tatil-sepeti
AB ülkelerinde deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesi artıyor

Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği (WindEurope)tarafından açıklanan rapora göre, söz konusu ilave kapasite356 offshorerüzgar türbininin elektrik sistemine bağlanmasına karşılık geliyor. AB ülkelerinde geçen yıloffshore rüzgar enerjisi kapasitesi 2 bin 918megavat artarken, bu artışta1493 megavatla Hollanda ilk sırada yer aldı. Bu ülkeyi, 706 megavatla Belçika, 438 megavatlaBirleşik Krallık, 219 megavatla Almanyave 17 megavatlaPortekiz izledi. Böylelikle, AB'degeçen yıl 25 bin megavat offshore rüzgar enerjisi kurulu güç kapasitesineulaşıldı. Geçen yıl Fransa, Hollanda, Almanya ve Birleşik Krallık'takiyeni offshore projelerinetoplamda 26,3 milyar avroluk yatırım kararı verildi. AB ülkeleri arasında Birleşik Krallık ve Almanya son 10 yılın en fazla offshorerüzgar enerjisi yatırımı yapılan bölgeleri oldu.

09 Şubat 2021 Salı

Tekstil ihracatında 2021 beklentisi 10 milyar dolar

Türkiye İhracatçılar Meclisi'nden (TİM) yapılan açıklamaya göre, salgına rağmen yıla rekorlarla başlayan Türkiye, ocakta15 milyar 48 milyon dolarla tüm zamanların en yüksek ocak ayı ihracatınaimza attı. Bu yıl için184 milyar dolar ihracat hedefi belirleyen sektör,dış ticaret fazlası veren Türkiye amacınaulaşmak için çalışmalarına devam ediyor. Açıklamada konuya ilişkin değerlendirmeleri yer alanTİMBaşkanı İsmail Gülle, küresel tedarik zincirlerinde salgınlahızlanan yeniden yapılanma sürecinin faydalarını şimdiden görmeye başladıklarını belirterek, hersektörde, ihraç mallaratalebin arttığını, Türkiye markasının güç kazandığını bildirdi. Tekstil ve ham maddeleri sektörününaralıkta önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 29'luk artış ve 770 milyon dolarlaşahane bir performansgösterdiğini anımsatan Gülle, sektörünhazirandan bu yana ciddi bir toparlanma yaşadığını vurguladı. Gülle,son çeyreği2,2 milyar dolarlık ihracatla kapatan sektörün yıl genelinde7,3 milyar dolara ulaştığını kaydederek,"Bu yıla da ihracat toplamında güzel bir başlangıç yaparakocak ayı rekorumuzu tazeledik. Bu rekora tekstil ve ham maddeleri sektörümüz de 732 milyon dolarla, önemli bir katkı sağladı. Ocakta Belarus'a yüzde 34 artışla 28 milyon dolar, ABD'ye yüzde 33 artışla 36 milyon dolar, Almanya'ya yüzde 15 artışla 38 milyon dolar, olarak gerçekleşti." ifadelerini kullandı. TÜRKİYE, KÜRESEL TEKSTİL TEDARİKİNDE YENİ ODAK NOKTA OLMAYA ADAYDIR İsmail Gülle,Türkiye'nin salgınşartları altındaki üretim ve ihracat performansıyla, güvenli tedarikçi kimliğini güçlendirdiğini belirterek, şu bilgileri verdi: "Bu yıl, Avrupa'da beklenen güçlü toparlanmanın da sağlayacağıtalep artışıyla, pazar çeşitliliğini de artırarak, sektörümüz 10 milyar dolar hedefine ulaşacaktır. Ana pazarımız Avrupa ülkeleri olsa da Afrika ve Asya ülkelerindeki artışlarsektörümüzün pazar çeşitliliğinigeliştirmekte olduğunu gösteriyor. Özellikle tekstil sanayisinde küresel tedarik zincirlerinin yeni odak noktası olmaya en büyük aday Türkiye'dir. İnşallah hep beraber, 2021 yılı hedefimiz olan 184 milyar doları da geçip, yıllık 200 milyar dolara erişeceğiz." Gülle, Türkiye'nin yüksek teknolojili ve katma değerli üretimle ihracata odaklandığını belirterek, buvizyonla atılan adımların gelecekte ülkeninküresel ticarette gücünü artıracağını vurguladı. Küresel değer zincirleri için kalite, fiyat, üretim kapasitesi ve lojistiğin öne çıktığını anımsatan Gülle,Türk ürünlerinin birçok alanda kalite anlamında daha önde olduğunu anlattı. Gülle, "Öncelikle, sanayi üretiminde ürün ve sektör çeşitliliği ile, gelişmiş bir yan sanayiye sahip olmamız, ülkemizi pek çok ülkeye göre avantajlı kılıyor. Bunun yanında, esnek ve hızlı üretim altyapımızı, salgınsürecinde tüm dünyaya tekrar kanıtlamış olmamız, koşullar ne olursa olsun üretmeye devam etmemiz, ülkemiz lehine oluşan pozitif algıya önemli katkı sağladı." ifadelerini kullandı.

09 Şubat 2021 Salı

Su ürünleri ihracatında Türk somonunun yıldızı parlıyor

Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliği Başkan Yardımcısı İhsan Bozan,su ürünleri ihracatına ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin su ürünleri ihracatının ocak ayında geçen yılın ocak ayına göre yüzde 12 artarak 100 milyon 809 bin dolarla tarihinin en yüksek seviyesine çıktığını aktaran Bozan, "Geçen yılın ocak ayında 90 milyon 298 bin dolar olan su ürünleri ihracatı, 2021'in ocak ayında 100 milyon 809 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Su ürünleri ihracatında ilk sırada 31 milyon 677 bin dolarla levrek yer alırken bunu, 25 milyon 469 bin dolarla çipura izledi. Alabalık ve orkinos ihracatından ise ülkemize 10'ar milyon dolarlık döviz girdisi sağlandı. Son yıllarda su ürünlerinin parlayan yıldızı Türk somonu ihracatı ise 678 bin dolardan 9 milyon 753 bin dolara yükseldi. Özellikle Türk somonuna olan talep, levrek ve çipuramız gibi hem ülkemizde hem dünyada yüksek oranda değer kazandı." bilgilerini verdi. İŞLENMİŞ VE DONDURULMUŞ ÜRÜNLERİMİZE TALEP ARTTI Bozan, sadece Türk balık ihracatçılarının 2020 yılını küresel olumsuzluklara rağmen iyi değerlendirdiğini belirterek, özellikle restoran gibi mekanların kapanması sonucunda, halkın evde balık tüketimine yöneldiğini söyledi. Böylece balık pişirme konusundaki bir çok önyargının azalarak sağlıklı beslenmenin öneminin bir kez daha anlaşıldığını anlatan Bozan, "Küresel bazdaki sıkıntılı ortam, değerleri ön plana çıkararak balık tüketimini artırdı. İşlenmiş ve dondurulmuş ürünlerimize de ayrıca talep arttı. Diğer bir konu kültür balıkçılığına dair yanlış düşüncelerin azalması ve yetiştirilen balıkların içindeki zengin besin değerlerinin anlaşılmasıdır. Bu sayede sektörümüzün ihracat rakamları arttı." diye konuştu. TÜRK SOMONU TÜM PAZARLARDA ÖNEMLİ BİR YER EDİNECEK Bozan, Türk su ürünleri sektörünün büyümeye devam ettiğini belirterek, Mersin ve Aydın illerinde üretime açılmış yeni sahalarda izin süreçlerini tamamlayarak çipura levrek kapasitesinin artırıldığını söyledi. Bozan, şunları kaydetti: "Karadeniz Bölgesinde çeşitli illerde açılan yeni üretim alanlarında da, son dönemin gözdesi Türk somonu üretimini başarılı bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Bu ürün hem sektör ihracatında yeni bir kalem olarak tüm pazarlarda önemli bir yer edinecek hem de ülkemizin ithal ettiği Norveç somonu diye bilinen balık için harcadığımız dövizin cebimizde kalmasını sağlayacak diye düşünüyoruz. 2021 yılında Türk somonu kapasitesini hızla arttırıp başta uzak doğu pazarları olmak üzere, daha geniş bir pazar yelpazesinde ihraç ederek toplam ihracat girdimizi yukarılara çıkaracağız. Yine yeni açılmış üretim sahaları olan Mersin, Aydın ve Adana’daki kapasitelerimizi tam kapasiteye çıkartarak rekabetçi maliyetlerle rakip ülkelerin pazarlarından daha fazla pay almaya çalışacağız." DONDURULMUŞ ÜRÜNLERE AĞIRLIK VERMEK ARZUSUNDAYIZ Bozan, Kovid-19 salgını süreciyle birlikte balığın tüm faydalarını tüketicilerin daha açık bir şekilde görmeye başladığını ifade ederek, "Bağışıklık sistemini koruduğu, içindeki omega 3 ile kalp sağlığına olumlu etkisi olduğu ve çocuklarda zeka gelişimini desteklediği uzmanlarca da sıkça belirtilmeye başlandı. Sağlıklı ve dengeli beslenme için balığın içinde bulunan protein yağları, hücrelerin onarılması ve yeni dokuların yapımı için çok büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle protein bakımından zengin olan balığın tüketiminin artırılması oldukça önemlidir." bilgilerini verdi. Bu bağlamda Türk su ürünleri sektörünün yetiştirdiği; çipura, levrek, granyöz, alabalık, somon alabalık ve orkinos tanıtımlarına daha fazla önem vereceklerini anlatan Bozan, bu şekilde yurt içinde kişi başı 6 kg/yıl civarında olan tüketimi artıracaklarını ve aynı zamanda yurt dışında mevcut pazarlardaki paylarını büyüteceklerini söyledi. Türk su ürünleri ihracatçılarının Çin gibi yeni pazarlarda ürünleri tanıtmak için faaliyetlerde bulunacağını aktaran Bozan, "Balık tüketimi pandemi boyunca gerek ülkemizde gerekse dış pazarlarda artış göstermiştir. 2020 yılında da tüketim miktarı yurt içi satışlar ve ihracata büyük oranda yansımıştır. 2021 yılında da tüketimin büyük oranda artacağını öngörüyoruz. Balık tüketiminin bu dönemde gerek ülkemizde gerekse dış pazarlarda daha çok işlenmiş, dondurulmuş ve konserve ürünlere kaydığını gözlemekteyiz. Bu trendi iyi değerlendirip hem yurt içinde hem de ihracatta işlenmiş ve dondurulmuş ürünlere ağırlık vermek arzusundayız. Bunu takiben de markalaşma konusu hızla gündeme gelmelidir. Bu yönde çalışmalara ağırlık vereceğiz." yorumunu yaptı. 2021’DE DAHA DA BÜYÜYEREK ÜLKE EKONOMİSİNE KATKI SAĞLAMAYI SÜRDÜRECEĞİZ Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliği Başkan Yardımcısı İhsan Bozan, bugüne kadar attıkları her adımda çevresel faktörleri göz önünde bulundurarak topluma karşı olan sorumluluklarının bilinciyle ve her zaman kurumsal ilkeler doğrultusunda hareket ettiklerini ifade etti. Salgınla birlikte beslenme şeklinin de olumlu yönde değişmesini takiben, Türkiye'ye katma değer sağlayacak yeni ürün çeşitleriyle faaliyetlerini sürdüreceklerini belirten Bozan, sözlerini şöyle tamamladı: "Sektörün kötü niyetle ve kasıtlı olarak karalandığı herkesin malumudur. Bu tür çabalar maalesef halkımızı kolay ikna ediyor. Bu nedenle yatırım aşamalarında, özellikle ÇED süreçlerinde gecikmelere neden olmaktadır. Gerek kamu oyundaki bu yanlış algının kırılması için tanıtım faaliyetleri gerekse bürokrasideki muhataplarımızın daha fazla bilgilendirilmesi de önümüzdeki dönem başlıca çalışma konularımız olacaktır. Lider üretici ve ihracatçı pozisyonumuz gereği, ihracata açılan yeni pazarlara ilişkin saha stratejilerimizle, üretimimiz ve ihracatımızla 2021’de daha da büyüyerek ülke ekonomisine katkı sağlamayı sürdüreceğiz."

08 Şubat 2021 Pazartesi

e-ticaretteki artış ambalaj talebini artırdı

Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir,dünyada ortalama yüzde 3 büyüyen ambalaj endüstrisinin Türkiye'de 2015-2019'da hacim olarak yılda ortalama yüzde 5 büyüdüğünü belirtti. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde Avrupa'da üretim çarklarının durduğunu hatırlatan Sarıbekir, Türkiye sanayisi ise bu dönemde virüse karşı tüm önlemlerini alarak üretmeye devam ettiğini vurguladı. 2021 yılında ambalaj sektörünün ihracat odaklı düşünmeye ve alternatif pazarları keşfetmeye ara vermeden devam edeceğini ifade eden Sarıbekir, şöyle konuştu: "Çok geniş coğrafyaya ihracat yapan bir sektör olarak fiyat kalite dengesine sahip olmamızın ve ülkemizin jeopolitik konumundan ötürü de lojistik yönünden avantajımızın salgın ile birlikte öne çıktığını ve yakalanan bu fırsatların salgın sonrasında da devam ettirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Dünyadan Türkiye’ye doğru bir talep kayması var ve bu doğrultuda bu yıl 5 milyar dolar ihracatı yakalayacağımızı öngörüyoruz. Daha çok ülkeye ambalaj satmayı, pazar sayımızı artırarak ürettiğimizin en az yarısını ihraç etmeyi hedefliyoruz. Ticaret Bakanlığımızın küresel ekonomideki ve siyasi konjonktürdeki gelişmeler çerçevesinde belirlediği ve desteklediği ülkeleri sektör olarak biz de öncelik kabul ediyoruz. Yakın coğrafya, Batı Avrupa ve İngiltere her zaman öncelik verdiğimiz ve ihracatımızı artırmak istediğimiz pazarlar." KOVİD-19 SALGINI İLE AMBALAJIN ÖNEMİ ANLAŞILDI Zeki Sarıbekir, Türkiye'de kişi başı ambalaj tüketiminin son 15 yılda 2 kat artarak 270 dolara ulaştığına dikkati çekerek, "120 dolar olan dünya ortalamasının çok üzerindeyiz. Bu rakam Kuzey Amerika ve Kanada’da 440 dolar iken Batı Avrupa’da 365 dolar. Rakamın en yüksek olduğu ülke ise 516 dolar ile Japonya. Hedefimiz 2023’te ülkemizdeki kişi başı ambalaj tüketimini 380 dolar seviyesine ulaştırmak." ifadelerini kullandı. Salgının birçok konuya bakış açısını ve iş yapış şekillerini derinden etkilediğini belirten Sarıbekir, şunları kaydetti: "Salgın sebebiyle evlerimizde kaldığımız süreçte, e-ticarette gözle görülür bir artış yaşandı. Artan talep ve yeni katılan firmalarla ambalaj ihtiyacı arttı. Bu durum satışlarımıza olumlu yansıdı. e-ticaret arttıkça daha çok ambalaja ihtiyaç duyulacak. Çünkü e-ticarette ürün iyi bir şekilde ambalajlanmalı ve güvenli bir şekilde tüketiciye gitmeli. Bu nedenle gelecek yıllarda perakende sektörleri için ambalajın öneminin daha da artacağına inanıyoruz. Dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını ile ambalajın ne kadar önemli ve gerekli olduğu bir kez daha anlaşılmış oldu. Ambalaj ürünlerin hijyenik kalmasını sağladığı gibi ambalaj olmadan ürünler satılamaz ve sevk edilemez. Her zaman söylediğimiz gibi satın aldığınız ürünün ambalajı, onun güvencesidir ve her ürün ambalaja girmeli. Ambalajın üzerindeki etikette içerdiği ürünün besin değeri, ürünün miktarı, son tüketim tarihi, üretici adres bilgileri; yani ürünün muhteviyatı ve nerede ve kim tarafından üretildiğini içeren tüm bilgiler bulunur. İnsan sağlığını çevresel risklerden uzak tutan ve koruyan ambalajlı gıdaların önemi bu dönemde bir kez daha ortaya çıktı ve salgın sürecinde ambalajsız ürünlerden ambalajlı ürünlere doğru büyük bir geçiş oldu." AMBALAJLAR ÇÖP DEĞİLDİR, AKSİNE EKONOMİ YARATAN MALZEMELERDİR ASD Başkanı Sarıbekir, dünya artık eskisi gibi olmayacağını dile getirerek, sektör olarak geri dönüşüm ve sürdürülebilirliğe, teknolojiye, kaliteye ve ürün çeşitliliğine önem vererek çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Ekonomiye ve çevreye katkıda bulunmak için ambalajın geri dönüşümünün oldukça önemli olduğunu vurgulayan Sarıbekir, "Ambalajlar çöp değildir, aksine ekonomi yaratan malzemelerdir. Ambalaj üretiminde iki önemli nokta büyük önem taşıyor: 'Sürdürülebilirlik' ve 'Çevre'. Özellikle sürdürülebilirlik çerçevesinde dünya sıfır atık yönetimine odaklanmış durumda. Döngüsel ekonomiye katkının ve sıfır atık yaklaşımının devamı için geri dönüşüm en önemli yapı taşıdır. Ambalaj atığının geri dönüşümüyle ülkemiz ekonomisine ve çevreye katkıda bulunuruz." değerlendirmesinde bulundu. Ambalaj Sanayicileri Derneği olarak kendilerinin karbonsuz ekonomiye geçiş sürecini yakından takip edeceklerini belirterek, üzerlerine düşenleri yerine getirerek ellerinden gelen desteği sektöre sunmayı sürdüreceklerini kaydetti. Ambalaj sektöründe ara eleman ve teknik personel sıkıntısı yaşandığını aktaran Sarıbekir, "Burada da meslek liselerini desteklememiz gerektiğine inanıyoruz. İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) 'Meslek Lisesi memleket meselesi' diyerek konuya dikkati çektiği üzere, yetişmiş eleman sorunumuzu çözebilmek için sektör içerisinde yer alan her işletmemiz elini taşın altına koyarak hareket etmeli." ifadelerini kullandı.

08 Şubat 2021 Pazartesi

Mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörü 2021'e ihracat artışıyla başladı

Geçen yıl Kovid-19 kısıtlamaları, küresel ticaretteki daralma, genel ihracattaki düşüş gibi olumsuz gelişmelere karşın 5,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren sektör, yılı artıyla kapatmış ve büyük başarı yakalamıştı. Mobilya, kağıt ve orman ürünlerinde düşük de olsa yeni yıla da ihracat artışıyla girildi. Ocakta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,28'lik artışla 454 milyon dolarlık yükseliş sağlandı. Bu rakamın 285 milyon dolarlık bölümünü mobilya oluşturduğunu kaydetti. En çok mobilya ihracatı Almanya, ABD, Fransa, İsrail ve İngiltere'ye yapılırken, en yüksek satışa imza atan iller İstanbul, Bursa, Kayseri, Ankara, İzmir, Kocaeli, Gaziantep, Şırnak, Hatay ve Denizli şeklinde sıralandı. 2021 HEDEFİ EK 1 MİLYAR DOLAR İHRACAT İstanbul Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç, 2020'de 5,6 milyar dolar ihracat yaptıklarını ve yeni yıla büyük bir motivasyonla girdiklerini belirterek, bu yıl 1 milyar dolar fazla ihracat yapmayı hedeflediklerini söyledi. Güleç, "2023 hedefimiz olan 10 milyar dolara ulaşmak için oluşturduğumuz stratejiyi titizlikle uyguluyoruz. Sadece mobilya tarafında dünyanın 8. büyük ihracatçısı konumundayız. Burada dünyanın en önemli 5 tedarikçi ülkesinden biri haline gelebiliriz." dedi. ABD ve Avrupa ülkeleri gibi gelişmiş pazarlara mobilya ihraç etmenin önemine değinen Güleç, "Gelişmiş ülke pazarlarındaki hakimiyet ve etkiyi hem stratejik hem de önemli buluyoruz. Serbest Ticaret Anlaşması yaptığımız İngiltere pazarında ocakta yüzde 8,7 büyüdük. Hollanda, İtalya ve Romanya pazarlarında da hızla yükseliyoruz." diye konuştu. Avrupa ve ABD gibi öncelikli pazarlarda kilogram başı mobilya fiyatının 3 doların üzerinde olduğunu dile getiren Güleç, katma değeri yüksek, tasarımı güçlü, inovatif ürünlerle bu rakamı yukarı çıkarmak istediklerini bildirdi. Güleç, Türkiye mobilya sektörünü üç basamak daha yukarı taşımak ve beş büyük ihracatçıdan birisi olma hedefimize de dünden daha yakınız. Hedeflerimizi ulaşmak için bütünleşik stratejiler belirledik. Bunlardan önemli olanla ise tanıtım çalışmaları. Buradaki gücümüzü daha fazla gösterebiliriz. 2021 yılında gerek sanal ticaret heyetleri, gerekse yeni pazar araştırmaları, fuarlar ve gerekse mevcut pazarlarını koruma stratejisiyle çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi. ABD'DE TASARIM MERKEZİ AÇMA YOLUNDA İLERLİYORUZ Ahmet Güleç, salgın koşullarına rağmen hem sektörün tamamında hem de mobilyada büyük bir başarı yakaladıklarını belirterek, şu açıklamalarda bulundu: "Geçen yıl yüzde 16'lık büyüme yakalanan ABD pazarındaki çalışmalarımız 2021'de genişleyerek büyüyecek. Yakın zamanda ABD'de temaslarda bulunduk. 40 milyar dolarla dünyanın en büyük mobilya ithalatçısı olan ABD'de tasarım merkezlerinde merkezler açmayı planlıyoruz. Mobilya lojistik merkezleri için sürecimiz devam ediyor. Salgın ağır ama temkinli bir şekilde süreci yürütüyoruz. Bu merkezle birlikte ABD ihracatının daha fazla katma değer sağlayacak bir büyümeyle devam edeceğini öngörüyoruz." Güleç, sektörün ihtiyaç duyduğu dış ticaret uzmanlarını yetiştirmek için açtıkları Mobilya Akademisi'nde eğitimlerin devam ettiğini söyledi. Salgının yıl açtığı olumsuzlukların bugün için halen ortadan kalkmadığını dile getiren Güleç, buna rağmen aşı çalışmalarıyla birlikte 2021'den fazlasıyla umutlu olduklarını bildirdi.

08 Şubat 2021 Pazartesi