış giyim ve aksesuar fuarı olan 2016 Chicago ILOE Show’u ziyaret etti. UZAK DEMEYECEĞİZ İTO Deri, Kürk ve Saraciye Meslek Komitesi Başkanı Nurettin Aydın, “Moralimizin bozuk olduğu bir dönemdeyiz. Sektör ciddi sıkıntılı bir süreçte ama oturmakla, dizimizi dövmekle sorun çözülmez. ‘Uzak’ demeyeceğiz, ‘O ülke deri almaz’ demeyeceğiz. Dünyadaki her deri fuarının takipçisi ve katılımcısı olacağız” dedi. Deri talebinin uzun yıllar daha devam edeceğini savunan Aydın, sektörün her ülkede pazar bulabileceğini kaydetti. Aydın, Türkiye’nin bu sektörde ciddi birikime sahip olduğunun altını çizerek, Türkiye’de deri tabaklama, tasarım ve imalatta yetişmiş insan gücünün ve alt yapının bulunduğunu aktardı. 17-18 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen fuarı ziyaret eden heyette Deri, Kürk ve Saraciye Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mehmet Musa Evin, İTO Meclis Üyesi ve aynı zamanda İstanbul Deri ve Deri Mamülleri İhracatçıları Birliği (İTKİB) Başkanı Mustafa Şenocak, Komite Başkan Yardımcısı Eyüp Yasan ile Komite Üyesi Faysal Nerse de yer aldı. DAHA GENİŞ ALICILARA ULAŞABİLİRİZ Son günlerdeki sıkıntıların deri sektörünü olumsuz etkilese de bu durumun geçici olduğunu kaydeden Nurettin Aydın, şunları söyledi: “Ancak bu durum, ham deri fiyatlarını düşürdü. Dolayısıyla artık herkesin alabileceği bir düzeyde. Bu da yeni ve daha genişalıcılara ulaşmamızı kolaylaştırıyor. Yanıt bulması gereken soru şu: Bu ucuz deriyi alıp imalatını yapmak ve satmak için gerekli sermaye var mı? Özellikle üretimi teşvik edici projeler geliştirilmeli. Çünkü sektör, ithalata bağımlı olarak üretimini sürdürüyor. Bu da sektörü dışa bağlamlı yapıyor. Döviz kurlarından da ciddi şekilde olumsuz etkileniyoruz.”

04 Mayıs 2016 Çarşamba

ABD’den pamuk ithal edenler dikkat!

Ekonomi Bakanlığı tarafından, ABD menşeli pamuk ithalatında açılan damping soruşturması ve sonucunda alınan önlemlerin, ABD tarafından Türkiye menşeli ürünlere yönelik yürürlüğe koyulan önlem kararlarıyla bir ilişkisi bulunmadığı ve ‘misilleme’ niteliği taşımadığı bildirildi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, ABD menşeli pamuk ithalatına yönelik damping soruşturmasının, 17 Nisan 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğle tamamlandığı belirtildi. Soruşturma sonucunda dampingin, yerli üretim dalında zararın ve her ikisi arasında illiyet bağının mevcut olduğunun tespit edildiği ifade edilen açıklamada, bu kapsamda, ABD menşeli pamuk ithalatında, zararı ortadan kaldıracak daha az oranlı bir önlem uygulanması uygun görülerek CIF bedelin yüzde 3’ü oranında dampinge karşı kesin önlemin yürürlüğe konulduğu kaydedildi. TEKNİK BİR UYGULAMA Mevzuatı ve süreci hakkında bilgi verilen damping soruşturmaların tamamen şeffaf yürütüldüğüne işaret edilen açıklamada, “Bu çerçevede ABD menşeli pamuk ithalatında açılan damping soruşturması da gerek ülkemizin gerekse ABD’nin tarafı olduğu Dünya Ticaret Örgütü kuralları ve kaideleri çerçevesinde haksız rekabetin önlenmesi amacıyla yürütülen tamamen teknik bir uygulamadır” denildi.

03 Mayıs 2016 Salı

Gıdada farkındalık projesine AB desteği

Avrupa Birliği ve Türkiye’nin ortaklaşa fonladığı ‘Yolsuzluğun Önlenmesi ve Etiğin Geliştirilmesi’ projesi kapsamında tarım ve gıda etiğinin teşvik edilmesi, bu alanda var olan yolsuzlukların görünürlüğünün artırılması amaçlanıyor. Proje Koordinatörü Prof. Dr. Cemal Taluğ’un verdiği bilgiye göre hibe projesi AB ve Türkiye tarafından ortaklaşa fonlanıyor. Buna göre projenin toplam bütçesi 2.5 milyon Euro olarak belirlendi. STK’LARA SUNULUYOR Projenin 500 bin Euro’luk bölümü sivil toplum kuruluşlarının (STK) etik davranışları özendirmek ve yolsuzlukların önlenmesiyle ilgili farkındalık ve politika oluşturma kapasitelerini geliştirmek hedefiyle STK’ların kullanımına sunuluyor. Öte yandan projenin biri ulusal, üçü yabancı olmak üzere dört iştirakçisi bulunuyor. Projede Ulusal iştirakçi Türkiye Felsefe Kurumu Derneği’nin yanı sıra yabancı iştirakçi olarak Avrupa Tarım ve Gıda Etiği Derneği, Hollanda Wageningen Üniversitesi Felsefe Çalışma Grubu ve Food Ethics Council yer alıyor.

03 Mayıs 2016 Salı