tatil-sepeti
Eylülde 16.9 milyar dolar ihracat

Türkiye İstatistik Kurumuile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle oluşturulan eylül ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri açıklandı. Buna göre, Genel Ticaret Sistemi (GTS) kapsamında ihracat eylülde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,8 artarak 16 milyar 9 milyon dolara,ithalat da yüzde 23 artışla 20 milyar 837 milyon dolara ulaştı. Dış ticaret açığı eylülde yüzde 189,6 yükselerek 4 milyar 828 milyon doları buldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı Eylül 2019'da yüzde 90,2 iken, yüzde 76,8'egeriledi. İhracat ocak-eylül döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,9 azalarak 118 milyar 325 milyon dolara düştü,ithalat yüzde 1,5 artışla 156milyar 186 milyon dolara çıktı. Dış ticaret açığı ocak-eylül döneminde yüzde 79,5artarak 21 milyar 93 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı Ocak-Eylül2019'da yüzde 86,3 iken, bu yılın aynı döneminde yüzde 75,8'e geriledi. ENERJİ VE ALTIN HARİÇ DIŞ TİCARET Eylül ayında enerji ürünleri ve altın hariç ihracat yüzde 8,4, ithalat yüzde 15,5 arttı. Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, eylülde yüzde 8,4 artarak 14 milyar 335 milyon dolardan 15 milyar 541 milyon dolara yükseldi. Eylül ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 15,5 artarak 12 milyar 784 milyon dolardan 14 milyar 769milyon dolara çıktı. Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret fazlası eylül ayında 772 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 11,8 artarak 30 milyar 311 milyon dolar oldu. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 105,2 olarak kayıtlara geçti. ALMANYA İHRACATTA, ÇİN İTHALATTA İLK SIRADA Söz konusu ayda ihracat yapılan ülkeler arasında ilk sırayı Almanya aldı. Bu ülkeye 1 milyar 517milyon dolar ihracat gerçekleştirildi. Almanya'yı sırasıyla 1 milyar 142milyon dolarla Birleşik Krallık, 947milyon dolarla ABD, 799 milyon dolarla İtalya, 798 milyon dolarla Iraktakip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 32,5'ini oluşturdu. Ocak-eylül döneminde de ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya'ya yapılan ihracat 11 milyar 277 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla 7 milyar 546 milyon dolarla Birleşik Krallık, 7 milyar 241 milyon dolarla ABD, 6 milyar 243 milyon dolarla Irak ve 5 milyar 526 milyon dolarla İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 32'sine karşılık geldi. Çin, geçen ay ithalatta ilk sırada yer aldı. EylüldeÇin'den yapılan ithalat 2 milyar 161 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla 2 milyar 71 milyon dolarla Almanya, 1 milyar 553 milyon dolarla Rusya, 1 milyar 122 milyon dolarla İsviçre, 1 milyar 83 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 38,3'ünü oluşturdu. Ocak-eylül döneminde de ithalatta ilk sırayı Çin aldı. Bu dönemde, Çin'den yapılan ithalat 16 milyar 381 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla 14 milyar 714 milyon dolarla Almanya, 12 milyar 842 milyon dolarla Rusya, 8 milyar 760 milyon dolarla ABD ve 6 milyar 485 milyon dolarla Irak izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 37,9'unu kapsadı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ihracat eylüldebir önceki aya göre yüzde 6,7artarken, ithalat yüzde 0,4 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise eylülde geçenyılın aynı ayına göre ihracat yüzde 0,7, ithalat da yüzde 19,7 arttı. Öte yandan yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ihracatı içindeki payı eylüldeyüzde 3,3, ocak-eylül döneminde yüzde 3,4 olarak kayıtlara geçti. Eylülde imalat sanayisi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 83,6, ocak-eylül döneminde ise yüzde 81,4 olarak belirlendi. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ithalatı içindeki payı eylüldeyüzde 12,3, ocak-eylül döneminde yüzde 12,7 oldu. ÖZEL TİCARET SİSTEMİ VERİLERİ Özel Ticaret Sistemi'ne (ÖTS) göre ihracat, eylüldegeçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,6 artarak 15 milyar 211 milyon dolar, ithalat yüzde 21,2 artışla 19 milyar 992 milyon dolar olarak gerçekleşti. Eylüldedış ticaret açığı yüzde 129,4 yükselerek 4 milyar 781 milyon doları buldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı Eylül 2019'da yüzde 87,4 iken, bu dönem yüzde 76,1'e geriledi. ÖTS'ye göre ihracat, ocak-eylül döneminde, geçen yılın aynı dönemine yüzde 10,9 azalarak 111 milyar 948 milyon dolar, ithalat yüzde 0,9yükselişle 149 milyar 809 milyon dolar oldu. Ocak-eylül döneminde dış ticaret açığı yüzde 66,3 artarak 37 milyar 860 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı geçen yıl ocak-eylül döneminde yüzde 84,7 iken, bu yılın aynı döneminde yüzde 74,7'ye geriledi.

30 Ekim 2020 Cuma

Açık otellerde sonbahar yüzde 44.9 dolulukla başladı

Türkiye Otelciler Birliği'nden (TÜROB) Eylül 2020konaklama sektörü doluluk oranlarına ilişkin yapılan açıklamaya göre, Türkiye genelinde otellerin önemli bir bölümü pandemi nedeniyle verdikleri "mola"ya devam etti. Açık olan otellerden sağlanan verilere göre, Eylül 2020’de Türkiye'nin otel dolulukları, 2019’un aynı ayına göre yüzde 39,6 azalarak ortalama yüzde 44,9 oldu. Dünya çapında veri ve analiz şirketi STR'nin TÜROB için hazırladığı "Eylül 2020 Ülke Performans Raporu"na bakıldığında, eylül ayında ortalama günlük satılan oda bedeli (ADR) yüzde 4,8 artışla 87,2 Euro olarak gerçekleşti. Konaklamada en önemli gelir kalemi olarak kabul edilen toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirler (RevPAR) ise yüzde 36,8 düşüşle 39,1 Euro’ya geriledi. Türkiye’nin ocak-eylül 2020 dönemini kapsayan 9 ayda ise ortalama doluluk oranı yüzde 47,8 düşüşle yüzde 35,4, günlük satılan oda bedeli yüzde 9 düşüşle 72 Euro, oda başı elde edilen gelir yüzde 52,5 düşüşle 25,4 Euro oldu. 2021'E HAZIRLANIYORUZ Açıklamada görüşlerine yer verilen TÜROB Başkanı Müberra Eresin,sektörün 2-3 aylık kısmi bir kımıldamanın ardından sonbaharla birlikte pandeminin de etkisiyle yeniden sakin bir döneme girdiğini belirtti. Hem şehir hem de kıyı bölgelerde otellerin büyük bölümünün halen kapalı olduğuna dikkati çeken Eresin, “Tüm umut ve beklentimiz pandemiyi geride bırakarak 2021’in ikinci yarısından sonra yeniden ekonominin lokomotif sektörü haline gelebilmek. 2021'e hazırlanıyoruz” ifadelerini kullandı. İSTANBUL'UN DOLULUK ORANI EYLÜLDE YÜZDE 44,1 OLDU İstanbul'un Eylül 2019’da yüzde 80,7 olan doluluk oranı, Eylül 2020'de yüzde 45,3 azalarak, yüzde 44,1 olarak ölçüldü. İstanbul’da ortalama günlük satılan oda bedeli 88,6 Euro ile Eylül 2019’a göre yüzde 7,6 düştü. Odabaşı elde edilen gelirler ise geçen yıla oranla yüzde 49,5 gerileyerek 39,1 Euro olarak ölçüldü. İstanbul’da ocak-eylül 2020 döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre ortalama doluluk yüzde 50,2 düşüşle yüzde 36,9, ortalama günlük satılan oda bedeli yüzde yüzde 14,8 düşüşle 76,7 Euro, oda başı elde edilen gelir yüzde 57,6 düşüşle yüzde 28,3 Euro olarak gerçekleşti. ANTALYA DOLULUKTA YÜZDE 60’I GÖRDÜ Antalya’da Eylül 2020 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 23,2 azalarak yüzde 60,5 oldu. Ortalama günlük satılan oda bedeli 138,3 Euro ile Eylül 2019'a göre yüzde 39,7 arttı. Odabaşı elde edilen gelirler geçen yıl eylül ayına göre yüzde 7,2 artarak 83,6 Euro olarak ölçüldü. Antalya’da ocak-eylül 2020 döneminde ise geçen yılın aynı dönemine göre ortalama doluluk yüzde 41 düşüşle yüzde 39,8, günlük satılan oda bedeli yüzde 10 artışla 106,8 Euro, oda başı elde edilen gelir yüzde 35 düşüşle 42,5 Euro oldu. AVRUPA’DA DURUM Eylül 2020’de Avrupa destinasyonları doluluk ortalaması yüzde 51,7 düşüşle yüzde 38,9 olurken, ortalama oda fiyatı yüzde 29,9 düşüşle 86,4 Euro, oda geliri yüzde 66,1 düşüşle 33,6 Euro olarak tespit edildi. 9 ayda ise Avrupa destinasyonları doluluk ortalaması yüzde 51 düşüşle yüzde 35,7 olurken, ortalama oda fiyatı yüzde 17 düşüşle 94,4 Euro, ortalama oda geliri yüzde 59,3 düşüşle 33,7 Euro oldu.

30 Ekim 2020 Cuma

Elektrik sektörü tarihindeki en büyük dönüşümü yaşıyor

Uluslararası Enerji Ajansı'nın "Dönüşümdeki Elektrik Sistemleri" raporu, elektrik sistemlerinde gelişen zorluklara nasıl yanıt verileceğine ilişin öneriler sunuyor. Rapora göre,dünya toplam enerji talebinin yüzde 20'sini oluşturan elektriğin 2040'ta petrolü geçerek dünyadaki en büyük enerji kaynağı olacağı öngörülüyor. Aynı zamanda karbon emisyonlarının en büyük sorumlusu olan elektrik sektörü, yenilenebilir enerji kaynaklarındaki hızlı büyümeyle emisyonların azalmasında itici bir güç olarak da görülüyor. Elektrik tedariğinin güvenle sürdürülebilmesi için siber saldırılar, iklim değişikliğinden kaynaklanan aşırı hava olayları ve yenilenebilir enerji kaynaklarının şebeke entegrasyonunun sağlanabilmesi için dünyada daha kapsamlı bir yaklaşım gerekiyor. PLANLAMALARIN TEMEL PARÇASI OLMALI Maliyetleri hızla düşen yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam elektrik üretimindeki payı, rüzgar ve güneş enerjisi başta olmak üzere artıyor. Rüzgar ve güneş enerjisinin küresel elektrik üretimindeki payının 2040'ta bugünkü seviyesi olan yüzde 7'den yüzde 45'e yükseleceği, tüm yenilenebilir enerji kaynaklarının payının ise yüzde 70'in üzerine çıkacağı öngörülüyor. Diğer enerji kaynaklarına göredağıtık ve değişken bir şekilde elektrik üreten rüzgar ve güneş enerji santrallerinin şebeke esnekliğinin sağlanmasına ihtiyaç duyuluyor. Bunun için elektrik şebekesine küresel çapta yatırım yapılması gerekiyor. Öte yandan, elektrik sistemlerinde artan dijitalleşme sistemleri siber saldırılara açık hale getiriyor. Siber saldırıları olabildiğince engelleyebilmek için hükümetlerin siber dayanıklılık önlemlerini belirlemesi ve planlamalarının temel bir parçası haline getirmesi öneriliyor. İklim değişikliğinden kaynaklanan aşırı hava olaylarına karşı elektrik sistemlerinin daha dirençli olması için ise elektrik güvenliği stratejilerinde iklim direncine öncelik verilmesi ve gerekli yatırımların yapılması gerekiyor. FIRSATLAR VE ZORLUKLAR BİR ARADA IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, dünyada temiz enerji dönüşümünün başarılabilmesi içinelektriğin her zamankinden daha önemli hale geldiğini belirterek, şunları kaydetti: "Bugün, elektrik sektörünün 100 yıl önce ortaya çıkmasından bu yana geçirdiği en büyük dönüşüme şahit oluyoruz. Bu değişiklikler, elektrik üretiminde yeni kaynakların oluşması, dijital teknolojiler, yeni iş modelleri ve depolama gibi birçok yenilikten kaynaklanıyor. Çok heyecan verici ve geleceği parlak bu değişimler, karmaşık elektrik sistemlerinin işletilmesinde yeni zorlukları da beraberinde getiriyor." Birçok ülkenin benzer zorluklarla karşılaştığını ifade eden Birol, politika yapıcıların ve düzenleyicilerin birbirlerinin deneyimlerinden faydalanabileceğini sözlerine ekledi.

28 Ekim 2020 Çarşamba

Trafiğe 9 ayda 736 bin 543 aracın kaydı yapıldı

Türkiye İstatistik Kurumu, eylül ayına ilişkin motorlu kara taşıtları istatistiklerini açıkladı. Buna göre, eylül sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,12 artarak 23 milyon 132 bin 670'den 23 milyon 854 bin 820'ye yükseldi. Bu araçların yüzde 54,1'ini otomobil, yüzde 16,3'ünü kamyonet, yüzde 14,6'sını motosiklet, yüzde 8,1'ini traktör, yüzde 3,6'sını kamyon, yüzde 2,1'ini minibüs, yüzde 0,9'unu otobüs ve yüzde 0,3'ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu. Eylülde trafiğe kaydı yapılan toplam taşıt sayısı 105 bin 732 oldu. Bu taşıtların içinde otomobil yüzde 51,7 ile ilk sırada yer aldı. Bunu yüzde 22,6 ile motosiklet, yüzde 16,4 ile kamyonet, yüzde 5,1 ile traktör takip etti. Araçların yüzde 2,5'i kamyon, yüzde 0,7'si minibüs, yüzde 0,6'sı özel amaçlı taşıtlar, yüzde 0,4'ü otobüslerden oluştu. Bu ayda trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre yüzde 1,8 arttı.Kamyonda yüzde 49,2, kamyonette yüzde 26,8, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 16,7, traktörde yüzde 16,1, minibüste yüzde 5,2 artış, otobüste yüzde 15,8, motosiklette yüzde 6,2 ve otomobilde yüzde 3,3 azalış görüldü. Söz konusu ayda, yıllık bazda trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısında yüzde 101,6 artış oldu. Bu artış; özel amaçlı taşıtlarda yüzde 1360, kamyonda yüzde 271,1, kamyonette yüzde 256,4, traktörde yüzde 104,2, otomobilde yüzde 90,3, motosiklette yüzde 65,3 minibüste yüzde 18,6 ve otobüste yüzde 11 olarak kayıtlara geçti. Ocak-eylül döneminde 736 bin 543 taşıtın trafiğe kaydı yapıldı, 35 bin 995 taşıtın kaydı silindi. Böylece, trafikteki toplam taşıt sayısı 700 bin 548 arttı. DEVRİ YAPILAN ARAÇLAR Eylülde devri yapılan toplam 916 bin 48 taşıt içinde otomobil yüzde 70,7 ile ilk sırada yer aldı. Otomobili, yüzde 15,5 ile kamyonet, yüzde 6,1 ile motosiklet, yüzde 2,9 ile traktör, yüzde 2,2 ile kamyon ve yüzde 2 ile minibüs, yüzde 0,5 ile otobüs ve yüzde 0,1 ile özel amaçlı taşıtlar takip etti. Ocak-eylül döneminde trafiğe kaydı yapılan 409 bin 538 otomobilin yüzde 49,6'sının benzin, yüzde 41,7'sinin dizel, yüzde 5,6'sının LPG yakıtlı, yüzde 3,1'inin elektrikli veya hibrit olduğu görüldü.Eylül sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 12 milyon 907 bin 648 otomobilin ise yüzde 38,3'ü dizel, yüzde 37'si LPG, yüzde 24,3'ü benzin yakıtlı, yüzde 0,2'sinin elektrikli veya hibrit olduğu belirlendi. Yakıt türü bilinmeyen otomobillerin oranı ise yüzde 0,3 oldu. Eylül ayında 54 bin 705 otomobilin trafiğe kaydı yapıldı. Trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 20,3'ü Fiat, yüzde 17,4'üRenault, yüzde 8,6'sıToyota, yüzde 6,1'iVolkswagen,yüzde 4,8'i Skoda, yüzde 4,7'si Hyundai, yüzde 4,6'sı Ford, yüzde 3,8'i Honda, yüzde 3,3'ü Nissan, yüzde 3,0'ı Seat, yüzde 2,9'u Peugeot, yüzde 2,5'i BMW, yüzde 2,5'i Audi, yüzde 2,4'ü Opel, yüzde 2,4'ü Mercedes-Benz, yüzde 2,4'ü Kia, yüzde 2,2'si Dacia, yüzde 2,1'i Citroen, yüzde 0,8'i Volvo, yüzde 0,6'sı Jeep ve yüzde 2,8'i diğer markalardan oluştu. Ocak-eylül döneminde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 30,9'u 1401-1500, yüzde 24,9'u 1501-1600, yüzde 23,3'ü 1300 ve altı, yüzde 14,4'ü 1301-1400, yüzde 5,5'i 1601-2000, yüzde 0,9'u 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahip araçlar oldu. Bu dönemde trafiğe kaydı yapılan otomobillerden yüzde 48'i beyaz, yüzde 26,5'i gri,yüzde 7,1'i mavi,yüzde 7'si siyah,yüzde 6,9'u kırmızı, yüzde 1,6'sı turuncu, yüzde 1,4'ü kahverengi, yüzde 0,7'si sarı, yüzde 0,2'si yeşil renkli iken yüzde 0,6'sı diğer renklerden oluştu.

28 Ekim 2020 Çarşamba

Açık havaya yatırımcı akını

CEYHUN KUBURLU Dünyada birçok marka yeni döneme alışmaya çalışıyor. Kimi hizmet yapısını değiştiriyor, kimi dijitalleşmeye büyük yatırımlar yapıyor. Franchise sektöründe hizmet veren birçok marka da yeni döneme uyum sağlamanın peşinde. Son günlerde öne çıkan yeni trend ise açık hava mağazacılığı. Yeme içme sektörü masalarını sokağa çıkarırken, mağazacılık hizmeti veren markalar da ürünlerini dükkanların önüne taşımaya başladı. Böylece kapalı alanlarda kalma süresini azaltan markalar müşterileri daha kolay çekebiliyor. Kimi mağazalar kiosk modeli ile faaliyet gösteriyor, kimi restoranlar ise bahçelerini büyütüp sokak alanlarını kullanmaya çalışıyor. MAHALLE KÜLTÜRÜ Markaların girişimcileri rahatlatma adına yüksek kiralardan da kurtulduğu bir dönem yaşandığını belirten sektör temsilcileri, “Bu dönemde markalar için belki de en önemli gelişme, yüksek kira bedellerinin düşmesi olacak. Artık mahalle ve semt kültürü daha da yaygınlaşacak. İnsanlar toplu taşıma kullanmadan ulaşacakları noktalara gitmeyi tercih ediyor. Burada da mahalleler ve semtler öne çıkıyor. Mahallelerde kiralar, yoğun talep gören caddelere göre daha düşük. Hem açık alan hem de kullanımı kolay mağazalar açmak mümkün. Artık yüksek kiralara dükkan açmak zor gibi görünüyor” dedi. İŞTAH ARTACAK Yüksek kiralardan kurtulmanın birçok alanda fırsatı da beraberinde getireceğine dikkat çeken sektör mensupları, şunları söyledi: “Girişimcilerin bu alana daha kolay yatırım yapmasını sağlayacak ve yatırım iştahını artıracak. Hatta bazı markalar hiç dükkan açmadan franchise verecek. Bölgesel dağılım yapılarak internet üzerinden tüketicilere ulaşacaklar. Yani artık franchise sektörünün en çok zorlandığı yüksek kira konusu rafa kalkmış olacak. Yepyeni bir dünyada insan hayatını kolaylaştıracak ve az maliyetli işler öne çıkacak.” PANDEMİDEN EN AZ ETKİLENEN SEKTÖR Bu dönemde franchise markalarına olan talebi de değerlendiren sektör mensupları, şu yorumu yaptı: “2020 yılında yaşanan pandemiden çok fazla etkilenmeyen sektörlerden biri, belki de franchise oldu. Markalar girişimcilere birçok kolaylık ve yenilik sundu. Dijitalleşme sürecine de en hazırlıklı şirketler kurumsal zincir markalardı. Bunların meyveleri 2020 yılında toplandı. Markalar hızla planlarını değiştirerek yeni yatırımcılara daha kolay ve ulaşılabilir girişimcilik fırsatı sundu. Bunun sonucunda da belki de pandemiden en az etkilenen sektör olarak kayıtlara geçti. Hem yerli hem yabancı yatırımcılar Türk markalarına büyük ilgi gösterdi ve gösteriyor. Her kriz bir fırsattır sözünden hareketle gerçekten de markalar açısından önemli bir dönem geçirilmiş oldu. Elbette bazı zorlanılan alanlar var. Ancak franchise sektörü, böylesine bir dönemde bile hâlâ yatırım teklifi alan bir sektör.”

27 Ekim 2020 Salı