tatil-sepeti
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 53 verimlilik artırma projesine destek verecek

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın internet sitesinden yapılan duyuruya göre,2020 başvurularından desteklenmesi uygun görülen verimlilik artırıcı projeler belli oldu. Bu kapsamda, motorlarda verimlilik artırma, yüksek verimli soğutma grubu uygulaması, aydınlatmada LED dönüşümü ve soğutma kule fanlarında verimlilik artırma projelerinin aralarında bulunduğu 53 projeye destek verilecek.

11 Aralık 2020 Cuma

'Türkiye Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezi' ile yerli sanayide dijital dönüşüm

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ve Dünya Ekonomi Forumu (WEF) iş birliğiyle kurulan Türkiye Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezinin açılış törenine videokonferans yöntemiyle katıldı. MESS'in, BakanlıköncülüğündeWEFDördüncü Sanayi Devrimi Merkezleri Ağı'nadahil olduğunu belirtenVarank,yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla dijital dönüşümün öneminin arttığına işaret etti. Varank, "İçinde yaşadığımız bu süreç, ülkelere pek çok risk ve fırsatı aynı anda getiriyor. Ülkeler kendilerine uygun yol haritalarını belirliyor ve iç dinamiklerine uygun yeni refleksler geliştiriyor. Pek çok ülkenin salgınla birlikte gündemine aldığı, yerlilik, millilik, teknolojik dönüşüm kavramlarını, biz zaten 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejimizin merkezine koymuştuk" dedi. Stratejide belirlenen ana hedeflere değinen Varank, şöyle konuştu: "Türkiye'nin potansiyeli gerçekten çok büyük. Genç bir nüfusumuz, güçlü bir sanayi altyapımız var. Adeta sıfırdan inşa ettiğimiz Ar-Ge ve girişimcilik ekosistemimiz her geçen gün daha da gelişiyor. Artık yüksek teknoloji ve ileri tasarım becerileri gerektiren işlere imza atabiliyoruz. Türkiye'nin teknolojik dönüşümünü gerçekleştirecek, ülkemizi kritik teknolojilerin sadece pazarı değil, üreticisi haline getirecek yol haritalarımız hazır." GÜÇLÜ ULUSLARARASI İŞ BİRLİKLERİNE İHTİYAÇ VAR Varank, dijital dönüşümün sağladığı rekabetçilik avantajından maksimum düzeyde faydalanabilmek için güçlü uluslararası iş birliklerine ihtiyaç olduğunu ifade ederek, Türkiye Dördüncü Sanayi Devrimi Merkezininbu noktada kilit bir rol oynayacağını söyledi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, MESS ve Dünya Ekonomi Forumu iş birliğiyle kurulan merkezin dünyadaki 9, Avrupa'daki 2 merkezden biri olduğuna dikkati çekenVarank, şu ifadeleri kullandı: "Burada, kamu, özel sektör, üniversite ve STK iş birliğiyle başta sanayimiz olmak üzere dijital dönüşümü hızlandıracak politikalar ve projeler geliştireceğiz. Dünyadaki eğilimleri ilk elden takip ederek, önde gelen akademisyen, girişimci ve teknoloji şirketleriyle doğrudan bağlantı kuracağız. Merkezimiz hem Türkiye özelinde projeler tasarlayacak hem de yapacağı pilot uygulamalarla kamuya mevzuat önerilerinde bulunacak." İLK AŞAMA PROJELERİMİZ DAHİ 4. SANAYİ DEVRİMİ'NDEKİ ROLÜMÜZEKATKI SUNACAK Varank, KOBİ'lerin Dijital Dönüşümünü Hızlandıracak Endüstriyel Nesnelerin İnterneti Projesi'ni ekim ayında başlattıklarını belirterek, buna ilişkin bilgi verdi. Hedeflerinin 2 bin KOBİ'nin dijitalleşme süreçlerinin tamamlamasını sağlamak olduğunu ifade eden Varank, projenin çıktılarını da destek ve teşvik sistemini geliştirirken kullanacaklarını dile getirdi. Varank, Teknolojinin Sorumlu Kullanımı Projesi ile yapay zekanın etik kullanımı için temel prensipleri belirleyeceklerini, Sanayide Rekabetçilik İçin Verinin Doğru Paylaşımı Projesi ilede sanayiye yönelik verilerin doğru ve zamanlı kullanımıyla ilgili çalışmalar yürüteceklerini vurgulayarak, "Merkezimizde gerçekleştireceğimiz ilk aşama projeler dahi Türkiye'nin 4'üncüSanayi Devrimi'ndeki rolüne büyük katkılar sunacak"değerlendirmesinde bulundu. MERKEZİMİZ ÇIĞIR AÇICI TEKNOLOJİLERDE TÜRKİYE'Yİ MARKA YAPACAK Yeni dönemde planladıkları tüm adımları Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla attıklarına dikkati çeken Varank, şunları söyledi: "Sanayimizin teknolojik dönüşümüne hizmet edecek politikaları, destek ve teşvik mekanizmalarını bu vizyonla kurguluyoruz. Kritik teknoloji ürünlerinin, yerli imkanlarla üretilmesi için Ar-Ge'den yatırıma kadar uçtan uca bir destek mekanizması olan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'nı hayata geçirdik. Bu programla cari açık verdiğimiz ithal ürünleri yurt içinde üretebileceğiz." Varank, Sanayileşme İcra Komitesinin ve Yapay Zeka Enstitüsünün kurulması, MEXT Teknoloji Merkezinin açılışının gerçekleştirilmesi, Model Fabrika kurulması gibi çalışmaları hatırlatarak, tüm bunları gerçekleştirebilmek için insan kaynağının önemli olduğunu bildirdi. Mevcut iş gücünügeleceğin mesleklerine yönlendirecek projeler yapmanın yanında, çocuk ve gençlerin teknolojik bilgi ve donanımına öncelik verdiklerini belirtenVarank, 30 şehirde kurdukları "DeneyapTeknoloji Atölyeleri"nde, çocuklara kapsamlı eğitimler verdiklerinde, 2023'e kadar buralardan 50 bin teknoloji yıldızı yetiştireceklerini bildirdi. Varank, önde gelen teknolojilerde yetkin ve nitelikli insan kaynağını da Türkiye'ye kazandırdıkları, Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı'nda gelecek yıl açılacak yeni çağrıyla en az 100 üst düzey araştırmacıyı daha ülkeye getirecekleri bilgisini verdi. Geliştirilen Ar-Ge ve yenilikçilik ekosistemi, niteliğigüçlendirileninsan kaynağı ve açılışı yapılan merkezlerle Türkiye'nin hedeflerine çok yakın olduğunu vurgulayan Varank, "Türkiye'yi 4'üncü Sanayi Devrimi'nin trendlerini belirleyen ülkelerden biri yapmakta kararlıyız.Çığır açıcı teknolojiler ve sanayinin dijital dönüşümünde Türkiye'yi marka ülke yapacak olan merkezimizin,ülkemize, milletimize, Türk sanayicisine, uluslararası ortaklarımıza hayırlı olmasını diliyorum" dedi.

11 Aralık 2020 Cuma

Yeşil ekonomi 10 yılda 35 milyon istihdam yaratacak

Düşük karbonlu yatırımların 2030'a kadar net 35 milyon istihdam yaratacağı öngörülürken, değeri 12,5 trilyon doları bulan 1500'den fazla şirket net sıfır emisyon hedefi belirledi. Küresel danışmanlık şirketi SYSTEMIQ tarafından hazırlanan "Paris Etkisi: İklim Anlaşması Küresel Ekonomiyi Nasıl Yeniden Şekillendiriyor" başlıklı raporda, Paris İklim Anlaşması'nın 2015'te kabul edilmesinin ardından geçen 5 yılda ekonomik, sosyal ve politik eğilimlerdeki değişimin hızı analiz edildi. Buna göre, sera gazı emisyonları ve küresel ısınma artmaya devam ederken, ekonomide düşük karbonlu yatırımlara geçiş hız kazandı. Güneş ve rüzgar enerjisinde düşen maliyetler bu kaynakları fosil yakıtlardan daha iyi seçenekler haline getirdi. Aynı zamanda elektrikli araç teknolojilerinin gelişim hızı tahminlerin ötesine geçti. Bu kapsamda, 2030'a kadar emisyonların yüzde 70'inden sorumlu kara yolu taşımacılığı, ısıtma ve tarım dahil olmak üzere birçok sektör rekabetçi ve düşük karbonlu çözümlere yatırım yapacak. "NET SIFIR EMİSYON" KAVRAMI KÖKTEN DEĞİŞTİ İlk olarak Birleşmiş Milletler'de dile getirilen "net sıfır emisyon" kavramı Paris İklim Anlaşması'nın ardından ülkelerin daha hızlı politika ve yasa belirlemesiyle kökten değişime uğradı. Küresel ekonomik büyüklüğün yüzde 50'sinden fazlasını oluşturan çeşitli ülke, şehir ve şirketlerin net sıfır emisyon hedefleri bulunurken, hali hazırda 121 ülke net sıfır emisyon hedefi için planlama ve uygulama çalışmaları yürütüyor. Değeri 12,5 trilyon doları bulan 1500'ün üzerinde şirketin net sıfır emisyon hedefi bulunuyor. Toplam 1,5 trilyon değerinde varlık sahibi kurum, portföylerini küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlama hedefine uygun kılmayı amaçlıyor. Dünyada 200 elektrikli uçak şu anda geliştirme aşamasında bulunurken, bu uçakların 2020'li yılların ortasında ticari uçuşlara başlayabileceği öngörülüyor. Bu kapsamda, gelecek 10 yılda yeşil ekonomi dönüşümüne yapılacak yatırımlarla net 35 milyon istihdam yaratılması bekleniyor. YOĞUN KARBONLU ENDÜSTRİLER GERİDE KALIYOR SYSTEMIQ Kurucu Ortağı Jeremy Oppenheim, rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, Paris Anlaşması'nın iklim faaliyetleri için eşi görülmemiş ve birleştirici bir çerçeve oluşturduğunu belirterek, "2050 yanıltıcı derecede uzak görünebilir, fakat zaman düşündüğümüzden daha hızlı geçecek. Sıfır karbon emisyonlu teknolojiler ve iş modelleri, doğru politikalarla desteklendiği sürece 2030 yılına kadar birçok sektörde eski, yoğun karbonlu endüstrileri geride bırakabilir. Akıllı ülkeler, şirketler, yatırımcılar ve kentler, risk dengesinin değiştiğinin farkında. Bu nedenle yeni istihdam, sağlık ve değer yaratma olanaklarından yararlanarak rekabetin ilerisinde olmak istiyorlar" ifadelerini kullandı. Grantham İklim Değişikliği ve Çevre Araştırma Enstitüsü Başkanı Nicholas Stern de iklim konusunda yetersiz eylemin büyük ve maliyetli iklim riskine yol açtığına dikkati çekerek şunları kaydetti: "Paris Etkisi, ayrıca yetersiz eylemin, ekonomiler için önümüzdeki refah yaratma dalgasında geride kalma riski oluşturduğunu da açıkça ortaya koyuyor. Şimdiden hız kazanmaya başlayan bu dalga, önümüzdeki on yıl boyunca büyüme ve dönüşüm için baskın bir güç haline gelecek. Usta yatırımcılar ve politika belirleyiciler, önümüzdeki süreçte yalnızca net sıfır emisyonlu bir ekonomiyle sağlanabilecek fırsatları, istihdamı ve dayanıklılığı hedefleyecektir."

10 Aralık 2020 Perşembe

Tavuk yumurtası üretimi ekimde aylık bazda yüzde 5.7 arttı

Türkiye İstatistik Kurumu, ekim ayına ilişkin kümes hayvancılığı üretimi istatistiklerini açıkladı. Buna göre, tavuk yumurtası üretimi ekimde bir önceki aya göre yüzde 5,7 artarken, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2 azaldı. Bu dönemde 1 milyar 709 milyon 625 bin adet tavuk yumurtası üretildi.
 KESİLEN TAVUK SAYISI AYLIK BAZDA YÜZDE 0,2 AZALDI Ekimde kesilen tavuk sayısı aylık bazda yüzde 0,2 azalışla 95 milyon 754 bin olarak kayıtlara geçti. Geçen yılın aynı ayına göre, kesilen tavuk sayısı yüzde 7,6 azaldı. Tavuk eti üretimi ekimde bir önceki aya göre yüzde 0,9 azaldı ve 172 bin 439 ton olarak gerçekleşti. Tavuk eti üretimi geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 8,5 geriledi. Hindi eti üretimi ise ekimde aylık bazda yüzde 8,7, yıllık bazda yüzde 29,7 azalarak 4 bin 168 ton oldu. Ocak-ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre, hindi eti üretimi yüzde 1,2 artarken, tavuk eti üretimi yüzde 0,1, kesilen tavuk sayısı yüzde 0,3, tavuk yumurtası üretimi yüzde 0,7 azaldı.

10 Aralık 2020 Perşembe

Mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektöründen 11 ayda 4.9 milyar dolarlık ihracat

İstanbul İhracatçı Birlikleri (İİB) açıklamasında görüşlerine yer verilen İstanbul Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç, sektörün 15 bini ihracatçı olmak üzere 36 bin mobilyacıya ev sahipliği yaptığının altını çizdi. Güleç, Türkiye mobilya sektörünün dünyanın 8. büyük ihracatçısı olduğunu da hatırlatarak sektörün yüksek teknolojiyle inovatif ürünlere odaklandığını açıkladı. Sektörün üretim hacmini 10 milyar dolar olarak aktaran Güleç, “Türkiye mobilya sektörü olarak üretimimizin yüzde 35’ini ihraç ediyoruz. Dolayısıyla katma değerli ve tasarım yönü güçlü mobilya üretimimizi artırarak, dünya mobilya pazarından aldığımız payı yüzde 2’den, yüzde 3’e çıkarmak istiyoruz. Aynı zamanda hayatımızın bir gerçeği olan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pademisi tüm hızıyla devam ederken yılı, mobilya üzerinde 4 milyar bandına en yakın noktada tamamlama hedefiyle iş süreçlerimizi yönetiyoruz. Bu olağanüstü koşullarda tüm sektör paydaşlarında olduğu gibi bizde 2021 planlarımızı gözden geçirdik” ifadelerini kullandı. Güleç, uzun vadeli hedefler için pandeminin seyrini izlediklerini belirterek, “Ancak içinde bulunduğumuz gündemde dahi 2021 yılı Türkiye için fuar yılı. Nisan ayında gerçekleştirmeyi öngördüğümüz mobilya fuarında ciddi bir ticari hacmin oluşmasını bekliyoruz” değerlendirmesinde bulundu. ABD’YE MOBİLYADA İHRACAT ARTIŞI YÜZDE 11,23 Mobilya ihracatında ilk beş pazarı Irak, Almanya, Suudi Arabistan, İngiltere ve İsrail olarak açıklayan Güleç, ABD ve Çin gibi stratejik önemdeki hedef pazarlarda ise yaşanan artışın dikkati çektiğini kaydetti. Güleç, ABD’ye mobilya ihracatında pandemiye rağmen geçen yılın aynı dönemine göre yaşanan artışın yüzde 11,23 olduğunu belirterek, “ABD pazarındaki istikrarımız devam ediyor. Bu artış, istikrarlı pazar konsantrasyonu ve 5 yıllık bir çalışmanın neticesi olarak okunabilir. Lojistik mobilya merkezleri projesinin tam olarak hayata geçmesi halinde bu tarafta daha ciddi bir artış bekliyoruz” dedi. Dünyanın en büyük mobilya ihracatçısı olan Çin pazarında Türk ürünlerine duyulan ilginin de sistematik bir yükseliş grafiği gösterdiğine işaret eden Güleç, “Avrupa Birliği ülkelerine gerçekleştirdiğimiz toplam ihracat geçen yılın aynı dönemine göre göre yüzde 3 artarak 1,3 milyar dolar olarak kayıtlara geçti. Özellikle Almanya, İngiltere, Fransa ve Romanya’da pazar payımızın artış şeklinde öne çıkmasını sürdürdü. Aynı zamanda kilogram başına fiyatlarda da Avrupa ülkelerine ihracatımız 3 doların üzerindeki seyrini devam ettiriyor. Bu rakam Irak’ta 2 doların hemen altı, Suudi Arabistan’da ise 2,30 dolar” açıklamasını yaptı. Ahmet Güleç, ihracatta bayrağı İstanbul’un taşıdığını ve İstanbul’u sırasıyla Bursa, Kayseri, Ankara ve İzmir’in izlediğini aktararak, şunları kaydetti: “İstanbul bu yıl 1 milyar dolar barajını aşacak gibi duruyor. Bursa 687 milyon dolar, Kayseri 489 milyon dolar, Ankara 240 milyon dolar, İzmir ise 154 milyon dolarlık ihracat yaptı. Pandemiye rağmen yılın ilk 11 ayına bakıldığında 2019 senesine göre dikkat çekici artışlar var. Ancak en ilginç artışı yüzde 116 ile Şırnak yakalamış durumda. Geçen yıl 27 milyon dolar olan 11 aylık ihracatını kasım sonunda 60 milyonun üzerine taşıyan ilimiz olarak, pandemi sürecini pozitif tarafta tamamlamayı başarmış durumda.”

10 Aralık 2020 Perşembe